Özcan
Başkan - Türkçe Islık Dili
Kuşköy Giresun’a bağlı Görele kazasının bir
köyü olup, Görele deresinin içinden aktığı bir vâdinin iki yamacına
kurulmuştur. 1963 yılında yapılmış olan bir köy okulu dolayısıyla, burada
kullanılan ıslık dili hakkında önce yerli daha sonra da yabancı gazetelerde
yazılar çıkmıştır. Bunun üzerine Kuşköy ıslık diline ilgi duyan bir yabancı
ilim heyeti ile Kuşköy’e giden yazı sahibi tarafından ıslık dili üzerinde
incelemeler yapılmıştır.
Islığın,
normal konuşmadaki sese olan üstünlüğü, basit ve saf bir ton ile çalınmasıdır.
Bu suretle konuşmadaki geniş bantlı ses spektrumu, ıslıkta 1000 - 4000 frekans
arasına inmektedir. Bu titreşim bandı ise, insan kulağının en hassas olduğu
frekanslar şerididir. Islığın çok Uzak mesafelerden duyulabilmesi veya
gürültülü yerlerde bile işitilebilmesi bu özelliğine bağlıdır.
Kuşköyde çobanlar, kendi hayvanlarını ve
köpeklerini yönetmek üzere bazı ıslık işaretleri yoluyla bunları belli
davranışlara alıştırmışlar ve hayvanlarda belirli şartlı refleksler meydana
getirmişlerdir. Bu işaretler, ‘dur!’, ‘yürü!’, ‘kımıldama!’, ‘etrafım dolan!’
gibi şeyler olup, belirli anlamlara geldikleri için, teker teker öğrenilmeleri
gerekmektedir (s. 2).
Kuşköy’de kullanılan ıslık dili köylülerin
konuştukları Türk diline dayanmaktadır. Yani normal konuşmadaki bütün telâffuz
hareketlerine, ıslık çalarken de devam edilmekte ve bu suretle ortaya ıslıkla
karışmış bir konuşma şekli çıkmaktadır.
Islık dili civar köyler dışında yabancılar
tarafından anlaşılmadığı için özellikle, devlet otoritesini taşıyan ormancılar,
jandarmalar, tahsildarlar gibi memurların köye yaklaştıklarını bütün köylülere
bildirmek için kullanılmaktadır.
Bu hususta gerek köy yaşlıları ve gerekse
kasabada oturanlar arasında yapılan soruşturmalar, ıslık dilinin ancak kırk -
elli senelik bir geçmişi olduğunu göstermiştir.
Köy
ve kasaba yaşlılarının hatırlayabildiklerine göre ıslık anlaşmasının kesin bir
tarihi bulunmamaktadır. Fakat Kurtuluş Savaşında birliklerden birinin,
öbüründen cephane istemek üzere, “c, p, h, n,” seslerini ıslıkla bu civar
köylülerine çaldırdığı söylenmiştir (s.
3).
Islık dili sadece Kuşköy’de çalınmayıp
civar köylerde de kullanılmaktadır (s. 4).
Yapılan yüzlerce ve yüzlerce deneme sonunda
elde edilen tablolardan çıkan sonuç şu olmuştur: Köylüler Türkçe sesleri, ıslık
dilinde sistemli olarak ancak üç vokal ( i ö o ) ve üç de konson ( f ç k )
olarak çalmak ve duymak temayülündedirler (s. 5-6).
Sonsuz
sayıdaki müzik seslerinin, belli aralıklarda boğumlanarak ‘Do re mi fa sol la
si’ nota perdelerini meydana getirmeleri gibi Türkçenin otuz iki vokal ve
konsonu da ıslık dilinde bu altı seste kümelenmektedir.
Gerek vokallerde ve gerekse konsonlarda,
ıslık çalma fizyolojisine uygun olarak ‘ön, orta, arka’ boğumlanma noktaları
meydana gelmektedir.
Vokaller:
Ön i dudaklar düz
Orta ö dudaklar yarı düz yarı büzgün
Arka o dudaklar tam büzgün
Konsonlar:
Ön f konson sürtünücü
Orta ç konson yarı duraklı yarı sürtünücü
Arka k konson tam duraklı
Islık çalarken ses telleri titreşmediğinden
sedalı konsonlar elde edilememekte dudaklar birleşmediğinden de çift dudaklı
(p, b, m ) sesleri ancak ç olarak çıkabilmektedir.
…ıslık dili Kuşköylülerin ihtiyaçlarına
cevap verebilmektedir: bu bakımdan ıslık dilinin kendi başına bir dil değeri
yar demektir (s. 7).
Sosyo-kültürel çerçevenin sınırlı oluşu
sebebiyle ‘bütünleme’ faktörü ıslık dilinin anlaşılmasında son derece yüksek
bir rol oynamaktadır. Onun için ıslık dilinin güdüklüğünden meydana gelen ‘eksiklik’
nispeti haberlerin anlaşılmasına engel olacak bir dereceye erişmemektedir (s.
10).
---
Türkçe Islık Dili, İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, Cilt: 16 (s. 1-10), 1968
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder