Marcel Proust - Okuma Üzerine
Çocukluğumuzda, yaşamadan geride bıraktığımıza inandığımız,
yani çok sevdiğimiz bir kitabı okuyarak geçirdiğimiz zamanlar kadar dolu dolu
yaşadığımız gün yoktur herhalde.
Yemekten sonra, hemen yeniden okumaya koyulurdum; hele ki o
gün biraz sıcaksa
Okuma / hayatın içinde / baskın rolü oynayamayacağını
göstermeye… (çalışacak)
Kitaplardan bahsetmek istediğimde, onlardan başka her şeyden
söz ettim çünkü okumaların bana anlatmış olduğu şey kitaplar değildir (s. 26).
Okumanın rolünün sınırları, onun meziyetlerinin doğasından
kaynaklanmaktadır.
“Gülmek doğası itibarıyla acımasız değildir; insanı
hayvandan ayırır…” Theophile Gautier
Okumanın değeri
Yalnızca bir teşvik olan şeyi bir disiplin haline getirmek
ona fazla rol biçmek olur. Okuma zihinsel yaşamın eşiğindedir; bizi bu yaşama
sokabilir ama onu teşkil etmez.
Tembel zihin katışıksız bir yalnızlıktan hiçbir fayda elde
edemez, çünkü kendi başına yaratıcı faaliyetini harekete geçirmekten âcizdir.
…gerekli olan, bir başkasından geldiği halde bizzat kendi
derinliklerimizden doğan bir müdahaledir, / bu tam da okumanın tarifidir ve
yalnızca okumaya uygun düşer (s. 38).
Okuma bizim için, sihirli anahtarları bize kendi
derinliklerimizde, içlerine giremeyeceğimiz konutların kapısını açan bir
kışkırtıcı olduğu sürece, hayatımızdaki rolü de esenlik getiricidir.
…büyük yazarların tercihi çok geçmeden antikçağın
kitaplarına kayar. Kendi çağdaşlarına en “romantik” görünenler bile
klasiklerden başka pek bir şey okumazlar.
…
Sur la lecture
Türkçeleştiren: Murat Erşen
Aylak Adam Yayınları, 1. Basım:
Nisan 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder