5 Ekim 2023 Perşembe

Alet İşler Dil Söyler

 

Alet İşler Dil Söyler

Adem Terzi

 

…aletlerin gelişim çizgisini izlemek bir anlamda insanlığın geçirdiği aşamaları görmek anlamına da gelir.

 

Balta: Eski Uygur metinlerinden bu yana Türkçede baldu, baltu, balta biçimlerinde görülmektedir.

küpürü (balta), aykuş (nacak), ayak baltası (kereste yontmak için kullanılan balta), düğdüğülü balta (keskin olmayan tarafı yuvarlak balta), manar/piris/sivrinacak (küçük balta), kopli (ucu girintili çıkıntılı nacak). Daha çok dal kesmek için kullanılan, kıvrık uçlu kesme aracı ise yine ağızlarda gürebi, grebi biçimlerinde adlandırılmaktadır. Aynı aletin diken, ot vs. kesmek için kullanılan uzun saplı biçimi de bulunmaktadır.

 

Balyoz: "çok büyük ve ağır çekiç, demirci çekici"

 

Bel: Farsça kökenindeki bil biçimi ve "kürek" anlamı korunmuşken kelime bugün / tarım aracı anlamıyla kullanılmaktadır.

 

Bıçak: Dîvânu Lugâti't-Türk’te biçek biçiminde geçmektedir.

Dîvân’da egdü (ucu kıvrık bıçak), kezlik (küçük bıçak) gibi türlerinden de söz edilmektedir.

 

Biz: Kimi sert ürünleri dikerken iğne deliği açmaya yarayan bu sivri uçlu metal araç

 

Burgu: spiral bir ucun dönüş hareketinden güç alarak tahta vb. delmek için kullanılan aleti tanımlamaktadır.

 

Çapa: Toprağı kazmak için kullanılan metal veya ahşap saplı bu aracın toprak topaklarını dağıtmak için kullanılan, ucu küt biçimine ise kör çapa adı verilmektedir.

 

Çekiç: …çeküş, çekük biçimleri ile Eski Türkçeden bu yana kullanılmaktadır.

… kakkak ve vergel kelimeleri ise “çekiç” anlamında kullanılmaktadır.

Dîvân’da ayrıca basu (demir çekiç) ve bazgan (demirci çekici) gibi çekiç türlerine de değinilmektedir.

Ağızlarda ise yamaç çekici (ağırlığı 4 kg. kadar olan çekiç), yan çekici (perçin yapmakta kullanılan küçük çekiç), dişek (değirmen taşında diş açmak için kullanılan iki ağızlı çekiç), karşı çekici (bıçak dövmek için kullanılan büyük çekiç), burç (büyük demirci çekici) gibi türleri adlandırılmıştır.

 

Çengel: Dıvânu Lugâti't-Türk'te sudan buz çekmek için kullanılan bir tür çengel için ırgag adlandırması bulunmaktadır. “Tırnak”, özellikle “vahşi hayvan tırnağı” anlamındaki Farsça çangâl kökenine dayanmaktadır.

Çengel kelimesi ağızlarda kendi anlamının dışında “kambur”, “olta”, “yemek çatalı”, “maşa”, “pulluğun ucundaki eğri demir” gibi anlamlara gelmek üzere de kullanılmaktadır.

 

Çıkrık: Dıvânu Lugâti't-Türk'te çıgrı biçiminde, "değirmen çarkı, ağırşak ve bunlara benzer bütün çarklar" anlamıyla geçmektedir.

…kuyudan su çekmesi ilkesine dayalı düzenek, ağızlarda tapıncak ve tapındırık biçimlerinde adlandırılmaktadır.

Tapıncak biçimi ise ağızlarda “ip eğirme çıkrığının elle çevrilen kolu” anlamı da kazanmıştır ki buna cehre ve elçek de denmektedir.

Özellikle ağır yükleri çekmek için manivela ile döndürülen ve döndürüldükçe çekilecek şeyin bağlı bulunduğu urganı kendi üzerine saran çıkrıklara ise bocurgat, bocurgatların kıyıya kayık çekmek için kullanılanlarına ise ırgat adı verilmektedir.

 

Dirgen: Yunanca "iki (di)" ve "boynuz (kranon)" anlamlarındaki kelimelerden türemiştir.

Ağızlarda çatal sayısına göre farklı adlandırmaları da bulunmaktadır; anadut (üç çatallı), senek (dört çatallı), lintir(beş ya da altı çatallı)

 

Ege: "Maden, tahta vb.nin pürüzlerini düzeltmek için kullanılan, üzeri pürtüklü, sert, ensiz, çelik araç"

…farklı biçimleri, Türkçede farklı adlar alabilmektedir: piyata (yası eğe), farekuyruğu (çilingirlikte kullanılan ince ve yuvarlak eğe); limaki (daha çok kunduracıların kullandığı bıçak eğesi).

 

Gönye

 

Hızar: “Kesmek” anlamındaki Ermenice hiz köküne dayanmaktadır.

 

Ispatula: Latince “kürek” anlamındaki spata kökünden Batı dillerine, oradan da Türkçeye girmiştir.

Yunanca "kazımak, kaşımak, yontmak" temel anlamlarındaki kelimeden türeyen sistire biçimi de bugün kimi yüzeylerdeki ufak pürüzleri gidermek için kullanılan ince çelik aleti tanımlamak için kullanılmaktadır.

 

İğ: "Pamuk, yün vb. malzemelerden iplik eğirmekte kullanılan, ortası şişkin, iki ucu sivri ve çengelli, ağaçtan alet" için kullanılmaktadır. Alet adı olarak Divânu Lugati't-Türk'te ig, yig, yik biçimlerinde geçmektedir.

 

Değirmen taşının ortasındaki demir eksene de iğ denmektedir ki “yelen değirmen ya iğini kırar ya çarkını” atasözünde bu anlamıyla geçmektedir

 

Iskarpela: Latince “yontmak” anlamındaki scalpere/sculpere kökünden Batı dillerine, oradan da Türkçeye geçmiştir. Türkçede iğdemir olarak da bilinmektedir.

 

Kanca: İtalyanca (gancio) kökenli bu kelime, / çengelli aletleri adlandırmak için kullanılmaktadır.

Dîvânu Lugâti’t-Türk’te ise “su içinden buz çekmek için kullanılan ucu kancalı araç” anlamında ırgag kelimesi geçmektedir. Aynı kelime için yine Dîvân’da “balık oltası” karşılığı da verilmektedir. Geleneksel kuşak güreşlerinde ise ırgak kelimesi rakibe ayakla atılan çelme tekniği için kullanılmaktadır ki bu tekniğe verilen Maraş çangal adlandırması, kelimenin kökeniyle ilgili ipucu da barındırmaktadır.

 

Kazma: Dîvânu Lugâti’t- Türk’te “kazma” anlamında eskü ifadesi de geçmektedir ki karşılık olarak Arapça minsef kelimesi verilmektedir.

 

Kerpeten: “iki köpek dişi” anlamındaki Arapça kelbeteyn/kelbetân köküne dayanmaktadır.

 

Keser: Türkçe kes- eylem kökünden türemiş bir ad olarak keskin ucuyla yontmak, küt tarafıyla çivi çakmak için kullanılan, kısa saplı aleti tanımlamaktadır.

 

Kürek: “Eşmek, kazımak” anlamındaki Türkçe kür/- eylem kökünden türeyen kelime, Dîvânu Lugâti’t-Türk’te kürgek biçiminde geçmektedir.

 

Makas: Arapça mikass kelimesinden Türkçeye geçmiştir. Dîvânu Lugâti't-Türk’te ise “makas” anlamı içeren farklı Türk lehçelerine ait birçok karşılık verilmektedir: bıçguç (makas), kıftu (makas), koş biçek (makas), sındu (makas), çevşen (koyun kırkma makası).

 

Maşa: Farsçadan (mâşe) Türkçeye giren bu adlandırma yerine özellikle ağızlarda başka ifadeler de kullanılmaktadır

 

Matkap: Kamus-ı Turkî’de şöyle geçmektedir: “miskab: Arapça “sekab”dan ism-i alet. Türkçe zebanzedi: matkap: Tahta ve maden vesaireye delik açmaya mahsus yay ki, ucuna istenilen büyüklükte burgu takılır”.

 

Murç: Ermenicede “çekiç” anlamına gelen kelime,

 

Orak: Dîvânu Lugâti’t-Türk’te orgak biçiminde geçmektedir ve Kâşgarlı kelimenin “ot ordı (ot biçti)” ifadesinden geldiğini belirtir.

 

Pergel: Farsçadan Türkçeye geçmiş bir kelime…

 

Rende: “Yontmak, kazımak” anlamındaki Farsça kökten türemiştir.

 

Şekul: Arapça şakul kelimesi Türkçede yaygınsa da Atatürk’ün Geometri kitabında önerdiği çekül biçimi de kullanılmaktadır.

 

Teskere: Farsça kökenli bu kelime, “sedye” anlamını taşımakla birlikte Türkçede özellikle yapılara taş, toprak vb. taşımak amacıyla oluşturulan iki kollu araç için de kullanılmaktadır.

 

Testere: “El bıçkısı” anlamındaki Farsça “dest+arre” biçiminden Türkçeleşmiştir.

 

Tırmık: “Tırnak, pençe” anlamındaki “tarmak” köküne dayanmaktadır. Tırmık kelimesi yerine ağızlarda yine Türkçe kökenli olan dergi kelimesi de kullanılmaktadır.

 

Tırpan: Yunanca “biçmek” anlamındaki drepo kökünden türeyen alet adı,

 

Törpü: Dîvânu Lugâti't-Türk’te törpig, törpigü biçimlerinde geçen bu kelime, “yontmak, törpülemek” anlamındaki Türkçe törpi- kökünden türemektedir.

 

Terzi, Adem (2022), Alet İşler Dil Söyler, Alet İşler (s. 516-526), Kanca El Aletleri A.Ş.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder