Duns
Scotus (1265-1308)
Kendisine, ince eleyip sık dokuyan,
incelikli, titiz doktor anlamlarına gelen Doctor
Subtilis lakabı takılmıştır.
1278’den itibaren Fransisken eğitimi almaya
başlamış ve 1291 yılında rahip olarak Fransisken tarikatına katılmıştır.
Paris Üniversitesi’nde Petrus Lombardus’un Sententiae adlı yapıtı üzerine yorumlardan
oluşan dersler verdi.
Iohannes
Duns Scotus’un Bilgi Anlayışı
Görüşleri Aristotelesçi geleneğe uygundur.
Bütün bilgimiz duyulardan kaynaklanmaktadır. Duyularımız aracılığıyla elde ettiğimiz
imgelerdeki maddi unsurlar etkin akıl (intellectus
agens) tarafından soyutlanmaktadır.
Duns Scotus’a göre, fizik dünyadaki
bireysel varoluşların tümü doğrudan doğruya duyular tarafından algılanır ve
daha sonra da akıl tarafından kavranır.
Duns Scotus’a göre, soyutlama yapabilmek
için sezgiye ihtiyacımız vardır. Ona göre “tümelleri, nereden soyutlanacaklarını
bilmeden bireysel olanın içinden soyutlamak asla olanaklı değildir.”
Duns Scotus’a göre insanın en yüksek
güçleri onun aklı ve iradesidir.
İşaret edilebilir dünyada olup bitenlere
ilişkin bilgimizi, soyutlama yoluyla elde ettiğimizi ileri süren Duns Scotus’a
göre sezgisel bilgi, adına gerçeklik dediğimiz aktüel varoluşların dünyasında
yer alan şeylerin bilgisidir.
Soyutlayıcı bilgi ise gerçeklik denen
aktüel varoluşlar dünyasında bulunmayan bir şeyle ilgili de olabilir.
Duns Scotus’a göre, akılda ortaya çıkan bu
durum duyusal bilgide de geçerlik kazanmaktadır. Ona göre, görme sezgiseldir;
bunun nedeni, görmenin nesnesine şimdi ve burada (hic
et nunc) ulaşabilmesidir. Bununla birlikte imgelem (imaginatio) doğası itibarıyla soyutlayıcıdır.
Acaba, nesnesi varolmadığı halde sezgisel
bilgi mümkün müdür? Duns Scotus’a göre, bu soruya olumlu cevap verenler bir şekilde
şüpheciliği desteklemektedirler.
Duns Scotus en az üç alanda aklın kesin
bilgi elde edebileceğini savunmuştur:
1) İlk ilkeler ve onlardan çıkartılan her şey.
2) Gözlemlenebilir şeylerdeki düzenlilikten
yola çıkılarak varılan yasalar
3) Kendimize ait eylemlerimiz.
Iohannes
Duns Scotus’un Tanrı Kanıtlaması
Opus Oxoniense isimli yapıtında şöyle bir ifade
kullanmaktadır: “Bazı varolanlar üretilebilirdir.” Her varolan bir şekilde üretilmiş/yaratılmıştır. Bu durum, tıpkı
Aristoteles’in “ilk hareket ettirici”si gibi bir ilk nedene kadar geri
gitmektedir.
Duns Scotus’a göre herhangi bir varolanın
kendisini üretmesi düşünülebilecek bir şey değildir.
Ona göre, Tanrı vardır yargısı analitik değil,
sentetik bir yargıdır. Yani insanda, Tanrı’nın varolduğuna ilişkin doğuştan bir
düşünce bulunmaz. İnsan, Tanrı’nın varlığına ancak Tanrı’nın yeryüzündeki
etkilerini inceleyerek, bu etkilerden nedenlere doğru ilerleyerek ulaşabilir.
Iohannes
Duns Scotus’un Ahlak Anlayışı
Duns Scotus’un ahlak anlayışı, onun irade
hakkındaki düşüncesi etrafında biçimlenmiştir. Duns
Scotus, Bonaventura’nın da etkisiyle, iradenin akıldan biçimsel olarak ayrı
olduğunu ve aynı zamanda akıldan daha asil (daha yüksek bir yeti) olduğunu
ileri sürer. Ona göre irade özgür bir güçtür (potentia
libera).
Akıl, doğrudan bir şekilde ve sorgusuzca
hakikate yükselmektedir ve bundan dolayı da akıldışıdır (irrasyonel). Buna karşılık irade, akıl tarafından
bilinen nesnesini özgür bir şekilde seçtiği sürece akılsaldır. Duns Scotus
iradenin eylemine akılsal demektedir ki; ona göre akılsallık, akılla birlikte hareket
etmek, eylemde bulunmaktır. Tam da bu nedenden dolayı, ona göre irade, doğası
bakımından radikal bir biçimde akılsaldır (akıl bir amaç değil de araç olarak
iradeye kılavuzluk ediyor).
Tanrı sevgisi, Tanrı’yı sevmek, nihai bir amaç
olması bakımından insanın en yüksek eylemini oluşturur.
İlahi iradenin biçimlendirmiş olduğu doğal
yasanın yanında bir de pozitif yasadan söz etmek gerekir. Bu yasa türü, Tanrı’nın
doğal yasayı olumlaması neticesinde oluşmaktadır.
---
Ortaçağ Felsefesi
Editör: Prof. Dr. Ayhan Bıçak & Yrd.
Doç. Dr. Serdar Uslu
Anadolu Üniversitesi Yayını, Yayın No: 2296
Ağustos 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder