Selâmi
Kılıç - Şapka Meselesi ve Kılık Kıyafet İnkılâbı
II. Mahmut büyük bir reform programına girişmiştir.
…giysi ve her şeyden önce başlık, bir insanın dinini ve
sosyal statüsünü belirttiği araçlardı. İslâm hukuku gerçekte hiç bir çeşit
giysiyi yasaklamaz; fakat sayısız gelenekler Müslümanlardan, görünüşte bile
kendilerini kâfirlerden ayırmalarını ve diğer her şeyde olduğu gibi, onların
kıyafetlerini taklitten kaçınmalarını ister.
II. Mahmut zamanında Serasker ve mükerreren Kaptanı Derya
olan Hüsrev Paşa, fesi memleketimize getirmeye sebep olmuştu.
Fesin resmi serpuş olarak kabulü 1244 (1828) senesinde neşrolunan
elbise nizâmnâmesi ile takarrür etmişti.
1829'da kıyafet reformu çeşitli memur sınıflarında çeşitli
vesilelerle giyilecek kıyafeti büyük ayrıntılarıyla belirtti.
…cübbe ve sarık yalnız ulemaya müsaade edildi.
…fes, zorunlu olarak diğer her çeşit başlığın yerini aldı
Mustafa Kemal Kastamonu nutkunda: Yunan serpuşu olan fesi
giymek câiz olurda şapkayı giymek neden olmaz?
1331 (1915) yılında Kılıçzâde Hakkı Bey: "Türkiye'de
ittihâd-ı efkâr mevcut olmadığına en birinci delil esaslı ve milli bir
kıyafetimizin mevcut olmaması yani herkesin istediği gibi giymesidir. (…) …feslerimiz
Avrupa'dan geliyor.”
Fatih Camii hocalarından İskilipli atıf Hoca, 12 Temmuz 1340
(1924) tarihinde yazmış olduğu "Frenk Mukallitliği ve Şapka" adlı
risâlesinde; şapka, gayyar, zünnar, küstiç, gasli ve salibi 11 küfür alâmeti ve
gayr-ı müslim milletlerin en meşhur işaretleri olarak gösterip, (…) (bunları
giyinip kuşanmanın) haram olduğunu belirtmektedir.
Süleyman Nazif, İskilipli Atıf’a cevaben; “…Ben dinime ne
başımdaki eşyayı hasise ile merbutum, ne ayağımdaki şeylerle. Müslüman doğduğum
gibi Müslüman öleceğim. Kendi ayağındaki frenk kundurasını mübâh ve müstehabb
gören Hoca Efendi, başka bir kimsenin başındaki şapkaya ne hakla ve ne haddle
küfr ve dinsizlik damgasını yapıştırıyor?”
Mustafa Kemal 24 Ağustos 1925 tarihinde Kastamonu’da:
…inkılâpların hedefini, "Türkiye Cumhuriyeti halkım
tamamı ile ve bütün şekilleriyle medenî bir toplum haline getirmektir"
diye açıklamıştır.
"Bizim kıyafetimiz millî midir? (hayır sadâlan).
"Bizim kıyafetimiz medenî ve beynelmilel midir? (hayır,
hayır sadâlan).
"Size iştirak ediyorum. Tabirimi ma'zûr görünüz. Altı
kaval üstü şişhâne diye ifade olunabilecek bir kıyafet, ne millîdir ve ne de
beynelmileldir. O halde kifayetsiz bir millet olur mu arkadaşlar?”
Mustafa Kemal Paşa, Kastamonu seyahatinden Ankara'ya şapkalı
döndü. Şehir yakınlarında kendisini karşılamaya gidenlerden Yunus Nadi'nin
şapkasını beğenerek kendisinin ki ile değiştirdi.
Mahmut Esat Bozkurt, Atatürk İhtilâli, s.154-155: “Şapka
giymek ne demek? Bütün ilerlemelerin başında bu mu gelir? Evet ve bunda hiç
şüphe edilmemelidir. Gerçi fes giymek bir mesele değildir. Fakat mesele fese
bir kutsallık veren onu çıkarıp atmayı, mukaddesâta hakaret sayan
zihniyettedir. Şapka giymek, işte böyle sakat bir zihniyeti yerlere, çamurlara
çalmak için gerekliydi ve gereklidir.
…
Şapka giymek, bu millet hesabına bir Musul fethinden
üstündür!”
Şapkanın üstüne, bir de tarikatların yasaklanması ve
tekkelerin kapatılması eklenince, ülkenin birçok yerinde, bunları "dinin
elden gitmesi" diye gören tepkiler yükselmiş, Erzurum'da, Maraş'ta,
Rize'de, Sivas'ta, Kayseri'de, Malatya'da şapka aleyhinde bir takım olaylar
meydana gelmiştir.
Erzurum'da cereyan eden olayın elebaşıları Gâvur İmam adında
bir hoca ile Hoca Osman adında biri idi.
25 Kasım'da Rize'de bir ila hocanın elebaşlığı ile,
hükümetin dinsizliğe gitmesini önleme diye bir hareket yapılmak istendiyse de
olay derhal bastırıldı, Rize'ye giden İstiklâl Mahkemesi olaya el koydu. 26
Kasım'da Maraş'ta; İbrahim Hoca adında biri, camide başına topladığı bazı
kimselerle hükümet aleyhinde gösterilerde bulunmak istedi, fakat hepsi
yakalandı ve Ankara'daki istiklâl Mahkemesi'ne gönderildi. 4 Aralık'ta
Giresun'da; Muharrem adında bir hocanın elebaşılığı ile de ötekilere benzer bir
hareket yapılmak istenecek ve fakat hemen bastırılarak kovuşturmaya
girişilecektir.
…
Atatürk Yolu Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 16, 1995 (s. 529-547)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder