2 Ekim 2013 Çarşamba

Sunset Park

Paul Auster – Sunset Park

Brooklyn’de bir mahallede yaşayan birkaç arkadaşın başından geçenler (Miles Heller adlı esaas oğlanın başından bir şeyler geçiyor diğerlerinin hayatı gayet durgun, olaysız, bu nedenle “olaylar” demekle hata ediyor olabiliriz, romanda pek de bir şey olduğu söylenemez, belli durumlar, insan tipleri/karakterleri dikkat çekiyor kurgunun içinde) anlatılıyor. Romanın merkezinde Miles Heller var.
Miles Heller, romanın hemen başında borcunu ödeyemeyen insanların eşyalarını haczeden bir ekibin üyesi olarak karşımıza çıkıyor(bu onun işi/mesleği). Yazar, romanın ilk bölümlerinde Heller’ın geçmişi hakkında bilgiler veriyor: Mutlu, huzurlu bir aileye mensuptur, başarılı bir öğrencidir. İyi geçinemediği erkek kardeşi dışında çocukluk yıllarında hiçbir sorunu yoktur. Kendisinin de katkısıyla bir kazada kardeşi hayatını kaybeder. Hayatının sorunu ortadan kalkmış olur böylece. Ne var ki asıl bundan sonra Heller’ın hayatı alt-üst oluyor; kendini suçlu hissediyor, alışkanlıkları değişiyor, nihayet bir looser’a dönüşüp evi terk ediyor. O artık günübirlik yaşayan, gelecekle ilgili beklentisi kalmamış biridir.
Bu vasat gidişat parkta gördüğü genç bir kızla birlikte değişiyor (kızın adı Pilar Sanchez); kızın elinde Muhteşem Gatsby var. Bu ve daha birçok roman ve film karşımıza çıkıyor roman boyunca. Hülasa kıza âşık olur. Kızın yaşının çok küçük oluşu Heller’ı tedirgin eder (Heller 28 yaşında, kız 18’den küçük, dolayısıyla sevişmeleri suç), bu nedenle ilişkiye ara vermek zorunda hisseder kendini ve Filorida’dan ayrılıp Brooklyn’e gider.
Daha önce yaşadığı yere, Sunset Park’a dönen Heller, buradaki arkadaşlarıyla terkedilmiş bir evde yaşamaya başlar. Romanın bundan sonrası evdeki tiplerin anlatımından ibaret(evdekiler Bing Nathan, Alice Bergstrom, Ellen Brice, Jake Baum ve Miles). Bu terk edilmiş evin bir cephesinin mezarlığa bakıyor olması “hoş” bir detay; ortada gün batımı manzaralı bir park yerine mezarlık olması hayal edilenle içinde yaşanan arasındaki zıtlığın hoş bir tasviri.
Roman, anlatım teknikleri hakkında inceleme yapmak isteyenler için iyi bir çalışma metni olabilir.
Hayatında neredeyse hiçbir olağandışılık olamayan, içine doğduğu çevreden ziyade mevcut kültürel veya popüler gündemle, ağırlıkla sanal/dijital temas kuran, temas kurmaya çalışan ve bununla hayatına yön vermeye çalışan çok kalabalık bir nüfus var 80’lerden itibaren doğmuş olan kuşakta. Böyle hayatların edebiyata dâhil edilmesiyle ortaya Sunset Park gibi romanların çıkması şaşılacak bir durum değil. Paul Auster’in okunmasa da olur işlerinden biridir.

Notlar
Terk edilmiş şeylerin fotoğrafı…

(Miles Heller) Eşyaların kendisine seslendiğini, artık orada olamayan insanların sesiyle konuşarak kaldırıp atılmadan önce son bir kez kendilerine bakılmasını rica ettiklerini seziyor.

Ekip şefi Beyni Sulanmış Victor; kekeme geveze Paco; nefesi hırıltılı, şişko Freddy – hiçliğin üç silahşoru. (s. 13)

Miles 28 yaşında; bildiği kadarıyla hiçbir beklentisi yok. En azından ateşli bir hırsı, makul bir gelecek kurmanın kendisine neler sağlayacağı hakkında ne ufak bir fikir yok.

Hiçbir tasarısı olmamak, bir başka deyişle hiçbir özlemi ve umudu olmamak, elindekiyle yetinmek,
…dünya neyi sunuyorsa onu kabullenmek –kişi böyle yaşayabilmek için bir insanın isteyebileceklerinin en azını istemek zorundadır.

…tek lüksü kitap almak, (s. 14)

…güneşin ruha yarardan çok zararının dokunduğuna inanıyor.

Kızın adı Pilar Snchez (s. 15)

Ufak tefek, yeniyetme bir kız…

1996 yazıydı,
Bobby 18,5 yaşındaydı.
Evden ayrıldıktan yaklaşık 15 mil sonra benzin bitti. (s. 25)

Kavga etmeye başladılar.

Sert keskin bir yumruk Babby’nin dengesini bozdu,
Ayağa kalkmasına fırsat kalmadan araba onu altına çekti, canını söküp aldı ve yaşamlarını sonsuza kadar değiştirmiş oldu.
Miles’ın Pilar’la paylaşmak istemediği şeylerin birincisi işte bu. (s. 26-31)

Pilar’ın kaç yaşında olduğunu unuttun mu?
Ciddi olamazsın
Olamaz mıyım (Miles, Pilar’ın ablalarından Angela ile tartışıyor, Angela şantaj konusunda başarılı). (s. 49-50)
Elle tutulabilir olmak
Dünya elle tutulabilir bir şeydir.
İnsanoğlu çevresindeki dünyayı değiştirmiş olsa bile, kendisi değişmemiştir. Yaşamın gerçekleri değişmez. (s. 73)

Ellen’ın hayatta kalabilmek için hayatından vazgeçmeye hiç niyeti yok. (s. 101)

(Ellen) Sevişmeyeli çok uzun zaman oldu. (s. 102)

(Morris Heller) Bing, Miles’ın beni aramayı düşündüğünü söylüyor ama henüz bir haber çıkmadı.
Ya aramazsa?
O zaman değişen bir şey olmaz.

Bırakıp giden kendisi, dönüp gelmesi gereken de o. (s. 137-138)

Bülbülü Öldürmek
Buradaki anafikir
Herhangi bir şekilde yaralanmazsan erkek olamazsın. (s. 168)

Önemli olan tek sayı ikidir.

(Ellen, ikiz yeğenleri Nicholas’la Bruno’ya bakıp düşünüyor) ne tuhaf, daha iki aylıklar ve önlerinde dökülüp parçalanan bir dünyada geçirecekleri koca bir ömür var.

İnsan vücudu başka insan vücutları olmadan var olamaz. (s. 203)

Türk Ceza Yasası’nın 301. Maddesi
PEN bu hükumetleri zorlayarak mahkûmların serbest bırakılmasını sık sık başarıyor. (s. 207)

Liu Xiaobo (s. 209)

(Miles) polislerin bağırdığını işitiyor (derhal çıkın! Hemen evi boşaltın!) (s. 266)

Polisler neden hayvan gibi değil de insan gibi davranmadılar (s. 269)


Hiçbir gelecek yokken gelecek için umut beslemeye değer mi, diye düşünüyor. (s. 273)

Türkçeleştiren: Seçkin Selvi
Can Yayınları

Ocak 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder