29 Mayıs 2010 Cumartesi

Michael Löwy - Franz Kafka, Boyun Eğmeyen Hayalperest

Kafka'nın ...düşkün bir dünyaya cevabıdır edebiyat. (s. 3)

Kafka'nın eserini, hangisi olursa olsun, herhangi bir politik doktrine indirgeyemeyeceğimiz açıktır.
Kafka söylem üretmez, kişiler ve durumlar yaratır ve eserinde duygular, tavırlar, bir stimmung ifade eder. Edebiyatın sembolik dünyası ideolojilerin söylemsel dünyasına indirgenemez; edebi eser, felsefi ya da politik doktrinler gibi soyut kavramsal sistem değil, kişilerin ve şeylerin somut hayali evreni'dir. (s. 9)

Her yönde sonsuz bir özgürlük açlığı...
"Kafka'nın kişilerini harekete geçiren özgürlük iradesi, düşüncesinin ve eserinin devrimci özelliğidir; daima mutlak bir özgürlük söz konusudur." Franz Baumer (s. 33)

Adorno, Kafka'nın edebiyat eserinin 'büyük ölçüde, sınırsız bir iktidara tepkiden kaynaklandığını' belirtmektedir. (s. 35)

Babanın otoriter karakteri, tahakkümünü en sert şekilde uygulayabilmek için bütün imkanları -hareketler, tehditler, yaralayıcı ironi- kullanmasında ve oğlundan, korku yoluyla, kendi iradesine mutlak itaat elde etmesinde ifade bulur. Bu tahakküm kelimenin tam anlamıyla sınırsızdır. (s. 36/37)

"Kafka, bu dünyaya karşı açtığı davaya yalnızca babasını katmakla kalmamış... bütün otorite figürlerini de katmıştır. Onun itaatsizliğinden, gizlilikten aldığı zevkten, her türlü ototrite biçimini küçümsemesinden tuhaf bir prestij doğuyordu: Büyük bir baştan çıkarma gücüne her zaman sahip olmuş uzlaşmazlığın prestiji." Max Pulver (s. 40)

Emirlere kör olmuşçasına itaat etmek, bir intihar biçimidir.

Direnmeden her şeye boyun eğen kişi sonunda bir köpek olur. (s. 43)
S. 40-50 arasında "Amerika"nın incelemesi yapılmış

"Ceza Sömürgesi"... otoritenin en ölümcül ve en adaletsiz yüzüyle kendini gösterdiği hikaye.

"Elle çalıştırmak gerekmez, alet bütünüyle tek başına işlemektedir." (s. 54)

İnsanların ürettiği fetiş olan bu şey onları köleleştirir, onlara egemen olur ve onları imha eder. (s. 54/55)

Kafka'nın edebiyatın imkanlarıyla aktardığı şey, gerçekliği yansıtmayan ama bunu kıyaslanamaz biçimde güçlü yeni bir ışıkla aydınlatan tuhaf bir hayali evrendir. (s. 57)

Dava'da kahraman Josef K.'nın milliyeti ya da belirli bir dini yoktur... Devletin yasal makinesinin kurbanlarının en yetkin temsilcisidir. (s. 68)

Bu davada kanun ortada görünmez. Bilinmeyen tanınması imkansız, hatta varolmayan bir şeydir. (s. 70)

Hangi utanç?
Kuşkusuz ki 'bir köpek gibi', yani boyun eğerek, gönüllü kölelik durumunda ölmenin utancı. (s. 73)

"Gökyüzü sessiz, yalnızca sessizliği yankılıyor." (s. 75)

Kanun Önünde
Taşralı adam gözünün korkutulmasına ses çıkarmadı: Onun içeri girmesini engelleyen şey güç değil, korkudur, kendine güven yokluğudur, otoriteye sahte itaattir, boyun eğmiş pasifliktir. Eğer kybetmişse, 'kendi kişisel kanunu, tiranlığı bekçinin kişiliğinde temsil bulan kollektif tabuların üzerine çıkarmaya cesaret edemediği içindir. (...) İnsanın kanuna ve yaşama doğru engeli aşamamasındaki derin neden, korku, tereddüt ve cesaret yokluğudur. Girme hakkı için yalvaran kişinin kaygısı kapıcıya yolu kesme gücünü özellikle veren şeydir. (s. 85/86)

Bu düşkün dünyada, yalanın karşısına hakikati çıkarma yönündeki -K.'nınki gibi- tek tek her teşebbüs yenilgiye mahkumdur. Kafka'ya göre, 'bir yalan dünyasında yalan kendi zıddıyla bile ortadan kaldırılamaz, onu ancak bir hakikat dünyası yok edebilir'. Başka deyişle mevcut dünyanın ortadan kaldırılması ve yerine yeni bir dünyanın konulması yoluyla. (s. 96)

kitabın 90 ve 110. sayfaları arasında Şato hakkında "hoş" yorumlar var.

Kitapta Kafka gerçekçimiydi diye bir soru var, net bir cevap veremeden geçiştirilmiş bu soru (Lucaks'ın yorumlarına yer verilmiş), şöyle söylersek isabet olur; kurgu bir geleceğe akmak endişesinde değil, geçmiş üzerinde sorgulama yapmıyor, kurguda sadece kendi zaman dizinine bağlı olay akışı işleniyor. Bir şey ne ise o olarak anlatılıyor. Kurgu, geleceğe doğru, bir hedefe doğru akmadığı için(Şato'da şatoya ulaşmaya çalışmayı bir hedef olarak kabul edersek hata yaparız, çünkü o bir semboldür ve kitap bunu açıkça işaret eder) Kafka için evet gerçekçidir demek gerekir.


Kafkaesk
"Baskıcı atmosfer'e (Robert); kişisellikten çıkmış uğursuz güçlerin insanlararası ilişkileri denetlediği, kabus gibi bir dünyaya (Twentlich Century Words, Oxford, 1999); esrarengiz, kaygılandırıcı (unheimlich) ve tehditkar (duden) bir duruma; yönünü şaşırmış bireyin kaybolduğu labirent biçiminde bürokratik ve totaliter, dolambaçlı yöntemlerle birlikte, saçma ve şizofrenik olarak rasyonel bir örgütlenmeye (Penguin Encyclopedia, 2003) gönderme yapar." (s. 122)

...sıradan insanlar tarafından yaşandığı haliyle bürokratik şeyleşmenin saçmalığı ve baskısı... (s. 123)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder