Charles Texier – Küçük Asya
Coğrafyası,
Tarihi ve Arkeolojisi
SEKİZİNCİ KİTAP
ARMENİYA (ARMENIE) - PONT - PAFLAGONYA
(PAPHLAGONIE)
BİRİNCİ BÖLÜM - Armeniya
(Armenie)
Rum
tarihlerine göre Ermeni kelimesi, Argonotlar (Argonautes)ın seferi zamanına
kadar çıkar. Jason'un dostları arasında, Armeniurn şehrinden Armenus adında bir
Teselyalı vardı. Bu adam, diğer göçmenlerle Akilisene (Acilicene) ve Adiabene
sahalarında yerleşerek adını Armeniya memleketine verdi.
Ermenilerin
adetleri, komşuları olan Medlerinkinden biraz farklıydı
…bunların
her ikisi de İranlılardan tanrıça Anaitis ayinini almışlardı. Bu dinin, birçok
vilayette ve özellikle Acilicene'de ünlü tapınakları vardı.
Ermeniler
uzun süre Medlerin tebası olarak yaşamışlardır (s. 129).
Armeniya
doğu tarafında Medie Atropatene ve batıda Kapadokya ile aynı sınırdaydı. Bu
parça, bütün Küçük Asya'nın at yetiştirmekte en bol olan yeriydi. Nisaei cinsi,
gerek boyu ve gerekse kuvveti ile ayırt edilir (s. 130).
İKİNCİ BÖLÜM
Paul Taraftarları (Pauliciens)
Bütün
mezhep ve meslekler, burasını buluşma yeri olarak kabul etmişler ve bir kötü
rastlantı olmak üzere, Bizans mahkemesi tarafından cezalandırılan papazların
sürgün yeri de Küçük Armeniya idi.
Paul
taraftarları (Pauliciens) denilen bir cemaat, Aziz Paul 'un öğrettiği
prensiplerin takip edilmesini istiyordu.
Bu
mezhep, Pont ve Kapadokya'da başarıyla yayıldı.
Paul
taraftarları, civardaki dağları tutup Müslüman ordularına dayanarak yıllarca
karşı koydular (s. 132).
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Anazarba
Anavarza
(Anazarba) şehri, Ceyhan (Pyramus) ovasının ortasına çekilmiş bir yerdir.
İmparator,
şehri birçok masraflarla tamir ettirerek yeni kurucusu olma sıfatıyla ona
Jüstinopolis adını vermiştir (s. 135).
Anazarba
kalesi, şehri güney tarafından koruyan kayanın üzerindedir.
İki
katlı sur ile çevrili kalenin bir yerinde, ufak bir kilise vardır. Buradaki
Ermenice yazılmış uzun bir kitabe, bunun 1075 yılında Prens Theurench ya da
Thoras tarafından yapıldığını kaydeder.
Sis şehri,
kayalık bir dağın kuzey yüzünde ve Anazarba gibi ovada yalnız bir kayalıktadır.
Burası, önceden bir Ermeni kasabasıydı. Anazarba'dan uzaklığı, kuzeyden otuz
altı kilometredir (s. 137).
Burada,
Kayseri ruhani liderine denk ve Catholicos unvanıyla büyük bir papaz
bulunmaktadır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Sis'den Maraş - Antiochia ad
Taurum
Sis
ovasından geçen Ceyhan (Pyramus) nehri, Toros Dağının kuzeyden güneye gelen
büyük bir vadisinden iner. Dağda yapılmış hiçbir yol yoktur.
…otlakta
çok sayıda koyun, sığır ve at sürüleri vardır. Bunlar, dağlıların tek
servetidir.
Dağlar
sık ormanlık ve Türkmen doluydu.
Haçin
kasabası, vadinin başlangıcında ve dağın yamacındadır. Kasabanın
karşısındaki yamaçta, eski bir manastır vardır. Bunların lideri, başpapaz·
unvanına sahiptir.
Buradaki
Ermeniler, İstanbul'dakilere benzemezler. Buradakiler, kendilerine hâkimiyeti
kabul ettirmek isteyen Kürtlere yatağanlarını göstermek cesaretine sahiptirler.
Görünüşlerinden bura Türkmenlerinden farkları, ancak göçebe hayatına rağbet etmemelerinden
ibarettir (s. 139).
Göksun
köyü, ağaç kütüklerinden yapılmış kulübelerden oluşan, her tarafı bataklık,
hüzünlü bir yerdir.
İmparator
Alexis zamanında Maraş, yönetim sınırları Antakya ve Urfa (Edesse)'ya kadar
uzanan bir patriklik merkeziydi.
Nüfusun,
üçte biri Ermeni olmak üzere altı bin kadardır. Maraş'ta dokuma sanatı çok
yaygın ve faaliyettedir; abalar ve sırma ya da ipekle dokunmuş yünden harmani
ve yelekler yaparlar, Türkmen kadınlarının kullandıkları boyalı pamuk bezler de
geniş bir ticarettir (s. 142).
ALTINCI BÖLÜM
Fırat Havzası - Malatya (Melitene)
YEDİNCİ BÖLÜM
Eğin (Eguine) - Fırat Vadisi
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Pont Krallığı
Küçük
Armeniya'yı Pont'tan ayıran ve pek sarp dağ manasına gelen Scydisses
kelimesini, antik dönemde ad olarak taşıyan dağlara, Heptacometes adında
yırtıcı bir millet yerleşmişti. Bunların evleri ormanların ağaçları ya da
kütüklerden yapılmış kümeler idi. Bunların ·üzerinden, gelen geçene
saldırırlardı. Rumlar, bunlara Mosynaikler (Mosynoeci) adını verirlerdi (s.
149).
Gümüşhane'de
simli kurşun madeni, yerin üzerindeydi ve antik dönemden beri işletiliyordu.
Bugün Kürt adı verilenler, Taoques ve Carduques'dir.
Karadeniz
(Pont Euxin) kıyıları, çoğunlukla Asurlulardan bir kısım gibi sayılmıştı ve ona
Kapadokya adını verenler, Medlerdir (s. 150).
Tarihte
ilk defa Pont Kralı unvanını alan hükümdar, Sahte Smerdis'i imha eden Yedi
Fars'ın torunlarından birisidir. Bunun adı, Mithridate idi ve bir krallığın
kurucusu sıfatıyla Ctistes unvanını aldı.
Mithridate
Ctistes, bütün bu milletleri egemenliği altına aldı. Fetihlerini Kızılırmak nehrinin
doğusuna kadar götürdü; otuz altı yıl hükümdarlık ettikten sonra seksen sekiz
yaşında öldü. Antigone'nin emriyle Gemlik (Cius)'e öldürüldü. Mithridate'ın
milleti, birçok nesil Pont'a hakim oldular (s. 152).
Caligula,
bu krallığı, bu prensesin oğlu Polemon'a bıraktı; bu krallık, sürekli olarak
Pont Polemoniaque adını korudu. Burası, kıyıda Terme çayı (Thermodon)nın
ağzını, Balaman (Polemonium) ve Ordu (Cotyore) ve içte Niksar (Neo-cesaree),
Zile (Zela) ve Sivas (Sebaste) ile Megalassus'u içine alıyordu.
Kapadokya
Pont'u (Pont Cappadocien), kıyıda Giresun (Pharnacie Cerasus), Trabzon
(Trapezus) ve bilinmeyen diğer yerlere sahipti (s. 153).
Kiliseye
ait kayıtlar Pont'un sadece iki sahasını tanıyor; Pont sahası veya Bitinya ve
Polemonyak Pont'u. Bu son saha sadece beş şehir içerir: Niksar (Neo-cesaree),
Gümenek (Comana), Bolaman (Polemonium), Giresun (Cesarus) ve Trabzon (Trapezus)
DOKUZUNCU BÖLÜM
Trabzon (Trebizonde/Trapezus)
Trabzon
şehri iskelesi, kuzey Armeniya, Medya ve İran şehirlerinin ticaretinin giriş
yeriydi (s. 154).
ONUNCU BÖLÜM
Trabzon Krallığı
Jean'ın
üçüncü oğlu olan David Comnene, yönetimi zorla ele geçirdi. Uzun Hasan'a
yardımda bulundu. Sultan II. Mehmet Trabzon'u kuşattı. Bu kuşatma bir aydan çok
devam etmiştir. David, gafil avlanarak önce İstanbul'a ve oradan Edirne'ye
gönderilip, bütün ailesiyle beraber öldürüldü. 1204 yılında kurulan Trabzon
İmparatorluğu, 1462 yılında son buldu.
Şehrin
kuzey köşesinde, volkanik kayalardan meydana gelmiş bir burun vardır; bu
kayalarla kıyı arasındaki girinti, eski liman idi, burası şimdi kum dolmuştur.
Bu burnun tepesinde, 1836 yılına kadar ayakta kalmış kalenin yanmış harabesi
görünüyordu (s. 156).
…bunu
yaptıran Ahmet oğlu adındaki Paşa, gözden düşerek gönderilen bir kapıcıbaşı
aracılığıyla başı kesilmiş ve bina da ateşe verilmiştir. Bu olay, 1740 yılında
Sultan I. Mahmut zamanında olmuştu.
Şehrin
aşağı kısmında Türkler oturur. Hristiyanlar, kuzeydoğudaki mahalleye
yerleşmişlerdir.
Şehir,
sekiz bin hane kadar tahmin edilir; bunların beş yüzü Ermeni, bin beş yüz
kadarı Rum ve altı bini Türk'tür.
ON BİRİNCİ BÖLÜM
Kızlar Manastırı
ON İKİNCİ BÖLÜM
Pont Krallığında Anaitis'in
Büyük Kutsal Yerleri – Komana (Comana) - Zile (Zela) - Boğazköy (Pterium)
ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Anaitis Dini
Kaideliler
(Chaldeens) tarihinin üçüncü kitabında, Berose der ki: İranlılar bir dönemde
insan şeklinde putlara tapmaya başlamışlardı (s. 162).
İskitler
(Saces) kavmi, İran'a akın ederek İranlılar tarafından püskürtülünce, bu
zaferin anısı olmak üzere İranlılar bir kayanın etrafına toprak yığarak bir
tepe haline getirdikten sonra, onu bir duvarla da çevirmişlerdi. Burada iki
tapınak yaparak birini Tanrıça Anaitis'e ve diğerini İran tanrıları olan Omanus
ve Anandate' e armağan etmişlerdir.
Zileliler
Strabon'un zamanında, Anaitis'in bütün kutsal yerlerinde ayin yapıyorlardı (s.
163).
Anaitis
tapınaklarında yapılan ayin ve ibadetler Pyraethee adı verilen özel yerlerde,
ateş yakılma şeklinde yapılırdı.
Büyük
ayinler, Anaitis ve Omanus tanrılarının heykelleri gezdirilerek yapılırdı.
Strabon, bu heykelleri belirlemek için, "ağaçtan yüz" anlamı gelen
Xoanon kelimesini kullanırdı.
ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Polemonyak Pontu (Pont
Polemoniaque) Sahasının Şehirleri - Tokat - Gümenek - Komana (Comana)
Comana
Pontica / Gümenek
ON BEŞİNCİ BÖLÜM
Turhal - Kazova - Zile (Zela)
ON ALTINCI BÖLÜM
Amasya (Amasie)
ON YEDİNCİ BÖLÜM
Kale ve Kral Mezarları
ON SEKİZİNCİ BÖLÜM
Galatya Pontu'nun Şehirleri -
Pterium - Boğazköy - Höyük
ON DOKUZUNCU BÖLÜM
Tapınak
YİRMİNCİ BÖLÜM
Kale - Saray
YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM
Yazılı Kaya
İskitler
hiçbir zaman sanata eğilmeyip aksine erişebildikleri milletlerin eserlerine
saldırdıklarından, bu yerdeki eserleri ve anıtları bunlara nispet etmek doğru
olmaz (s. 199).
Sakalar
Armeniya'nın bir kısmını ele geçirerek buraya Sacacene adını verdiler. Ta
Kapadokyalıların memleketine kadar girerek özellikle buna komşu olan ve bugün
Pontici adıyla ayırt edilen parçasını işgal ettiler (Strabon’dan aktarıyor).
YİRMİ İKİNCİ BÖLÜM
Alacahöyük (Öyük) - Med Sarayı
YİRMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Karadeniz (Pont - Euxin)
Kıyısını Dolaşma
Tirebolu
Şehrin
dört kilometre doğusunda, Arrien'e yirmi stade uzaklıkta eskiden bilinen bir gümüş
madeni vardır; burası eski Argyria'dır.
Giresun
adası
…burası
antik dönemde Mars tanrısına bir tapınak yapmış olan Otrere (s.150) ve Antiope adlarındaki
iki Amazon kraliçesinin tarihi anılarıyla meşhurdur.
Herkesin
bildiği gibi, bu memleketin (Giresun) ünlü olan kiraz ağacını, ilk defa
İtalya'ya götüren adam Lucullus'tur. Bu şehir, ilk adının şöhretini korumuş ve
ikinci adı olan Pharnace unutulmuştur (s. 205).
YİRMİ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Paflagonya (Paphlagonie)
İskitler,
Truva'nın düşmesinden sonra Adriyatik körfezi kıyılarına gittiler ve orada
Venetilerin köklerini oluşturdular (s. 208).
YİRMİ BEŞİNCİ BÖLÜM
Sinop (Sinope) - Amasra
(Arnastris) - Karadeniz Ereğlisi (Heraclee)
---
Texier,
Charles. (2002), Küçük Asya (III.
Cilt), Çev. Ali Suat, Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı, Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder