5 Kasım 2015 Perşembe

Yeni Toplumsal Hareketler: Toplumsal Hareketler ve Kuramsal Yaklaşımlar

Toplumsal Hareketler ve Kuramsal Yaklaşımlar
Çok sayıda kişinin katıldığı kolektif hareketler toplumsal hareketlerin kaynağıdır. Toplumsal hareketler kendilerini çevreleyen toplumdaki derin ve köklü değişimlerin sonucu olarak modern yaşamın artırdığı rasyonelleşmeye tepki olarak ortaya çıkmıştır.

TOPLUMSAL HAREKET VE KOLEKTİF DAVRANIŞ
Toplumsal hareketler, kolektif davranışın formlarından birisi olarak yüksek düzeyde yapılandırılmış bir kolektif davranış biçimi olarak tanımlanabilir.
Toplumsal hareketler önceden planlanmaz, kitleler söz birliği ederek bir hareket oluşturmazlar. Bununla birlikte toplumsal hareketlerin birtakım ortak özellikleri vardır (ortak davranış, değişimin hedeflenmesi, yenilik talebi, ortak kimlik vs.).
Gerginlik ve çöküş dönemleri kolektif davranış üretir (otorite boşluğu).


TOPLUMSAL HAREKETİN KAVRAMSALLŞTIRILMASI
Toplumsal hareket örnekleri:
• Kadın hareketi ya da feminizm,
• İşçi hareketi ve ticaret birlikleri hareketleri,
• Faşist hareketler,
• Faşizm karşıtı, ırkçılık karşıtı hareketler,
• Psikiyatri karşıtı ya da psikiyatrik çabalarla sorunlarını aşanların hareketleri,
• Milliyetçi hareketler,
• Dayanışma hareketleri,
• Çevreci ya da yeşil hareket,
• Kürtaj karşıtı ya da savunucusu hareketler,
• Hayvan hakları hareketleri,
• Barış hareketleri
‘’Toplumsal Hareket’’ kavramsalını ilk olarak Lorenz Von Stein, siyasal mücadele bağlamında kullanmıştır.
Toplumsal hareketler, süreklilik ve organize olmak gibi özellikler taşıması açısından diğerlerinden ayrılmaktadır.
Toplumsal hareketler belirli eksenler etrafında yapılmaktadır:
a. Kolektif davranış
b. Değişim yönelimli hedefler
c. Kurumsal kolektif davranış
d. Belli bir düzeyde örgütlenme
e. Geçici bir süreklilik.

Toplumsal hareketlerin kavramsallaştırılmasında göz önünde bulundurulması gereken üç temel ilke:
• Hareketin ortak kimliği
• Hareketin karşıtının olması
• Toplumsal hedefin olması

Toplumsal hareketler 1750’den sonra Batı’da geliştiği şekliyle üç unsurun sentezinden doğmuştur:
a. Hedef alınan otoritelere karşı ortak hak talebinde bulunan organize olmuş ve süreklilik gösteren halk girişimi (kampanya),
b. Çeşitli siyasal eylem türlerinin gerçekleştirilmesi (özel amaçlı dernekler, birlikler kurmak, mitingler düzenlemek, dilekçeler göndermek, gösteriler, resmi kortejler vb. toplumsal hareket repertuarı),
c. MBSB (Makul olma, birlik, sayı ve kendilerine ve/veya seçmenlerine bağlılık) ilkelerini katılımcıların halk önünde uyumlu şekilde sergilemeleri, mbsb gösterileri.

TOPLUMSAL HAREKETLERİN TARİHSEL GELİİİMİ
Avrupamerkezci yaklaşıma göre modern toplumsal hareketlerin gelişim sürecinde 19. yüzyılın ikinci yarısı bir başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir.

TOPLUMSAL HAREKET BİÇİMLERİ
Toplumsal hareket reformcu, devrimci, dinî, alternatif ve direniş hareketleri olarak sınıflandırılırlar.

TOPLUMSAL HAREKETİN NİTELİKLERİ VE AŞAMALARI
Hareketlerin kolektif bir kimliğe dayalı, organize olmuş, çatışmacı ve süreklilik arz eden bir yapıya sahip olması, aynı zamanda bu hareketlerin nitelikleri olarak da kabul edilmektedir.
Toplumsal hareketler, program, kimlik ve duruş olmak üzere üç iddiayı birleştirir.
Toplumsal hareketler için birincil öncelik başarı ya da başarısızlık değildir, var olmaktır.

Toplumsal hareketlerin gelişim süreci genel olarak üç aşamada gerçekleşir:
1. Başlangıç-hazırlık aşaması: Algılanan bir sorun huzursuzluk yaratır.
2. Toplanma-birleşme aşaması: Kişiler organize olmaya başlarlar.
3. Kurumsallaşma aşaması: Bir örgüt geliştirilir. Liderlik konumlarında gönüllülerle ücretli personel yer değiştirir.

Toplumsal hareketler ya durağanlığa ya da değişime karşıdırlar. Hareket karşısında lehte ya da aleyhte bir taraftırlar.

MBSB hareketlerinin özelikleri:
• Makul olma
• Birlik
• Sayı
• Bağlılık

Demokratikleşme süreci toplumsal hareketlerin oluşumunu olumlu yönde etkilemiştir.

TOPLUMSAL HAREKET KURAMLARI
Emile Durkheim’ın öncülük ettiği 19. yüzyıl sosyologları toplumsal hareketleri, anomi ve toplumsal çözülmenin sonucu olarak değerlendirmişlerdir.
‘’Kalabalıklar’’ kuramının en önemli temsilcisi Gustave Le Bon’dur. Le Bon’un temsilcisi olduğu bu bakış açısında kitlelerin ve kalabalıkların yıkıcı rolü vurgulanmıştır. Le Bon’a göre toplumsal hareketler daha çok irrasyonellik durumudur.
Crossley’e göre 1970’ler öncesi ve sonrasında farklı yaklaşımlar geliştirilmiş ve bu farklılık ABD ve Avrupa bağlamında kendini göstermiştir. ABD’de kolektif davranış temelli açıklamalardan kaynak hareketliliği ve politik süreçler gibi yaklaşımlara doğru bir gelişim gözlenirken Avrupa’da Marksizm temelli yaklaşımlardan yeni toplumsal hareketler anlayışına doğru bir gelişme yaşanmıştır.
Alain Touraine toplumsal hareketleri etkileyen kimlik yönelimli paradigmalar doğrultusunda en geniş kuramsal çerçeveyi oluşturmuştur. Touraine, toplumsal hareketlerin, kimliğin ve normların inşası temelinde kendileri üzerine düşünmeleri, toplumun demokratikleşmesine vurgu, kendini sınırlama ve kültürel konulara odaklanma gibi yeni boyutları üzerinde durmuştur.

Kolektif Davranış Yaklaşımı
Gustav Le Bon, Herbert Blumer, Wiliam Kornhauser ve Neil Smelser bu bağlamda yaklaşım geliştiren toplumbilimciler arasındadır.
Bu yaklaşıma göre toplumsal hareketler:
a. Yapısal gerilim, anomi, yoksunluk ve şikâyetler gibi olumsuzluklara verilen tepkisel karşılıklar olarak ortaya çıkar.
b. Yapısal gerilim, anomi, yoksunluk ve şikâyetler gibi zorluklar tarafından ateşlenen kolektif histerinin belirimi, irrasyonel ve psikolojik karşılıklarıdır.
c. Toplumdan soyutlanmış, toplumla bütünleşememiş bireylerin katıldığı avam, ayak takımı hareketleridir.
d. Farklılıkları ve siyasal doğaları dikkate alınmaksızın, panik, moda, çılgınlık gibi diğer kolektif davranışlarla bir arada ele alınır.

Sembolik Etkileşimci Yaklaşım
Herbert Blumer tarafından geliştirilmiştir. Kolektif davranışa dayanır.
Blumer’in toplumsal hareketlere ilişkin analizi üç aşamayı vurgular; toplumsal huzursuzluk, temel kolektif davranışlar ve son olarak toplumsal hareketler. Blumer’e göre toplumsal dünya kolektif davranıştan ibarettir (bir çeşit şuursuzluk yaklaşımıdır bu).

Katma Değer Kuramı
Toplumsal hareketlerin oluşması için belirli koşulların gerekli olduğunu öne süren sosyolog Neil Smelser tarafından geliştirilmiştir. Smelser, toplumsal hareketi hangi yapı içerisinde ortaya çıkmışsa ona göre açıklamaya çalışır. Buna göre toplumsal hareket, o yapıdaki aksaklıkların giderilmesi için ortaya çıkan uyarı sistemleridir. Hatalar düzeltilirse sistem daha sağlıklı işleyecektir (toplumsal hareketin kendisi sistem için katma değer alamı taşımaktadır).

Göreli Yoksunluk Kuramı
James Davies, Ted Gurr ve Denton Morrison’un öncülüğünde geliştirilmiştir. Kurama göre toplumsal hareketler, insanların adalet gereği hakları olduğuna inandıkları paylarından yoksun bırakıldıklarına ilişkin algılarına bir yanıt olarak ortaya çıkar. Tuzu kuru olan istifini bozmadan oturup olanları seyreder.

Rasyonel Tercih Kuramı
Toplumsal hareketleri bireylerin rasyonel eylemlerinin tezahürü olarak açıklar.
Mancur Olson’a göre bireyler her eylemde kâr-zarar hesabı yapan bir çıkarcıdır.

Kaynak Hareketliliği Kuramı
Toplumsal hoşnutsuzluğun evrensel olduğuna ancak ortaklaşa eylemin evrensel olmadığına işaret eden bu yaklaşım, toplumsal hareketlerin ortaya çıkmasının ve düzenlenmesinin doğası gereği zor olduğunu öne sürer. Temel sorun, hareketin kalıcı hâle getirilebilmesi ve genişletilebilmesi için gerekli kaynağın harekete geçirilmesidir.
Hareketin oluşumu kaynaklara ve fırsatlara bağlıdır.
Kurama göre toplumsal hareketlerin gereksinim duyduğu kaynaklar:
a. Materyal (para ve fiziki sermaye)
b. Moral (dayanışma ve hedeflere destek olma)
c. Sosyal-örgütsel (örgütlenme stratejileri, sosyal ağlar)
d. İnsan (gönüllüler, personel ve liderler)
e. Kültürel (eylem deneyimi, amaçların ve konuların algılanması-içselleştirimesi, ortak hareket etme bilinci)

Yeni Toplumsal Hareketler Yaklaşımı
Bu yaklaşıma göre, sınıf temeline dayalı eski diğer deyişle geleneksel toplumsal hareketler kurulu düzenin parçası olmuş, buna tepki olarak yeni toplumsal hareketler sanayi sonrası toplum olarak tanımlanan yeni toplumsal koşulların etkilediği yeni bir siyaset biçimi olarak ortaya çıkmıştır

Politik Süreçler Kuramı
Politik Fırsatlar olarak da adlandırılan kurama göre toplumsal hareketlerin katılımcılarının eylemleri belirli politik fırsatların varlığına ya da yokluğuna bağımlıdır.
Bu kuramına göre toplumsal hareketlerin üç temel bileşeni vardır:
1. İsyan bilinci
2. Örgütsel güç

3. Politik fırsatlar
---
Yeni Toplumsal Hareketler
Editör: Prof. Dr. Bilhan Kartal & Prof. Dr. Belkıs Kümbetoğlu
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın No: 2345
Eylül, 2011 Eskişehir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder