2 Şubat 2015 Pazartesi

Schleiermacher

Friedrich Daniel Ernst Schleiermacher (1768-1834)

Üniversitede ilk yıllarında daha çok Spinoza ve Kant felsefeleriyle ilgilendi. 1810 yılında yeni kurulan Berlin Üniversitesine teoloji profesörü olarak atandı.
Schleiermacher her şeyden önce vaiz, teolog, kilise görevlisi ve eğitimcidir.
İlk yapıtı 1799 da yayımladığı Din Üzerine Söylem başlığını taşımaktadır. Bu yapıtında kendi anladığı biçimiyle dinsel bilinç için zihinsel çerçeveyi düşünüp oluşturmak amacını gütmüştür.
1800 de Monologlar adlı yapıtını yayımladı. Bu yapıtında birey ve toplum arasındaki sorunları irdeleyen dinsel vaazlara yer verdi.
1803’de Günümüze Dek Ahlak Öğretisinin Bir Eleştirisinin Ana Çizgileri adlı yapıtı, 1821 yılında Evangelist Kilisenin İlkelerine Göre Hıristiyan İnanç adlı yapıtı yayımlandı.

Dinsel Deneyim Yorumu
Schleiermacher’e göre düşünce ve varlık birbirleriyle ilişkilidir. Bu da iki yolla olur: ya düşünce kendisini doğaya uydurur ya da doğayı kendisine uydurur. Bu iki yol insanda başlar ve tanrıda birleşir, özdeşleşir.
Bu iki yol nedeniyle insanın önünde tin ve doğa olmak üzere iki varlık yer alır. Bu iki yol da insandan başladığına göre, bunların bir yerde birleşmeleri, bir olmaları çok doğal ya da sezgiye açık görünüyor. Schleiermacher bu iki varlık biçiminin tanrıda birleştiklerini, yani özdeş olduklarını öne sürer.
Kavramsal düşünce bu özdeşliği anlayamaz. Ama özdeşlik duyumsanabilir.
Dinin özü ne düşünce, ne de eylemdir; sadece duygu ya da sezgidir. Bu edim evreni sezmeye çalışır ve evren Schleiermacher’e göre, sonsuz tanrısal olgusallıktır. Bu yüzden din özsel olarak sonsuza bağımlılık duygusudur.
Bu yapısıyla din, ahlak ve metafizikten de ayrılır. Metafizik kendi içinde dünyanın olgusallığını ve yasalarını oluşturur. Etik insanın doğasından ve evren ile ilişkisinden bir ödevler sistemi geliştirir. Eylemler buyurur ve yasaklar koyar. Schleiermacher’e göre hem metafizik hem de ahlak, din ile bütünlenmeye gereksinim duyarlar.
Schleiermacher, din felsefesini dinsel deneyimin yorumlanışı olarak görmüş, bu konuda Spinoza’dan büyük ölçüde yararlanmıştır.

İnsanın Ahlaksal Yaşamı
İnsan-olma tümeli tüm sonlu bireylere içkindir, bu açıdan her birey aynı zamanda tanrısalın tikel bir belirişidir denebilir.
Duymak-duygulanmak, düşünmek ve yapmak bilincin üç formu olarak kişileri birbirinden ayıran öz-bilinçliliği oluştururlar.

Schleiermacher’e göre bireysellik ancak başkaları ile ilişki içinde gerçeklik kazanır. Toplum da insan bireylerinin bir topluluğu olarak bireysel ayrımları gerektirir. Böylece toplum ve birey birbirlerine göndermede bulunan olgulardır.

---
Modern Felsefe II
Editör: Prof. Dr. Sara Çelik & Yrd. Doç. Dr. Serdar Uslu
Anadolu Üniversitesi, Ekim 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder