5 Ekim 2023 Perşembe

Demirci Türk'ün Hikayesi

 

Demirci Türk'ün Hikayesi

Kürşat Yıldırım

 

Güney Sibirya’da MÖ 3 binlerden sonra bakır; MÖ 2 binlerden sonra ise altın işlenmeye başlanmıştır. Altaylar bir altın işleme merkezi hâline gelir.

 

Türklerin geniş sahalara hükmedebilmeleri atın sağladığı üstünlük yanında, silah olarak demir alet ve araçların geniş ölçüde kullanılmış olmasıyla açıklanabilir.

 

…demircilik gelişip ruh kazanarak mitolojik döneme ve destanlara ruhunu verir.

(Ergenekon) Türkler demircilikle ilgili bu hatırayı kutlamak üzere bir parça demiri ateşte kızdırır, örs üzerine koyup handan başlamak üzere sırayla döverlerdi.

 

Türklerin Batı’dan, Avrupa kıtasındaki kültürlerden önce demiri işlemeye başladıkları ise genel olarak bilinmektedir.

 

Türklerin yayıldıkları coğrafyalarda demir işlendiğini gösteren demir ocakları vardır.

 

Kaşgârlı Mahmud, demir üzerine ant içen, andı bozandan demirin öç alacağına inanan Türk boylarından bahsetmektedir.

 

557-581 yıllarında Çin’e hükmeden Kuzey Zhou devletinin resmî tarihi olan Zhou Kitabı'ndaki “Türk” bahsinde şöyle denilmektedir: “Jin dağlarının (Altay Dağları) güneyinde yaşarlar, Ruruların (Juan-juanların) demircileridirler. Jin dağının şekli miğfere benzer, onların geleneğinde miğfer, Tujue (Türk) demektir, bu yüzden onlara Türk denilmiştir.”

 

Cahiz (ö. 869): “...Türklerin bu konuda (harp) iyice ileri gittiklerini, bu mevzuların bütün teferruatını öğrendiklerini, bu hususlarda en üstün dereceye çıktıklarını gösteren hususlardan biri şudur: Bir adam bir kılıcı kuşanıncaya ve kullanıncaya kadar bu kılıç birçok ellerden ve çeşitli sanatkârlardan geçer. Onlardan hiçbiri diğerinin işini yapamaz, beceremez. Bu hususta bir iddiada bulunamaz ve onu yapmaya kalkışamaz. Zira kılıcın demirini eritip akıtan, tasfiye eden, düzgün hâle getiren, onu uzatıp dövenden başkadır. Onun demirini uzatıp döven, kılıç şekline sokan, doğru ve düzgün hâle getirenden başkadır. Doğru ve düzgün hâle getiren, su veren, bileyen başkadır. Bileyen, kabzasının kabını ve bu kabı demirine takandan başkadır. Kabza kısmını çivileyen, kabzanın kına değdiği yerdeki çıkıntıları ve kının ucundaki demirden kısmı yapan kının ağaçlarını yontandan başkadır. Derisini debbağlayan, tezyinatını yapandan başkadır. Tezyinatını yapan ve ucundaki demiri yerleştiren hamailini (kılıç bağı) dikenden başkadır. Eğerin, okun, okdanlığın, mızrağın, yaralayıcı ve kalkan olarak kullanılan bütün silahların durumu da aynı şekildedir. Türk bunların hepsini başından sonuna kadar bizzat kendisi yapar. Hiç kimseden yardım istemez.”

 

 

Yıldırım, Kürşat (2022), Demirci Türk'ün Hikayesi, Alet İşler, s. 128-135, Kanca El Aletleri A.Ş.

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder