5 Ekim 2023 Perşembe

Osmanlı'da Savaş ve Spor Topuzları

 

Osmanlı'da Savaş ve Spor Topuzları

Şinasi Acar & Murat Özveri

 

Topuz bir yakın dövüş silahıdır. Ateşli silahların icadından önce vurucu, ezici ve parçalayıcı bir saldırı silahı olarak süvariler ve piyadeler tarafından kullanılmıştır. Kısaca “bir sapın ucunda yer alan gülle” olarak tanımlanabilir. Silah olarak kullanımı dışında hükümdarlık simgesi ve spor amaçlı olarak da kullanılmıştır.

 

Makale, sportif bir faaliyet olarak topuz kaldıran Osmanlı sultanları ve topuz imal eden ustalar hakkında da bilgi verecektir.

 

Topuz sözcüğü Türkçe’dir. Arapça’ya da geçerek debbıis biçimine dönüşmüştür. Farsça’da gürz denir ki, bu sözcük Türkçe’ye de geçmiş ve yaygın olarak kullanılmıştır.

Türkçe’de kimi zaman bozdoğan sözcüğü de kullanılır.

 

Topuz, sapından tutulup savrularak hedefte künt travma etkisi yaratan bir silahtır.

 

Süvari topuzları piyadeniııkine göre daha ağırdır.

 

Evliya Çelebi, gürzcii esnafını tanıtırken gürzlerin çekme, kesme, asma, dikme, salma, salık, çârtop ve şeştop türleri olduğunu yazmaktadır.

 

Topuz benzeri, başları yuvarlak taştan yapılmış savaş asaları, Afrika’nın ilkel kabilelerinde -yüzyıllardan beri olduğu gibi- bugün de hükümdarlık simgesidir ve törenlerde kabile şefleri tarafından taşınır.

 

Ramayana ve Mahabarata’da da geçen Tanrı Hanuman, elinde bir topuzla tasvir edilir. Sanskıitçe gada adıyla bilinen yuvarlak başlı gürzler, topuzun spor aracı olarak gelişmesine de esin kaynağı olacaktı. İnanışa göre, gelmiş geçmiş en ağır topuz Hanuman’ınkidir.

 

Süvarilerin kullandığı topuzların 2-3 cm çapındaki sapı ağaçtan, silah niteliğindeki baş kısmı ise demir, bakır, tunç veya pirinçten yapılırdı. Baş kısmının üzerinde 2-4 cm uzunluğunda sivri çıkıntıları olurdu.

 

Yeniçeri Ocağı’nın atlı zağarcıları ve atlı sekbanları ile yayabaşı, bölilkbaşı ve odabaşılar tarafından kullanılmıştır. Süvariler topuzu eyerin soluna asarak taşırlardı.

 

Piyade sınıfının kullandığı topuzlar, hafif olsun diye, bütünüyle ağaçtan yapılır ve sapına göre daha kalın olan baş tarafına üçer sıra, uçları sivri demir çiviler çakılırdı.

 

Süvarilerin çok kullandığı bir başka tür topuz şeşperdir. “Altı kanat” anlamındaki şeşperleıin baş kısmında -sapa paralel olarak yerleştirilmiş— altı tane kısa kanat (dil, dilim) bulunur.

 

Türklere özgü bir lopuz çeşidi olan salık, “salman ya da sallanan topuz” anlamındadır. Bu topuzlarda, başın tepesine ve çevresine tutturulmuş kısa zincirler ve bu zincirlerin uçlarında bilyeler (küçük gülleler) bulunur. Bu güllelerin karışık hareketi, kalkanla savunma olanağını bir hayli azalttığından, rakipte ürkütücü bir etki yaratmakta ve silahın tesir alanını artırmaktadır.

 

Kuşti denilen Hintli güreşçiler, gada adı verilen spor topuzlarım “kuvvet antrenmanları”nd kullanmaktaydılar.

 

İran, tıpkı Hindistan akhalarındaki gibi, vücut ağırlığına dayanan egzersizlerin yanında, savaş silahlarından türemiş idman araçlarıyla kuvvet geliştirme egzersizlerinin yapıldığı, zorhane olarak anılan jimnastik salonlarını günümüze kadar korumuştur.

 

Hint akhalarında yapılan kuvvet idmanlarında iki tip topuz kullanılmaktadır. Bunların nisbeten kısa ve lobut şeklinde olanlarına cori ya da mudgar denir.

cori, İran spor repertuarına mil adıyla geçmiştir.

 

Karate / çi-işi adı verilen bir tür gürz / kısa sapa takılmış bir taş

tekerlekten ibarettir. Bir taraftaki diski çıkarılmış kısa bir halteri andırır.

 

Topuz kaldıran Osmanlı padişahlarının sonuncusu Sultan IV. Muıad’dır

 

Topuz kaldıran sporcu, eğer kolay kolay kimsenin kaldıramayacağı bir ağırlığı kaldırmışsa, gelecek kuşaklara örnek olması için, gürzünün kale kapısına asılması eski bir gelenektir.

 

Acar, Şinasi ve Özveri, Murat (2018), Osmanlı'da Savaş ve Spor Topuzları, Osmanlı Bilimi Araştırmaları, Cilt: 19, Sayı: 2, s. 240-264

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder