1953 yılında, Salzburg – Mozarteum’da müzik öğrenimine devam
eden üç eleman; bunlardan biri dünyaca ünlü Bach yorumcusu Glenn Gould, diğeri Wertheimer
(nam-ı diğer bitik adam) sonuncusu da
romanı anlatan kişi.
Glenn olağanüstü bir yetenek, o kadar iyi ki, yakın arkadaşı
olan diğer ikisi piyano öğrenimine, kariyerlerine devam etseler bile asla Glenn
kadar iyi olamayacaklarını bilirler. Hayata bakışları zaten parlak olmayan bu
iki eleman piyanodan uzaklaşıp farklı yollarla var olmayı denerler. Ne var ki
başarısızlık onların kaderidir. Yaptıkları iş asla içlerine sinmez çünkü
gerçekten iyi oldukları piyanoda Glenn’in varlığı ve dehası nedeniyle
çuvallamışlardır. Bu gerçeğin ağırlığı her ikisinin de peşini bırakmaz.
Wertheimer’la ilgili anlatılanlar muazzam ve derin bir
kıskançlığı yansıtıyor. Kıskançlığı onu içten içe kemiriyor. Bir süre düşünce
disiplinleriyle ilgileniyor, notlar tutuyor, pek çok şey hakkında tuttuğu
notlarını asla düzenli bir bütün haline getiremiyor. Öyle ki sonunda tek
birikimi haline gelmiş olan notlarını sobaya doldurup yakıyor ve bundan zevk
aldığına inanmaya çalışıyor.
Kendini tüketmek, yapıp ettikleriyle potansiyel olarak
kendisinde var olduğuna inandığı arasındaki uçurum karşısında hissettiği
mağlubiyetin ağırlığını, yapıp ettiklerini imha ederek (yok ederek)
hafifletmeyi deniyor.
Glenn Gould’un Goldberg Varyasyonları’nın temposu bir hayli
hızlı (gerçekte de Gould bu nedenle –çok hızlı çaldığı için- eleştirilmiştir
ancak bu eleştiriler dehası karşısında fazla rağbet görmemiştir). Bernhard’ın
metninin temposu da oldukça hızlı, metnin yapısının buna göre belirlendiğini
düşünüyorum; “Bitik Adam” ilk sayfadaki birer cümlelik iki kısa paragraftan
sonra başlayan üçüncü paragrafla sona eriyor. Son paragrafa 107 sayfa boyunca
biçimsel olarak ara verilmemiş. Sırf bu nedenle Goldberg Varyasyonları’nın
ritmi ile metnin ritmi arasında bağ kurmaya çalışmak zayıf bir önerme, iddia
gibi görünebilir bununla beraber metnin ağır olduğu ve zor okunduğu yönündeki
yorumlara karşı, kolay okunan, akıcı ve temposu yüksek olduğunu da söyleyeyim.
Gould’un Goldberg Varyasyonları’nın temposu nasılsa metnin temposu da öyledir
demek istiyorum; Evet, ağır (derinlikli olduğu için) ama akıcı ve içe işleyen
(müzik gibi).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder