17 Mart 2015 Salı

Patrick Süskind - Aşk ve Ölüm Üzerine

Patrick Süskind - Aşk ve Ölüm Üzerine


Hiç kimse bana sormazsa biliyorum da, biri sorup da ona açıklama yapmam gerektiğinde bilmiyorum
Aziz Augustinus, İtiraflar

Aziz Augustinus'un zaman üzerine söyledikleri, aşk için de geçerli. Hakkında ne kadar az düşünürsek bizim için o kadar apaçıktır aşk; ama etraflıca düşünmeye başladığımız anda başımızı belaya sokarız.

…ozanlar bildikleri konu üzerine değil, bilmedikleri konu üzerine yazarlar.
Aksi geçerli olsaydı şiirler, romanlar, tiyatro oyunları değil, salt tebliğler olurdu elimizde. (s. 11)

Platon'un Şölen'inde hekim Eryksimakhos (…)Eros’un, uyumdan sorumlu bir temel ilkeden -tarımdan meddücezre, müzikten hıçkırık krizine- tahayyül edilebilir her alanda dünyaya düzen getiren bir tür fiziksel sabitten farksız olmadığını düşünür.

…tanımlamanın amacı, nesnesini daraltmak ve genel olan ile arasına sınır koymaktır. (s. 13)

Eros, insanlar ile tanrılar arasında bir arabulucu, insanların yoksun oldukları şeyi arzulamasını sağlayan bir güçtür: Güzellik, erdem, mutluluk, mükemmellik ve hatta ölümsüzlük -bunların hepsi de, aşığın maşukta yansımasını gördüğü ilahi özelliklerdir. (s. 14)

Üç Örnek
(Opel Omega’daki çift) …karşılarında bir mucize duruyormuş gibi yine birbirlerine bakıyor ve öpüşmeye devam ediyorlardı.

Sihirli Flüt'te, "Kadın ile erkek ve erkek ile kadın birlikte tanrılığa soyunur," denir.

…bu ikisini güzel içinde yaratmaya ve doğurmaya zorlamak için Eros'un ne yapması gerekirdi?

Adam desen, zaten aptallığın vücuda gelmiş hali. Ama o güzeller güzeli kız da, maalesef çoğu güzel kız gibi aptal.

Platon· a göre aptallar güzel ve iyi olan için, ilahi mutluluk için çabalamaz çünkü hallerinden memnundurlar. Bilge olanlar da bunlar için çabalamaz çünkü onlara zaten sahiptirler. Sadece aptallık ile bilgeliğin tam ortasında duranlar, yani sen ve ben ve sabırla kırmızının yeşile dönmesini bekleyen diğer herkes Eros'un okunu algılayacak durumdadır. (s. 19)

…varlıklı bir ailenin akşam yemeği…

…kadın sağ eliyle adam da sol eliyle yemek yedi; çünkü diğer ellerini birbirlerine dokunmak için kullanıyorlardı.

Daha tatlı servis edilmeden taksi çağrılmasını rica ettiler, bir anda masadan kalktılar, konukları başlarıyla selamlayarak veda ettiler ve yekvücut halde adeta uçarak uzaklaştılar.

Gerçek aşk bu mu?
Buna inanmak pek kolay değil.

75 yaşında bir adam, karısı ve en büyük kızıyla Zürih'teki Grand Hotel Dalder'de üç hafta kaldı.
…derdi başından aşkın ve erotik kaçamaklar üzerine düşünecek hali yok

(Genç garson) bu yaşlı yazarı ne kadar sarstığı hakkında en ufak bir fikri yok. Yazar bu oğlandan derinden etkilenmiş durumda. Günlüğüne şöyle yazıyor: “İşte yine oldu, işte yine aşk girdi hayatıma…”

Aşka ve âşık olmaya dair bu üç örnek Platon'un analizini oldukça farklı şekillerde örneklemektedir.
Opel Omega'daki genç çifti muhtemelen, Aphrodite tapınağına asla yakışmayan, en iyi ihtimalle hetaira'ların evinde kabul gören hayvansı aşk kategorisine dâhil ederdi. Akşam yemeğine onur konuğu olarak davet edilen tuhaf çiftteyse, Eros'un salt bir delilik halinden ibaret olduğundan şüphe duyulabilir. Oysa yazarın garsona duyduğu aşk, Eros'un bütün kriterlerini pek çok açıdan karşılamaktadır. (s. 27)

Ölümü konu etmek mi? Ölüm, mutlak biçimde konu dışı değil midir?

…bunun nedeni ölümün düpedüz bir ebedi olumsuzlayıcı, bir oyunbozan, bir mızıkçı olmasıdır; günümüzde böyle tiplerle işimiz olsun istemeyiz. (s. 33-34)

Yaşamakta olandır benim övmek istediğim,
o da kıvranır alevlerin ortasında ölmenin özlemiyle.
ve en sonunda, özlemiyle ışığın,
ey kelebek, yanıp kalırsın.
Goethe

Orpheus
Sadece sanatın gücüyle, öngörülemez, vahşi ve şiddet dolu dünyayı kısmen medenileştirme, onu hoş ve barışçıl bir yer haline getirmeyi başarmıştır.

İsa
Lazarus ölene kadar bekler

Orpheus'un ölüler diyarına giriş teşebbüsü (…) tamamen yaşama odaklı gözüpek bir girişim olarak, hatta yaşam uğruna çaresiz bir mücadele olarak ele alınmalıdır.

İsa, ikna etme derdi olmayan, kayıtsız şartsız sadakat talep eden fanatik bir vaizdi. Kelamı emirlerle, tehditlerle ve mütemadiyen yinelenen, kati bir “çünkü-ben-size-derim ki-”yle doludur. Tek bir insanı değil de bütün insanlığı sevme ve kurtarma derdinde olanlar her zaman böyle konuşmuştur. (s. 53)

Uber Liebe und Tod
Türkçeleştiren: Şeyda Öztürk
Can Yayınları

Kasım 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder