İbrahim
Tellioğlu - Doğu Karadeniz Bölgesinin Türk Yurdu Haline Gelmesi Hakkında
Bir Değerlendirme
Türk ya da Türklerle akraba olarak kabul
edilen Orta Asyalı toplulukların MÖ. VIII. yüzyılda bu sahaya göç etmesiyle, Doğu
Karadeniz bölgesindeki Türk varlığı ortaya çıkmış oldu.
Karadeniz Ereğli'sinden Trabzon’a kadar
olan sahayı yaklaşık bir asır boyunca hakimiyeti altında bulundurmuştur. MÖ.
585’ten itibaren İskit baskısı sebebi yeniden göç eden Kimmerler, Karadeniz’in kuzeyine
çıkarak bölgeyi terk etmişlerdir.
MÖ. 401 civarında bölgedeki İskit hakimiyet
sahası Çoruh boylarına ulaşmıştı (s. 655).
Bizans İmparatorluğu’nu Balkanlar’da uzun
süre meşgul eden Bulgarlar, kontrol altına alındıktan sonra 530’dan itibaren
Trabzon havalisi ile Çoruh boylarına yerleştirilmiştir.
1048’de Hasankale zaferinden sonra İbrahim
Yınal’a bağlı kuvvetlerin Trabzon civarına akınlar düzenlemesi ile Oğuzlar ilk
defa Karadeniz bölgesinin içlerine doğru ilerlemeye başlamıştı.
1058’de Şarkî Karahisar Selçukluların eline
geçmiştir. Sultan Alp Arslan’ın (1063-1072) 1064 Gürcistan seferi esnasında ise,
Şavşat ve Artvin Selçukluların kontrolüne girmiştir (s. 656).
1247 civarında, Moğolların önünden kaçan ve
o tarih için oldukça kalabalık sayılabilecek altmış bin kişilik bir Türkmen
grubu, arasında Şavşat ve Artvin’in de bulunduğu bölgeyi yurt tutmuştur.
Çepniler XIV. yüzyılın başlarına kadar Harşit
boylarını ele geçirmişlerdir (s. 657).
(13.
yüzyılın sonlarında) Gürcistan’da bulunan Kıpçaklar ile Gürcüler arasında
ihtilaf çıkmıştı. Papa Sargis liderliğindeki Ortodoks Kıpçaklar, Gürcü
saflarından ayrılarak İlhanlılarla birlikte hareket etmeye başlamışlar, 1267’de
Ahıska bölgesini ikta alarak batıda Ardeşen’e kadar olan bölgeyi ele geçirmişler,
1479’da Osmanlı hakimiyeti başlayıncaya kadar Doğu Karadeniz’de Rize’nin
doğusuna hakim olmuşlardır.
Sarışın, mavi gözlü, çengel burunlu, açık
tenli antropolojik özelliklere sahip bu Türk topluluğu, bölgenin bir Türk yurdu
haline gelmesinde önemli bir rol üstlendiği gibi, yukarıda sınırları tarif
edilen yerleşim sahalarının (Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Giresun ve Ordu)
etnik yapısında baskın unsur olmuştur.
Vazelon manastırı kayıtlarından anlaşıldığı
kadarı ile, bölgedeki Hıristiyanların % 52.7 si Rum kökenli değildir (Anthony
Bryer, "Rural Society in Matzouka", Continuity and Change in Late Byzantine
and Early Ottoman Society) (s. 658).
Hacı Emiroğulları beyliği
XIII. yüzyılın sonlarına doğru Ordu
bölgesini ele geçiren Çepniler tarafından kurulmuştur (s. 659).
(Trabzon’un
fethinden sonra) Osmanlı Devleti bölgedeki nüfus dengelerini lehine
çevirebilmek için Çepnileri, Hemşinlileri, Akkoyunlu Türkmenlerinin bir kısmını
ve Karaman bölgesinden getirttiği Türkmenleri Trabzon’a yerleştirmiştir (s.
661-662).
Osmanlı Devleti’nin gerileme dönemine kadar
Doğu Karadeniz bölgesinde Türklerle Rumlar arasında önemli bir çatışma olmadığı
gibi Rumların devlet aleyhinde faaliyette bulunduklarına dair bir belge de
yoktur.
XX. Yüzyılın başlarında İngiltere başta
olmak üzere yabancı devletlerin de açık desteğiyle 54 patlak veren Pontus
isyanı, Doğu Karadeniz bölgesindeki Türk varlığını tehdit eder bir mahiyet
kazanmıştır (s. 662).
…ayrılıkçı çalışmalar, I. Dünya Savaşı ve
Milli Mücadele döneminde de devam etmiş, Paris Konferansı’nda açıkça dile
getirilen Karadeniz bölgesinde Pontus Devleti kurma hayalinin bir sonucu
olarak, tarihe Pontus isyanı adıyla geçen ayaklanma ortaya çıkmıştır. 58 Ankara
Hükümeti, düzenli orduları kurduktan sonra Merkez Ordusu’nu bölgeye sevk ederek
6 Şubat 1923’te bu isyanı sona erdirmiştir.
Doğu Karadeniz bölgesi MÖ. VIII. yüzyıldan
beri Türklerin yurt tuttuğu bir yöredir (s. 663).
---
Tellioğlu, İbrahim. (2007), Doğu Karadeniz Bölgesinin Türk Yurdu Haline
Gelmesi Hakkında Bir Değerlendirme, Turkish Studies, Cilt: 2, Sayı: 2 (s.
654-664)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder