3 Eylül 2017 Pazar

Türk Konut Mimarisinde Tarihsel Süreklilikler Orta Asya ve Anadolu

Kemal Reha Kavas Türk Konut Mimarisinde Tarihsel Süreklilikler Orta Asya ve Anadolu

Geçmişte kendisini Batı – Doğu dünyası ayrımı ve tarihsel toplumların yönetici sınıflarına has prestijli, anıtsal ve askeri yapılarla sınırlandıran mimarlık tarihi, günümüzde, geçmiş toplumlardaki tüm ekonomik-sosyal tabakalara özgü mekânsal özellikler ve yerleşme kalıplarının araştırılmasını hedeflemektedir.

Orta Asya kaynaklı göçer Türk mimarisinde mekânsal algıdan söz edildiğinde insan-çevre bütüncüllüğü öne çıkar.

Mekân tarifi mimarlığın özünü oluşturur ve sınırsız doğanın içerisinden çeşitli hacimlerin insani eylemler ile eşleştirilerek tanımlanmasını içerir.

“Yer” tanımına geri dönülürse mekânsal kurgunun iki boyutundan söz edilebilir: fiziksel kurgu ve işlevsel kurgu.

Orta Asya Türklerinin temel yaşam birimi olarak kabul edilen “yurt” ele alındığında mimari form üretiminin çevresel ve kültürel referansları anlaşılabilir. Anadolu’da “topak ev” olarak adlandırılan yurt geometrik form olarak silindir bir kaidenin üstüne oturtulan eşit çaplı yarım küreden (kubbe) oluşur. Yurt üç boyutta hasır örgü mantığı ile teşekkül ettiği ve keçeyle örtüldüğü için hafiftir. Katlanabilir olan hasır strüktür sayesinde yurt kolayca taşınabilir.

Pişirme yeri (ocak) dairesel planın merkezinde yer alırken çeperlerin oturma, yatma, yeme vb. çeşitli işlevler ile yüklendiği ve bu işlevleri karşılayan elemanların taşınmaya hazır biçimde oldukları görülür.

…bozkırda mekân tanımının başlama noktasını yurt oluşturur.

Kazakistan-Çu Vadisi, Türkmenistan, Aral Gölü çevresi ile Sırderya Boyları’nda ortaya çıkan ve Ortaçağa ait olduğu kabul edilen konutlar Türklerin Anadolu’da oluşturdukları yapı çevreleriyle mekânsal süreklilikler göstermektedirler.

Güncel bulguları dikkate alan daha geniş bir bakış açısından hareket ile Türk mimarisinde tarihsel sürekliliklerin araştırılmasında “göçebe” ve “yerleşik” kategorilerinin anlamsızlaştığı görülmektedir.

XI. ve XII. yüzyıllardan itibaren Türk topluluklarının Anadolu’daki nüfus artışı ile bu coğrafyaya has çevresel özellikler ve yapı gelenekleriyle harmanlanmış sivil konut mimarisi oluşmuştur.

Anadolu çevresindeki coğrafyalar ile kültürel etkileşimleri değerlendiren Doğan Kuban Anadolu’nun coğrafi özellikleriyle ilişkili bir “Türk Evi Tipi” ortaya koyar.

Mekânda işlevsel esneklik, çok amaçlılık, dönüştürülebilirlik, hafiflik, yalınlık değişik coğrafyalara yayılan Türk toplumlarında konut mekânının zaman üstü ilkeleri halini almıştır.

Anadolu geleneksel konut mimarisinde de mekânsal kurguyu araştırırken birbiriyle bütünleşik iki düzeyden söz etmek mümkündür:
i. İşlevsel Kurgu
ii. Fiziksel Kurgu

Türk evindeki odaların en önemli özellikleri kendi başlarına, yapı içinde belirli eylemleri karşılayan birimler olmalarıdır.

Küçükerman tarafından Türk evi odası ve topak ev arasında kurulan benzerlikte öne sürülen ortak noktalardan olan “çok amaçlı orta alan” ve “oturma için biçimlenen çevresel alan” Alexander’in öne sürdüğü “kalıp” tanımına uyum sağlamaktadır. Bu kalıplar Batı Anadolu’da Yörüklerin kullandığı kara çadırlarda da görülmektedir.

…alaçık adı verilen ve topak evin türevi olarak görülen çadır sisteminin ön uzantısı olarak ortaya çıkan talvar Anadolu’nun farklı yörelerindeki yerleşik düzen konutlarında hayat, köşk veya ayazlık adı verilen açık ve yarı açık mekânlar ile işlevsel manada bir akrabalık sergiler.

Günümüzde Anadolu’da halen kullanılmakta olan geleneksel konutların Orta Asya kültürü ve antik Anadolu kültürleriyle ilişkileri konusunda tarihin derinliklerinden elde edebildiğimiz malzemeler kesin yargılara varmak için yetersizdir.

…mimaride kültürel özgünlüklerin aranması noktasında esas incelenmesi gereken bir mimari kalıbı oluşturan bağlam – problem – çözüm çakışması ya da işlev – form – teknik çakışmasıdır. Mekân kurgusunda işlev – malzeme örtüşmeleriyle kültüre özgü nitelikler, kültürel yaklaşımları ve çevre duyarlıkları açığa çıkacaktır.
---

Kavas, Kemal Reha. Türk Konut Mimarisinde Tarihsel Süreklilikler Orta Asya ve Anadolu. Belleten. Cilt: 76, Sayı: 276. (s. 503-538). 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder