Andre Gide - Dar Kapı
…bu hikâyeyi yaşarken çok emek harcadım ve bütün erdemimi
tükettim.
Babamı kaybettiğimde on iki yaşında bile değildim.
Annem / Luxembourg yakınlarında Bayan Ashburton'un da
bizimle beraber kalacağı küçük bir daire kiraladı.
Bir kitap aramak için salona girmiştim.
Yengem oradaydı.
"Neden bu kadar çabuk gidiyorsun? Jerome! Yoksa seni
korkutuyor muyum?"
Alissa Bucolin çok güzeldi; ama henüz bunu fark edecek
durumda değildim.
Ondaki her şey soru ve bekleyişti... Bu sorunun beni nasıl ele
geçirdiğini ve hayatıma dönüştüğünü anlatacağım size.
Papaz Vautier o gün, hiç kuşku yok ki kasıtlı olarak vaaz
konusu için Hazreti İsa'nın şu sözlerini seçmişti: "Dar kapıdan girmeye
çabalayınız."
Vaazın sonlarına doğru öyle gergindim ki, biter bitmez
dayımın kızını görmeye çalışmadan oradan kaçtım: Gururdan, kararlarımı sınamak
isteyerek (çünkü karar almıştım) ve onu, ondan uzaklaşmak suretiyle hak
edeceğimi düşünerek.
…
Mutluluktan çok, onu elde etmek için harcayacağım sonsuz
çabanın peşindeydim; mutluluk ve erdemi birbirine karıştırıyordum.
Alissa'ya olan aşkım beni bu yöne gitmeye zorluyordu.
Alissa, İncil'in bana bahsettiği o çok değerli inciye
benziyordu
Birbirimizi unutup Tanrı'ya dua ettiğimiz zamanlardan daha
çok yaklaşmamız mümkün mü sanıyorsun birbirimize?
Anneciğim, biliyorsun ki Alissa ile evlenmek istiyorum.
Tanrı sizi korusun çocuklarım! Tanrı her ikinizi de korusun.
Onunla beraber yaşamak bana o kadar güzel görünüyor ki, buna
cesaret edemiyorum...
Gün onunla bir kere bile yalnız başınayken karşılaşamadan
geçip gidiyordu.
Dinle Jerome, bu akşam seninle konuşamayacağım... Son
anlarımızı boşuna harcamayalım...
Beni itiyor, yavaşça kendinden ayırıyordu ve bu hareket son
vedalaşmamız oldu.
…
Bir kadınla tartışmaya başladın mı kaybettin demektir...
Hava sonbahar ile doluydu.
…
Söz verdiğim gibi her pazar ona uzun bir mektup yazıyordum.
Diğer günler arkadaşlarımdan uzaklaşıp yalnızca Abel'le
görüşüyor, Alissa'nın hayaliyle yaşıyordum.
Eve döndüğümde teyzem:
"Koca aptal!" diye bağırdı. "Hayatı böyle
boşa harcamaya izin var mı sanıyorsun?
Akşam oluyordu, denizin sisi şehri saklıyordu. Ağaçlarda hiç
yaprak yoktu, toprak ve gökyüzü son derece üzgün görünüyorlardı...
(Abel) "O seni seviyormuş meğer! Bunu bana söyleyemez
miydin?"
…
İnsana güvenen insanın vay haline.
Desteğini insandan alan
İnsanın haline ne yazık!
"Büyük Şair" sıfatı hiçbir şey demek değildir,
önemli olan sade bir şair olmak...
Gerçek ve sürekli zaferi dileyen kişi, geçici zaferi hesaba
katmaz, geçici olanı yürekten hor görmeyen kişi tanrısal olanı gerçekten
sevmediğini gösterir.
Kalbim neden bir türlü kendimi koruyamadığım, anlaşılmaz bir
melankoliyle doluyor?
Lütfen özellikle benim seninle konuşmamı bekleme, geçmişi
burada tamamladığımı hissediyorum, bunun ötesinde hiçbir şey görmüyorum,
hayatım orada duruyor...
…
…seni uzaktayken daha çok seviyorum.
…
Biz mutluluk için doğmamışız.
Ruh mutluluk yerine neyi tercih edebilir ki!
Alissa! Alissa! Sevdiğim kişi sendin. Kendine ne yaptın? Ne
hale geldin?
Bu inatçılıktı, sadakat olmaktan çıkmıştı artık. Neye
sadakat: Bir hataya... En olgunca davranış, yanılmış olduğumu kendime itiraf
etmem değil miydi?
…
''Alissa! Kiminle evlenebilirim ki? Senden başkasını
sevemeyeceğimi biliyorsun."
Sevgili Jerome,
Sana çok üzücü bir haber vereceğim: Zavallı Alissa'mız artık
yok...
…
Alissa'nın Günlüğü
Korkunç bir bencillikle mutluluğu benim fedakârlığımın
dışında bir yerde bulmasına gücendiğimi fark ediyorum ve mutlu olmak için benim
fedakârlığıma ihtiyacı olmadığını.
Üzüntü hiç tanımadığım, nefret ettiğim, ruhumu kurtarmak
istediğim bir günah durumudur.
Oh Tanrım! Beni çok çabuk erişebileceğim bir mutluluktan
koru!
Tanrım, sana kalbimi verebilmem için onu bana ver.
Bekleyiş beni ne kadar da yoruyor!
…temizlik, duvarları süslemeye yetiyor.
Tanrı olmayan hiçbir şey bekleyişimin yerini dolduramaz.
…
…
Türkçeleştiren: Buket Yılmaz
Timaş Yayınları, 2001
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder