Ergün
Baybars - İstiklal Mahkemeleri Cilt 1 – 2 / 1920 - 1927
İstiklal Mahkemeleri II / 1923-1927
Cumhuriyet döneminde çalışan İstiklal Mahkemeleri, Türk
Devriminin gerçekleşmesi ve kökleşmesi için, karşı devrimci güçleri,
isyancıları, muhalif basın kuruluşlarını, Osmanlı döneminden kalma eşkıya ve
İttihatçıların tasfiyesi yanı sıra suikast suçlularını yargıladılar.
1927 yılından sonra artık Atatürk’ün karşısında, onun Türk
Devrimini gerçekleştirmek çabasına karşı çıkabilecek hiçbir güç kalmadı (s.
204).
İstiklal Mahkemeleri kanunu 1949’da yürürlükten kaldırıldı.
Bu dönem üç İstiklal Mahkemesi kuruldu. İstanbul Basın
sorunu ve kurulan İstiklal Mahkemesi; Şeyh Sait İsyanı üzerine kurulan Ankara
ve İsyan Bölgesi İstiklal Mahkemeleri…
Eylül 1922’de (…) yeni bir dönem başlıyordu. Savaşta
düşmanla işbirliği yapmış olan padişah yerinde kalacak mıydı?
(Mustafa Kemal) Yunan ordularının denize dökülmesinden sonra
İzmir’e geldiği gün, “Milli Savaşımızın bu dönemi kapanmıştır. Şimdi ikinci
dönemi açmamız gerekiyor,” diyerek devrimin yapılacağını açıklamıştı (s. 207).
Birinci Meclis 16 Nisan 1923’te dağıldı.
Dağılmadan önce Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nda saltanatı geri
getirmek için çalışanları vatan haini kabul eden, ihtilalci bir değişiklik
yapıldı (s. 215).
Cumhuriyet’in ilanı, daha önce de belirttiğimiz gibi, M.
Kemal’in milli bir sır olarak sakladığı ve zamanı geldikçe aşama aşama
uyguladığı Türk Devriminin önemli bir adımıydı.
1 Kasım 1923’te seferberlik kaldırıldı.
20 Kasım’da vatan uğruna işlenmiş suçların affıyla ilgili
bir kanun... sonrasında genel af kanunu çıkarıldı…
Türkiye’ye Osmanlı’dan miras kalan en önemli meselelerden
biri de eşkıyalık…
İstanbul İstiklal Mahkemesi, s. 221 vd.
İstanbul’un muhalif basını…
Hilafet merkezli tartışmalar…
Ağa Han ve Emir Ali’nin mektuplarının, kendi eline geçmeden
yayınlanması üzerine İsmet Paşa, 8 Aralık 1923’te konuyu Meclise getirir.
Olayın arkasında İngiltere’nin olduğu (ve yine İngiltere’nin
Türkiye’nin güney-doğusunda Musul’u Türkiye’den koparmak için bölgede yaptığı
operasyonlar dikkate alınarak) … bu sebeplerle İstiklal Mahkemesi kurulması
istendi.
89 evet 63 red oyu sonucunda aynı gün İstiklal Mahkemesi
kuruldu.
Gazetecilerin yargılanması…
Mustafa Kemal’e ve Cumhuriyet’e Suikast Davası / s.
245 vd.
İlyas Sami (Kalkavanoğlu) Hemşinli Mehmet Azapkapdı
Sandalcılar Kahyası Hasan Efendi, Mayı Mesut ve Kör İbrahim Mustafa Kemal’e ve
Cumhuriyet’e suikast iddiasıyla tutuklandılar.
Her üçü de Rizeli olan sanıklardan Komünist Mehmet
sorgusunda Ziya Hurşit’in halasının oğlu olduğunu…
(İlyas Sami’nin Cumhurbaşkanı ve hükumet aleyhine konuşmalar
yaptığı ihbar edildiği için tertiplenmiş bu mahkeme)
İlyas Sami’nin akrabası olan İsmail Hakkı Efendi, kendisine
ait olduğu iddia edilen ihbar mektubunun sahte olduğunu söyledi. Bununla
birlikte İlyas Sami’yi suçladı.
29 Ocak’ta savcı esas hakkında iddiasını okudu: İstiklal
Harbinde katkıları bulunan Ali Osman Kahya’nın hükumeti değiştirerek kendi
çıkar ve amaçlarına uygun bir hükumet kurmak istediği ancak bu amaca yönelik
zor kullanmadığı tespit edildi… Neticede Ali Osman Kayna 1 yıla mahkum edildi,
diğer sanıklar serbest bırakıldı.
Ankara ve İsyan Bölgesi İstiklal Mahkemelerinin
Kuruluşunu Hazırlayan Olaylar, s. 253
Hilafetin kaldırılışı…
Terakkiperver Fırkanın kuruluşu…
Şeyh Sait İsyanı… / ayaklanmanın ilk hedefi Diyarbakır’ı ele
geçiren isyancıların Musul sınırına ulaşıp İngilizlerle temas kurması…
4 Mart 1925’te Takrir-i Sükun kanunu teklifi meclise
sunuldu.
Takrir-i Sükun kanununun kabul edilmesiyle birlikte İstiklal
Mahkemelerinin kurulması kabul edildi (oylama sonucu: 22 red, 122 kabul).
İsyan Bölgesi İstiklal Mahkemesi, s. 293
Şeyh Eyüp ve Dr. Fuat davası…
Seyyit Abdülkadir davası…
Şeyh Sait davası…
Gazeteciler davası…
Pötürge olayı…
Ankara İstiklal Mahkemesi, s. 353
Göreve başlamasından sonra mahkemenin baktığı ilk dava Adana
Valisi Hilmi (Uran) Bey’in davası olmuş…
Şapka Kanunu / s. 394 vd.
Mahkeme 24 Kasım’da Kayseri’ye vardı…
Aynı gün Erzurum’da Vali karşıtı bir yürüyüş düzenlendi.
Mahkeme 25 Kasım’da Sivas’a geçti.
29 Kasım’da Tokat’a, 1 Aralık’ta Samsun’a 4 Aralık’ta
Trabzon’a, 6 Aralık’ta da Erzurum’a vardı.
(Erzurum’daki olayların merkezindeki isim Şeyh Hacı Osman
Hoca, bu kitapta onu işaret etmek üzere “Hafız” da denmiş…)
Yapılan soruşturmada ayaklanma çıkaranların hemen tümünün
Erzurum mebuslarının yakını oldukları tespit edilmiş…
Şeyh Hacı Osman, Merzifon’a ve oradan İstanbul’a, dönüşte
ise Samsun ve Giresun’a uğramış… Dönüşünden 10 gün sonra da ayaklanma çıkmış… /
s. 410
Rize’ye varan mahkeme 11 Aralık’ta çalışmalarına başladı.
12-13 Aralık’ta 143 sanık yargılandı.
Köy imamlarının halkı ayaklanmaya kışkırttığı, İskilipli
(Kitapta “Üsküplü” denilmiş) Atıf Hoca’nın şapkayla ilgili risalesinin
kışkırtıcılığın etkeni olduğu anlaşıldı. 14 Aralık’ta mahkeme kararını verdi.
Rize’nin Botaniye bölgesinde İmam Şaban ile Muhtar Yakup ve
arkadaşları çevre köyleri Ulu Cami önünde toplamış ve dağlardaki eşkıyayı da
silahlarıyla yetiştirmişlerdi. Halk (…) şapka bahane edilerek hükumet aleyhine
kışkırtıldı. Halkı toplayan ve kışkırtan Şaban ve Yakup kendilerine katılan
silahlı eşkıya ile Botaniye karakolunu basarak altı jandarmayı esir almış, İmam
Şaban şeriatın korunması için Rize’yi basıp yağmalamayı, hapishanenin
boşaltılmasını, hükumet konağının ele geçirilmesini teklif ederek, bundan
kaçanları öldüreceğini söylemiş…
Eli silahlı yaklaşık 150 kişi Rize istikametine yönelmiş ise
de İslahiye köylüleri jandarmalara silahlarını ger vererek köylerine döndüler.
Geri kalanlar, Rize’de sert tedbirlerin alındığını haber alıp dağıldılar.
Soruşturma sonucunda inkılaplar karşı olan Rize Asli Mahkeme
başkâtibi Hafız Osman ile kardeşi Avukat Hulusi ve Rizeli İmam Hafız Kamil’in
olayın çıkmasında etkileri olduğu anlaşıldı.
Olayın elebaşı 8 kişi idama, 14 kişi on beş yıl, 22 kişi 10
yıl, 19 kişi de 5 yıl hapse mahkûm edildi (s. 411).
Duruşma devam ederken mahkeme bu olayların İstanbul’da gizli
bir örgüt tarafından hazırlanmış olduğunu belirtti…
Mahkeme 15 Aralık’ta Giresun’a vardı.
Şapka aleyhindeki kitleyi hükumete karşı ayaklanmaya
kışkırttığı iddiasıyla 60 tutuklu yargılandı.
Abdullah Hoca deli numarası yaptı ancak yargıdan
kurtulamadı.
Şeyh Muharrem ve Abdullah Hoca idam edildiler (s. 412).
Mahkeme 18 Aralık’ta İstanbul’a, buradan da Ankara’ya
hareket etti.
21 Ocak’ta şapka giyilmesine karşı çıkmış olan Teali İslam
cemiyeti üyelerinden Fatih türbedarı Hacı Hasan, Konyalı Hoca Tahir, Dağıstanlı
Fettah, Eğinli Berber Mustafa, 23 Ocak’ta ise yine aynı suçtan dört, 24 Ocak’ta
da dört kişi yargılandılar (s. 415).
Giresun olayı sanıkları duruşması ve Erzurum olayı için
yapılan soruşturmalar, şapkaya karşı beliren tepkide Raif Hoca’nın kurmuş
olduğu Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti’nin etkisi olduğu hatta olayların bu
cemiyet tarafından yapıldığı görüşü doğdu.
Sanıklar iddiaları reddettiler.
3 Şubat’ta mahkeme kararını verdi. Olayı (olayları)
hazırlayanların başında Hoca Atıf, Ali Rıza ve Süleyman gelmekteydiler.
“Frenk Mukallitliği ve Şapka” / çeşitli yerlerde aleyhte
propaganda yapanların üzerinde çıkıyordu.
Mezkûr broşür özellikle doğu illerine dağıtılmıştı (s. 416).
Şapkanın giyilmesi, teokratik bir düşünce biçimini yıkan
başlı başına bir inkılap olayı idi. II. Mahmut zamanında kabul edilirken, birçok gerici olaylara yol açan fesin yerine aradan yüzyıllar
geçmeden şapkanın getirilmesi din elden gidiyor düşüncesini doğurdu (s. 417).
…
İzmir suikastı…
…
İstiklal Mahkemelerine Genel Bakış
İstiklal Mahkemelerinin çalıştığı iki senelik bu dönem
cumhuriyet tarihimizin en önemli bir süreci olan Türk devriminin
gerçekleştirilmesini sağladı. Birer devrim mahkemesi olan İstiklal
Mahkemelerinin Türk devriminin bir parçası olduklarını ve devrimi
gerçekleştirmek amacıyla çalıştıklarını unutmamak gerekir (s. 475).
(doktora ve doçentlik tezleri olarak yazılmışlar)
…
Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları
İzmir, 1988
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder