9 Eylül 2020 Çarşamba

İstiklal Mahkemeleri Cilt 7/1 İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi (1925-1927)

 TBMM - İstiklal Mahkemeleri Cilt 7/1 İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi (1925-1927) 

 

Ankara İstiklal Mahkemesi adıyla iki mahkeme kurulmuştur. Bunlardan birincisi, 18 Eylül 1920 tarihinde Heyet-i Vekile’nin verdiği teklif ve aynı gün alınan 45 numaralı Meclis kararı ile kurulan mahkemedir. Söz konusu bu kararla Ankara’nın yanı sıra Eskişehir, Konya, Isparta, Sivas, Kastamonu ve Kayseri’de de birer İstiklal Mahkemesi kurulması kararlaştırılmıştır.

 

…bu mahkemelerin görevi firar eden askerleri yargılamaktı. Daha sonra 26 Eylül 1920 tarihinde çıkarılan 28 numaralı İstiklal Mahkemeleri Kanunu’nun Birinci Maddesine Müzeyyel Kanun ile bu mahkemelerin yetkileri genişletilmiş; 29 Nisan 1920 tarihinde çıkarılan 2 numaralı Hıyanet-i Vataniye Kanunu kapsamında bulunan askerî ve siyasi casusluk suçlarına bakma yetkisi de verilmiştir. Bu dönemde kurulan Ankara İstiklal Mahkemesi ise yukarıda adları belirtilen mahkemelerden farklı olarak gıyaben Sadrazam Damat Ferit Paşa, Rıza Tevfik, Reşat Halis, Çerkez Ethem, Mustafa Sağir, Gizli Komünist Partisi ve Yeşil Ordu gibi siyasi ağırlıklı davalara da bakmıştır.

 

Bu dönemde kurulan Ankara İstiklal Mahkemesi 31 Temmuz 1922 tarihinde çıkarılan 249 numaralı İstiklal Mehâkimi Kanunu’nun kabulüne kadar faaliyetine devam etmiştir. 1 Ağustos 1922 tarihinde alınan Meclis kararı ile de mahkemenin faaliyetine son verilmiştir. Ankara’da kurulan diğer İstiklal Mahkemesi ise 4 Mart 1925 tarihinde çıkarılan 578 numaralı Takrir-i Sükûn Kanunu’ndan sonra Başvekil İsmet Paşa’nın verdiği teklif üzerine 117 sayılı Meclis kararı ile kurulan mahkemedir.

 

İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesinin fiilen görevini tamamladığı tarihten bugüne kadar 92 yıl geçmiştir. Ne var ki diğer mahkemeler gibi bu mahkemeye ait evrakın da bu çalışmamızdan önce bilimsel ölçütlere uygun analitik bir tasnifi yapılmamış, dizin ve istatistikleri çıkarılmamıştır. Ayrıca, geçen süre zarfında sadece özel izinle çalışma yapan bir iki isim dışındaki alan uzmanları ve araştırmacılar söz konusu evrakın üzerinde inceleme imkânı bulamadıklarından, özel izinle inceleme yapanların verdikleri bilgileri kullanmak zorunda kalmışlardır. Böyle bir durum, alan uzmanlarının bu konuda doğru ve objektif bir çalışma yapmalarının önünde ciddi bir engel olmuştur.

 

Türkiye Büyük Millet Meclisinin, arşivinde özenle muhafaza ettiği İstiklal Mahkemeleri evrakının Osmanlıca orijinal metinlerini bilimsel ölçütlerle tasnif edip dizin ve istatistiklerini çıkararak kitap hâlinde basması ve Genel Ağ ortamında sansürsüz bir biçim de erişime açması alan uzmanlarının önündeki engeli kaldırmıştır.

 

Yargılanan Gazeteciler

Altınöz gazetesi Sahibi ve Başmuharriri Adana’da mukim Şükrü Oğuz,

Resimli Ay gazetesi muharriri Giridli Cevat Şakir,

Aydınlık gazetesi muharriri Şevket Süreyya,

Yoldaş gazetesi muharriri Bursalı İbrahim Hilmi,

Aydınlık gazetesi sahibi Sadreddin Celal,

Doğruöz gazetesi sahibi, Konyalı Ata Çelebi Bey,

Politia gazetesi sahibi İstanbul’da mukim Dimitri Haçopulos,

Tanin Müdir-i Mes’ulü İstanbullu Muammer Bey ile Tanin gazetesi muharriri İstanbullu Nuri Bey,

Tanin gazetesi İmtiyaz Sahibi İstanbullu Hüseyin Cahid Bey,

Gazeteci, İstanbullu Yusuf Kenan,

Gazete muharriri Trablusgarplı Osman Fahreddin,

Gazete muharriri Niğdeli Nikola,

Sebilürreşad gazetesi sahibi ve müdürü İstanbul’da mukim Eşref Edib

Toksöz gazetesi sahibi Ceyhanlı (Cebelibereket) Abdulkadir Kemali Bey,

Yeni Kafkasya gazetesi sahibi İstanbul’da mukim Seyyid Tahir Efendi ve gazete muharriri İstanbul’da mukim Ömer Rıza Efendi,

Memleket gazetesi sermuharriri Merzifonlu İsmail Hami Bey,

Aydınlık gazetesi muharriri Nizameddin Nazif,

Sabah gazetesi muharriri Elaziz-Çemişgezekli Ömer Lütfi Fikri Bey

Gazeteci Gümüşhaneli Ahmed Şirani,

Bursa mebusu ve gazeteci Erzurumlu Necati,

 

Şapka Kanununa Muhalefet Davasında Yargılananlardan Öne Çıkan İsimler

İmam ve Hafız Rizeli Şaban Hoca, Rizeli İmam Kofa Hasan, Rizeli rençber Sabit ve Mehmet, Rize Gürgen Karyesi Muhtarı Yakub.

Giresunlu Hafız Muharrem

Dersiam İskilipli Atıf Hoca ve Babaeski eski müftüsü Giresun’da mukim Batumlu Ali Rıza Efendi’

 

İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi görev yaptığı süre zarfında 138 kişiye vicahen, 81 kişiye de gıyaben olmak üzere toplam 217 kişiye idam kararı vermiştir. Bahsedilen bu 217 kişinin haricinde mahkeme 28 kişiye daha idam cezası vermiş ancak bu kararları çeşitli sebeplerden dolayı kürek ve hapis cezalarına çevirmiştir.

 

Mahkemenin verdiği kararları askerî ve sivil memurlar uygulamaktaydı.

Mahkemenin verdiği kararlara savcının dışında itiraz hakkı yoktur. Savcının itiraz süresi de kararın verildiği günden itibaren üç gündür ve bu itiraz Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından karara bağlanır.

 

İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi ile İlgili Genel Bilgiler

TBMM Arşivinde yer alan T3 rumuzlu İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi belgeleri 197 kutu içerisinde 496 dosyadan oluşmaktadır. Mahkemeye ait kayıtların tutulduğu 3 adet karar defteri, 5 adet varide defteri, 4 adet esas defteri, 3 adet sadıra defteri, 1 adet zimmet defteri olmak üzere toplam 16 adet defter bulunmaktadır.

 

549, 550 ve 551 esas numaralı karar defterleri 23/03/1925-06/03/1927 tarihleri arasında verilen 972 adet kararı içermektedir. Bu kararlardan 108 adedinin mahkeme zabtı yoktur.

 

İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi 04/03/1925 tarih ve 117 numaralı Meclis Kararı ile kurulmuştur.

 

Ankara İstiklal Mahkemesinin Millete Beyannamesi

Mahkememiz, Büyük Millet Meclisinin arzu ve iradesiyle huzur ve istirahate muhtaç, refah ve saadete layık olan memleketimizde umumi sükûnun takarrür ve tesisi için kendisine tevdi edilen vazifeye başlamıştır.

Millî mücadelâtımızda zafer ve muvaffakiyeti temine hâdim amillerden biri olan İstiklal Mahkemeleri milletimiz tarafından hürmet ve muhabbetle karşılanarak nasıl hak ve adalet mefhumunu temsil eden müesseseler halinde ifa-yı vazife eylemiş iseler mahkememizin de yine aynı esaslar dairesinde milletin hayat ve hürriyetini yıkmak ve mefkûresini sarsmak kastında olan asiler ve mürtecilerle, siyaseti bu caniyâne maksada alet edenler için icraatı seri ve kat’i bir divân-ı hak ve adl olacağı muhakkaktır.

Asırlardan beri memleketimizde ihdas ve tesis edilmiş olan esaret havasının millî cihad ile tasfiye ve ref’i ve izalesinden sonra menfaat ve saltanatları tahrib edilenlerin tekrar harekete gelmeye cüret buldukları görülmektedir. Mahkememiz bu gizli emelleri takib edenler için adaletin icab ve selamet-i milliyenin istilzam ettirdiği tarzda hareket edecektir. Dini; şahsî ve siyasî menfaatlerine alet edenler, efkâr-ı ammeyi tesmim ile idare-i hazıraya karşı nefret ve isyan hissi telkin edenler, memleketin asayiş ve emniyetini, aziz halkımızın huzur ve istirahatını ihlal edenler, vazife-i askeriyeden firar veya firarı teşvik ve himaye suretiyle isyan ve irticaa müzaheret edenler Cumhuriyet halkının takrir-i sükûn arzusunu temsil eden mahkememizi derhal karşılarında bulacaklardır.

Mahkememiz bütün vatandaşlara ilan eder ki vazifesini kanun dairesinde ifa eylerken rehberi vicdan sesi, hedefi selamet-i vatan olacaktır.

(Dosyadaki kaydında beyanname tarihi 12/03/1925’tir)

 

Mahkemenin Çalışma Yöntemi

stiklal Mahkemeleriyle ilgili dava dosyaları; Büyük Millet Meclisi, Başvekâlet, Adliye ve Dâhiliye Vekâletleri, Valilikler, Askerlik Şubeleri, Merkez Kumandanlıkları gibi çeşitli kurumlar vasıtasıyla mahkemeye gönderilir; daha sonra mahkeme, bu dosyaları inceledikten ve noksanlarını tamamlandıktan sonra halka açık bir şekilde yargılamasını yapardı. Askerî ve sivil bütün makamlar, mahkemenin verdiği kararları yerine getirmekle mükellefti. Mahkemenin verdiği hükmün temyizi mümkün değildi. Yargılamalar seri bir şekilde yapılıp suçlu bulunanların cezaları en kısa süre içinde infaz edilirdi. Mahkeme gıyabi veya vicahi olmak üzere iki şekilde muhakeme yapar; vicahen yapılan yargılamalarda davalıya atfedilen iddia yüzüne okunur, varsa tanıklar dinlenir ve deliller değerlendirilirdi. Davalı ise suçlamalara cevap vererek kendini savunurdu. Gıyaben muhakemesi yapılan zanlıların, derdestleri halinde aynı usul üzere bu kez vicahi yargılaması yapılırdı. Mahkeme heyetinin aldığı karar açık olarak okunurdu.

 

2. Bölüm

İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi 549 Esas Numaralı Karar Defterinin

Orijinal Metni ve Çevirisi

 

Sıra Numarası: 131

Esas Numarası: 142

Müslümanların camilere şapka ile girmesine mumanaat edilmesini teşvik ve halkın hissiyât-ı diniyesini tahrik eylemekle hıyanet-i vataniyede bulunduğu iddiasıyla maznunun aleyh olup 17/Eylül/341 tarihinde tevkif edilen Burusa’nın Karaağaç mahallesinde mukim Musa oğlu arzuhalci Remzi hakkında icra edilen muhakeme-i vicahiye neticesinde: Merkumun mabihi’l-ittihamı olan fiil-i mezkura ictisarı hakkında kanaat-bahş-i vicdan olacak derecede edille ve şehadâta tesadüf edilemediğinden beraetine ve sebeb-i aherle mevkuf değilse tahliyesine 24/Teşrinievvel/341 tarihinde müttefikan karar verildi. 24/Teşrinievvel/341

/ s. 155

 

Sıra Numarası: 132

Esas Numarası: 137

Heyet-i Vekile kararıyla sarıkların çıkarılması hakkındaki emre adem-i itaat ve halk arasına fesad ilka eder tarzda sözler sarfıyla devriyeye mukabelede bulunduğu iddiasıyla maznun ve 22/Safer/344 ve 12/Eylül/341 tarihinden beri mevkuf bulunan Kasaba’nın Menteşbaba mahallesinden zabtiye Ömer oğlu Mehmed hakkında icra kılınan muhakeme-i vicahiye neticesinde: Maznun-ı merkumûn Heyet-i Vekilece ittihaz edilen 13/Eylül/341 tarih ve 1/4165 numaralı karara muhalefeti zabıta-i mahalliyece calib-i nazar görülerek devriye memurları tarafından sarığın çıkarılması kendisine ihtar edildikde kahve gibi mecma’-ı nas olan bir mahalde “Ben sarığı çıkarmam bu emri veren Hükümet Türk ve Müslüman Hükümeti değildir” gibi bir takım hezeyanla halkı kavanîn ve nizamât-ı hükümet aleyhine tahrik ve teşvik ile başındaki sarığı çıkarmamakta ve bu suretle evamir-i hükümete adem-i itaatte temerrüd eylediği evrak miyanında mevcut mahalli müstantikliği tarafından tanzim edilen evrak-ı tahkikiyede esamisi muharrer şuhûdun şehadâtı ve zabıt varakası müeddası ve kendisinin huzur-ı muhakemede aynı vechle sarahaten vaki’ olan ikrar ve itirafıyla mertebe-i sübuta vasıl olmuş ve merkumun doğrudan doğruya kavanîn ve nizamât-ı devlete adem-i itaate halkı teşvik ile asayiş ve emniyet-i memlekete tehlike iras edecek mahiyette bulunan bu gibi harekât-ı hod-serânesi âtiyen de temadi edeceği muhakkak görülmüş olduğundan cünha ile failiyetine ve hareketine temas eden Kanun-ı Ceza’nın 64’üncü madde-i muaddelesinin zeyl-i sanisine tevfikan jandarmalara karşı vuku’ bulan harekât-ı serkeşanesi esbab-ı müşeddideden addiyle iki sene müddetle hapsine ve müddet-i mevkufiyetini Bozok Hapishanesinde imrar eylemesine müttefikan 24/Teşrinievvel/341 tarihinde karar verildi. 24/Teşrinievvel/341

/ s. 157

 

Sıra Numarası: 139

Esas Numarası: 160

Şapka giyilmesinin küfrü müstelzim olduğundan vesaireden bahisle halkın hissiyât-ı diniyesini tahrik eylediği iddiasıyla maznunun aleyh olup l/Teşrinievvel/341 tarihinde taht-ı tevkife alınmış olan Burusa’nın Babızemin mahallesinden Dikici Yunus ustanın cereyan eden muhakeme-i aleniyesi neticesinde: Maznun-ı merkumun hakkında iddia olunan ef’ale mücaseretine dair kanaat-i vicdaniye temin eder delâil-i kanuniye bulunamadığından beraetine ve sebeb-i aherle mevkuf değilse tahliyesine müttefikan karar verildi. 3/Teşrinisani/341

/ s. 163

 

Sıra Numarası: 160

Esas Numarası: 311

1926 senesinin zeyli 63’üncü sahifesindedir.

Şapka meselesini vesile ve Hükümete adem-i itaatle dini siyasete alet ittihaz ederek Ordu ve Giresun vilayetlerini basmak ve Hükümet-i Cumhuriye İdaresini ilga eylemek maksadıyla şehr-i halin yedinci günü Piraziz nahiyesinin Şeyhli karyesinde Derviş Hüseyin’in hanesinde bir kısmı müsellah olarak ictima’ ve isyan eylemek cürmlerinden maznunun aleyhim Hafız Muharrem, Hoca Abdullah ve rüfekası haklarında icra kılınan muhakeme-i aleniye ve vicahiye neticesinde: Merkumûna isnad olunan ef’ale mücaseretleri huzur-ı mahkemede sarahaten ikrar ve itiraflarından ve evrak-ı tahkikiye müfadıyla şahitlerin şehadâtından müsteban olmakla derece-i iştiraklerine göre bunlardan Hafız Muharrem, Hoca Abdullah’ın hareketlerine tevafuk eden Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun birinci maddesine müzeyyel madde delaletiyle ikinci maddesinin birinci fıkrası mucibince salben idamlarına ve fer’an zîmedhal oldukları anlaşılan Derviş Hüseyin’in, Tahir? oğlu Ali’nin vicahen ve Dadak Ali’nin gıyaben Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun 3’üncü maddesi mucibince on beşer seneye ve Odabaşıoğulları’ndan Mustafa, Rasim ve Osman, Kahraman oğlu Hasan, Hanım oğlu Tevfik Çavuş, Fındık oğlu Murad’ın vicahen beşer sene küreğe konulmalarına ve bu cürmden tevkif edilip de ef’ali muddea bihaya mücaseretleri anlaşılamayan diğerlerinin beraetlerine ve sebeb-i aherle mevkuf değillerse hemen ihla-yı sebillerine ve bu cürmden tevkif edilip İstanbul’daki diğer bir cürmle alakası olduğu anlaşılan İskilibli Hoca Atıf Efendi hakkındaki davanın tefrikiyle kendisinin arkadaşlarıyla muhakemesinin rü’yet edilmesi zımnında İstanbul’a i’zamına müttefikan karar verildi. 18/Kanunıevvel/341

/ s. 187

 

Sıra Numarası: 161

Esas Numarası: 212

Şapka meselesini vesile ve Hükümete adem-i inkiyad lüzumunu mutazammın fetvalar neşri suretiyle dini siyasete alet ittihaz ederek Rize kasabasını basmak ve Hükümet-i Cumhuriye İdaresini ilga eylemek maksatlarıyla Potamya’da müsellehan kıyam ve isyan cürmlerinden maznunun aleyhim Gürgen Muhtarı Peçelioğulları’ndan Yakub ve Peçelioğulları’ndan Ahmed oğlu Mehmed ve rüfekası haklarında icra kılınan muhakeme-i aleniye ve vicahiye neticesinde: Merkumûna isnad olunan ef’ale mücaseretleri huzur-ı mahkemede sarahaten ve müevvelen ikrar ve itiraflarından ve evrak-ı tahkikiye müfadıyla şahitlerin şehadâtından müsteban olmakla derece-i iştiraklerine göre bunlardan Gürgen Muhtarı Peçelioğulları’ndan Yakub, Gürgen karyesinden Peçelioğulları’ndan Ahmed oğlu Mehmed, Küçükcami karyesinden Alihocaoğulları’ndan Tarakçı Sabit bin Memiş, Gürgen karyesinden Peçelioğulları’ndan Latif oğlu Arslan, Gürgen karyesi imamı Kolivaoğulları’ndan Hoca Şaban, Adacami karyesinden Kanburoğulları’ndan Mehmed oğlu Mahmud Büyükköy karyesinden Külünkoğulları’ndan Yusuf oğlu Hasan, Gürgen bekçisi Koliva oğlu Kadir’in hareketlerine tevafuk eden Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun birinci maddesine müzeyyel madde delaletiyle ikinci maddesinin birinci fıkrası mucibince salben idamlarına ve Gürgen karyesinden Peçelioğulları’ndan Hüseyin oğlu Mehmed Çavuş ve Adacami karyesinden Kanburoğulları’ndan Mehmed oğlu Mustafa, Küçükcami karyesinden Karaoğulları’ndan Ömer oğlu Mehmed, Küçükcami karyesinden Alihocaoğulları’ndan Osman oğlu Memiş, Alihocaoğulları’ndan nam-ı diğeri Terzioğulları’ndan Mustafa oğlu Hafız Ali, Ulucami karyesinden Mehani oğlu Mustafa bin Aziz, Kanboz karyesinden Hacıçolakoğulları’ndan Hüseyin oğlu Haydar, Kiremidli karyesi muhtarı Kuloğulları’ndan Şaban bin Hüseyin, Dumankaya karyesi muhtarı Yananoğulları’ndan Ali bin Hamid, Tepebaşı karyesinden Muhtar Reşid oğlu Mehmed, Gürgen karyesi hatibi Ofsal oğlu Mevlüd bin Mehmed, Gürgen karyesinden Yakub Çavuş oğlu Mehmed, Camidağı karyesinden Topal oğlu Ali Ağa, Pazarköy karyesinden Hoca Muharrem Efendi’nin de kanun-ı mezkurun birinci maddesi delaletiyle ikinci maddesinin fıkra-i saniyesine tevfikan on beşer sene müddetle küreğe konulmalarına ve Küçükcami karyesinden Alihocaoğulları’ndan Mehmed oğlu Ahmed ve aynı karyeden Kara Hüseyin oğlu Osman ve yine o köyden Alihocaoğulları’ndan Ali oğlu Kazım nam-ı diğeri Ali Rıza ve Alihocaoğulları’ndan Ahmed oğlu Hamza, Kanboz karyesinden Kandemiroğulları’ndan Mustafa bin Temel, Gürgen karyesinden Kalbiş oğlu Mehmed bin İsmail, Viroz karyesinden Eştib oğlu Mevlüd bin Hamza, Gürgen karyesinden Koliva oğlu Kadir’in oğlu Bektaş, Kanboz karyesinden Kandemiroğulları’ndan Celal bin Memiş, Mehmed bin Temel, Mahmud bin Memiş ve aynı karyeden Karaosmanoğulları’ndan Hasan oğlu Receb Ali ve Çorabcılar mahallesinden Kocaoğulları’ndan Kazım bin Said, Südlüce karyesi muhtarı Kansız oğlu Ahmed, Kanboz karyesinden Kabrikoğulları’ndan [Kabriloğulları] Mustafa oğlu İdris, İslahiye karyesinden Kabrikoğulları’ndan [Kabriloğulları] İdris oğlu Mehmed, Ulucami Muhtarı İbrahim oğlu Ömer, İslahiye karyesinden Hacı Mahmud oğlu Ömer ve Hacı Mahmud oğlu Hüseyin, Cafer oğlu Mehmed, Dava Vekili Hafız Hulusi bin Salih ve Mahkeme-i Asliye Başkatibi Osman Efendilerin de hareketlerine mümasil kanun-ı mezkurun birinci maddesi delaletiyle ikinci maddesinin fıkra-i saniyesi mucibince onar sene küreğe konulmalarına ve Küçükcami karyesinden Eştib oğlu Reşid oğlu Abdullah, Kalbiş oğlu Mehmed mahdumu Şekur, Kiremidli karyesinden Kuloğulları’ndan Mahmud bin Hüseyin, Adacami karyesinden Kanbozoğulları’ndan Ali oğlu Ahmed, Viroz karyesinden Eştiboğulları’ndan Tahsin bin Hamza, Tepebaşı karyesinden Alibaş oğlu Harun bin Memiş, Gürgen karyesinden Bıyık oğlu Şaban bin Memiş, Gürgen karyesinden Peçelioğulları’ndan Hasan bin Cafer, Pazarköy karyesinden Hoca Muharrem Efendi mahdumu Mehmed, Sığrık karyesinden Velioğulları’ndan Osman bin Ali, Kanboz karyesinden Hacıalioğulları’ndan Hüseyin Bayrakdar’ın Rıza, Camidağı karyesinden Karaoğulları’ndan Mehmed oğlu Yunus, Setoz karyesinden Mollamehmedoğulları’ndan Şaban bin Mustafa, Ulucami karyesi Heyet-i İhtiyariyesinden Kara Osman oğlu İlyas, Kanboz’dan Öksüzömeroğulları’ndan Mustafa, Büyükköy karyesinden Hacı Ahmed oğlu Ali, Rize’nin Emineddin mahallesinden İmam Hafız Kemal Efendi ve Camidağı karyesinden Hüseyinoğulları’ndan Fındık Mehmed, Umma karyesinden Tavukçu oğlu Hüseyin bin Şakir’in hareketlerine tevafuk eden kanun-ı mezkurun birinci maddesine müzeyyel madde delaletiyle üçüncü maddesi mucibince beşer sene küreğe konulmalarına ve bu cihetten tevkif edilip de ef’al-i müddea bihaya mücaseretleri anlaşılamayan diğerlerinin de beraetlerine ve sebeb-i aherle mevkuf değiller ise hemen ihla-yı sebillerine müttefikan karar verildi. 14/12/341

/ s. 187-189

 

Sıra Numarası: 162

Esas Numarası: 213

Dini siyasete alet ittihaz suretiyle halkı kıtale teşvike ve taklib-i hükümete fiilen ve tahriren teşebbüs eylemek, şapka iksasına dair olan Heyet-i Vekile mukarrerâtına muhalefet eylemekle maznunun aleyhim olup taht-ı tevkife alınan Nalbandzade Ali, Tülekzade Hasan, Hastazade Mehmed, Paşaefendizade Bekir, Muhasebecizade Tevfik, Sarıhatibzade Abdurrahim, Ahipaşazade Abbas, Şemsizade Şeyh Ömer, Şeyh Hüseyin, Emirpaşazade Hamid, Hurdacızade Ali, Baytarzade Hakkı, Sürmelioğulları’ndan Bahaeddin, Esma Kadın, İbrahim oğlu Mehmed Pehlivan, Terkizzade Ahmed, imam hatib mektebi talebesinden Abdulhalim, sabık Erkan-ı Harb Rıza Bey, Osman Bey, Evliya Efendi, Sabuncuzade Ahmed, Eleşkirdli Aziz, Emir Paşa, Şükri oğlu İsmail, Lütfi, Hüsni, Kaymakam Rıza Bey, Abdullah oğlu Mehmed Necati nam-ı diğeri Çil Mehmed haklarındaki evrak Müddei-i Umumilik Makam-ı Âlisinin 26/Teşrinievvel/341 tarihli iddianamesiyle mahkememize tevdi’ edilmekle icra edilen muhakeme neticesinde: Maznunlardan Çil Mehmed, Şükri oğlu İsmail, Gani, Evliya, sabık Erkan-ı Harb Ziya, Dava Vekili Ahmed, Kürd Aziz, Hamid, Baytarzade Hakkı, Belediye Reisi Abbas, Şeyh Ömer, Abdurrahim, Nalbandzade Ali, Emir Paşa’nın haklarında isnad olunan ef’ale mücaseretleri evrak-ı tahkikiyede ifadeleri ale’d-derecât mazbut şahitlerin şehadâtından, zabıt varakası müfadıyla kendilerinin müevvelen ikrarlarından ve bunlardan Çil Mehmed’in beyannameyi yazarak duvara ilsak eylediği gerek beyanname yazısının kendi el yazısı ile tetabuk etmesi ve evinde taharriyatta elde edilen diğer vesaik ile sabit olmakla bunlardan Çil Mehmed’in hareketine tevafuk eden Kanun-ı Ceza-yı Umumi’nin elli beşinci maddesi mucibince idamına ve Şakir oğlu İsmail, Gani, Evliya’nın madde-i mezkurenin fıkra-i mahsusası mucibince on beşer sene küreğe ve müddet-i mahkumiyetlerini Edirne’de ikmallerine ve sabık Erkan-ı Harb Ziya, Dava Vekili Ahmed, Kürd Aziz, Hamid, Baytarzade Hakkı’nın yine madde-i mezkurenin fıkra-i mahsusası mucibince onar sene küreğe konulmalarına ve müddet-i mahkumiyetlerini Kırklareli Hapishanesinde ikmallerine ve Belediye Reisi Abbas, Şeyh Ömer, Abdurrahim Efendilerin de madde-i mezkurenin fıkra-i mahsusası mucibince yedişer buçuk sene küreğe konulmalarına ve müddet-i mahkumiyetlerini Kütahya Hapishanesinde ikmallerine Kanun-ı Ceza’nın 64’üncü maddesinin son fıkrasına tevfikan Nalbandzade Ali üç sene müddetle Sinob’a ve Emir Paşa’nın yine üç sene müddetle Isparta’ya nefylerine ve Kaymakam Rıza Bey’in bu meselede alakası görülemediğinden davasının tefrikine ve elde edilen vesaike nazaran siyasetle meşgul olduğu anlaşıldığından o cihetten muhakemesi icra edilmek üzere evrakıyla birlikte Ankara’ya i’zamlarına ve diğer muhakemesi icra edilen maznunlar hakkında kanaat-ı vicdaniyeyi temin eder delâil-i kanuniye görülemediğinden beraetlerine müttefikan karar verildi. 28/Teşrinisani/341

 

TBMM Yayını, Ankara, 2020

 

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder