TBMM - İstiklal Mahkemeleri Cilt 7/1 İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi (1925-1927)
Ankara İstiklal Mahkemesi adıyla iki mahkeme kurulmuştur.
Bunlardan birincisi, 18 Eylül 1920 tarihinde Heyet-i Vekile’nin verdiği teklif
ve aynı gün alınan 45 numaralı Meclis kararı ile kurulan mahkemedir. Söz konusu
bu kararla Ankara’nın yanı sıra Eskişehir, Konya, Isparta, Sivas, Kastamonu ve
Kayseri’de de birer İstiklal Mahkemesi kurulması kararlaştırılmıştır.
…bu mahkemelerin görevi firar eden askerleri yargılamaktı.
Daha sonra 26 Eylül 1920 tarihinde çıkarılan 28 numaralı İstiklal Mahkemeleri
Kanunu’nun Birinci Maddesine Müzeyyel Kanun ile bu mahkemelerin yetkileri
genişletilmiş; 29 Nisan 1920 tarihinde çıkarılan 2 numaralı Hıyanet-i Vataniye
Kanunu kapsamında bulunan askerî ve siyasi casusluk suçlarına bakma yetkisi de
verilmiştir. Bu dönemde kurulan Ankara İstiklal Mahkemesi ise yukarıda adları
belirtilen mahkemelerden farklı olarak gıyaben Sadrazam Damat Ferit Paşa, Rıza
Tevfik, Reşat Halis, Çerkez Ethem, Mustafa Sağir, Gizli Komünist Partisi ve
Yeşil Ordu gibi siyasi ağırlıklı davalara da bakmıştır.
Bu dönemde kurulan Ankara İstiklal Mahkemesi 31 Temmuz 1922
tarihinde çıkarılan 249 numaralı İstiklal Mehâkimi Kanunu’nun kabulüne kadar
faaliyetine devam etmiştir. 1 Ağustos 1922 tarihinde alınan Meclis kararı ile
de mahkemenin faaliyetine son verilmiştir. Ankara’da kurulan diğer İstiklal
Mahkemesi ise 4 Mart 1925 tarihinde çıkarılan 578 numaralı Takrir-i Sükûn
Kanunu’ndan sonra Başvekil İsmet Paşa’nın verdiği teklif üzerine 117 sayılı
Meclis kararı ile kurulan mahkemedir.
İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesinin fiilen görevini
tamamladığı tarihten bugüne kadar 92 yıl geçmiştir. Ne var ki diğer mahkemeler
gibi bu mahkemeye ait evrakın da bu çalışmamızdan önce bilimsel ölçütlere uygun
analitik bir tasnifi yapılmamış, dizin ve istatistikleri çıkarılmamıştır.
Ayrıca, geçen süre zarfında sadece özel izinle çalışma yapan bir iki isim
dışındaki alan uzmanları ve araştırmacılar söz konusu evrakın üzerinde inceleme
imkânı bulamadıklarından, özel izinle inceleme yapanların verdikleri bilgileri
kullanmak zorunda kalmışlardır. Böyle bir durum, alan uzmanlarının bu konuda
doğru ve objektif bir çalışma yapmalarının önünde ciddi bir engel olmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin, arşivinde özenle muhafaza
ettiği İstiklal Mahkemeleri evrakının Osmanlıca orijinal metinlerini bilimsel
ölçütlerle tasnif edip dizin ve istatistiklerini çıkararak kitap hâlinde
basması ve Genel Ağ ortamında sansürsüz bir biçim de erişime açması alan
uzmanlarının önündeki engeli kaldırmıştır.
Yargılanan Gazeteciler
Altınöz gazetesi Sahibi ve Başmuharriri Adana’da mukim Şükrü
Oğuz,
Resimli Ay gazetesi muharriri Giridli Cevat Şakir,
Aydınlık gazetesi muharriri Şevket Süreyya,
Yoldaş gazetesi muharriri Bursalı İbrahim Hilmi,
Aydınlık gazetesi sahibi Sadreddin Celal,
Doğruöz gazetesi sahibi, Konyalı Ata Çelebi Bey,
Politia gazetesi sahibi İstanbul’da mukim Dimitri Haçopulos,
Tanin Müdir-i Mes’ulü İstanbullu Muammer Bey ile Tanin
gazetesi muharriri İstanbullu Nuri Bey,
Tanin gazetesi İmtiyaz Sahibi İstanbullu Hüseyin Cahid Bey,
Gazeteci, İstanbullu Yusuf Kenan,
Gazete muharriri Trablusgarplı Osman Fahreddin,
Gazete muharriri Niğdeli Nikola,
Sebilürreşad gazetesi sahibi ve müdürü İstanbul’da mukim
Eşref Edib
Toksöz gazetesi sahibi Ceyhanlı (Cebelibereket) Abdulkadir
Kemali Bey,
Yeni Kafkasya gazetesi sahibi İstanbul’da mukim Seyyid Tahir
Efendi ve gazete muharriri İstanbul’da mukim Ömer Rıza Efendi,
Memleket gazetesi sermuharriri Merzifonlu İsmail Hami Bey,
Aydınlık gazetesi muharriri Nizameddin Nazif,
Sabah gazetesi muharriri Elaziz-Çemişgezekli Ömer Lütfi
Fikri Bey
Gazeteci Gümüşhaneli Ahmed Şirani,
Bursa mebusu ve gazeteci Erzurumlu Necati,
Şapka Kanununa Muhalefet Davasında Yargılananlardan Öne
Çıkan İsimler
İmam ve Hafız Rizeli Şaban Hoca, Rizeli İmam Kofa Hasan,
Rizeli rençber Sabit ve Mehmet, Rize Gürgen Karyesi Muhtarı Yakub.
Giresunlu Hafız Muharrem
Dersiam İskilipli Atıf Hoca ve Babaeski eski müftüsü
Giresun’da mukim Batumlu Ali Rıza Efendi’
İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi görev yaptığı süre
zarfında 138 kişiye vicahen, 81 kişiye de gıyaben olmak üzere toplam 217 kişiye
idam kararı vermiştir. Bahsedilen bu 217 kişinin haricinde mahkeme 28 kişiye
daha idam cezası vermiş ancak bu kararları çeşitli sebeplerden dolayı kürek ve
hapis cezalarına çevirmiştir.
Mahkemenin verdiği kararları askerî ve sivil memurlar
uygulamaktaydı.
Mahkemenin verdiği kararlara savcının dışında itiraz hakkı
yoktur. Savcının itiraz süresi de kararın verildiği günden itibaren üç gündür
ve bu itiraz Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından karara bağlanır.
İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi ile İlgili Genel
Bilgiler
TBMM Arşivinde yer alan T3 rumuzlu İkinci Dönem Ankara
İstiklal Mahkemesi belgeleri 197 kutu içerisinde 496 dosyadan oluşmaktadır.
Mahkemeye ait kayıtların tutulduğu 3 adet karar defteri, 5 adet varide defteri,
4 adet esas defteri, 3 adet sadıra defteri, 1 adet zimmet defteri olmak üzere
toplam 16 adet defter bulunmaktadır.
549, 550 ve 551 esas numaralı karar defterleri
23/03/1925-06/03/1927 tarihleri arasında verilen 972 adet kararı içermektedir.
Bu kararlardan 108 adedinin mahkeme zabtı yoktur.
İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi 04/03/1925 tarih ve
117 numaralı Meclis Kararı ile kurulmuştur.
Ankara İstiklal Mahkemesinin Millete Beyannamesi
Mahkememiz, Büyük Millet Meclisinin arzu ve iradesiyle huzur
ve istirahate muhtaç, refah ve saadete layık olan memleketimizde umumi sükûnun
takarrür ve tesisi için kendisine tevdi edilen vazifeye başlamıştır.
Millî mücadelâtımızda zafer ve muvaffakiyeti temine hâdim
amillerden biri olan İstiklal Mahkemeleri milletimiz tarafından hürmet ve
muhabbetle karşılanarak nasıl hak ve adalet mefhumunu temsil eden müesseseler
halinde ifa-yı vazife eylemiş iseler mahkememizin de yine aynı esaslar
dairesinde milletin hayat ve hürriyetini yıkmak ve mefkûresini sarsmak kastında
olan asiler ve mürtecilerle, siyaseti bu caniyâne maksada alet edenler için
icraatı seri ve kat’i bir divân-ı hak ve adl olacağı muhakkaktır.
Asırlardan beri memleketimizde ihdas ve tesis edilmiş olan
esaret havasının millî cihad ile tasfiye ve ref’i ve izalesinden sonra menfaat
ve saltanatları tahrib edilenlerin tekrar harekete gelmeye cüret buldukları
görülmektedir. Mahkememiz bu gizli emelleri takib edenler için adaletin icab ve
selamet-i milliyenin istilzam ettirdiği tarzda hareket edecektir. Dini; şahsî
ve siyasî menfaatlerine alet edenler, efkâr-ı ammeyi tesmim ile idare-i
hazıraya karşı nefret ve isyan hissi telkin edenler, memleketin asayiş ve
emniyetini, aziz halkımızın huzur ve istirahatını ihlal edenler, vazife-i
askeriyeden firar veya firarı teşvik ve himaye suretiyle isyan ve irticaa
müzaheret edenler Cumhuriyet halkının takrir-i sükûn arzusunu temsil eden
mahkememizi derhal karşılarında bulacaklardır.
Mahkememiz bütün vatandaşlara ilan eder ki vazifesini kanun
dairesinde ifa eylerken rehberi vicdan sesi, hedefi selamet-i vatan olacaktır.
(Dosyadaki kaydında beyanname tarihi 12/03/1925’tir)
Mahkemenin Çalışma Yöntemi
stiklal Mahkemeleriyle ilgili dava dosyaları; Büyük Millet
Meclisi, Başvekâlet, Adliye ve Dâhiliye Vekâletleri, Valilikler, Askerlik
Şubeleri, Merkez Kumandanlıkları gibi çeşitli kurumlar vasıtasıyla mahkemeye
gönderilir; daha sonra mahkeme, bu dosyaları inceledikten ve noksanlarını
tamamlandıktan sonra halka açık bir şekilde yargılamasını yapardı. Askerî ve
sivil bütün makamlar, mahkemenin verdiği kararları yerine getirmekle
mükellefti. Mahkemenin verdiği hükmün temyizi mümkün değildi. Yargılamalar seri
bir şekilde yapılıp suçlu bulunanların cezaları en kısa süre içinde infaz
edilirdi. Mahkeme gıyabi veya vicahi olmak üzere iki şekilde muhakeme yapar;
vicahen yapılan yargılamalarda davalıya atfedilen iddia yüzüne okunur, varsa
tanıklar dinlenir ve deliller değerlendirilirdi. Davalı ise suçlamalara cevap
vererek kendini savunurdu. Gıyaben muhakemesi yapılan zanlıların, derdestleri
halinde aynı usul üzere bu kez vicahi yargılaması yapılırdı. Mahkeme heyetinin
aldığı karar açık olarak okunurdu.
2. Bölüm
İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi 549 Esas Numaralı
Karar Defterinin
Orijinal Metni ve Çevirisi
…
Sıra Numarası: 131
Esas Numarası: 142
Müslümanların camilere şapka ile girmesine mumanaat
edilmesini teşvik ve halkın hissiyât-ı diniyesini tahrik eylemekle
hıyanet-i vataniyede bulunduğu iddiasıyla maznunun aleyh olup 17/Eylül/341
tarihinde tevkif edilen Burusa’nın Karaağaç mahallesinde mukim Musa oğlu
arzuhalci Remzi hakkında icra edilen muhakeme-i vicahiye neticesinde: Merkumun
mabihi’l-ittihamı olan fiil-i mezkura ictisarı hakkında kanaat-bahş-i vicdan
olacak derecede edille ve şehadâta tesadüf edilemediğinden beraetine ve
sebeb-i aherle mevkuf değilse tahliyesine 24/Teşrinievvel/341 tarihinde
müttefikan karar verildi. 24/Teşrinievvel/341
/ s. 155
…
Sıra Numarası: 132
Esas Numarası: 137
Heyet-i Vekile kararıyla sarıkların çıkarılması hakkındaki
emre adem-i itaat ve halk arasına fesad ilka eder tarzda sözler sarfıyla
devriyeye mukabelede bulunduğu iddiasıyla maznun ve 22/Safer/344 ve
12/Eylül/341 tarihinden beri mevkuf bulunan Kasaba’nın Menteşbaba mahallesinden
zabtiye Ömer oğlu Mehmed hakkında icra kılınan muhakeme-i vicahiye
neticesinde: Maznun-ı merkumûn Heyet-i Vekilece ittihaz edilen 13/Eylül/341
tarih ve 1/4165 numaralı karara muhalefeti zabıta-i mahalliyece calib-i nazar
görülerek devriye memurları tarafından sarığın çıkarılması kendisine ihtar
edildikde kahve gibi mecma’-ı nas olan bir mahalde “Ben sarığı çıkarmam bu
emri veren Hükümet Türk ve Müslüman Hükümeti değildir” gibi bir takım
hezeyanla halkı kavanîn ve nizamât-ı hükümet aleyhine tahrik ve teşvik ile
başındaki sarığı çıkarmamakta ve bu suretle evamir-i hükümete adem-i itaatte
temerrüd eylediği evrak miyanında mevcut mahalli müstantikliği tarafından
tanzim edilen evrak-ı tahkikiyede esamisi muharrer şuhûdun şehadâtı ve zabıt
varakası müeddası ve kendisinin huzur-ı muhakemede aynı vechle sarahaten vaki’
olan ikrar ve itirafıyla mertebe-i sübuta vasıl olmuş ve merkumun doğrudan
doğruya kavanîn ve nizamât-ı devlete adem-i itaate halkı teşvik ile asayiş ve
emniyet-i memlekete tehlike iras edecek mahiyette bulunan bu gibi harekât-ı
hod-serânesi âtiyen de temadi edeceği muhakkak görülmüş olduğundan cünha ile
failiyetine ve hareketine temas eden Kanun-ı Ceza’nın 64’üncü madde-i
muaddelesinin zeyl-i sanisine tevfikan jandarmalara karşı vuku’ bulan harekât-ı
serkeşanesi esbab-ı müşeddideden addiyle iki sene müddetle hapsine ve
müddet-i mevkufiyetini Bozok Hapishanesinde imrar eylemesine müttefikan
24/Teşrinievvel/341 tarihinde karar verildi. 24/Teşrinievvel/341
/ s. 157
…
Sıra Numarası: 139
Esas Numarası: 160
Şapka giyilmesinin küfrü müstelzim olduğundan vesaireden
bahisle halkın hissiyât-ı diniyesini tahrik eylediği iddiasıyla maznunun aleyh
olup l/Teşrinievvel/341 tarihinde taht-ı tevkife alınmış olan Burusa’nın
Babızemin mahallesinden Dikici Yunus ustanın cereyan eden muhakeme-i aleniyesi
neticesinde: Maznun-ı merkumun hakkında iddia olunan ef’ale mücaseretine dair
kanaat-i vicdaniye temin eder delâil-i kanuniye bulunamadığından beraetine ve
sebeb-i aherle mevkuf değilse tahliyesine müttefikan karar verildi.
3/Teşrinisani/341
/ s. 163
…
Sıra Numarası: 160
Esas Numarası: 311
1926 senesinin zeyli 63’üncü sahifesindedir.
Şapka meselesini vesile ve Hükümete adem-i itaatle dini
siyasete alet ittihaz ederek Ordu ve Giresun vilayetlerini basmak ve Hükümet-i
Cumhuriye İdaresini ilga eylemek maksadıyla şehr-i halin yedinci günü
Piraziz nahiyesinin Şeyhli karyesinde Derviş Hüseyin’in hanesinde bir kısmı
müsellah olarak ictima’ ve isyan eylemek cürmlerinden maznunun aleyhim
Hafız Muharrem, Hoca Abdullah ve rüfekası haklarında icra kılınan muhakeme-i
aleniye ve vicahiye neticesinde: Merkumûna isnad olunan ef’ale mücaseretleri
huzur-ı mahkemede sarahaten ikrar ve itiraflarından ve evrak-ı tahkikiye müfadıyla
şahitlerin şehadâtından müsteban olmakla derece-i iştiraklerine göre bunlardan
Hafız Muharrem, Hoca Abdullah’ın hareketlerine tevafuk eden Hıyanet-i Vataniye
Kanunu’nun birinci maddesine müzeyyel madde delaletiyle ikinci maddesinin
birinci fıkrası mucibince salben idamlarına ve fer’an zîmedhal oldukları
anlaşılan Derviş Hüseyin’in, Tahir? oğlu Ali’nin vicahen ve Dadak Ali’nin
gıyaben Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun 3’üncü maddesi mucibince on beşer seneye
ve Odabaşıoğulları’ndan Mustafa, Rasim ve Osman, Kahraman oğlu Hasan, Hanım
oğlu Tevfik Çavuş, Fındık oğlu Murad’ın vicahen beşer sene küreğe konulmalarına
ve bu cürmden tevkif edilip de ef’ali muddea bihaya mücaseretleri anlaşılamayan
diğerlerinin beraetlerine ve sebeb-i aherle mevkuf değillerse hemen ihla-yı
sebillerine ve bu cürmden tevkif edilip İstanbul’daki diğer bir cürmle alakası
olduğu anlaşılan İskilibli Hoca Atıf Efendi hakkındaki davanın tefrikiyle
kendisinin arkadaşlarıyla muhakemesinin rü’yet edilmesi zımnında İstanbul’a
i’zamına müttefikan karar verildi. 18/Kanunıevvel/341
/ s. 187
…
Sıra Numarası: 161
Esas Numarası: 212
Şapka meselesini vesile ve Hükümete adem-i inkiyad
lüzumunu mutazammın fetvalar neşri suretiyle dini siyasete alet ittihaz
ederek Rize kasabasını basmak ve Hükümet-i Cumhuriye İdaresini ilga eylemek
maksatlarıyla Potamya’da müsellehan kıyam ve isyan cürmlerinden maznunun
aleyhim Gürgen Muhtarı Peçelioğulları’ndan Yakub ve Peçelioğulları’ndan Ahmed
oğlu Mehmed ve rüfekası haklarında icra kılınan muhakeme-i aleniye ve vicahiye neticesinde:
Merkumûna isnad olunan ef’ale mücaseretleri huzur-ı mahkemede sarahaten ve
müevvelen ikrar ve itiraflarından ve evrak-ı tahkikiye müfadıyla şahitlerin
şehadâtından müsteban olmakla derece-i iştiraklerine göre bunlardan Gürgen
Muhtarı Peçelioğulları’ndan Yakub, Gürgen karyesinden Peçelioğulları’ndan Ahmed
oğlu Mehmed, Küçükcami karyesinden Alihocaoğulları’ndan Tarakçı Sabit bin
Memiş, Gürgen karyesinden Peçelioğulları’ndan Latif oğlu Arslan, Gürgen karyesi
imamı Kolivaoğulları’ndan Hoca Şaban, Adacami karyesinden Kanburoğulları’ndan
Mehmed oğlu Mahmud Büyükköy karyesinden Külünkoğulları’ndan Yusuf oğlu Hasan,
Gürgen bekçisi Koliva oğlu Kadir’in hareketlerine tevafuk eden Hıyanet-i
Vataniye Kanunu’nun birinci maddesine müzeyyel madde delaletiyle ikinci
maddesinin birinci fıkrası mucibince salben idamlarına ve Gürgen
karyesinden Peçelioğulları’ndan Hüseyin oğlu Mehmed Çavuş ve Adacami
karyesinden Kanburoğulları’ndan Mehmed oğlu Mustafa, Küçükcami karyesinden
Karaoğulları’ndan Ömer oğlu Mehmed, Küçükcami karyesinden Alihocaoğulları’ndan
Osman oğlu Memiş, Alihocaoğulları’ndan nam-ı diğeri Terzioğulları’ndan Mustafa
oğlu Hafız Ali, Ulucami karyesinden Mehani oğlu Mustafa bin Aziz, Kanboz
karyesinden Hacıçolakoğulları’ndan Hüseyin oğlu Haydar, Kiremidli karyesi
muhtarı Kuloğulları’ndan Şaban bin Hüseyin, Dumankaya karyesi muhtarı
Yananoğulları’ndan Ali bin Hamid, Tepebaşı karyesinden Muhtar Reşid oğlu
Mehmed, Gürgen karyesi hatibi Ofsal oğlu Mevlüd bin Mehmed, Gürgen karyesinden
Yakub Çavuş oğlu Mehmed, Camidağı karyesinden Topal oğlu Ali Ağa, Pazarköy
karyesinden Hoca Muharrem Efendi’nin de kanun-ı mezkurun birinci maddesi
delaletiyle ikinci maddesinin fıkra-i saniyesine tevfikan on beşer sene
müddetle küreğe konulmalarına ve Küçükcami karyesinden Alihocaoğulları’ndan
Mehmed oğlu Ahmed ve aynı karyeden Kara Hüseyin oğlu Osman ve yine o köyden
Alihocaoğulları’ndan Ali oğlu Kazım nam-ı diğeri Ali Rıza ve
Alihocaoğulları’ndan Ahmed oğlu Hamza, Kanboz karyesinden Kandemiroğulları’ndan
Mustafa bin Temel, Gürgen karyesinden Kalbiş oğlu Mehmed bin İsmail, Viroz
karyesinden Eştib oğlu Mevlüd bin Hamza, Gürgen karyesinden Koliva oğlu
Kadir’in oğlu Bektaş, Kanboz karyesinden Kandemiroğulları’ndan Celal bin Memiş,
Mehmed bin Temel, Mahmud bin Memiş ve aynı karyeden Karaosmanoğulları’ndan
Hasan oğlu Receb Ali ve Çorabcılar mahallesinden Kocaoğulları’ndan Kazım bin
Said, Südlüce karyesi muhtarı Kansız oğlu Ahmed, Kanboz karyesinden
Kabrikoğulları’ndan [Kabriloğulları] Mustafa oğlu İdris, İslahiye karyesinden
Kabrikoğulları’ndan [Kabriloğulları] İdris oğlu Mehmed, Ulucami Muhtarı İbrahim
oğlu Ömer, İslahiye karyesinden Hacı Mahmud oğlu Ömer ve Hacı Mahmud oğlu
Hüseyin, Cafer oğlu Mehmed, Dava Vekili Hafız Hulusi bin Salih ve Mahkeme-i
Asliye Başkatibi Osman Efendilerin de hareketlerine mümasil kanun-ı mezkurun
birinci maddesi delaletiyle ikinci maddesinin fıkra-i saniyesi mucibince onar
sene küreğe konulmalarına ve Küçükcami karyesinden Eştib oğlu Reşid oğlu
Abdullah, Kalbiş oğlu Mehmed mahdumu Şekur, Kiremidli karyesinden Kuloğulları’ndan
Mahmud bin Hüseyin, Adacami karyesinden Kanbozoğulları’ndan Ali oğlu Ahmed,
Viroz karyesinden Eştiboğulları’ndan Tahsin bin Hamza, Tepebaşı karyesinden
Alibaş oğlu Harun bin Memiş, Gürgen karyesinden Bıyık oğlu Şaban bin Memiş,
Gürgen karyesinden Peçelioğulları’ndan Hasan bin Cafer, Pazarköy karyesinden
Hoca Muharrem Efendi mahdumu Mehmed, Sığrık karyesinden Velioğulları’ndan Osman
bin Ali, Kanboz karyesinden Hacıalioğulları’ndan Hüseyin Bayrakdar’ın Rıza,
Camidağı karyesinden Karaoğulları’ndan Mehmed oğlu Yunus, Setoz karyesinden
Mollamehmedoğulları’ndan Şaban bin Mustafa, Ulucami karyesi Heyet-i
İhtiyariyesinden Kara Osman oğlu İlyas, Kanboz’dan Öksüzömeroğulları’ndan
Mustafa, Büyükköy karyesinden Hacı Ahmed oğlu Ali, Rize’nin Emineddin mahallesinden
İmam Hafız Kemal Efendi ve Camidağı karyesinden Hüseyinoğulları’ndan Fındık
Mehmed, Umma karyesinden Tavukçu oğlu Hüseyin bin Şakir’in hareketlerine
tevafuk eden kanun-ı mezkurun birinci maddesine müzeyyel madde delaletiyle
üçüncü maddesi mucibince beşer sene küreğe konulmalarına ve bu cihetten tevkif
edilip de ef’al-i müddea bihaya mücaseretleri anlaşılamayan diğerlerinin de
beraetlerine ve sebeb-i aherle mevkuf değiller ise hemen ihla-yı sebillerine
müttefikan karar verildi. 14/12/341
/ s. 187-189
…
Sıra Numarası: 162
Esas Numarası: 213
Dini siyasete alet ittihaz suretiyle halkı kıtale teşvike
ve taklib-i hükümete fiilen ve tahriren teşebbüs eylemek, şapka iksasına dair
olan Heyet-i Vekile mukarrerâtına muhalefet eylemekle maznunun aleyhim olup
taht-ı tevkife alınan Nalbandzade Ali, Tülekzade Hasan, Hastazade Mehmed,
Paşaefendizade Bekir, Muhasebecizade Tevfik, Sarıhatibzade Abdurrahim,
Ahipaşazade Abbas, Şemsizade Şeyh Ömer, Şeyh Hüseyin, Emirpaşazade Hamid,
Hurdacızade Ali, Baytarzade Hakkı, Sürmelioğulları’ndan Bahaeddin, Esma Kadın,
İbrahim oğlu Mehmed Pehlivan, Terkizzade Ahmed, imam hatib mektebi talebesinden
Abdulhalim, sabık Erkan-ı Harb Rıza Bey, Osman Bey, Evliya Efendi, Sabuncuzade
Ahmed, Eleşkirdli Aziz, Emir Paşa, Şükri oğlu İsmail, Lütfi, Hüsni, Kaymakam
Rıza Bey, Abdullah oğlu Mehmed Necati nam-ı diğeri Çil Mehmed haklarındaki
evrak Müddei-i Umumilik Makam-ı Âlisinin 26/Teşrinievvel/341 tarihli
iddianamesiyle mahkememize tevdi’ edilmekle icra edilen muhakeme neticesinde:
Maznunlardan Çil Mehmed, Şükri oğlu İsmail, Gani, Evliya, sabık Erkan-ı Harb
Ziya, Dava Vekili Ahmed, Kürd Aziz, Hamid, Baytarzade Hakkı, Belediye Reisi
Abbas, Şeyh Ömer, Abdurrahim, Nalbandzade Ali, Emir Paşa’nın haklarında isnad
olunan ef’ale mücaseretleri evrak-ı tahkikiyede ifadeleri ale’d-derecât mazbut
şahitlerin şehadâtından, zabıt varakası müfadıyla kendilerinin müevvelen
ikrarlarından ve bunlardan Çil Mehmed’in beyannameyi yazarak duvara ilsak
eylediği gerek beyanname yazısının kendi el yazısı ile tetabuk etmesi ve evinde
taharriyatta elde edilen diğer vesaik ile sabit olmakla bunlardan Çil Mehmed’in
hareketine tevafuk eden Kanun-ı Ceza-yı Umumi’nin elli beşinci maddesi
mucibince idamına ve Şakir oğlu İsmail, Gani, Evliya’nın madde-i
mezkurenin fıkra-i mahsusası mucibince on beşer sene küreğe ve müddet-i
mahkumiyetlerini Edirne’de ikmallerine ve sabık Erkan-ı Harb Ziya, Dava Vekili
Ahmed, Kürd Aziz, Hamid, Baytarzade Hakkı’nın yine madde-i mezkurenin fıkra-i
mahsusası mucibince onar sene küreğe konulmalarına ve müddet-i mahkumiyetlerini
Kırklareli Hapishanesinde ikmallerine ve Belediye Reisi Abbas, Şeyh Ömer,
Abdurrahim Efendilerin de madde-i mezkurenin fıkra-i mahsusası mucibince
yedişer buçuk sene küreğe konulmalarına ve müddet-i mahkumiyetlerini Kütahya Hapishanesinde
ikmallerine Kanun-ı Ceza’nın 64’üncü maddesinin son fıkrasına tevfikan
Nalbandzade Ali üç sene müddetle Sinob’a ve Emir Paşa’nın yine üç sene müddetle
Isparta’ya nefylerine ve Kaymakam Rıza Bey’in bu meselede alakası
görülemediğinden davasının tefrikine ve elde edilen vesaike nazaran siyasetle
meşgul olduğu anlaşıldığından o cihetten muhakemesi icra edilmek üzere
evrakıyla birlikte Ankara’ya i’zamlarına ve diğer muhakemesi icra edilen
maznunlar hakkında kanaat-ı vicdaniyeyi temin eder delâil-i kanuniye
görülemediğinden beraetlerine müttefikan karar verildi. 28/Teşrinisani/341
…
TBMM Yayını, Ankara, 2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder