20 Eylül 2012 Perşembe

Machiavelli – Hükümdar


Machiavelli – Hükümdar

Niccolo Machiavelli, 3 mayıs 1469’da Floransa’da doğdu.
(1498) Machiavelli, ikinci şansölyelik sekreterliğine atandı; sorumlulukları, cumhuriyetin iç işlerini, dış ilişkilerini ve savunmasını kapsıyordu.
1500 yılında, ulusal milis gücü kurmaya yöneldi. (s. 21)

1512’de, Papa II. Giulio’nun yönetimindeki Kutsal Birlik, Fransızları İtalya’dan kovdu. Tarafsız kalmak gafletini gösteren Floransa, galiplerce cezalandırıldı. Machiavelli’nin sabır ve sebatla kurduğu milis gücü, Prato’da bozulup dağıldı. (s. 22)

Medicilerin güvenini kazanmak için gösterdiği bütün çabaya rağmen, Machiavelli’nin görevinde kalmasına izin verilmedi.
Medicilere karşı komploya bulaştırıldı (1513). Hapse atıldı, işkenceden geçirildi.
San Casciano’daki topraklarında sürgün yaşamak şartıyla serbest bırakıldı. (s. 23)

Hükümdar, 1532 yılında yayımlanmıştır.
Machiavelli, 22 haziran 1527’de öldü.
Machiavelli, Platon’un hayal ettiği ideal site ile ilgili görkemli inşalarını çürütür (Bkz. Bölüm XV).
(Makyavelcilik) …hile, yalan, düzenbazlık demektir. (s. 32)

Machiavelli, erkenden iki lanetle damgalandı; ateizm ve immoralizm. (s. 35)

Machiavelli, siyasette genellikle kabul edilen değerleri tersyüz etmez, sadece siyaseti bu değerlerin vesayetinden kurtarır. (s. 37)

Hükümdar’ın verdiği ders şudur; siyaset ve ahlak iki ayrı dünyadır. (s. 39)

Machiavelli, immoralist değildir.
Ama ne var ki, siyasette son hükmü veren daima kuvvettir; ahlaklılık ise, hemen her zaman aciz kalır. (s. 43)

-          Kitabın Kompozisyonu -
Devlet tiplerinin sınıflandırılmasının ardından yazar bunlardan her birini inceler. Bun inceleme, II ile XI. bölümleri kapsamaktadır.
XII – XIV. Bölümler, bizim bugün “askeri sorunlar” dediğimiz konulara ayrılmıştır. Machiavelli, bu bölümlerde, halk ordusundan yana tavır koyar.
XV - XXIII. Bölümlerde, bir hükümdarın tebaasına ve dostlarına karşı nasıl davranması gerektiği anlatılıyor. (s. 53)

HÜKÜMDAR

Halkların tabiatını iyi tanımak için, hükümdar; hükümdarları tanımak için de halk olmak gerekir. (s. 66)

 (Devletler) ya cumhuriyet ya da hükümdarlıktırlar. (s. 68)

İnsanlar kaderlerini düzeltmek umudu ile efendilerini değiştirmekten hoşlanırlar ve bu umutla mevcut hükümete karşı silaha sarılırlar; ne var ki, daha sonra, tecrübe onlara yanıldıklarını ve durumlarını büsbütün kötüleştirmekten başka bir şey yapmamış olduklarını gösterir.
Buna göre, yeni hükümdarın, tebaasına zulmetmemesi genellikle mümkün değildir.
…ne kadar güçlü bir orduya sahip olursa olsun, bir hükümdar bir ülkeye girebilmek için, o ülke halkının desteğinden yararlanmak ihtiyacındadır. (s. 72/73)

İnsanlar ya okşanmalı ya da ezilmelidirler: hafif yaraların intikamını alırlar; ama yaralar çok ağırsa, bunu yapamazlar… (s. 79)

…baş gösterebilecek düzensizlikler önceden görülebilirse, onlara çare bulmak çok daha kolay olur; ortaya çıksın diye bırakıldıkları takdirde ise iş işten geçmiş olur ve derdin tedavisi mümkün olmaz.
Bütün devlet işlerinde de bu böyledir: marazın gelişi önceden görüldüğü takdirde ki bu ancak çok derin görüşlü kişilere vergi bir haslettir, o kısa zamanda tedavi edilir; ama, ışık yokluğu yüzünden görülemeyecek olursa, herkesin gözüne çarpar hale geldiğinde ona çare bulmaya artık imkân kalmaz. (s. 83)

…başka bir hükümdarı güçlendiren bir hükümdar, kendi sonunu hazırlar, çünkü bu güç ya hile ile ya da zor kullanılarak meydana getirilmiştir; imdi, bu iki neden de, güçlendirilenin gözünde güçlendireni şüpheli kılar. (s. 91)

…özgür yaşamaya alışmış bir devleti fetheden kişi, onu yıkamadığı takdirde, onun tarafından yıkılmayı beklemelidir. (s. 99)

(dipnot) …tarih kendi başına oluşmaz: elverişli bir durum, eğer biri çıkıp bu durumdan yararlanmazsa, hiçbir sonuç vermez. (s. 105)

…çarçabuk oluşuvermiş devletler, doğada birdenbire doğup büyüyen bütün öteki şeyler gibi, ilk fırtınada devrilip gitmelerini önleyecek kadar derine kök salamazlar. (s. 111)

Zulüm, toptan bir defada ve kişinin kendi güvenliğini sağlamak ihtiyacıyla işlendiği, ısrarla sürdürülmediği ve elden geldiğince tebaanın yararı gözetilerek yapıldığı takdirde iyi kullanılmış demektir. (s. 132)

Acıları kısa sürüp, daha az duyulması için kötülükler toptan bir defada yapılmalı; iyilikler ise, aksine, daha uzun süre tadılabilmeleri için, birbirini ağır ağır izlemelidir. (s. 133)

Büyükler, halka karşı koyamayacaklarını gördükleri zaman aralarından birinin itibarına, nüfuzuna başvurup, onu hükümdar yaparlar; böylece, onun otoritesinin gölgesinde muhteris arzularını tatmin etmek imkânını bulurlar. (s. 135/136)

İnsanlar sadece kötülük bekledikleri bir kimseden iyilik gördüklerinde, ona çok daha fazla minnettar olurlar. (s. 139)

Hükümdar, eğer bir parçacık hikmet sahibi ise, öyle bir yönetim sistemi düşünmeli ve kurmalıdır ki, hangi zamanda ve hangi hal ve şartlar içinde olursa olsun yurttaşlar hep ona ihtiyaç duysunlar: işte o zaman hükümdar, onları daima kendine sadık bulacağından emin olabilir. (s. 142)

(dipnot)Bir ulusal dinamik ancak herkes yüksek bir menfaate katkıda bulunduğu duygusunu taşıdığı zaman ortaya çıkabilir. (s. 147)

…her devletin esas temeli iyi yasalar ve iyi ordulardır. Fakat iyi silahlı güçlerin bulunmadığı yerde iyi yasalar bulunamayacağı ve de tersine, ancak iyi silahlı güçlerin bulunduğu yerde iyi yasalar olabileceği için ben burada yalnızca silahlı güçlerden söz etmek istiyorum… (s. 153)

Hükümdar, ancak düşman saldırmadığı sürece ayakta kalır; barış zamanında bu birlikler tarafından, savaşta ise düşman tarafından soyulur. (s. 154)

…ücretli askerlerin çekinilmesi gereken yanı, korkaklıkları; yardımcı askerlerin ise, yiğitlikleridir. (s. 166)

başkasının silahları ya vücudumuza bol gelip iyi oturmaz, ya ağır gelip vücudumuzu yorar, ya da dar gelip onun hareketlerini kısıtlar. (s. 168)

Yaşanılan durumla, yaşanılması gerekli görülen durum birbirinden o kadar uzaktır ki, bu sonrakini incelemeden başka bir şey yapmayan bir kimse, varlığını muhafaza etmekten çok onu yok etmeyi öğrenmiş olur. Keza, her şeyde ve her yerde iyi insan olarak görünmek isteyen kimse de, bunca kötü insanın arasında yok olmaktan kurtulamaz.
…hükümdar, her zaman iyi olmamayı ve gerektiği zaman iyi, gerektiği zaman kötü olmayı öğrenmelidir. (s. 178)

Korkulmaktan çok sevilmek mi iyidir, yoksa sevilmekten çok korkulmak mı?
Korkulmak sevilmekten daha güvenlidir. (s. 187)

…korku, ceza tehdidinden doğar ve bu tehdit sürdüğü müddetçe asla kaybolmaz. (s. 188)

insanlar, babalarının ölümünü unuturlar da, mal varlıklarının kaybını kolay kolay unutamazlar. (s. 189)

…insanlar kötü olduklarına ve size verdikleri sözü kesinkes tutmayacaklarına göre, siz, kendi sözünüzü neden tutacaksınız? (s. 194)

Küçük azınlığın sözü, ancak büyük çoğunluk ne yanı tutacağını, ya da neye göre hüküm vereceğini bilmediği zaman dinlenir. (s. 197)

…mal ve mülke ve namusa saygı gösterildiği takdirde insanların büyük çoğunluğu mutlu olur. (s. 199)

İnsanlar zekâ bakımından üçe ayrılabilirler: kendi başlarına anlayanlar, başkaları anlattığı zaman anlayanlar ve nihayet ne kendi başlarına ne de başkalarının yardımıyla anlayanlar. (s. 235)

…insanlar üzerinde şimdinin etkisi, geçmişin etkisinden çok daha fazladır. İnsanlar eğer, şimdiki durumlarından memnun iseler, hiç başka bir şey düşünmeden bunun tadını çıkarmaya bakarlar. (s. 241)

…hükümdar için yegâne iyi, güvenli ve sürekli savunma, onun öz gücüne (Virtu) bağlı olan savunmadır. (s. 244)

Talih, gücünü, özellikle, kendisine karşı hiçbir direniş hazırlığı bulunmayan yerlerde gösterir ve azgınlığını, kendisini durdurabilecek hiçbir engelin bulunmadığını bildiği yerlere yöneltir. (s. 246)

…talih değişken, insanlarsa hep aynı şekilde davranmakta inatçı olduklarına göre, davranış tarzları talihle uyuştuğu sürece insanlar mutlu olurlar. (s. 251)

IL PRENCIPEDI (il Principe)
Sunum ve Açıklamalar: Patrick Dupouey
Türkçeleştiren: H. Kemal Karabulut
Sosyal Yayınlar, 5. Basım, Eylül 1998

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder