Frank Herbert - Dune #3 - Dune Çocukları
Müeddib'in öğretileri skolastiklerin, batıl inançlıların ve
ahlaksızların elinde oyuncak haline geldi.
Mağaranın kaya duvarını kaplayan koyu kırmızı örtünün
üstünde bir ışık beneği belirdi.
Stilgar / yetim ikizlerin koruyucusu ve bu siyecin naibi
Onlar sadece dokuz yaşındaki çocuklar değillerdi; onlar bir
doğa gücüydü, onlardan korkuluyor ve hürmet ediliyordu.
…ikizlerin babaannesi Jessica bugün gezegenimize dönüyor,
Alia halaları gibi, kendilerini diğer tüm insanlardan farklı
kılan bir genetik bellekler bütünü ve korkunç bir farkındalık gücüyle
doğmuşlardı.
Müeddib'in Altın Yaşam iksiri, tüm insan ilişkilerini kontrol eden
bürokratik bir canavar yaratmıştı. Hükümet ve din birleştirilmiş, yasaları
çiğnemek günah haline gelmişti.
(Alia) Neden geleceği göremiyorum? diye merak etti. Ne kadar
çok denesem de neden bir türlü olmuyor?
Gurney, Paul'ün ölümünden sonra Leydi Jessica'yla birlikte
Caladan'a dönmeye karar vermişti.
Duncan Idaho / Jessica'nın Rahibeler Birliği için ikizlerin
kontrolünü ele geçirmek için döndüğünü söylemişti.
Arrakis'ten kaçırılıp getirtilerek büyük zorluklarla hayatta
tutulan birkaç kumalabalığı
(ikizleri öldürmeleri için çölde eğitilen iki kaplan/kedi)
Jessica dudaklarını sıkıca bastırıp kızının yüzünü inceledi.
Birden eli ayağı tutmaz oldu, demek söylentiler doğruydu! / Alia yasak yola
sapmıştı. / Hilkat Garibesi olmuştu!
"Kumalabalıkları," diye devam etti Leto,
"buraya başka bir yerden getirtildi. O zamanlar Dune sulak bir gezegendi. Kumalabalıkları
var olan ekosistemlerin onları dengeleyebilme kapasitelerinin çok ötesinde bir
hızla üreyip çoğaldılar. Suları keselerinde toplaya toplaya, gezegeni çöle
dönüştürdüler... sağ kalmak için bunu yapmak zorundaydılar. Gezegen yeterince
kurursa, kumsolucanı safhasına geçebileceklerdi."
Güzelliğe karşı ekonomi - Seba Melikesi'nden de eski bir
öyküdür bu.
Müeddib gibi Vaiz de kördü
Vaiz bir kış sabahı Arrakeen sokaklarında belirivermişti.
(İkizleri öldürmeye çalışan Prenses Wensicia)
"Söylesene Tyekanik, sence oğlum İmparator 1. Farad'n ünvanından hoşlanır
mı?"
"Ona yakışan bir ünvan Prenses."
"Biz Bene Gesseritler yetiştirdiğimiz çocukların hayvan
olmayıp insan olduğunu anlamaya çok önem veririz. Çoğunlukla dıştan
anlaşılmayan bir şeydir bu."
Alia Atreides küçükken saatlerce prana-bindu transında kalır
ve kişiliğini içindeki tüm diğerlerinin saldırısına karşı güçlendirmeye
çalışırdı.
Alia doğmadan önce, bir Bene Gesserit Rahibe Anası'nın
bilmesi gereken her şeyi ve çok daha fazlasını, bütün bu diğer kişilerden
öğrenmişti.
Bunları bilmek, korkunç bir gerçeğin farkına varmasına yol
açmıştı - Hilkat Garibeliği.
Rahimde doğanlar Hilkat Garibesi olmaktan kurtulamazdı.
Kumalabalıkları gezegen yüzeyinin altındaki kayalarda uç uca
birleşerek bir tür canlı sarnıçlar oluşturuyor ve suları toplayıp engelleyerek,
kumsolucanlarının yaşayabileceği alanlar sağlıyorlardı. Alia aradaki
benzerliğin farkındaydı: Zihnindeki kişilerden bazıları da onu yok edebilecek
tehlikeli güçleri hapsediyordu.
(Baron Harkonnen Alia’nin bilincinde dile geldi)
Tartışmanın amacı gerçeğin doğasını değiştirmektir.
Değerlerin kabul edilmesi, kazandırdıkları başarılara
bağlıdır
Hiçbir yerde eşit adalet diye bir şey yoktur ve böyle yapay
bir dengeyi bulmaya çalışmak aslında toplumun huzurunu bozar.
"Bu oğlum Assan Tariq," dedi Muriz
"Oğlum bir gün Shuloch'ta yargıç olacak.
Oğlum da iblisleri tanımak üzerine eğitilecek. Eski
yöntemlerden iyisi yoktur.
(Leto) Kısa süreliğine Paul olmalıyım, diye düşündü.
Ganimet ise korkutucu bir rahatlıkla annesine
dönüşüvermişti,
"Altın Yol," dedi Ganimet. "Güzel bir hayal
değil."
"Gerçekleşebilecek tek hayal."
Birlikte ölümün içine yürüyeceğiz, sadece birimiz anlatmak
için geri dönebilecek…
…geleceği tamamen bilmek, o gelecekte tamamen kısılıp kalmak
demektir. Zamanı çökerten bir şeydir bu.
Jessica konuşamıyordu, yalnızca başıyla onaylayabildi.
Sözlere olan inancını yitirmişti. Torunu onu kendi fiziksel evrenine dürüstçe
bakmaya zorlamış ve gördükleri karşısında afallamasının ardından kendini toplayan
Jessica'nın zihni artık yeni bir farkındalıkla işlemeye başlamıştı.
Vaiz, Assan Tariq'in koluna tutunarak yürüyordu.
"Size dört mesaj getirdim!" dedi Vaiz.
Parmağıyla Alia'nın saklandığı gözetleme deliğini işaret
etti. "Ona bir uyarı getirdim: Sen, kasıklarında sürekliliğin sırrını
taşıyan sen, boş bir cüzdan uğruna geleceğini sattın!"
Seni uyarıyorum Stilgar: Tüm yaranlar içinde en tehlikelisi
katı bir ahlak sistemidir.
Prenses İrulan, Aşağılanma hiç kimsenin asla unutamayacağı
bir şeydir. Seni uyarıyorum, buradan kaç!
Duncan! Sana sadakatin sadakatle satın alındığına inanman
öğretildi. Ah Duncan, sakın tarihe inanma, çünkü tarih parayla yönlendirilir.
Duncan! Boynuzlarını eline al ve nasıl yapılacağını en iyi bildiğin şeyi yap.
…dinsel inançlarınızda sevginin yerini kutsallık aldı!
Sizler çölün gazabını davet ediyorsunuz!
Alia yenileceğine dair ilk alametleri artık görebiliyordu
…büyük halk kitlesinin kendisini yönetenlere karşı harekete
geçmelerine yol açacak genel koşullar/ Bir: Kendilerine bir lider
bulduklarında.
İki: Halk, zincirlerinin farkına varırsa.
Üç: Halk esaretten kurtulabileceğine dair bir umudun
varlığına inanırsa.
Körler diyarında gören biri olmak fazlasıyla tehlikelidir.
İmparatorluğumuzun iyi yönetilmeye ihtiyacı var. Bu durum da
kanunlara ya da daha önceki yönetimleri örnek almaya değil, yöneticinin kişisel
niteliklerine bağlıdır.
…gezegen valileri, kendi konumlarını güçlendirmek için halka
sürekli ve kalıcı bir karamsarlık aşılamışlardı.
Değişim tehlikeli bir şeydi.
İnanabileceğim ne var?
"Jessica'yı ne zaman kaçıracaksın?" diye sordu
Alia.
"Bunu senin bilmemen daha iyi."
Alia sadece o yabancı tarafından zaptedilmiş
körleştirilmemişti; oluşan her krizle birlikte giderek de liri yordu. Tehlike
sınırını çoktan aşmıştı ve artık kurtarılması mümkün değildi.
Uygarlığımız dıştan gelen bir saldırıyla değil, kendi
kayıtsızlığı yüzünden yok olabilir.
…insanın kendi yansımalarının pisliğinde çürümesi kadar
berbat ve zehirleyici başka bir şey olamaz.
"Annesini öldürtmeye çalışmak kızıma hiç
yakışmıyor," dedi Jessica.
Baron Harkonnen'in torunu olarak, daha doğmadan
farkındalığıma zorla doldurduğun tüm o hayatların kıymetini bilmez miyim
sanıyordun? Bana yaptığın şeye karşı kızgınlığa kapıldığımda, yaptığım tek şey
kendime Baron olsaydı ne yapardı diye sormak oldu. Ve o da yanıt verdi! Duydun
mu beni, Atreides orospusu! O beni yanıtladı!
"Kaplanlar," dedi Leto.
"Laza kaplanları," diye düzeltti Ganimet.
"Bizi gördüler," dedi Leto.
Leto buraya kendi ruhundan kurtulmak için geldiğini hissetti.
Koşarken rahattı. Ganimet'le birlikte o daracık yarığa zamanında
girebileceklerine emindi, ama dönüp o yaklaşan hayvanlara hayretle bakmaktan
kendini alamıyordu.
"Alia'nın emrinde değilim," dedi ldaho.
"Vaiz'in arzusunu yerine getiriyoruz. O senin Farad'n'ı eğitmeni istiyor,
tıpkı bir zamanlar... Paul'ü eğittiğin gibi."
"Dikkatli ol," dedi kız. "Beklediğimden daha
iriler."
Leto billurbıçağını kınından çıkarıp yukarı doğru uzattı.
Kaplan bedeninin sığmadığı yarığa pençesini sokarak onları araştırıyor olmalıydı.
"Jacurutu'ya gideceğim," dedi Leto.
"Fondak'a," dedi Ganimet.
Ganimet kendini yapması gereken şeye hazırladı. Artık
Leto'yu ölü varsaymalıydı.
…Duncan Idaho, hayatı boyunca Atreideslere fanatikçe
bağlılığıyla tanınmış bu adam, Leydi Jessica'yı bize vermeyi neden teklif
ediyor?
"Arrakis'te sorunlar çıktığı söylentileri... "
diye söze başladı Wensicia.
Ganimet adamı tanıdığında sessizce ve derin bir nefes aldı.
Palimbasha'ydı! Bu adam oğulları Atreideslerin hizmetinde ölmüş bir naibin
torunuydu.
Cüppesinin altındaki kemere düğmeleri ve ibreleri ışıldayan
bir kutu asılıydı.
Kaplanları yönlendiren verici olmalıydı bu. Palimbasha.
Demek bir naib ailesi daha Corrino Hanedanı'nın tarafına geçmişti.
Farad'n, Arrakis'ten gelen haberlere belli etmese de sevinmişti.
Leto, yani ikizlerden erkek olanı, bir kaplanın saldırısı sonucunda
öldürülmüştü. Kurtulmayı başaran kardeşi Ganimet ise halasının himayesindeydi,
söylenenlere göreyse rehineydi.
Ganimet artık kendini Leto'nun öldüğüne inandırmış
olmalıydı. Leto'nun yaşadığı bilgisini, belleğindeki minicik, yalıtılmış bir
kapsüle tıkmıştı ve bu kapsül ancak evrende artık sadece ikisinin bildiği çok
kadim bir dilden olan Secher Nbiw yani Altın Yol sözcüklerini duyunca
açılabilirdi. Ganimet ancak bu sözcükleri duyunca Leto'yu anımsayacak ve o
zamana kadar da öldüğünü sanacaktı.
Müeddib'in oğlu için tutulan resmi yasın yirmisekizinci
günüydü
Vaiz / Harekete geçirici bir samimiyetle konuşuyor, kurduğu
kesin cümlelerin kalabalık üzerindeki baştan çıkarıcı özelliğini kullanıyordu.
Sizler ahır direklerine bağlanıp, ölene kadar sakin sakin
samanlarını yiyen atlar gibisiniz. Başkaları sizi kendi amaçları için kullanır.
Bir kez olsun kafanızı kaldırıp o ahırın dışına çıkmaz ve özgür bir yaratık
olamazsınız.
Herkes Vaiz ile rehberinin peşinden giderken, Alia
dayanılmaz bir çaresizliğe kapılmıştı.
(Duncan) "Atreideslerin hizmetinden ayrılışımı
onaylamazsan gitmem."
"Onaylıyorum!" dedi Jessica
(Leto Jacurutu'da) Bilinçli algısının sınırlarında onu
uyaran bir şeyler titreşiyordu.
Çölde sağ kalmanın yolu, varlıktan çok yokluğa dikkat
etmektir.
"Adım Namri, ben Javid'in babasıyım," dedi Fremen.
"Şimdi beni tanıdın mı Atreides?"
"Javid'i tanıyorum," diye boğuk bir sesle
yanıtladı Leto.
"Eğitimin benimle başlayacak," dedi Namri.
…geçmişini gerçekten bilirsen, eger geçmişe bakıp nerede
olduğunu görebilirsen, belki de o zaman bir geleceğin olabilir.
Bir mağara vardır ki, Fremenler için hayat mağarasıdır.
Çölde gizlenmiş, gerçek bir mağaradır. Tüm Fremenlerin büyük büyükbabası olan
Şeyh Hulud o mağaranın girişini kapamıştır.
"Demek düşmanlarıma katıldın Gumey! Bunu yapacağına
asla inanmaz-"
"Bu şeytani numaralarını üstümde denemeyi bırak,
evlat," dedi Halleck. "Bunların hepsini biliyorum. Ben yalnızca
babaannenin emirlerine uyuyorum o kadar. Eğitimin en ince ayrıntısına dek
planlandı.
"Baharat özünü tanıdın demek," dedi Halleck.
"Solucan yolculuğuna gireceksin evlat…
Kaçış olmadığını bilmesine karşın direnmeyi sürdürdü, ta ki
içindeki babasının varlığı duruma müdahale edene dek: "Transtayken seni
koruyacağım, merak etme. Diğerlerinin seni ele geçirmesine izin
vermeyeceğim." / s. 340
"O kardeşimi öldürdü," dedi Ganimet. Gece boyunca
hep aynı şeyi söylemişti. "Bunu herkes biliyor. Şimdi onunla nişanlanmayı
kabul edersem, Fremenler adımı duyunca tükürürler."
Bilgi, belirsizliğin sınırında yaşanan sonsuz bir maceradır.
Her sorunun ve her problemin tek bir doğru yanıtı
olmayabilir. İnsan açık fikirli olmalı.
Biz insanlar bir tür kolonisel organizmayız! diye düşündü.
(Leto Jacurutu'dan kaçtı)
(Leto) Girdiği hiçbir kehanet hayalinde kendisini
Jacurutu'dan kaçarken görmemişti.
Solucanı bütün gece boyunca güneye doğru sürdü
…çadırın üstü tonlarca kumla örtülecekti. Onu ezilmekten
sadece çadırının kabarcığı koruyacaktı.
Leto sırt üstü yatıp ellerini göğsünde kavuşturdu ve bir
uyku transına geçti; artık ciğerleri saatte yalnızca bir kez hareket edecekti.
Jessica'nın sözleri ve daha önceden yaptığı tüm hazırlıklar
işe yaramıştı. Farad'n bundan sonra bir Corrino değildi; o artık bir Bene Gesserit'ti.
(Leto) Zaman ve Mekan, kendi zihni tarafından evrene
dayatılmış kategorilerdi.
(Baharat kaçakçısı Muriz)
Gezegen dışına kumalabalığı ve solucan satıyorsunuz."
"Müeddib'in fikriydi!"
"Biliyorum. Ama solucanlarınız ve kumalabalıklarınız
Dune dışına çıkınca fazla yaşamıyor."
"Şimdilik öyle," dedi Muriz. "Ama bir gün...
"
"Bu on bin yıl boyunca değişmeyecek," dedi Leto
"Diller bir hayat tarzının özel niteliklerini
yansıtacak şekilde gelişir. Her özelleşmiş nitelik ona dair olan sözcükler,
faraziyeler ve cümle yapılarından anlaşılabilir. Tıkanmalara dikkat edin.
Özelleşmiş nitelikler hayatın durduğu, hareketin engellenip donduğu yerleri
temsil eder."
Elindeki kumalabalığı kıvranıyor, uzayıp esniyor ve
genişliyordu. Leto seçtiği kehanet hayalinin de o yaratıkla birlikte uzayıp
esnediğini hissediyordu.
Leto kumalabalığını bir ortakyaşar ten rolünü üstlenmeye
teşvik ettiği için daha ince ve daha hassastı.
Oluşturdukları yumuşak derimsi zar Leto'nun kolunu omzuna
dek kapladı.
Leto korkunç bir dikkat ve yoğunlaşma göstererek
uyuşmazlıkları giderip bedeninin bu yeni tene alışmasını sağladı. Dikkatinin
ufacık bir kısmını bile bu yaptığı şeyin nasıl da korkunç sonuçlar
doğurabileceğini düşünmeye ayırmadı. Önemli olan tek şey transta gördüğü
kehanet hayalinin getirdiği zorunluluklardı. Altın Yol'a ulaşmak için bu
ateşten gömleği giymeliydi.
Vücudu yeni teniyle yeterince uyum sağladıktan sonra Leto
öne doğru eğildi ve kuma yüz üstü uzandı.
Yeni tenini kullanmaya alıştıkça, koşarken harcadığı çaba
azalıyordu. Hatta kaslarını o kadar az esnetiyordu ki, neredeyse hiç çaba
harcamıyor gibiydi. Koşmaya gerçekten çaba harcadığında kumun üzerinde öyle
hızlandı ki, açık duran yüzüne vuran rüzgar canını acıtmıştı.
"Ben Leto Atreides'im," dedi Leto.
"Solucanınız durdu, çünkü emrimi dinledi."
Vaiz donakalıp susmuştu.
"Gel baba," dedi Leto.
"Bu evren artık senin," dedi Paul.
…bir geceyi uyanık geçirmek, ömre bir gün eklemektir,
(Duncan) Jacurutu'yla hep Alia Tapınağı'ndan bağlantı
kuruluyordu. İkizlere kumpas kuranların da orada işbirlikçileri vardı. Başka
gezegenlere satılan solucanların parası da oraya gidiyor. Bütün kanıtlar da
işin içinde Naiplik yönetiminin, yani Alia'nın olduğunu gösteriyor.
"Alia'yı sınavdan geçirmelisiniz!"
Stilgar anlaşılmayan bir çığlık atarak bıçağını Idaho'nun
karnına sapladı ve ardından yukarı doğru bastırarak, önce diyaframını, sonra da
kalbini parçaladı.
Idaho bıçağın üstüne doğru sendeledi ve başını kaldırıp Stilgar'a
bakarak sırıttı.
"Atreidesler için ikinci kez ölüyorum," diye
hırıldadı Idaho.
Sonuçta Stilgar asilerin tarafına geçmişti
Dük I. Leto Atreides'in kılıçustası Duncan ldaho'ya
Caladan'da armağan ettiği, gümüş ve platinden yapılmış toka…
Şeyh Hulud'un bedenlenmiş haline dua ediyorlardı. Leto'yu
öyle görüyorlardı. Halleck gelecekte tüm insanlığın da Leto'yu böyle göreceğini
tahmin ediyor
Babasının izinden gitmeyi reddeden çocuk, insanoğlunun en
eşsiz yeteneğinin simgesidir.
Alia Vaiz'in konuşmasını giderek artan bir ilgiyle dinlemeye
başladı.
"Müeddib! Müeddib'i öldürdüler!"
Leto. "Yapmam gereken nahoş bir iş var." Alia'ya
doğru yürümeye başladı.
"Alia, iki seçeneğin var. Ya Zaptedilme Sınavı'na
girersin, ya da... " Başıy1a açık pencereyi gösterdi.
Leto, Aslan Tahtı'na oturmuş, kabilelerin sadakat
yeminlerini kabul ediyordu.
"Başlangıç ve son birdir,"
…tüm insanlarda yeni bir bilinç yaratacağım. Dune çölünün
altında, gizli bir yerde eşi benzeri görülmemiş bir hazine yatıyor.
Son solucan da ölünce ve kumlarımızdaki son baharat
kırıntısı da harmanlanınca, derinlerdeki bu hazine evrenimizin her yerinden
yukarı fışkıracak. Baharat tekelinin gücü sönünce ve gizli depolar hayati önem
kazanınca, evrenimizde yeni güçler belirecek.
…
Türkçeleştiren: Dost Körpe
1. Baskı, Eylül 2008, Kabalcı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder