Henry de Montherlant – Kadınlara
Acıyın
…on iki yaşında bir küçük kız vardı, evdekiler “sessiz kız”
derlerdi. (s. 5)
…ne herhangi bir zevk vardı ne de herhangi bir yeteneği. (s.
6)
On beş yaşını üç ay geçtikten sonra evlenebilirlik çağına
girdi. (s. 8)
Hep maviler giyer, hiçbir zaman maviden vazgeçmek istemezdi.
(s. 9)
…annesi onu görmek için görüşme yerine gelince, küçük kız
ağzını bile açmadan yanında oturup dururdu: Onun sevmesi de böyleydi işte. (s.
11)
…ne denli çok görüp çok yaşamış olurlarsa olsunlar, insanlar
bir kişiliğin hep tek parça kaldığına inanmakta dayatırlar. Oysa kişilik
birliğini yapay yaratıklarda buluruz; doğal kılan her şey tutarsızdır. (s. 12)
Matmazel Dandillot işte böyle durgun bir yaşam sürüyordu.
(s. 14)
Bir insanın kendi kabullendiği acı, başkasının kabul
ettirdiği acının yanında bir hazdır.
…benim aşkım, aşktan çok, bir kendi kişiliğimde coşma
isteğiydi gibime geliyor; sizi zevkimle mutluluğumun bir aracı gibi görüyordum.
Gerçek aşk kendi hoşuma gideni değil, sizin hoşunuza gideni aramak, dolayısıyla
kendi istediğim şeylerden gönül rahatlığıyla vazgeçmek olurdu. Bu özveriyi göze
alamadığıma göre sizi sevmiyorumdur kuşkusuz. (s. 17)
İşte şimdi çırılçıplak, alabildiğine arı, sanki bir
gülümsemeden doğmuş. (s. 20)
…karanlıkta bir kadın sevmek, karanlıkta sigara içmek
gibiydi. (s. 21)
…kadın ‘bir şeyden dolayı’ dostlukla sevilir, ‘bir şeye
karşın’ aşkla sevilir.
Beni sevmediğinizi gösteren büyük bir belirti var: Bana
yaşamım konusunda hiçbir soru sormuyorsunuz. (s. 25)
Melekleri bile günaha sokar.
Mutluluk bir insanın razı olduğu andır. (s. 39)
Islak bir kaya üzerinde bir yosun demeti gibi, yorgun
yorgun, dostunun omzuna yaslanmştı Solange. (s. 52)
Uzun zamandan beri,
Fransa’yı azıcık iç değeri olan, temiz bir insanın kendini
sürgünde bulacağı bir ülkeye dönüştürmeye çalışıyorlar. (s. 54)
…yaşam, yaşamanın ne olduğunu bilmez. (s. 73)
Ahlak yücelikleri ara sıra çukur yerlerin çamurlarına
battıkça güzelleşir. (s. 79)
Yazın adamlarının yapmacıklığı mutsuz, dertli geçinmektir.
Pascal suratı takınır hepsi de. (s. 88)
…kadınların acı çekmemek için sağlam bir yolları vardır.
Üzgün oldukları zaman aynaya bakmak. Hemen değişiverecektir
suratları. (s. 95)
…birbirine benzeyen üç gülümseme vardır: Ölülerin
gülümsemesi, mutlu kadınların gülümsemesi, boynu vurulmuş hayvanların
gülümsemesi. (s. 106)
Gençlik ancak iyi elde edilemeyen yaratıkları sevmekle,
olgunluk çağı da ancak iyi sevilemeyen yaratıkları elde atmakla geçer. (s. 107)
Lambaların petrole gereksinimi olduğu gibi insanların da
biraz hayranlığa gereksinimleri vardır, onunla beslenirler. (s. 130)
Mektuplarım bir “görünüş”e yazıldı. Geri verin onları bana.
(s. 145)
İnsanlar aldatır. (s. 147)
Erkeğin kininden çok, kadının aşkından korkun. (s. 148)
Bir kadın yosmalıktan uzak olursa büyüler sizi.
Çok geçmeden yosmalaşmaya, oyun oynamaya başlar. Bütün
kadınlar durmadan para isteyerek kendilerine verdiğiniz değeri yitirirler. (s.
151)
…bir kediyi öptüğünüzü sanıyorsunuz, ama şöyle biraz daha
yakından bakınca bir pireyi öptüğünüzü görüyorsunuz. (s. 152/153)
…sevmediklerimize iyilik etmeye çalışmamalıyız. İyilik etmek
kadar doğallık, kendiliğinden gerektiren hiçbir şey yoktur. (s. 167)
Yaralı da olsa birkaç güzel saat yaşayabilirdi. (s. 168)
Yaşadınız, başka türlü yapamadınız da ondan yaşadınız.
Hemen her erkeğin yaşamı varlığını haklı çıkarma
gereksinimiyle bozulur. Kadınlar bu yoksunluğu daha az duyarlar. (s. 169)
Başka bir gün…
Belki de ‘başka bir gün’ olmaz. (s. 172)
Birini gerçekten sevdik mi bunu kendisine söylememize gerek
yoktur. (s. 189)
Pitié Pour Les Femmes
Türkçeleştiren: Tahsin Yücel
Alkım Yayınları, Nisan 2005
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder