15 Mayıs 2010 Cumartesi

Adalet Ağaoğlu - Bir Düğün Gecesi

Adalet Ağaoğlu - Bir Düğün Gecesi
Dar Zamanlar II


Roman, bir düğün gecesiyle başlar. Düğün pastasının kesildiği anda, romanın iki önemli kahramanı taksiye binerler. Tam o anda silah sesleri duyulur. Ömer ve Tezel, taksiyle düğün yerinden ayrılırlar.
Romanın geriye doğru birinci belirleyici halkası 12 Mart darbesinden önceki on yıldır.
Bu bölümde düğün sahibi İlhan Dereli ve ailesi detaylı olarak anlatılır.
Bu alile, Selim/Salim Efendi’nin ailesidir (Ölmeye Yatmak adlı romandaki Aysel’in babası).
İlhan, hukuk eğitimini bitirdikten sonra bir süre avukatlık yapmış daha sonra ticarete atılmıştır.
Düğün, İlhan’ın kızı Ayşen’in düğünüdür. Düğüne Aysel de katılmıştır.
Yazar, düğün sebebiyle bir araya gelmiş olan insanlara kendi ağızlarından kendilerini anlattırır.
Birinci bölümde Ayşen’in teyzesi ressam Tezel anlatılır. Ablası Aysel gibi devrimcidir.
Romanın ikinci, üçüncü ve dördüncü bölümü Ömer’in anlatımıyla devam eder.
Ayşen aslında Ömer’i sevmektedir. Ömer de Ayşen’e karşı boş değildir.
Romanda yazar, 12 Mart öncesi sosyalist erkâna eleştirilerini dile getirmiştir. Bu eleştirilerden birincisi sosyalistlerin bilimden uzak kalmalarıdır. Bilimden uzaklaştığı gibi sanat ve sanatçılarda uzak kalmışlardır. Bir diğer eleştiri konusu, sosyalistlerin romantik ve oportünist gençlere sırtını yaslamasıdır ki bu durum bugün de devam etmektedir.

Notlar

1. Bölüm
Tezel’in Gece Yolculuğu
“İntihar etmeyeceksek içelim bari!”
Doğru dürüst içki de vermeyeceklerse, ne işim var benim bu yaşama fukaralarının töreninde?

Dereli ve Özkan Aileleri
1972 yılının 26 Kasımı

“Ertan mıydı damadın adı?”
*
Park Otel’in barında hava kararana dek kaldım.
Hasan da barın öte ucunda durmuş “Şişmanlıyorsun dikkat!” diyordu. Otuz saniye önce Adana Cezaevi’ndekilerin sağlık durumlarıyla yakından ilgilenen bu değil mi? Şişmanlıyorsam yatağına almazsın, ne yapalım.
En arka sıradayım. Otobüslerde yerimi en arka sıradan almak benim alışkanlığım.

Şu köprüyü kurdular. İyi mi ettiler efendim, kötü mü ettiler efendim? Ne ettiler? Bir zaman ben de düşündüm bunu. Üç yıl zıp zıp zıpladım ortalıkta.
Üstelik ben iyi ressamım ya, o günler el üstünde tutuluyorum ya, göz zevkime güven pek yaygın ya, İstanbul’un estetik sorumluluğunu yüklenmek de bana düşer.

Bakalım Ayşen’in kızlığına son verecek delikanlı ne biçim bir şey.

2. Bölüm
Tezel’in Uzun Konuşması
“Yaşamın kendisiyle ne kadar ilgilisin? İlgili misin?”

3. Bölüm
Hep O Yolculuk
Bütün bağları koparıyorsun. Bütün zorunlu aile bağlarını yok ediyorsun. Ya da ağır ağır, her yaşananla biraz daha yok oluyor bu bağ... Ardından, abinin kızının düğünü için bir çağrı geldi diye...

Alnıma soğuk bir rüzgâr çarpsın. Beni bana bağışlasın... Beni bana bağışlasın...

4. Bölüm
Gönül’ün Dertli Başı

5. Bölüm
İlhan’ın Donan Gülüşü

6. Bölüm
Fitnat Hanım Merhum Kocasına Yine Sormakta
Neden ayrı ayrıyız? Hep ayrı yerlerdeyiz?
Şimdiki düğünler de böyle oluyor Salim Bey. Kimse kimseyi bulamıyor. İnsan yakınlarıyla şöyle, güzelcene biraraya gelemiyor.

7. Bölüm
Tuncer: Sizinle Konuşmak İsterdim Hocam
“Paşa geldi... Paşa geldi...”

8. Bölüm
Nuriş Hanımefendi Düğünün İlk Fotoğrafında
“Kokteyl, nikâh, oturarak ve ayakta yemekli düğün! Temel çok sağlam atılıyor.”
“Ayşen Dereli... Ercan Özkan... Evlenmeye karar verdiniz... Evlenmeye mani bir haliniz olmadığı anlaşıldı...”
Derin bir sessizlik.

9. Bölüm
Birleşmiş Milletler İrtibat Subayı Ertürk’ün Hatıra Defterinden Notlar

10. Bölüm
Ayşen Dans Pistinde
Love Story... Dansı bununla açıyoruz.

11. Bölüm
Müjgân’ın Anlamadığı Ayşen’in Anlattığı

Ayşen’in Anlatamadığı, Ömer’in Anlayabildiği
Sevmekten korkmayan kimse yok.

Arkamızda, az önce bıraktığımız sokağın içinde bir silâh patlıyor.
Tezel kolumda, sıçrıyor. Tek kurşunla vurulup can veren kendisiymiş gibi ansızın bir sıçrıyor, sonra kıpırtısız kalıyor.

Yapı Kredi Yayınları

10. Baskı, Şubat 2005

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder