Uğur Mumcu – Büyüklerimiz
İslâmköy’ün Yiğidi
Ticarete çok küçük yaşta başladı.
Hacı Ali’nin o zamanlar saman altından su yürüttüğü
sezilirdi.
Dolaksızoğlu Süleyman Sami
Yahya'nın üç oğlundan ikisi okudu, biri hayırsız çıktı.
Hayırsız çıkan, yani okumayan Hacı Ali, «Siz okudunuz da ne oldu» diyerek halı
ticaretine başladı. Süleyman ve Şevket Teknik Üniversiteye kaydoldular.
Demirel okulu bitirdikten sonra Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü’ne
girdi.
Demirel’in hayatında Amerika gezisi çok önemli bir yer işgal
eder.
Amerika'daki ikameti sırasında masonluk ve milliyetçilik
konularında oldukça yoğun bir eğitimden geçer…
…ihtilâl olduğunda İspanya’dadır.
Askerliğini Devlet Planlama Teşkilâtı'nda yapan Demirel,
öncelik ve ivedilikle Amerikan Morrison firmasında komisyonculuk buldu.
ODTÜ su tesislerini üzerine aldı. Kısa zamanda zengin oldu.
Siyasete girer girmez İnönü hükümetini deviren Demirel, önce
Başbakan Yardımcılığını, sonradan başbakanlığı kapıverdi.
Hacı Ali yoksulluk nedeniyle okuyamamıştı.
Ankara’da Yükseliş Kolejini kurdu.
Bazı tarihçilere göre okulun kurulmasına sebep, Yahya
Demirel'in haylazlığıdır.
Nihat Erim — Allah Kerim
1912 yılında Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde dünyaya geldi.
Nihat'ı Galatasaray Lisesi’ne gönderdiler.
İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Paris Hukuk
Fakültesi'ne yollandı.
Ankara Hukuk Fakültesi'ne gelerek öğretim üyeliğine başladı.
12 Mart günlerinde başbakan oldu
1946 yılında Bayar ve Adnan Menderes tarafından başlatılan
Demokrat Parti hareketini şüpheyle karşılayan Erim, kendisine «Şalcı» adını
takan o ünlü makalesinde şunları söylüyordu: “Sosyal bünyede derin
rahatsızlıklar müşahede edildiğinde bunu gidermenin yolu, bir müddet için hürriyet
ilâhının üzerine şal örtmek, yukarıdan aşağı bir otorite tesis etmektedir.”
Bundan sonra Kandıralı Nihat Erim Beyi, Hasan Saka
kabinesinde Bayındırlık Bakanı olarak görüyoruz.
Şemsettin Günaltay hükümetine de Başbakan yardımcısı olarak
girdi.
Erim, «Allah kerim» diye yalpa yapa yapa, sonunda Adnan
Menderes'in gözüne girdi. Menderes 1957 yıllarında Erim'i Kıbrıs konusunda
müşavir olarak görevlendirdi.
1962 yılı politikasında ismet İnönü’nün partisinden dört
adamın atılmasını istediğine tanık olunuyordu. Bunlardan biri de Nihat Erim.
«Biz sosyalist parti olamayız» diyen İnönü’ye şiddetle
çattı.
Sonunda beklenen gün gelip, çattı. Erim o gün yurt
dışındaydı. Mutlu haberi İtalya’da aldı.
'Erim'in yaptığı ilk iş anayasayı «Lüks» ilân ederek,
sosyalizmi «Jeopoletiğimize» aykırı bulmaktır.
Nihat Bey bundan sonra 23 Nisan günü yaptığı bir konuşmada,
«Gençlerin başına bir balyoz gibi ineceğini» söylemiş.
Erim Amerikalı dostlarının ricasını kıramayacak haşhaş
yasağı koydurdu. Tağmaç’ın ricasıyla binlerce kişiyi tutuklattırdı. Devr-i
iktidarında işkenceleri kuruldu.
Saadettin Bilgiç
Isparta’nın Yalvaç ilçesinde doğdu.
Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Emin, Dil ve Tarih - Coğrafya
Fakültesi’nde öğretim üyesi oldu
Numune Hastanesi’nden tam «Cerrah» çıkacağı günlerde ortalık
bir hayli karışmış, sonunda 27 Mayıs 1960 günü ihtilâl patlak vermişti. Dr.
Bilgiç’in ağabeyi Sait, Demokrat Parti Milletvekillerindendi.
1961 yılında Isparta Milletvekili olarak siyaset sahnesine
adımını attı.
AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala’nın vakitsiz ölümü, Demirel
ile Saadettin Bilgiç arasındaki liderlik yarışını hızlandırdı.
Ali Elverdi
1944 yılında Harp Okulu’nu bitirdiğinde boyu 1.50 cm’yi
geçmiyordu.
27 Mayıs Devrimi, Ali Elverdi’nin binbaşılığına rastlar.
Binbaşı Ali. ihtilâli bütün gücüyle desteklemiş, ancak treni kaçırdığı için, ön
saftaki ihtilâlciler arasında yer alamamıştı.
21 Mayıs ihtilâl girişimi gecesinde Ali Elverdi'nin yıldızı
birdenbire parlamıştır. Tank Üsteğmeni ilhan Baş, Ankara Radyosu’ndan yaptığı
anonsla ihtilâlin başladığını haber vermekteydi. Elverdi hemen bir jeep’e
atlayarak, radyoevine girdi.
Orhan Çokdeğer, Elverdi’den önce radyoevine gelmiş ve
ihtilâlci üsteğmenle yanındaki Harp Okulu öğrencilerini tutuklamıştı. Elverdi
anons odasına girer girmez, her şeyi hazır buldu.
Çapulcuların yaptığı hareket durdurulmuştur...
Fakat aksilik bu ya, tam o sırada Üsteğmen Erol Diner
komutasındaki bir manga radyoevine girerek. Elverdi’yi teslim almıştı bile.
12 Mart'a gelindiğinde Elverdi'yi. Tuğgeneral rütbesinde
görüyoruz.
12 Mart Muhtırasından hemen sonra Ankara 1 Numaralı
Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanlığı’na getirilmişti.
1974 yılında iktidara gelen CHP-MSP hükümeti, «Tarihî
yanılgı» içinde Ali Elverdi’nin emekliliğine de karar vermişti.
Elverdi emekli olur olmaz (…) soluğu doğru AP Genel
Merkezi'nde almıştır.
Kemal Satır
Dr. Kemal Satır, politikaya Adana'da başladı. Önce Belediye
Meclisi üyeliği yaptı. Sonra Kızılay Başkanı oldu.
CHP Genel Sekreteri, Memduh Şevket Esendal'ın gözdesiydi.
Satır Ulaştırma Bakanlığı’na getirildiğinde henüz 39
yaşındaydı.
1960 İhtilâli’nden sonra kurulan Kurucu Meclis'e girdi
1961 yılında CHP Genel Sekreteri oldu. Sonra da İsmet Paşa
hükümetlerine Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak girdi.
12 Mart kapıyı çaldı.
Artık Genel Sekreterlik belki de Genel Başkanlık çantada
keklikti.
Kurultay yaklaşıyordu.
Ecevit kazandı
Dr. Satır önce «Cumhuriyetçi Parti» adıyla bir «Tabelâ
partisi» kurdu, sonra bu tabelâyı omuzlayarak, Feyzioğlu'nun, Güven Partisi'ne
yamandı.
Yahya Kemal Demirel
1950 yılı Büyük iş adamı Yahya Kemal Demirel aynı yılda ana
rahmine düşüyor
Yahya, babasının Yükseliş Koleji’ne girdi.
Genç Yahya, şöyle bir ticaret yolu keşfetti. .Amcasının
yakın arkadaşı Büyük Türk Milliyetçisi Mıgırdıç Sellefyan yurt dışındaydı. Eğer
Yahya, buradan yurt dışına mobilya ihraç etse, Mıgırdıç, oradan Türkiye'ye
döviz gönderse, o da burada «Vergi iadesi» alsa...
Öyle yaptılar.
Yahya yurt dışında mobilya gönderir gibi yapıyor, İsviçre'de
üç şirket bu mobilyaların alıcısı olarak görünüyordu.
Savcılar sahtecilik ve toplu kaçakçılık suçlarından ötürü
ulusal yeğen Yahya Bey kardeşimiz hakkında davalar açmaya başlamışlardı.
Yahya’ya bir buçuk yıllık bir hapis görünmüştü. Hacı Ali
kararın çıktığını duyar duymaz, aynı gün Karadeniz Ereğlisi Cumhuriyet
Savcılığı’ndan aldığı bir yazı ile (Bu sayın savcı CHP Hükümeti tarafından
terfii ettirilerek Yargıtay Savcı Yardımcılığı’na getirilmiştir. Tebrik eder,
başarılar dileriz. Saygılar efendim). Doğru Cilvegözü sınır çıkışına, oradan da
pırrr.. İsviçre'ye Mıgırdıç Sellefyan’ın yanına!
Çetin Özek
Türkiye Üniversiteleri’nin gelmiş-geçmiş en kıdemli doçenti
Mukbil Özyörük, en «aşırı» ve «haşarı» solcusu da Prof. Dr. Çetin Özek’tir!
12 Mart günlerinde «aşırı ortacılıkta» karar kılmıştır.
Çetin özek. İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof.
Ömer Özek’in iki oğlundan biridir,
Çetin Özek, İstanbul Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku öğretim
üyesidir.
Ülkemizde, çok partili hayatımızda, devlet büyükleri ya
asker kaçağıdır ya da askere kırk yaşlarının baharında gitmişlerdir.
Çetin Özek, askerlik çağında bir süre Gülhane Tıp
Akademisi’nde yatarak, «Çürüktür» raporu almış ve böylece askerlikten paçayı
sıyırmıştır!
Fethi Çelikbaş
…profesörlüğü boyunca bir tek kitap bile yazmamıştır.
Çelikbaş'ın profesörlük süresinde yayınladığı bir kitabı olmadığı gibi,
doçentlik ve doktora tezi de bulunmamaktadır.
Çelikbaş, Menderes kabinesine İşletmeler Bakanı olarak
girdi.
…bakanlıktaki en önemli işi, yabancı sermaye ve petrol
yasalarının kabulü için harcadığı insanüstü çabadır.
Çelikbaş, politikada demirbaş olduğu için 27 Mayıs
İhtilâli'nden sonra oluşturulan kurucu meclise de girdi.
Çelikbaş kurucu meclise girerken. «Migros» Yönetim Kurulu
Başkanı’ydı.
Cevdet Sunay Çelikbaş’ı Kontenjan Senatörlüğüme seçerek,
parlamentoyu bu engin tecrübeli devlet adamından yoksun bırakmadı. Çelikbaş o
sıralar Cumhuriyetçi Güven Partisi İstanbul il Başkanı’ydı.
Demas şirketi ortaklarından olan Çelikbaş aynı zamanda
Genelkurmay eski başkanlarından Semih Sancar ve eski Başbakan Naim Talû ile
birlikte Akbank Yönetim Kurulu üyesidir.
Turhan Feyzioğlu
1922 yılında Kayseri'de doğdu. Babası Kayseri esnafından
Azmi Efendi’dir. Feyzioğlu ailesinin bir ucu. Kurtuluş Savaşı'nda Mustafa
Kemal'i tutuklatmak için uğraşan Ali Galip Bey’e dayandığı söylenirse de bu
Brejnev tarafından uydurulmuş bir yalandır. Feyzioğlu katıksız Atatürkçüdür.
Galatasaray’ı iftihar listesine geçerek, bitirdi.
Galatasaray'dan sonra İstanbul Hukuk Fakültesi’ni de aynı başarıyla bitirdi…
Akademik kariyerde, kural olarak, önce doktora yapılır, sonra
doçent olunur. Feyzioğlu bunun tam tersi bir yol izledi. Önce doçent oldu,
sonra doktorasını verdi!
1954-55 yılları arasında «Forum» dergisinde yazdığı
yazılarla Adnan Menderes’e meydan okumaya başladı.
1957 yılında CHP Milletvekili olarak siyasal hayata atıldı.
12 Mart günlerinde Sunay - Tağmaç İkilisine yanaştı. Demirel
ile 1. MC'yi kurdu, sonra MC'ye karşı kurulan CHP hükümetinde yer aldı.
…ihtilâl hükümetine Millî Eğitim Bakanı oldu. Sonra
Orta-Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğünü alarak, bir süre sağı solu kolladı.
…ihtilâlden sonra kurulan İnönü hükümetinde Devlet Bakanı
olarak görüyoruz
Güven Partisi’ni kurdu.
Kurulan CHP-MSP hükümetine muhalefet eden Feyzioğlu, Demirel
ve Türkeş ile pazarlıklar yaparak, sonunda birinci MC'yi kurdurtmayı başardı.
Ferit Melen
Ferit Bey'in siyasal yaşamı Maliye Bakanlığı Gelirler Genel
Müdürü olduğu günlerde başladı.
CHP milletvekili olarak Meclis'e girdi.
12 Mart
Komutanlar, Erim’den boşalan başbakanlık koltuğunu, Melen'e
vermekte hiç tereddüt etmediler.
Orhan Kabibay
Kabibay'ın liderliği, 27 Mayıs İhtilâli'yle ortaya
çıkmıştır. Kahramanımız o tarihlerde İstanbul’daki askerî birliklerde görevli
bir tank subayıdır.
Mukbil Özyörük
Özyörük, bugüne dek hemen hemen her siyasal akımın kapısını
çalmış, DP'li, AP'li, CHP’li, devrimci, Marksist ve ihtilâlci olduktan sonra
ülkücülükte karar kılmış değerli bir bilim adamıdır.
Mukbil Özyörük, Yargıtay eski Başkanlarından Halil
Özyörük’ün oğludur
…babası Adalet Bakanı’yken, sıkı bir Menderesçi ve Demokrat
Parti hayranıydı.
27 Mayıs İhtilâli çıkagelince, Özyörük bir «durum
muhakemesi» yaptı ve «inkılâpçı kadrolar içinde» yer almaya karar verdi.
Özyörük, fakülteden ayrılır ayrılmaz. Ereğli Demir-Çelik
Fabrikaları başhukuk müşavirliğine getirildi.
Kısa zamanda AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala'nın gözüne
giren Özyörük, ilerlemiş yaşına rağmen, AP Gençlik Kolları Genel Başkanlığı’na
getirildi.
Sadi Koçaş
Koçaş formülüne göre, bunalımlı dönemlerde toplumların
üzerine asker elbisesi giydirilmelidir.
27 Mayıs İhtilâli olduğunda, Koçaş, Londra’daydı.
Güneydoğu illerimizde bir alaya komutan olarak atandı. Orada
bir yıl bekleyecek, ondan sonra paşa olacaktı.
Yıl 1961 Koçaş üniformasından soyunur soyunmaz Cumhurbaşkanı
Gürsel tarafından kontenjan senatörlüğüne getiriliyor
1969 yılında Konya Milletvekili olarak CHP listelerinden
Millet Meclisine girmişti.
12 Mart «Koçaş formülü» uyarınca kotarılmış ve uygulanmıştı.
Bu uygulama içinde Koçaş'a da bir başbakanlık yardımcılığı düşmüştü.
Yılmaz Ergenekon
Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin İdarî bölümünü bitirdikten
sonra kaymakamlığa başladı. Ergenekon kaymakamlık yaparken cam sıkıldı ve bir
iki temas sonunda Ankara Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Kürsüsü’ne asistan olarak
atandı.
Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarı Hacı Turgut Özal’ın
gözüne çarptı
Hacı Ali Demirel ile tanışıyor
Yılmaz Ergenekon’un siyasal yaşamı bu konuşmadan sonra
renklenmiş ve bakanlık kolluğuna kadar uzayan serüven başlamıştır.
Kasımpaşa Deniz Hastanesi Ergenekon'un önce gözlüklerini
inceledi. Sonra göğsünü dinledi ve çürük raporunu yazıverdi. «Oh be»
kurtulmuştu. Askerlikten kurtulmuştu.
Ergenekon, hem Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Kürsüsü’nde
çalışır görünüyor, hem de DPT Teşvik ve Uygulama Dairesi Başkanlığı yapıyordu.
Kemal Has / Londra'da «Gazoz Fabrikası» açmak istiyordu. Bunun
için Ergenekon’a başvurdu. Ergenekon, Has'a tam 726 bin dolarlık kâr transferi
sağladı.
Ergenekon bir süre sonra, hem DPT, hem de Hukuk
Fakültesinden ayrılarak Has’larda «Müşavirlik» alıyordu.
1973 seçimlerinde Ergenekon’u Genel Merkez Kontenjam’ndan
İzmir Milletvekili olarak görüyoruz. 1975 yılında birinci MC iktidara gelince,
Yılmaz Ergenekon Maliye Bakanlığı koltuğuna oturtuluvermişti.
Mobilya yolsuzluğunun «Ayyuka çıkması» sonunda Ergenekon, bu
işi araştırmak için bir Maliye Müfettişi'ni görevlendirmişti. Maliye Müfettişi
«kâğıt üzerinde yapılan araştırmaya göre, yolsuzluk görülmemiştir» deyince, bu
müfettiş hemen başmüfettişliğe terfi ettirildi.
Ergenekon, 1977 seçimlerine bu kez. Bursa Milletvekili
olarak katıldı.
Demirel ne de olsa vefalı adam. «Hadi şimdi harcamayalım
çocuğu” diye düşünerek Ergenekon’a «Teselli mükâfatı» olarak Ulaştırma
Bakanlığını vermişti.
Metin Toker
Galatasaray'ı bitiren her on yurttaşdan sekizi adam olur, bu
sekiz kişiden biri gazeteci, beşi politikacı, diğer ikisi de Vehbi Koç'a müdür
olurlar (!) Metin Toker, Galatasaray'ı bitirdikten sonra edebiyat üzerinde
öğrenim yaptı.
Metin Toker’in hayatındaki en büyük siyasal başarı, İsmet
Paşa'nın kızı Özden Toker’le evlenmesidir.
Metin Toker’in siyasal geleceği bu evlilikten sonra
birdenbire parlamış ve Toker bu evlilikle çok partili siyasal hayatımızın
vazgeçilmez unsurları arasında yerliyerini almıştır.
DP bakanlarından Mükerrem Sarol hakkında yazdığı bir yazı
nedeniyle mahkûm oldu.
Fikret Ekinci
…siyasal hayata 27 Mayıs ihtilâliyle birlikte çıkmıştır.
Demokratik Parti büyüklerinin dikkatini çekmiş ve Ekinci,
«Görgü ve bilgi arttırma» amacıyla İngiltere'ye gönderilmiştir.
Ekinci, ihtilâlden önce sık sık Metin Toker’in sahibi ve
başyazarı olduğu «Akis Dergisi»ne gelir, burada Toker'e ordu içindeki
kıpırdanmalar hakkın da geniş bilgi verirdi.
İhtilâl, olmuş-bitmiş ve ihtilâlciler Ekinci'yi bir kenarda
unutmuşlardı,
Mıgırdıç Şellefyan
Süleyman Demirel'in siyasal hayata atılıp, tutunmasından ve
yeğeni «Mobilya prensi» Yahya'nın kısa zamanda milyonerlerimiz arasına
katılmasında, en büyük pay sahiplerinden biri, şüphesiz, Mıgırdıç
Şellefyan’dır.
Mıgır, 1914 yılında Adapazarı’nda doğmuştur.
Yüksek kazanç elde edenlerin yüksek öğrenim yapmaya
gerekleri yoktur, yolundaki sosyo-ekonomik kural gereğince hemen ticaret
hayatına atılan bu Ermeni kökenli değerli yurttaşımız, kısa zamanda sivrilmiş,
önce İstanbul Ticaret Odası üyeliğine, sonra da efendim,
«Milliyetçi-mukaddesatçı» Demokrat Parti’nin milletvekili olarak «Yüce
parlamentoya girmiştir.
1964 yılında iktidarda olan İsmet Paşa hükümetinin
düşürülmesine karar verildiğinde, iş' İzzettin Turanlı’ya düşmüştür. Turanlı,
hatırı sayılır masonlardandı. Ve Demirel'in yakın arkadaşıydı.
Mıgırdıç Şellefyan’ın değerli mahdumu Arden Şellefyan ile Hacı
Ali'nin oğlu Yahya, önce kaydırak, sonra misket oynayarak birbirlerini üttüler,
sonra ortaklık kurarak, mahalle çocuklarını kazıkladılar.
Döviz transferi nedir, vergi iadesi nasıl alınır, devlet
nasıl dolandırılır, bunları Mıgırdıç'dan daha iyi bilecek bir Allah’ın kulu
yoktur,
Mobilya yolsuzluğu nedeniyle sahtecilik suçundan mahkûm olan
Yahya şimdi İsviçre’de Mıgırdıç Şellefyan'ın himayesi altında yaşamaktadır.
Mahir Kaynak
…emekli üsteğmen, müstafi öğretim üyesi, MİT görevlisi Mahir
Kaynak
Kilis doğumlu
1953 yılında Kara Harp Okulu’nu beşincilikle bitirmiştir.
1956 yılının aralık ayında ordudan çıkartılıyor.
İstanbul İktisat Fakültesi’ne kaydoldu.
…sosyalizme olan aşırı tutkusu nedeniyle dikkati çekti.
İdris Küçükömer ve Sencer Divitçioğlu’nun» kürsülerine
asistan oldu.
İdris Küçükömer ve Sencer Divitçioğlu’nun siyasal temaslarım
ve görüşlerini günü gününe MİT yetkililerine bildirmeyi görev bilmekteydi.
Mahir Kaynak'ın temel görevi, ihtilâlci akımları MİT
Müsteşarlığıma bildirmekti.
Öğrencilerle sosyalizm üzerine tartışan Kaynak, burjuva
düzeninin ancak ve ancak silâh kullanarak devrileceğini söyler ve «gerilla
savaşı şarttır» derdi.
Türkiye Millî Gençlik Teşkilâtı temsilcisi…
1968 yılında, devrimci gençliği etkisi altına alan
demokratik devrim tezi görüşlerinin baş savunucularından biriydi.
«Demokratik Devrim Derneği»nin İstanbul ilindeki kurutuş
çalışmalarını yürüten Kaynak, derneğin kayıt defterlerini de elinde tutuyordu.
Bir süre sonra «Demokratik Devrim Derneği» İçişleri
Bakanlığı tarafından kapatılmış ve Kaynak’a göre, «ihtilâlci çekirdek»
saptanmıştı.
Mahir Kaynak, doktorasını yaptıktan bir süre sonra Birleşik
Amerika'ya gitti.
Washington’dan Uluslararası Polis Akademisi'nde,
«istihbarat» kursları gördü…
12 Mart öncesinde önemli bir görev üstlenmişti: Emekli
Korgeneral Cemal Madanoğlu’nun çevresini izlemek ve bu grubu tutuklatmak...
12 Martın en büyük davalarından biri, «Madanoğlu davası»
olarak bilinir, işte bu Madanoğlu davası Dr. Mahir Kaynak tarafından
oluşturulmuştur.
Madanoğlu davası nedeniyle «Deşifre» olan Mahir Kaynak, önce
«Asistanlar Sendikasından atıldı.
12 Mart sorgularında bulundu. Erenköy’deki ünlü Ziverbey
Köşkü’nün demirbaşlarından biri olan Kaynak, sonra MİT Müsteşarlığında önemli
bir göreve getirildi.
Saadettin Üçüncüoğlu
12 Mart günlerinde Ankara’da sıkıyönetim ilân edildiği
zaman, sıkıyönetim komutanlığına Orgeneral Semih Sancar atandı. Sıkıyönetim
adlî müşavirliğini de Albay Muzaffer Gucuroğlu, yardımcılığına da Yarbay
Saadettin Üçüncüoğlu getirildi.
İsmail Arar
İsmail Arar, Sağlık Bakanlığı’nın eski müsteşarlarından
birinin oğludur.
CHP, İsmail Arar’ı Millet Meclisi Başkan Vekilliği’ne
seçtirmişti.
…siyasal hayatı, 12 Mart muhtırasıyla şenlenivermişti.
Birinci Erim hükümetine Adalet Bakanı olarak girdi. Fakat
aynı zamanda hükümet sözcüsü ve genelkurmay gözcüsüydü de.
…ikinci Erim hükümetinde Millî Eğitim Bakanı olmuştur.
Halit Ziya Türkkan
Reha Oğuz Türkkan, 1920 yılında doğmuştur. Babası, Tapu
Kadastro Genel müdürlerinden Halit Ziya Türkkan'dır.
Türkkan’ın gençliği İstanbul’da, Büyükada'da geçmiştir.
Reha Oğuz, yayın hayatına «Ergenekon» adlı dergiyle çıktı. O
tarihte onsekiz yaşındaydı
Reha Oğuz, çevresinde hemen ırkçı, turancı bir halka
oluşturdu. Bu halka, nedense, Büyükada çevresinde dolaşıyordu.
Reha Oğuz, Reşat Nuri'nin baldızıyla tanıştı ve bir süre
sonra da dünya evine girdi.
Reha Oğuz'a göre, gürcüler de Türktü.
Atsız ile Reha Oğuz arasındaki tartışma, «Sen boşnaksın»,
«Sen Ermenisin» suçlamaları ile sürüp gidiyordu.
Bir yazısında «Bize savaşçı ahlâkı lâzımdır» diyor, bir
başka yazısında da haykırıyordu:
«Yasamızda harpten kaçan alçaktır.»
«Savaş» sözcüğünü çok kullanmaya başlayan Reha Oğuz,
birdenbire bir askerlik şubesinden «Hadi gel bakalım» diye bir celp alıvermez
mi?
Kardeşi Atilla Türkkan Amerika'daydı. İşi de iyiydi. Bir
onun yanına kapağı atsa, kurada ölüm yoktu artık... Ve gitti.
Reha Oğuz, süresi içinde askerlik görevini yapmadığı ve
askerlik şubelerinden gelen emirlere karşı çıktığı için Türk vatandaşlığından
atılmıştı. Soyadı Türkkan’dı, fakat artık kendisi Türk değildi. Evet Amerikan
uyruğuna girdi.
…kardeşi Atilla Türkkan ile birlikte, «Andreo
Konstantinidis» adındaki Türkiyeli bir Rumla ticarî işbirliğine girişti.
(Not: Muhafazakâr, kârın muhafazası demektir).
…
28. Basım, 1996, İstanbul
Tekin Yayınevi