Adalet
Ağaoğlu - Bir Düğün
Gecesi
Dar
Zamanlar II
Roman, bir düğün gecesiyle başlar. Düğün
pastasının kesildiği anda, romanın iki önemli kahramanı taksiye binerler. Tam o
anda silah sesleri duyulur. Ömer ve Tezel, taksiyle düğün yerinden ayrılırlar.
Romanın geriye doğru birinci belirleyici
halkası 12 Mart darbesinden önceki on yıldır.
Bu bölümde düğün sahibi İlhan Dereli ve
ailesi detaylı olarak anlatılır.
Bu alile, Selim/Salim Efendi’nin ailesidir
(Ölmeye Yatmak adlı romandaki Aysel’in babası).
İlhan, hukuk eğitimini bitirdikten sonra
bir süre avukatlık yapmış daha sonra ticarete atılmıştır.
Düğün, İlhan’ın kızı Ayşen’in düğünüdür.
Düğüne Aysel de katılmıştır.
Yazar, düğün sebebiyle bir araya gelmiş
olan insanlara kendi ağızlarından kendilerini anlattırır.
Birinci bölümde Ayşen’in teyzesi ressam
Tezel anlatılır. Ablası Aysel gibi devrimcidir.
Romanın ikinci, üçüncü ve dördüncü bölümü
Ömer’in anlatımıyla devam eder.
Ayşen aslında Ömer’i sevmektedir. Ömer de
Ayşen’e karşı boş değildir.
Romanda yazar, 12 Mart öncesi sosyalist
erkâna eleştirilerini dile getirmiştir. Bu eleştirilerden birincisi
sosyalistlerin bilimden uzak kalmalarıdır. Bilimden uzaklaştığı gibi sanat ve
sanatçılarda uzak kalmışlardır. Bir diğer eleştiri konusu, sosyalistlerin
romantik ve oportünist gençlere sırtını yaslamasıdır ki bu durum bugün de devam
etmektedir.
Notlar
1.
Bölüm
Tezel’in
Gece Yolculuğu
“İntihar etmeyeceksek içelim bari!”
Doğru dürüst içki de vermeyeceklerse, ne
işim var benim bu yaşama fukaralarının töreninde?
Dereli ve Özkan Aileleri
1972 yılının 26 Kasımı
“Ertan mıydı damadın adı?”
*
Park Otel’in barında hava kararana dek
kaldım.
Hasan da barın öte ucunda durmuş
“Şişmanlıyorsun dikkat!” diyordu. Otuz saniye önce Adana Cezaevi’ndekilerin
sağlık durumlarıyla yakından ilgilenen bu değil mi? Şişmanlıyorsam yatağına
almazsın, ne yapalım.
En arka sıradayım. Otobüslerde yerimi en
arka sıradan almak benim alışkanlığım.
Şu köprüyü kurdular. İyi mi ettiler
efendim, kötü mü ettiler efendim? Ne ettiler? Bir zaman ben de düşündüm bunu.
Üç yıl zıp zıp zıpladım ortalıkta.
Üstelik ben iyi ressamım ya, o günler el
üstünde tutuluyorum ya, göz zevkime güven pek yaygın ya, İstanbul’un estetik
sorumluluğunu yüklenmek de bana düşer.
Bakalım Ayşen’in kızlığına son verecek
delikanlı ne biçim bir şey.
2.
Bölüm
Tezel’in
Uzun Konuşması
“Yaşamın kendisiyle ne kadar ilgilisin?
İlgili misin?”
3.
Bölüm
Hep O
Yolculuk
Bütün bağları koparıyorsun. Bütün zorunlu
aile bağlarını yok ediyorsun. Ya da ağır ağır, her yaşananla biraz daha yok
oluyor bu bağ... Ardından, abinin kızının düğünü için bir çağrı geldi diye...
Alnıma soğuk bir rüzgâr çarpsın. Beni bana
bağışlasın... Beni bana bağışlasın...
4.
Bölüm
Gönül’ün
Dertli Başı
5.
Bölüm
İlhan’ın
Donan Gülüşü
6.
Bölüm
Fitnat
Hanım Merhum Kocasına Yine Sormakta
Neden ayrı ayrıyız? Hep ayrı yerlerdeyiz?
Şimdiki düğünler de böyle oluyor Salim Bey.
Kimse kimseyi bulamıyor. İnsan yakınlarıyla şöyle, güzelcene biraraya
gelemiyor.
7.
Bölüm
Tuncer:
Sizinle Konuşmak İsterdim Hocam
“Paşa geldi... Paşa geldi...”
8.
Bölüm
Nuriş
Hanımefendi Düğünün İlk Fotoğrafında
“Kokteyl, nikâh, oturarak ve ayakta yemekli
düğün! Temel çok sağlam atılıyor.”
“Ayşen Dereli... Ercan Özkan... Evlenmeye
karar verdiniz... Evlenmeye mani bir haliniz olmadığı anlaşıldı...”
Derin bir sessizlik.
9.
Bölüm
Birleşmiş
Milletler İrtibat Subayı Ertürk’ün Hatıra Defterinden Notlar
10.
Bölüm
Ayşen
Dans Pistinde
Love Story... Dansı bununla açıyoruz.
11.
Bölüm
Müjgân’ın
Anlamadığı Ayşen’in Anlattığı
Ayşen’in
Anlatamadığı, Ömer’in Anlayabildiği
Sevmekten korkmayan kimse yok.
Arkamızda, az önce bıraktığımız sokağın
içinde bir silâh patlıyor.
Tezel kolumda, sıçrıyor. Tek kurşunla
vurulup can veren kendisiymiş gibi ansızın bir sıçrıyor, sonra kıpırtısız
kalıyor.
Yapı Kredi Yayınları
10. Baskı, Şubat 2005
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder