Ortadan kaybolmak yahut yok olmak hakkında
Jean
Baudrillard - Neden Her Şey Hâlâ Yok Olup Gitmedi
Önsöz
Artık varlık yok hiçlik var.
…nihilizm hiçliğin unutulması demektir.
…nihilist olan bir şey varsa o da sistemdir. Baudrillard’ın
deyimiyle sistem “hakikaten inkârcıdır,” çünkü kendisi hiçliğin, her türlü illüzyonun
inkâr edilmiş biçimidir.
François L’Yvonnet
Neden Her Şey Hâlâ Yok Olup Gitmedi?
Zamandan söz ettiğim sırada onun varlığını hissedemiyorum.
Burada söz konusu olan şey ortadan kaybolmadır
…gerçeğin ortadan kaybolması
Biraz yakından incelendiğinde gerçek dünyanın (…) modernleşme
çağında ortaya çıktığı görülmektedir.
Öyleyse paradoksal bir şekilde gerçek dünyanın ortaya
çıktığı andan itibaren ortadan kaybolmaya başladığı söylenebilir (s. 8).
…insanın temel özelliklerinden biri yeteneklerini sonuna
kadar zorlamamakken, teknolojik nesnenin temel özelliklerinden biri
yeteneklerini sonuna kadar zorla(mak)…
Bu durumda bizim ve sahip olduğumuz bedenin bizi tamamıyla
egemenliği altına almış olan teknolojinin görünmez/hayaletleşmiş parçası, zayıf
halkası, ilk dönem hastalığından başka bir şeye benzemediği söylenebilir.
Modern dünyada sanat denilen şey (…) ortadan kaybolabildiği
ölçüde var olabilmektedir (s. 13).
Sanat, ortadan kaybolduktan sonra yaşamayı sürdüren her
şeyin paradigmasına dönüşmüştür.
…ortadan kaybolmakla meşgul olanlar ve ortada görünmedikleri
halde var olmayı sürdürenlerden de söz edebiliriz.
Sorun her şeyin ortadan kaybolduğu bir yerde geriye nelerin kalmış
olduğudur.
…özne vücudun yaydığı uçucu bir maddeye benzemektedir
Artık hiçbir şeyle mücadele etmediği için ortadan kaybolan
özne, dünyanın sonu geldiğinde karşılaşacağımız öznellik imgesi işte böyle bir
şeye benzemektedir.
…sıradan nesnelliği kendisinden ayırmakta zorlandığımız
sanat yaşamdan farklı bir şey olarak kalmayı sürdüremediği için yüzeysel bir
şeye dönüşmüştür.
Ortadan kaybolmayı bilmeyen bir şeyin var olabilmesi mümkün
değildir.
…gerçekliğin sistematik bir şekilde yok edildiğini gösteren
en güzel örnek günümüzde imgenin başına gelenlerdir.
…aşırı hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler ortaya imgenin gerçeği
“özgürleştirmesi” ve sayısal teknolojinin de imgeyi “özgürleştirmesi” gibi saçma
sapan bir fikrin çıkmasına yol açmıştır.
0/1 üstüne oturan bilgisayar programının oluşturulmasıyla
dilyetisi ve düşünce birbirlerine simgesel bir şekilde eklemlenme yeteneklerini
tamamıyla yitirmişlerdir
Hangi nedenle olursa olsun beyni bir alıcı, sinaptik bir
terminal, gerçek zamanlı zihinsel bir imge ekranına benzetmek kadar yanlış bir
şey olamaz
İmgenin maruz kaldığı en son şiddet biçimi sayısal hesap ve
bilgisayar aracılığıyla yoktan var edilen sentetik imgedir.
Normal insan temelde her zaman bir modeli örnek alarak ya da
almadan yaşar ama aynı zamanda bu modele karşı her zaman meydan okur.
Sonuç, insanoğlu her zaman örnek aldığı modelin hem başarılı
hem de başarısız olabilmesi için elinden geleni yapar.
Normal insan böyle biridir (s. 34).
Teknolojik güdümleme sayesinde basit varlıklara dönüştük.
Sayısal güdümleme aşamasında gelindiğinde bu basitleştirilme
çılgınlık boyutlarına ulaştı.
Oyunun kuralı ikiliktir.
Eğer insan kendine özgü ikilik kuralı tarafından terk
edilmişse bu durumda roller değişmekte, yani makine yolunu şaşırmakta, kusurlu
ve sapık, şeytani, karnından konuşan bir şeye dönüşmektedir. İkilik denilen şey
güle oynaya öteki tarafa geçmektedir.
Başlangıçta Söz vardı. Sessizlik ondan sonra ortaya çıktı.
Artık ortada son denilebilecek bir şey kalmadı...
…
Pourquoi tout n’a-t-il Pas dejâ disparu?
Türkçeleştiren: Oğuz Adanır
Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder