Homeros
ve Hesiodos
Homeros’un M.Ö. 9.-8. yüzyıllar
arası, Hesiodos’un ise M.Ö. 8.-7. yüzyıllar arasında yaşadığı sanılmaktadır.
Homeros’un İlyada ve Odysseia isimli
destanlarında soylu değerlerinin ön planda olduğu, saygınlık ve onur gibi savaşçı
değerlerin yüceltildiği görülür. Hayata bağlılık her iki destanda da ön
plandadır. Öte dünya anlayışına değer verilmez.
Yunanlıların ruh anlamında kullandıkları psykhe sözcüğü, bu destanlarda bedenin bir organı,
ölümle bedeni terk eden bir canlılık gücü anlamında kullanılmıştır. Ruh ve
beden bir tutulduğu için bu eserlerde ölüm istenir bir duygu değildir. İnsanın
değeri payına düşen dünyevi rolü yerine getirmesiyle ilişkilendirilmiştir.
Bu dünyevi rolü yerine getirme başarısı Batı
dillerindeki “iyi” sözcüğünün atası olan agatos
sözcüğüyle ifade edilmiştir.
Yunanlıların daha sonraları evreni ifade
etmekte kullandıkları kosmos sözcüğü, “dizmek”,
“düzenlemek” anlamına gelen kosmeo fiilinden türetilmiştir.
Sözcüğün birincil anlamı da, sitenin ya da toplumun düzenidir.
Bu anlayışa göre evren, Zeus’un babası
Kronos’un ölümünden sonra üç oğlu Zeus, Poseidon ve Hades arasında kur’a ile
pay edilmiştir (İlyada,
XV-187-193).
Homeros, bu pay olayını Moira sözcüğüyle ifade etmiştir. Moira sözcüğü aynı
zamanda, kaderi, yazgıyı ifade etmekte kullanılır. O halde bir nevi kader payı
anlamına gelmektedir.
Moira, kör, kendiliğinden işleyen bir
güçtür. Moira ihlali bir tür sınır
ihlali gibi görülmüştür. Sınır ihlali ise; “ölçüsüzlük”, “hırs” anlamındaki hybris sözcüğüyle ifade edilmiştir.
Homeros’un tanrıları insanlara karşı zaman
zaman hilekâr, acımasız ve kıskançtırlar.
Hesiodos’un yaşadığı dönemde savaşı
yücelten eski soy değerlerinin yerine, alın terini ve çalışmayı yücelten yeni
değerler aldı. Hesiodos, bu değerlerin başta gelenini, “çatışma”, “çalışma”
anlamına gelen eris sözcüğüyle anmaktaydı.
İşler ve Günler’de, biri zararlı çatışmayla,
diğeri yararlı çalışmayla ilişkili iki eriş olduğu söylenir. Soylu savaşçı değerleri
temsil eden kötü eris eleştirilir, köylünün, işçinin alın terini ifade eden iyi
eris yüceltilir (İşler ve Günler, 11-19, 31-32).
Theogonia (Tanrı Doğumları)
isimli eserinde kosmos düzenine ilişkin ilk nedensel açıklamaları vermiştir.
Tüm varlıkların kendisinden meydana
geldiğini söylediği ilk nedene Kaos adını vermiştir.
Tüm tanrılar ve kozmik unsurlar bu Kaostan türemişlerdir. Theogonia’nın en dikkat çekici özelliği, evren düzenini bir
köken düşüncesiyle açıklamakta olmasıdır.
Hesiodos, Kaos’tan ilk çıkan tanrılar olan
Gaia’yı toprakla, Uranos’u ateşle, Pontos’u suyla, Nyx’i havayla ilişkilendirmiştir.
Hesiodos’un eserlerinde tanrılar, iyi
davranışları gözeten, adil varlıklar olarak sunulmuşlardır.
Hesiodos’un insan anlayışı ise, geçmişte
kalmış bir ideal toplum düşüncesine dayanır. ilk insanlar olan Altın Soylular,
uzak geçmişte kaygısızca yaşamışlardır. Onlardan sonra gelen soylar (gümüş,
tunç ve demir soyları) ilk ataların eriştikleri mutlu ve adil yaşama asla ulaşamamışlardır.
İLKÇAĞ FELSEFESİ
Yard. Doç. Dr. Serdar Uslu
Anadolu Üniversitesi Yayını No: 1944
Ağustos 2009, Eskişehir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder