Otto Pöggeler – Doğu-Batı Diyaloğu: Heidegger ve Lao Tzu
Doğu ile Batı düşüncesi diyalog halinde olduğu sürece, Batı da Doğu kadar, kendine dönmesini sağlayacak yolu bulabilir.
Heidegger Varlık ve Zaman sorununu, an’ın mekânı olarak hakikatin Ereignis’ine aktardığında, zamanı ‘zaman-oyun-mekân’ (zeitspielraum) olarak ve böylece sürüp gitmekte olan ve şeylerin hareketsizlik ve dinginlik içinde kalmalarına izin veren bir hareket olarak tasavvur etmiştir: dil olarak logos da ilk kez buradan ortaya çıkmıştır. (s. 16)
Heidegger, bir sanat yapıtının ne olduğunu söyleyebilmek için, örneğin biçim ve içeriğe ilişkin geleneksel şemayı yürürlükten kaldırdı.
Heidegger bu ‘yorumbilgisel’ fikre uyarak, Varlık ve Zaman’da anlamayı her zaman yapılanmış olarak ve yapıyı da her zaman anlama olarak tasavvur etmiş ve bu ölçüde en azından ilk olarak yapı anlama artikülasyonundan veya ‘söylem’inden hareket etmiştir. (s. 22)
Kutsal olmadan İlahi’yle bir temasımız olamaz. İlahi’yle temasın kesilmesi durumunda Tanrı deneyimi yok olur. (s. 27)
Üretilmiş nesneler;
“Bir şey elde ederiz ama bu şey Hiçliğe dayanarak kullanıma sokulabilir.”
“Parlaklığının farkında olan kişi kendini karanlığında gizler.” (Lao Tzu)
Kant’a göre mantık, Aristoteles’te tamamına ermişken, Heidegger’in Metafiziğe Giriş’ine göre, Kant ve Hegel’e rağmen, “ilkel ve esas halinden tek bir adım bile ilerlememiştir.” (s. 29)
Heidegger’e göre derin düşünce, kişiyi, imgelerin tükenmez derinliğinin ve bu imgelerin birbirleriyle olan bağlantılarının bir dönüşüm yarattığı yola bırakmalıdır. (s. 39)
Heidegger, Rilke’yle birlikte Cezanne’ın, güzel, çirkin veya korkunç gibi ön değerlendirmeler olmadan “şey”e odaklanan tarafsızlığını vurgular. (s. 42)
Çeviren:Jale Özata Dirlik Yapan
Doğu Batı
Yıl 10, Sayı 41, Haziran – Temmuz 2007
Ankara (s. 11-44)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder