25 Nisan 2013 Perşembe

Sahiplenme Olarak Varlık


Otto Pöggeler – Sahiplenme Olarak Varlık

Heidegger Varlık ve Zaman’da Platon’un “var olan” (seiend) ifadesinin gerçekte ne anlama geldiği sorusunu ele alır.

Varlığın anlamı sorusu Platon ve Aristoteles’in incelemelerinde merkezi bir yer işgal ederken sonraları unutulmuştur.

Metafizik şunu sorar: Varlık nedir? O var olanların Varlığını soruşturur.
Var olanlar, gerçekten var olanlar olarak anlaşıldıklarında mevcudiyet (presence) olarak yorumlanırlar yani mevcudiyet (ousia) olarak kavranılırlar.

Metafizik Varlığı Varlık olarak soruşturmaz daha ziyade tüm Varlık sorusunu unutur ve gizler.

Heidegger Varlığı ve zamanı soruştururken Varlığın kendisi sorusunu ortaya atar.
Varlık metafizikte mevcudiyet olarak anlaşıldığında bu zamansal moment sadece mevcutta kalır ve böylece Varlığın anlamı daima düşünülmeden bırakılmış olur.

Varlık daima var olanların Varlığıdır.

…var olanlar arasında bir var olan ayrıcalıklı bir konum üstlenir: Dasein. Heidegger Dasein’la “orada” olarak yani Varlığın ifşasının yeri olarak insanı anlar.

(Varlık ve Zaman) Bu yapıtın birinci bölümünün yapısı, düşünceyi şeylere geri götürme girişimiyle belirlenir öyle ki transendental kurulumun aydınlatılmasıyla Varlığın anlamının bir belirlenimi olanaklı olsun. Birinci kısımda Dasein’ın temel yapılarının taslağı çizilir.
İkinci kısım ek-sistence’ın kendi özünde, zamansal ve tarihsel olduğunu ve böylelikle transendental kurulumu olanaklı kıldığını gösterir.

Heidegger ek-sistence’ı düşmüşlükten bulup getirdiği için ek-sistence’ın zamansallığının örtüsünü asli olarak açabilir. Varlık ve Zaman’ın ikinci kısmı, Dasein’ın Varlığının eklemlenmiş yapısal bütünlüğü olarak İlgi’nin (care) zamansallık aracılığıyla anlaşılması gerektiğini gösterir.

Bir var olanın Varlığı yani Dasein’ın Varlığının anlamı, Varlığın anlamını anlayan olarak Dasein kendisinin Varlığın hakikatinin yeri olduğunu gösterebilsin diye belirlenir.

Kırılma / Çatlak / Kopuş (Break)
Metafizik, var olanları var olanlar olarak kavrar; o var olanların Varlığını araştırır, Varlığın kendisini değil.
Böylece metafiziğin kavramsal çerçevesi Varlığın kendisi sorusunun ortaya atışmış olmasını engeller.

Metafizik, Varlığı, kalıcı mevcudiyet olarak düşünür: Nietzsche var olanların existentia’sının aynının sonsuz tekrarı olduğunu belirttiği zaman metafizik kendi tamamlanmasına ulaşır.

Sanat, kendisini Varlığın hakikatini düşünmeye hazırlayan ufku içindeki bir iç zorunluluktan doğar.

Metafiziğin düşünmeden bıraktığı şey olarak Varlığın anlamı ya da hakikati, metafiziğin uçurumvari zeminidir.

“Ereignis” Varlığın kendisinin anlamını belirler.
…düşüncenin anahtar bir kavramıdır.

Düşünce kendi yegâne düşüncesini düşünmekle derece derece kendi halis/asıl yapısını bulur.

II. Bölüm
Varlık özdeşliği, eşitlik/denklik/tekabül (gleickheit) değil “kendiyle-aynılık” (selbikheit)tır.
Var olanlar kendi Varlıkları içinde anlaşılırlarsa Varlık ile var olanlar arasındaki ayrım zorla açılır.

Var olan

Birarada-Tutulma


Türkçeleştiren: Deniz Kanıt
Felsefelogos
Sayı:27/28, 2005 /3-4

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder