24 Mart 2020 Salı

Mümtaz Sarıçiçek - Modern Hikâye-Öykünün Tür Sorunu ve 'Kısa Öykü' Açısından Ömer Seyfettin Metinleri


Modern Hikâye-Öykünün Tür Sorunu ve 'Kısa Öykü' Açısından Ömer Seyfettin Metinleri

Mümtaz Sarıçiçek, Ölümünün 85. Yılında Ömer Seyfettin'i Anma Toplantısı (4 Mart 2005): Ömer Seyfettin'i Yeniden Okumak, Erciyes Üniversitesi Yayınları, s.199-226

(Terminoloji sorunu)
…adlandırmada kullanılan terminoloji ‘hacim’den hareket edilerek ortaya atılmıştır.

Hikâye: bütün ‘roman olmayan hikâyeleri’ kapsayacak bir anlam dünyası çerçevesinde kullanılabilir.

Kısa öykü: Küçüköykü formunun belirgin özelliklerinden biri, üslûptaki yoğunluktur, yani az kelimeyle çok şey anlatma ilkesi.

Anlatı: çok kısa, küçük, mini, minik, minimal öykü… Bu tür için biz ‘anlatı’ terimini öneriyoruz.

Klasik eserin doğması için üç şartın el ele vermesi lazım: dilin kemâle ermesi, edebiyatın millileşmesi, türün doruğuna ulaşması. Bu üç şarttan herhangi biri yoksa eser klasik olamaz.

Ömer Seyfettin, 151 adet hikâye kaleme almış…
91 kısa öykü (2000 kelimeden fazla)
52 öykü (500 kelimeden fazla)
8 anlatı (500 kelimeden az)

(Üslup özellikleri incelemesi, Ömer Seyfettin’in kaleme aldığı ilk hikâye olan “Tenezzüh” üzerinden yapılıyor)

…‘beliğ’ söyleme; ‘az kelime ile çok şey ifade etme’ ya da ‘üslûp yoğunluğu’ oluşturma isteğidir.
…betimleyici ifadeye yer verilmemiştir.

(Üslup incelemesi “Tütün” ve “Koleksiyon” adlı öykülerle devam ediyor)

(Kısa değil de uzun öykülerde beliğ değil sanatkârane olma endişesi tespit ediyor)

Ömer Seyfettin, ‘kısa öykü’ formuna uyduğunu varsaydığımız ‘beş yüz ila iki bin kelime’ hacmine sahip metinlerin bir çoğunda bu form için gerekli görülen ‘üslûp yoğunluğu’ ilkesine bağlı kalmıştır. Onun, daha uzun hikâyelerinde; ‘öykü’ (long short-story) hacmindeki metinlerinde görülen tahlilci, tasvirci, ‘romansı’ tutum bu eserlerde asgarî düzeye indirilmiştir.

Olay Örgüsü
‘Basit bir olay örgüsü’ Öncelikle, vaka, dış dünyadan ‘özenle seçilmiş’ düşüncesi uyandırmamalı, sıradan, alelade bir vaka ya da durum intibaı bırakmalıdır. İkinci olarak, her şeyin onunla başlayıp, onunla bittiği düşüncesi verilmemeli, bunun yerine günlük hayatın akışı içinde sadece bir görüntüden ibaret olduğu, o sona erse de hayat devam ettiği izlenimi bırakılmalıdır.

Anlatım tutumu
‘Kısa öykü’ şiir ve tiyatroya daha yakındır
Şiir, coşkulu/lirik anlatımı; tiyatro, temsil/sahneleme tarzı anlatımı; roman ise tahkiye tarzı anlatımı esas alır.

Ömer Seyfettin, Türk hikâyesinin ‘klasikleşmiş’ bir ismidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder