11 Mart 2013 Pazartesi

Paul Tillich – Ahlak ve Ötesi

Paul Tillich – Ahlak ve Ötesi

Ahlak, tini taşıyan yapı yani odaklanmış şahıstır, din ise, varlık ve anlamda nihai ve şartsız olana doğru ruhun bizzat kendini aşmasıdır. (s. 31)

Agape anlamındaki sevgi, kendinde şartsız öğe ve onun aşırı duygusallaştırılmasına karşı silah olarak kendinde adaleti içerir.

Sevginin yanlış anlaşılma sebeplerinden biri de sevgi ile duygusunun özdeşleştirilmesidir.

Agape, sevgideki dini öğenin kendini aşmasını ifade eden sevginin bir özelliğidir.

Agape, insanın sonlu imkânlarını aşar.

Sevginin kendini aşan öğesi olarak agape, genellikle epithymia (sevginin libido özelliği), philia (sevginin arkadaşlık niteliği) ve eros (sevginin mistik niteliği) olarak tasvir edilen diğer öğelerinden ayrılmaz. (s. 52)

Sevgi, sorgulamaz, sorgulanamaz.

Benlik, Tanrı’yı sevme hususunda isteksiz olduğu için, Tanrı’dan kopmuştur.

Ontoloji, metafiziğin temelidir. Varlık problemini, yani her zaman herkesle var olan şeyleri sorgular.

Sevgi, hayatın hareket ettirici gücüdür.

Sevgi, yabancı olan şeylerin birleşmesi değil, ayrılmış olan bir şeyin yeniden birleşmesi olarak tanımlanabilir. Sevgi, en büyük gücünü, büyük ayrılıkların üstesinden geldiği durumlarda açığa vurur. En büyük ayrılık Ben’in Ben’den ayrılığıdır.

Kişinin aslıyla yeniden birleşme arzusu olmadan Tanrı’ya yönelik sevgi, anlamsız bir kelime olur. (s. 110)

Sevgi + güç + adalet = Tanrı

Kendi kendimizle ilişkimiz, Tanrı’yla ilişkimizin bir işlevidir. (s. 122)

“İnsan zekâsı doğal erdemden ilahi töze ulaşamaz çünkü hali hazırdaki hayat tarzımıza göre, zihni bilgilerimiz, duyguyla başlar.” Aquinolu Thomas


Türkçeleştiren: Aliye Çınar
Elis Yayınları, Ankara, 2000

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder