26 Mart 2015 Perşembe

Ergun Hiçyılmaz - İpsiz Recep

Ergun Hiçyılmaz - İpsiz Recep
Kaldırın Silahları Şafak Boyu


…zor ve fırtınalara açık ve engin bir denizdir onun hayatı.

Süleyman Kazmaz’ın araştırmasına göre doğduğu yer,
Rize’nin doğusunda Gülbahar Mahallesi ile İslampaşa Mahallesi arasında portakal bahçelerinden oluşan bir semt… Portakallık Mahallesi… Yörenin eski adı Haldoz’dur.

Murat Sertoğlu’nun araştırmasına göre: doğum yeri Haldoz Mahallesi’dir.

Nurettin Peker, Recep Reis’in doğum yerini Halda olarak vermektedir.

Nüfus kayıtlarına göre 1862 doğumludur.
Yaşıtlarının ifadesine göre 1855 tevellütlüdür.

Elinde olanı olmayana verdiğinden adı “İpsiz”e çıkmıştır. (s. 14)

Dünya nimetlerine kucak açmayan, elinde olanla yetinen biridir.
Sahibi olduğu portakal bahçelerini, hapishanedeki arkadaşlarına destek olmak için satmıştır.

Eşi Nadire Gürses’in söylediklerine bakılırsa “İpsiz” lakabını Zonguldak’tan iki direkli yelkenlisi ile kömür taşırken almıştır.

Herkes gibi Nadire Hanım da ona “Emice” der.

1900’lerin başında Rize-Batum arasında nakliyecilik yapar.

Aynı dönemde Taşnak örgütünün de bölgede faaliyetleri artmıştı.

Teknesine binen komitacı (Taşnakçı) bir gurubu beraberindeki Rizeli Abdullah ile birlikte halletmiştir.

Bir hafta içinde Dersaadet’te protestolar başlar. Çünkü öldürülen komitacılar Rus vatandaşıydılar. Ruslar, Recep Reis ile birlikte Rizeli Abdullah’ı istiyorlardı.

Recep Reis bu durum üzerine İnebolu’ya geçer.

Balkan Savaşları sırasında çıkan Umumî Af’tan yararlanarak tekrar Rize’ye döner.

Zabıta onu yine göz hapsine alır.

Çaresiz kalan Recep Reis, Topaloğlu ve Kamburoğlu ile Batum’a geçer.

Kısa zamanda yakalanıp hapse atılır. On yedi kişinin katlinden sorumlu tutulmuş ve altı ay hücrede kaldıktan sonra kampa gönderilmişti.

Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı dönemde bir yolunu bulup hürriyetine kavuşur.

Rize’nin ileri gelen hükumet adamlarından Osman Bey ve arkadaşları Milli Kurtuluş Komitesi kurmuşlar ve yurtseverleri bu teşkilatla bir araya getirmeye başlamışlardır.
Recep Reis de bu yurtseverler arasına katılır.

1920 Ekim’inde İzmit ve civarı ile Karasu yerlilerinden bin beş yüz kadar Rum, içlerinde üç yüz kadar yerli hain olduğu halde (…) Karasu’ya girmişlerdi. Burada yağma ve soyguna girişmişler (…) yirmi kadar masum sivili öldürerek halktan ayrıca beş bin lira istemişlerdi. Halk arasında birden bire “İpsiz Recep geliyor” şayiasının yayılması, hainlerin parayı henüz alamadan kaçmaları için yeterli olmuştu. (s. 54)

Recep Reis’e bağlı birlikler çoğunlukla çetecilerden oluşuyordu.

Akçakoca’ya çekilmek zorunda kaldığı bir dönemde Rize Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne bir telgraf çekmişti. Telgrafta özetle: hemen bütün Rize eşkıyasını toplayın, Tuzcuzade Halit Ağa’nın maiyetine verip buraya gönderin.

Sözü edilen eşkıyaların Recep Reis’e iltihak etmek üzere toplandıkları sırada, orada bulunan (Sarı) Mehmet Keçeli, amcası Hafız Muharrem (Keçeli) çeteye katılan en genç (o tarihte 17 yaşındadır) yurtseverlerden biri olmuştu (Hafız Muharrem, Çayeli’nin Demirhisar / Perkam köyündendir. İpsiz Recep, Hafız Muharrem’in halasının oğludur). (s. 63)

Rize Mutassarıfı gözüm görmesin diye eşkıyayı iskeleden motora bindirmemişti. Bunun üzerine gönüllüler biraz açığa demirleyen motora binmek için denize atlayıp, yüzerek motora çıkmışlardı.

…gönüllü katılanlarla birlikte altı yüz kişi İpsiz Recep’in emrine verildi. Bunların arasında en azılı eşkıyalar da vardı. Fakat yolda bir tanesi olsun kaçmaya kalkışmadı.

Trabzon’a vardıkları zaman Topal Osman Ağa’nın adamlarıyla karşılaştılar. Topal Osman çeteye, ihtiyaçlarını karşılamaları için beş yüz lira para verdi.
Çete Ereğli’ye vardığı zaman İpsiz Recep, Topal Osman’a bu parayı iade etmiştir. (s. 66)

İpsiz Recep, Milli Mücadele’nin şanlı gemisi Alemdar’ın kurtarılmasında da yer almıştır.

Recep Reis, Milli Mücadele’nin başında emir komuta altında olmayan davranışını düzenli orduya geçildikten sonra devam ettirmemiş ve kendisine takdir edilen apoletle kurmayların direktifi altına girmişti.
Milli Mücadele’deki hizmetlerinden dolayı yüzbaşı rütbesi ve 23.9.1929 tarih ve 15675 sayılı İstiklal Madalyası ile taltif edilmiştir. (s. 94)

Recep Reis ve çetesi, savaş sonrası Ankara’ya gelmiş ve bando ile karşılanmıştır.
Mehmet Keçeli, Recep Reis’in Atatürk’le karşılaşmasını şu şekilde nakleder:
Mustafa Kemal: “Benden ne istersin?”
İpsiz Recep: Karasu’ya yerleştiğini mümkünse kaymakama ve askeri erkâna “emicem oradadır, onu gözetin” diye bir emir vermesinin yeterli olacağını, söylemiştir. (s. 112)

Atatürk, Recep Reis’e iki yüz lira maaş bağlatmış.
Recep Reis bu maaşı Tayyare Cemiyeti’ne bağışlar.

1928 yılında Karasu’ya tifo salgını musallat olur.

Mezarı 1972 yılında tamamlanmıştır.

Mezar taşında ölüm tarihi 1929 olarak yazılıdır.
Nüfus kayıtlarında ölüm tarihi 11 Haziran 1928 olarak geçer. (s. 116)

Recep Reis’in soyağacı
Baba adı: Hüseyin
Kardeşleri: Abdullah, Şuşuk, Fatma
2. Kuşak: İpsiz Recep’in çocuğu olmamıştır.
3. Kuşak (Abdullah’ın çocukları): Hamza, Mehmet, Mustafa, Kara Emin, Şefika, Nadire
4. Kuşak (Mustafa’nın çocukları): Sabire, Saniye
4. Kuşak (Kara Emin’in çocukları): İbrahim, Sadri
4. Kuşak (Nadire’nin çocukları): Niyazi, Yunus
5. Kuşak (İbrahim’in çocukları): Recep, Kemal ve Hüseyin (Gürses)
Sabri Gürses’in çocukları: İhsan, Suzan, Fikret, Faruk, Emin, Ömer, Nermin, Mustafa

Bilge Karınca

İstanbul, 2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder