13 Ağustos 2018 Pazartesi

Küçük Asya


Charles Texier – Küçük Asya
Coğrafyası, Tarihi ve Arkeolojisi

SEKİZİNCİ KİTAP
ARMENİYA (ARMENIE) - PONT - PAFLAGONYA (PAPHLAGONIE)
BİRİNCİ BÖLÜM - Armeniya (Armenie)
Rum tarihlerine göre Ermeni kelimesi, Argonotlar (Argonautes)ın seferi zamanına kadar çıkar. Jason'un dostları arasında, Armeniurn şehrinden Armenus adında bir Teselyalı vardı. Bu adam, diğer göçmenlerle Akilisene (Acilicene) ve Adiabene sahalarında yerleşerek adını Armeniya memleketine verdi.

Ermenilerin adetleri, komşuları olan Medlerinkinden biraz farklıydı
…bunların her ikisi de İranlılardan tanrıça Anaitis ayinini almışlardı. Bu dinin, birçok vilayette ve özellikle Acilicene'de ünlü tapınakları vardı.

Ermeniler uzun süre Medlerin tebası olarak yaşamışlardır (s. 129).

Armeniya doğu tarafında Medie Atropatene ve batıda Kapadokya ile aynı sınırdaydı. Bu parça, bütün Küçük Asya'nın at yetiştirmekte en bol olan yeriydi. Nisaei cinsi, gerek boyu ve gerekse kuvveti ile ayırt edilir (s. 130).

İKİNCİ BÖLÜM
Paul Taraftarları (Pauliciens)
Bütün mezhep ve meslekler, burasını buluşma yeri olarak kabul etmişler ve bir kötü rastlantı olmak üzere, Bizans mahkemesi tarafından cezalandırılan papazların sürgün yeri de Küçük Armeniya idi.

Paul taraftarları (Pauliciens) denilen bir cemaat, Aziz Paul 'un öğrettiği prensiplerin takip edilmesini istiyordu.
Bu mezhep, Pont ve Kapadokya'da başarıyla yayıldı.
Paul taraftarları, civardaki dağları tutup Müslüman ordularına dayanarak yıllarca karşı koydular (s. 132).

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Anazarba
Anavarza (Anazarba) şehri, Ceyhan (Pyramus) ovasının ortasına çekilmiş bir yerdir.
İmparator, şehri birçok masraflarla tamir ettirerek yeni kurucusu olma sıfatıyla ona Jüstinopolis adını vermiştir (s. 135).
Anazarba kalesi, şehri güney tarafından koruyan kayanın üzerindedir.
İki katlı sur ile çevrili kalenin bir yerinde, ufak bir kilise vardır. Buradaki Ermenice yazılmış uzun bir kitabe, bunun 1075 yılında Prens Theurench ya da Thoras tarafından yapıldığını kaydeder.

Sis şehri, kayalık bir dağın kuzey yüzünde ve Anazarba gibi ovada yalnız bir kayalıktadır. Burası, önceden bir Ermeni kasabasıydı. Anazarba'dan uzaklığı, kuzeyden otuz altı kilometredir (s. 137).

Burada, Kayseri ruhani liderine denk ve Catholicos unvanıyla büyük bir papaz bulunmaktadır.

BEŞİNCİ BÖLÜM
Sis'den Maraş - Antiochia ad Taurum
Sis ovasından geçen Ceyhan (Pyramus) nehri, Toros Dağının kuzeyden güneye gelen büyük bir vadisinden iner. Dağda yapılmış hiçbir yol yoktur.
…otlakta çok sayıda koyun, sığır ve at sürüleri vardır. Bunlar, dağlıların tek servetidir.
Dağlar sık ormanlık ve Türkmen doluydu.
Haçin kasabası, vadinin başlangıcında ve dağın yamacındadır. Kasabanın karşısındaki yamaçta, eski bir manastır vardır. Bunların lideri, başpapaz· unvanına sahiptir.
Buradaki Ermeniler, İstanbul'dakilere benzemezler. Buradakiler, kendilerine hâkimiyeti kabul ettirmek isteyen Kürtlere yatağanlarını göstermek cesaretine sahiptirler. Görünüşlerinden bura Türkmenlerinden farkları, ancak göçebe hayatına rağbet etmemelerinden ibarettir (s. 139).

Göksun köyü, ağaç kütüklerinden yapılmış kulübelerden oluşan, her tarafı bataklık, hüzünlü bir yerdir.

İmparator Alexis zamanında Maraş, yönetim sınırları Antakya ve Urfa (Edesse)'ya kadar uzanan bir patriklik merkeziydi.
Nüfusun, üçte biri Ermeni olmak üzere altı bin kadardır. Maraş'ta dokuma sanatı çok yaygın ve faaliyettedir; abalar ve sırma ya da ipekle dokunmuş yünden harmani ve yelekler yaparlar, Türkmen kadınlarının kullandıkları boyalı pamuk bezler de geniş bir ticarettir (s. 142).

ALTINCI BÖLÜM
Fırat Havzası - Malatya (Melitene)

YEDİNCİ BÖLÜM
Eğin (Eguine) - Fırat Vadisi

SEKİZİNCİ BÖLÜM
Pont Krallığı
Küçük Armeniya'yı Pont'tan ayıran ve pek sarp dağ manasına gelen Scydisses kelimesini, antik dönemde ad olarak taşıyan dağlara, Heptacometes adında yırtıcı bir millet yerleşmişti. Bunların evleri ormanların ağaçları ya da kütüklerden yapılmış kümeler idi. Bunların ·üzerinden, gelen geçene saldırırlardı. Rumlar, bunlara Mosynaikler (Mosynoeci) adını verirlerdi (s. 149).

Gümüşhane'de simli kurşun madeni, yerin üzerindeydi ve antik dönemden beri işletiliyordu. Bugün Kürt adı verilenler, Taoques ve Carduques'dir.

Karadeniz (Pont Euxin) kıyıları, çoğunlukla Asurlulardan bir kısım gibi sayılmıştı ve ona Kapadokya adını verenler, Medlerdir (s. 150).

Tarihte ilk defa Pont Kralı unvanını alan hükümdar, Sahte Smerdis'i imha eden Yedi Fars'ın torunlarından birisidir. Bunun adı, Mithridate idi ve bir krallığın kurucusu sıfatıyla Ctistes unvanını aldı.

Mithridate Ctistes, bütün bu milletleri egemenliği altına aldı. Fetihlerini Kızılırmak nehrinin doğusuna kadar götürdü; otuz altı yıl hükümdarlık ettikten sonra seksen sekiz yaşında öldü. Antigone'nin emriyle Gemlik (Cius)'e öldürüldü. Mithridate'ın milleti, birçok nesil Pont'a hakim oldular (s. 152).

Caligula, bu krallığı, bu prensesin oğlu Polemon'a bıraktı; bu krallık, sürekli olarak Pont Polemoniaque adını korudu. Burası, kıyıda Terme çayı (Thermodon)nın ağzını, Balaman (Polemonium) ve Ordu (Cotyore) ve içte Niksar (Neo-cesaree), Zile (Zela) ve Sivas (Sebaste) ile Megalassus'u içine alıyordu.

Kapadokya Pont'u (Pont Cappadocien), kıyıda Giresun (Pharnacie Cerasus), Trabzon (Trapezus) ve bilinmeyen diğer yerlere sahipti (s. 153).

Kiliseye ait kayıtlar Pont'un sadece iki sahasını tanıyor; Pont sahası veya Bitinya ve Polemonyak Pont'u. Bu son saha sadece beş şehir içerir: Niksar (Neo-cesaree), Gümenek (Comana), Bolaman (Polemonium), Giresun (Cesarus) ve Trabzon (Trapezus)

DOKUZUNCU BÖLÜM
Trabzon (Trebizonde/Trapezus)
Trabzon şehri iskelesi, kuzey Armeniya, Medya ve İran şehirlerinin ticaretinin giriş yeriydi (s. 154).

ONUNCU BÖLÜM
Trabzon Krallığı
Jean'ın üçüncü oğlu olan David Comnene, yönetimi zorla ele geçirdi. Uzun Hasan'a yardımda bulundu. Sultan II. Mehmet Trabzon'u kuşattı. Bu kuşatma bir aydan çok devam etmiştir. David, gafil avlanarak önce İstanbul'a ve oradan Edirne'ye gönderilip, bütün ailesiyle beraber öldürüldü. 1204 yılında kurulan Trabzon İmparatorluğu, 1462 yılında son buldu.

Şehrin kuzey köşesinde, volkanik kayalardan meydana gelmiş bir burun vardır; bu kayalarla kıyı arasındaki girinti, eski liman idi, burası şimdi kum dolmuştur. Bu burnun tepesinde, 1836 yılına kadar ayakta kalmış kalenin yanmış harabesi görünüyordu (s. 156).

…bunu yaptıran Ahmet oğlu adındaki Paşa, gözden düşerek gönderilen bir kapıcıbaşı aracılığıyla başı kesilmiş ve bina da ateşe verilmiştir. Bu olay, 1740 yılında Sultan I. Mahmut zamanında olmuştu.

Şehrin aşağı kısmında Türkler oturur. Hristiyanlar, kuzeydoğudaki mahalleye yerleşmişlerdir.

Şehir, sekiz bin hane kadar tahmin edilir; bunların beş yüzü Ermeni, bin beş yüz kadarı Rum ve altı bini Türk'tür.

ON BİRİNCİ BÖLÜM
Kızlar Manastırı

ON İKİNCİ BÖLÜM
Pont Krallığında Anaitis'in Büyük Kutsal Yerleri – Komana (Comana) - Zile (Zela) - Boğazköy (Pterium)

ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Anaitis Dini
Kaideliler (Chaldeens) tarihinin üçüncü kitabında, Berose der ki: İranlılar bir dönemde insan şeklinde putlara tapmaya başlamışlardı (s. 162).

İskitler (Saces) kavmi, İran'a akın ederek İranlılar tarafından püskürtülünce, bu zaferin anısı olmak üzere İranlılar bir kayanın etrafına toprak yığarak bir tepe haline getirdikten sonra, onu bir duvarla da çevirmişlerdi. Burada iki tapınak yaparak birini Tanrıça Anaitis'e ve diğerini İran tanrıları olan Omanus ve Anandate' e armağan etmişlerdir.
Zileliler Strabon'un zamanında, Anaitis'in bütün kutsal yerlerinde ayin yapıyorlardı (s. 163).
Anaitis tapınaklarında yapılan ayin ve ibadetler Pyraethee adı verilen özel yerlerde, ateş yakılma şeklinde yapılırdı.
Büyük ayinler, Anaitis ve Omanus tanrılarının heykelleri gezdirilerek yapılırdı. Strabon, bu heykelleri belirlemek için, "ağaçtan yüz" anlamı gelen Xoanon kelimesini kullanırdı.

ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Polemonyak Pontu (Pont Polemoniaque) Sahasının Şehirleri - Tokat - Gümenek - Komana (Comana)

Comana Pontica / Gümenek

ON BEŞİNCİ BÖLÜM
Turhal - Kazova - Zile (Zela)

ON ALTINCI BÖLÜM
Amasya (Amasie)

ON YEDİNCİ BÖLÜM
Kale ve Kral Mezarları

ON SEKİZİNCİ BÖLÜM
Galatya Pontu'nun Şehirleri - Pterium - Boğazköy - Höyük

ON DOKUZUNCU BÖLÜM
Tapınak

YİRMİNCİ BÖLÜM
Kale - Saray

YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM
Yazılı Kaya
İskitler hiçbir zaman sanata eğilmeyip aksine erişebildikleri milletlerin eserlerine saldırdıklarından, bu yerdeki eserleri ve anıtları bunlara nispet etmek doğru olmaz (s. 199).

Sakalar Armeniya'nın bir kısmını ele geçirerek buraya Sacacene adını verdiler. Ta Kapadokyalıların memleketine kadar girerek özellikle buna komşu olan ve bugün Pontici adıyla ayırt edilen parçasını işgal ettiler (Strabon’dan aktarıyor).

YİRMİ İKİNCİ BÖLÜM
Alacahöyük (Öyük) - Med Sarayı

YİRMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Karadeniz (Pont - Euxin) Kıyısını Dolaşma
Tirebolu
Şehrin dört kilometre doğusunda, Arrien'e yirmi stade uzaklıkta eskiden bilinen bir gümüş madeni vardır; burası eski Argyria'dır.

Giresun adası
…burası antik dönemde Mars tanrısına bir tapınak yapmış olan Otrere (s.150) ve Antiope adlarındaki iki Amazon kraliçesinin tarihi anılarıyla meşhurdur.

Herkesin bildiği gibi, bu memleketin (Giresun) ünlü olan kiraz ağacını, ilk defa İtalya'ya götüren adam Lucullus'tur. Bu şehir, ilk adının şöhretini korumuş ve ikinci adı olan Pharnace unutulmuştur (s. 205).

YİRMİ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Paflagonya (Paphlagonie)
İskitler, Truva'nın düşmesinden sonra Adriyatik körfezi kıyılarına gittiler ve orada Venetilerin köklerini oluşturdular (s. 208).

YİRMİ BEŞİNCİ BÖLÜM
Sinop (Sinope) - Amasra (Arnastris) - Karadeniz Ereğlisi (Heraclee)

---
Texier, Charles. (2002), Küçük Asya (III. Cilt), Çev. Ali Suat, Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı, Ankara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder