7 Nisan 2018 Cumartesi

Hikmet Gürcan - Samsun Folkloru


Hikmet Gürcan - Samsun Folkloru

---
Göçler
…Kafkasya’dan zorunlu göçe tabi tutulan Türk kökenli Gürcüler (Türk kökenli Gürcü olmaz, Gürcü, Gürcü’dür) ile Müslüman Çerkezler Samsun Merkez İlçe, Dereköy, Kurupelit, Çarşamba, Kavak ve Terme’ye yerleşmişlerdir.
• 1917 öncesi, 1. Dünya Savaşı sırasında Rus istilası sonrası göç edip gelen Rize, Artvin ve Trabzonlular ağırlıklı olarak Samsun merkez ilçe ile Terme ve Çarşamba’ya yerleşmişlerdir.
• İkinci büyük mübadil göçü 1923-1924 yılları arası Yunanistan’ın Selanik ve Kavala yöresinden gelen Türk kökenli muhacirlerin burada yaşayan Rumlar ile takasıdır. Bu mübadillerimizin bir kısmı sadece Samsun merkez ilçeye bağlı 39 köye yerleşmişlerdir. Bunlar içerisinde Bafra ve Alaçam’a gidenler de olmuştur.
• Güney ve Doğu Anadolu’dan gelen Kürt kökenli ve Alevi inançlı vatandaşlarımız: Bafra Kızılırmak Mahallesi, Yörükler Beldesi, Ladik, Havza ve Vezirköprü’ye yerleşmişlerdir.

…isimleri değiştirilen merkez ilçe köylerimiz:
Alanlı: Alanos
Antyeri: Andırya
Çamlı yazı: Mevrek
Çatkaya: Kadamut (Gadamut)
Çoban Özü: Olyas
Gürgendağı: Kethüda
Has Köy: Papaz Köyü
İncesu: Müzmüllü
Kamalı: Kamalos (Gamalos)
Kaşyayla: Pinice
Kol Pınar: Büyük Gerçeme
Kökçe: Gökçe
Kutlukent: Ökse
Meyvalı: Mamados
Ovabaşı: Güdedi
Sarıtaş: Afanlı
Toybelen: Koymat (Goymat)
Uzgur: Küplüce (Güplüce)
Çayırkent: Gaman
Çatalçam: Canikli

Halk Oyunlarının Adları (s. 33-34)
Samsun Merkez: Çoban, Kol Bastı, Kasap, Birinci kına (güveyi güveyi), ikinci kına(hakiki kına),Tuz Kabını Tuzsuz Koyan, Rençberler Oyun Havası, Çiftetelli, Samsun Sallaması, Çarşamba Çiftetellisi, Dolama, Çuguş (Zigoş), Ağacının Fatma, Bilal Ağa, Debreli Haşan, Paşa Dudu, Gökteki Yıldızlar, Kamber, Helvacı, Çamaşır Yıkar mısın, Arap Oyunu, Deveci, Pıtık, Cimdallı, Neynam, Dik Horon, Telgrafın Telleri.
Alaçam ve Köyleri: Sarı Kız, Tombul Gelin, Samsun Sallaması, Alaçam Halayı.
Bafra ve Köyleri: Sarı Kız, İkileme, Demir Aga, Zirto, Kabadayı, Kasap, Samsun horonu, Tombul Gelin, Rumeli Dik Horonu, Kör Oğlu, Kızlar Havası, Atlama, Cipos, Salınık, Selanik, Hora, Alay Bey, Genç Osman. Kol Bastı.
Çarşamba İlçesi ve Köyleri: Çarşamba çifte tellisi, Çarşamba Düz Oyun Havası, Çarşamba Karşılaması, Sağır Perde, Anadolu Çifte Tellisi, Karaçalı, Kasap, Kaba Ceviz, Alafranga, Kol Bastı, Gürcü Horonu, Şinanay (Oy Kargalar).
Salı Pazarı İlçesi ve Köyleri: Üçlü Horon.
Terme İlçesi ve Köyleri: Üçlü Horon, Gürcü Horonu ve Horon Kurma.
Vezirköprü ve Köyleri : Oduncular, Serhoş Barı, Sarı Kız, İkileme Halay, Dik Horon, Halkalı, Meşe Meşeye Benzer, Sim Sim.
Havza ilçesi ve köyleri: Sarı Kız, Simsim, Yeni Simsim, Dörtayak Halay, Ağırlama ve Yeldirme, Halkalı, Havza çiftetellisi, Hasancık.
Kavak İlçesi ve Köyleri: Yamadan Gel Yamadan, Pıtık, Cimdallı.
Ladik İlçesi ve Köyleri : Üç ayak (ağır halay), Makinalı, Tamzara, Hoş Bilezik, Temur Ağa, Serhoş Barı, Sarı Kız, Oduncular, Ağam Ben Yandım, Yelleme, Ladik Horonu, İki ayak, Sim Sim.

Samsun Folklorunu (Halk Bilimi) üç gruba ayırmak mümkündür.
1 - Yerli halkın folkloru,
2- Çeşitli İllerden gelip bağlı bulunduğu yerin folklorunu yaşatanlar,
3- Mübadiller ( Balkanlar-Kafkaslar)

Ortak Oyunlar:
Kolbastı: Samsun, Bafra, Çarşamba
Kasap: Samsun, Bafra, Çarşamba
Samsun Sallaması: Samsun, Alaçam
Dik Horon: Samsun Vezirköprü
Sarı Kız: Alaçam, Bafra, Ladik, Vezirköprü
Tombul Gelin: Alaçam, Bafra
Gürcü Horonu: Çarşamba, Terme
Üçlü Horon: Salı Pazarı, Terme
Serhoş Barı: Ladik, Vezirköprü
Oduncular: Ladik, Vezirköprü
Sim sim: Havza, Ladik, Vezirköprü
Halkalı: Havza, Vezirköprü
Pıtık: Samsun, Kavak

Samsun’da Balkan kökenli Türklerin sayısı oldukça yüksektir. Bu nedenle de halk danslarımızın çeşitliliğine büyük katkıları olmuştur.

Mübadil Oyunları:
Çuğuş (Zigoş), Ağacanın Fatma, Bilal Ağa, Kabadayı, Kasap, Debreli Hasan, Paşa Dudu, Gökteki Yıldızlar, Kamber, Çamaşır Yıkar mısın, Arap Oyunu, Deveci, Telgrafın Telleri, Demir Aga, Zirto, Selanik, Kadriyem, Hüseyi Ağa (İseyina), Hatice, İsa Bey, Arda Boyu, Hop Hop Birdanem.

BAR: Oduncular ve Serhoş Barı

HALAY: Ağır Halay, Üç Ayak ve Kaba Ceviz

KARŞILAMA-HORON: Sağır Perde, Şinanay-Kol Bastı

HORON-HOROM: Düz Horon, Dik Horon, Üçlü Horon ve Gürcü Horonu

Samsun Mahalli Halk Danslarının Karakteristik Özellikleri (s. 41)
…halk dansları genellikle kalabalık gruplar halinde oynanmaktadır.
Oyunlar genellikle oyuncuların belli bir alan içerisinde dolaşması şeklinde icra edilir.
Çökme figürü, el vurma figürü, çapraz yürüme figürü, topuk vurma ya da ayak burnu vurma figürü, ayak savurma figürü, dönme figürü oyunlar içerisinde yer almaktadır.

SAĞIR PERDE: Bu oyunun adının müziğinden geldiği söylenmektedir. Ezgilerin çalınışında zurnanın çalmakta zorlandığı ve sağır perde olarak adlandırılan bir notanın varlığından söz edilmektedir.
Erkekler kollarını kırarak yere paralel olarak öne çıkarır ve ellerini çene hizasına gelene kadar kaldırır. Bayanlar ise kollarını erkekler gibi yapar ancak eller göğüs hizasında kalır. Oyun süresince parmaklar oyunlarındaki gibi ses çıkartacak şekilde şaklatılır. Halk arasında bu parmakların birbirine sürtülmesinden çıkan sese “pıtık” denir.
Hızlı ve insana neşe veren bu oyun türünü düğün, bayram ve eğlencelerde her zaman görürüz. Oyunda omuz sallamalar, kol hareketleri, ayak uçlarının yere hafifçe değmeleri, dönüşler çok dikkat çekicidir.

KABACEVİZ: Çarşamba’nın Kabaceviz köyü eskiden çok büyük ceviz ağaçlarının bulunduğu bir köy olarak tanınmaktadır.
İnsanların el ele tutuşarak uzun bir dizi halinde oynadığı, oynarken neşelendiği karakteristik bir Samsun mahalli halk dansıdır.
Oyuna başlarken önce el ele tutuşulur. Kol hafif kırılarak yukarı kaldırılır. Eller avuç içleriyle birbirini tutar.
Yürüyüş, eğilme ve el vurma figürleri vardır.

KASAP: Ağırlama ve yelleme olarak iki bölümü vardır. Oyun yarım daire biçiminde oynanır.
Oyun eller aşağıda tutulur ve sallanarak oynanır. Oyun başlangıçta yavaş başlar gittikçe hızlanır.

ALAFRANGA: Dansçılar, düz bir çizgide toplanırlar. Eller aşağıda tutulur. Düz sıra halinde oynanan bu oyun ileri-geri gidilerek icra edilir.

AĞIR HALAY: Oyun sağa doğru yürüyüşle oynanır. Oyunun başlangıcı (ağırlama bölümü) yavaştır. Kollar dirsekten kırılarak eller yukarıda tutulur.

SARHOŞ BARI: Kollar dirsekten kırık, dirsekle el arası yere paralel olarak kenetlenerek tutulur. Oyun bir süre sağa doğru yürüyerek, bir süre de bir dizi halinde öne gidilerek oynanır.
Oyun esnasında öne çıkışlarda “Haydaaa” diye nara atılır.

TEMURAĞA: Oyuna vücut sola döndürülerek, sağ ayak sol ayak üzerinden sola bir hamle ile başlar. …bazen sağa bazen sağ doğru yürüyüşle, bazen de düz sıra halinde, belli alan içinde gidip gelerek oyuna devam edilir.

ODUNCULAR: Erkeklerin oynadığı bir oyundur. Oyun süresince dansçıların kolları omuzlardan tutulu vaziyettedir. Baştaki dansçının elinde mendil bulunur.

SARIKIZ: Sağa doğru yürüyüşle başlayan ve yarım daire biçiminde oynanan bir oyundur. Baştaki oyuncunun elinde mendil vardır. Eller serçe parmaklardan tutuludur ve vücudun öne arkaya hareketine uygun olarak hareket eder.

TAMZARA: Tamzara Bar türü ya da Bar yöresi oyunu olmasına rağmen erkekler Halay düzeni ve Halay tutuşu ile oyuna başlarlar ve bitirirler. Oyun düz sıra halinde başlar ve yarım daire şeklinde devam eder. Bitişte oyuncular tekrar düz sıra haline gelirler.

GÜRCÜ HORONU

AĞAM BEN YANDIM: Kız-erkek karışık oynanan bu oyun aslında kız oyunudur. Halay sallanışı yapar gibi hafif geriye doğru ve son oyucunun üzerine yaşlanırmış gibi yaylanılmakta ve düz sıra halinde oynanmaktadır.

ÇARŞAMBA - HAVZA ÇİFTETELLİLERİ: Ağırlıklı olarak kadın oyunu olmasına rağmen, yer yer erkekler tarafından da oynanmaktadır. Diğer yörelerde olduğu gibi oyun yavaş başlar ve gittikçe hızlanan bir tempo ile devam eder.
Erkeklerde diz kırma, dizleri ve topukları birbirine vurma, parmak ucunda yürüme ve pıtık vurma (çalma) yaygındır.
Kadın hareketleri daha çok kendi ekseni etrafında oluşurken, erkek hareketlerinde oyuncular oyun içerisinde birbirlerine sırtlarını dönmemekte ve karşılıklı olarak oynamaktadırlar.

Kullanılan müzik aletleri
Samsun merkez ilçe: Zurna, davul, bağlama, klarnet, cümbüş, ıklığ.
Çarşamba: Davul, zurna ve bağlama
Bafra: Çift davul, çift zuma
Terme: Davul, zurna, kemençe.
Havza: Davul, zurna, klarnet, cümbüş.
Vezirköprü: Davul, zurna klarnet, cümbüş
Kavak: Davul, zurna
Ladik: Çift klarnet, davul, zuma, bağlama

Iklığ : ”Iklık ya da iğlik” olarak da bilinir. Türklerin kullandığı eski yaylı çalgı. Bazı araştırmacılara göre de en eski Türk yaylı çalgısıdır.
Genel çizgileriyle rebap ve kabak kemaneye benzer. Hayvan kabuğundan (örneğin kaplumbağa), su kabağından ya da Hindistan cevizinden yapılan yarım küre biçimli gövdesinin ön yüzüne deri (çoğunlukla balık derisi) gerilirdi. Sapının ucunda tel sayısına göre iki ya da üç burgu bulunurdu.
Samsun’daki en önemli icracıları Yurdakul Süer, Özcan Avanoğlu, Sebahattin Meşekıran ve Iklığcı Osman (s. 52).

Seyirlik Oyunlar (s. 77)
YÜZÜK OYUNU- (Yüzük Kapmaca)
Uzun kış gecelerinde erkeklerin ya da kadınların ayrı ayrı oynadıkları ancak teması aynı olan bir oyundur.
Ortaya bir tepsi (sini) getirilir ve oyuncuların en yaşlısı oyun kurucu olarak seçilir. Sonrada bu eğlence kadınlar arasında yapılıyorsa evin en yaşlı kadınının yüzüğü alınır. Oyuncu sayısı kadar küçük bezler (mendiller) temin edilir. Önce bütün oyuncular oyun kurucuya sırtlarını dönerler. Oyun kurucu bu mendillerden birine yüzüğü düğümler. Diğer mendilleri de boş olduğu belli olmayacak şekilde düğümler ve hepsini sininin içine atar. Sonra oyuncular verilen komutla sininin içindeki düğümlü mendillerden birisini kapar ve bütün oyuncular bunu aynı anda yaparlar.
İçinde yüzük olan mendili alana oyun kurucu tarafından bir ceza verilir. Bunlar genellikle mani-türkü söyleme-oynama, kendi evinin büyüklerinden birini taklit etme ya da bir hayvan sesi çıkarmak gibi cezalardır.
Erkeklerde bu oyunların cezaları daha ağırdır. Oyunculardan birini sırtında taşımak, tek ayak üstünde durmak, kış gecesi bakkala gönderilerek lokum-helva alması İstenebilir.

MENDİL OYUNU (s. 78)
Yine kış gecelerinde herkesin oynadığı bir oyundur. Aileler kendi aralarında oynadığı gibi gençler bir evde toplanarak da oynarlar.
Kural oyun oynanan evdeki bir yaşlının ya da müsait olan birinin bu oyuna hakemlik etmesidir.
Bütün Oyuncular daire şeklinde ve dizlerinin üstünde otururlar. Gelen komutla herkes secdeye varır gibi yüzlerini yere koyarlar. Oyun kurucu elindeki mendili bu oyunculardan birinin arkasına kimse görmeyecek şekilde saklar. Bu saklama sırasında kuralara uymayan bir oyuncu olursa oyun durdurulur ve bir ceza verilir.
Mendil saklama sırasında oyun kurucunun ayak seslerinin duyulmaması için yere kapaklanan oyuncuların her biri bir hayvan sesi taklit eder. Daha sonra gelen komutla hepsi doğrulur.
Oyun kurucu oyunculara teker teker mendili kim çaldı diye sorar ve oyuncular ben ya da ben değilim diye cevap verir. Bu soru cevap birkaç tur devam eder. Sonunda eğer mendil ben çaldım diyen birinin arkasında ise bu kişi gruptan herhangi birine istediği bir cezayı verir. Eğer mendil ben çalmadım diyen bir oyuncunun arkasında ise bu defa oyun kurucu o oyuncuya ceza verir. Oyun kurucu herkese adil olmak zorundadır.

VIZ VIZ OYUNU
Bu oyun Kavak ilçemizin bazı köylerinde (Mahmut Beyli) erkekler arasında yaygın bir şekilde oynanmaktadır.
Bir evde ya da köy odasında toplanan erkekler aralarında birini kura ile seçerler. Seçilen bu kişi ARI olur. Arı parmakları ile orada konuşulanları duymayacak şekilde iki kulağını tıkar ve yüksek şekilde kesintisiz olarak vızıldamaya (vızzzzzzzzzzzz) başlar. Bu arada diğer oyuncular aralarında bir nesne (genellikle arının üstündeki bir eşya ya da onunla ilgili bir bilgi) belirlerler ve bunun ne olduğunu kulakları tıkalı arıya sırayla sorar. Arı diğer oyuncuların ağız hareketlerinden bu nesnenin ne olduğunu çıkartmaya çalışır. Her yanlış cevapta arı ensesine bir tokat yer. Burada oyunun en neşeli tarafı arının soruyu anlamadan verdiği garip cevaplardır. Hangi oyuncunun sorusuna yakın bir cevap verirse bu defa arı oyuncuyu temsili olarak sokar ve tokatlar.
Burada oyunun bir başka özelliği Oyuncular arıya soracakları sorunun başına mutlaka “Hodokman-Bi batman” diye bir tekerleme ilave ederler. Eğer aralarında arının çorabını belirlemişlerse; Hodokman-Bi batman çorabın ne renk diye sorarlar.

SARIK BAĞLAMA (SIRA GECESİ) (s. 79)
Kız evinde kına eğlenceleri yapılırken oğlan evinde de eğlenceler yapılır. Gecenin ilerleyen saatlerinde oğlanın sağdıçları ya da erkek arkadaşları bir fesle ortalama 2 metre uzunluğunda bir dolak getirirler ve damadı ortaya çıkartırlar.
Türküler ve oyunlar eşliğinde damada fes giydirilir ve dolak sarığa sarılmaya başlar. Ancak bu sarma işi oldukça ağırdan alınır. Dolak sarığa her bir tur atıldığında oyunda müzikte durur ve bu işi düzenleyen kişi “Bu dolak yetmeyecek, yeniden dolak almamız lazım. Ama bunun içinde para lazım” der.
Ortadaki siniye bütün davetliler para atar. Ortalığı kızıştırmak içinde kimin siniye kaç lira attığı bağırarak duyurulur. Yeteri kadar para toplanıldığında sarık bağlama işine de son verilir ve baklava tepsileri getirilir.
Bu şekilde toplanan para düğün masraflarına katkı olmak üzere damadın babasına ya da düğün masraflarını yapan kişiye verilir.

ARAP OYUNU
Bu oyunda oyuncu bedeninin görülen yerlerini siyaha boyar. Siyah bir post giymiştir ve elinde de tüfeği vardır. Bir başka oyuncu, ihtiyar ve beyaz sakallıdır. Yüzü un ile aklaştırılmıştır ve sırtına bir post giymiştir.
Kız ve iki kişiden yapılan bir at. Kız at ile yaylaya göç etmektedir. Arap atın başını çeker ve kıza sarkıntılık eder. İhtiyar ile arap, kız için kavgaya tutuşurlar. Kız ikisine de yüz vermez. Arap ihtiyarı öldürür. Kız ağlar, ağıtlar söyler. İzleyicilerde bu üzüntüye katılır. Düğün sahibi ihtiyarın ağzına para koyunca ihtiyar canlanır ve neşeyle halay çekilir.

DEVECİ OYUNU
Burada üç kişi vardır. Bir merkep, bir de deve bulunur. Eli yüzü isle karartılmış arap merkebi çeker. Deveci ise keçi postundan bir külah giyer. Beyaz yünden sakal yapar. Yüzü unla aklaştırılmıştır. Sırtı kamı şişirilmiştir. Elinde değnek bulunur. Arap ile gelin birlikte davul zuma eşliğinde oynarlar. Arap kadına sarkıntılık eder. Deveci araba silah atarak kovalar. Arap kızı kaçırır. Başka biri bir el silah atar. Arap korkusundan bayılır (veya ölür) sırtındaki eleği kırar gelin başında ağıt söyler, ağlar para veya yiyecek verip ayıltır. Sonra birlikte yenir içilir.

Samsum’da oynanan çocuk ve genç oyunları (s. 81-83)

Giyim-Kuşam (s. 83)
Alaçam ilçemizin Ağacalan, Büyük Yeraltı, Otmeşe köylerinde dokuma tezgâhları bulunmaktadır.

Kadın Giysileri:
Çarık: Manda derisinin (gönü) sırt kısmından yapılmakta ve bir çeşit yün çorapla giyilmektedir.
Çorap: Ayağa mevsimine göre yün, tiftik ya da pamuk dokuma çoraplar giyilirdi.
Paçalı Don: Evlerde el tezgâhlarında yapılan pamuklu dokumadır. Birbirinden farklı renkte iki parçalı olarak dikilmektedir. Diz ile ayak bileği arasındaki parça (saçı kırmızı denen bir boya) kire gelmesi için boyalı ipten dokunmuştur.
İçlik-İşlik: İç gömleğinin altına giyilmektedir. Bir nevi kadın iç çamaşırının üst kısmı olarak kullanılmıştır.
İç Gömleği: Her kadın çehiz olarak kendi dokuduğu gömlekleri getirir. Gömleklerin yakası açılmamıştır. Yaka giyileceği zaman açılmaktadır. Gömleklerin yakasının giyilmeden önce açılmasının kişiye ya da aileye uğursuzluk getireceğine inanılmaktadır (s. 90).
Üç etek: Evde giyilen gündelik üç eteklerin ön iki eteği kısadır. Halk arasında buna “sen git ben geliyorum” tabiri kullanılmaktadır.
Cepken-Yelek: Gündelik giyimlerde üçeteğin üzerine giyilmektedir.
Gerdan Altını: Kadınlar evde de olsalar takılarından vazgeçmezlerdi.
Fes-Altınkaplama Fes: Gündelik giyimin vazgeçilmez parçalarından biridir fes. …altın sayısı çok olan feslere “Kaplama Fes” denilmektedir.
Çember-Yemeni: Çember ya da yemeniler evde başta fes varken çene altından, yoksa enseden bağlanmaktadır.
Önlük: Önlük boyu üçetek boyu kadar uzun ve iki kez bele dolanmaktadır.

Yemeni: Ekonomik durumu iyi olan kadınlar ve kızlar gelin olurken, bayram ya da düğünlerde “yemeni ya da kundura” adı verilen ayakkabılar giyerlerdi.

Bel Kuşağı-Kemer: Merkez köylerde yaygın olan hasır dokumadır. Bunu tamamlayan yine hasır dokuma bileklikler kullanılmaktadır. Ladik ve Havza’nın bazı köylerinde ise saçaklı kuşaklar kullanılmaktadır.
Delme Yelek: Gömleğin üstünde ve yeleğin de altına giyilmekte. Hakim olan renk yeşil ve kırmızıdır. Sadece Ladik ve Havzanın bazı köylerinde kullanılmaktadır.

Tepelik-Tepe Altını: Kumaş kaplama karton plaka üzerine 29 lira çeyreği 10 sıra inci ya da kesme sedef boncuk ortasına ise bir Reşat altını koyulmuştur. Samsun ve köylerinde tepelik ya da tepe altına doğrudan saç üzerine koyulmaktadır. Tepelik saç üzerine pembe renkli bir kumaş kullanarak takılmaktadır.

Erkek Giysileri:
Çarık-Çapula-Kundura: Genellikle tuz ile gölgede kurutulmuş manda derisinden yapılmış çarık, burnu yukarıya kalkık çapula ya da ağır ve kaba bir erkek ayakkabısı olan kundura giyilir.
İç Donu: Paça ve Tuman da denir.
Potur: Yörenin tamamına yakınında siyah ve kahverengi şayak dokuma, ağı bol, ayak bileği ile diz arası dar giysidir.
Kuşak: Beli sıkı tutması için sarılan uzun ve dar bir dokumadır.
Kuşak hem bir erkek süsüdür, hem de öne gelen kıvrımları cep gibi kullanılmıştır. Çevreler, bıçaklar, hançerler, çubuklar, tütün-kav ve çakmak keseleri, para keseleri, enfiye kutuları, saatler ve anahtarlar kuşak kıvrımları arasında taşınmıştır.
Yelek-Fermene: Sağlı sollu ikişerden dört cebi vardır. Yelekler daha çok sahil kesiminde kullanılmaktadır.
Başlık: Samsun’da kullanılan erkek başlıkları sarık, serpuş, kavuk, külah, başlık, takke, puşu, derviş tacı, kalpak ve şapkadır. En yaygın kullanılanı festir.

Samsun Halk Müziği (s. 107)
“Nefesli Sazlar Ustası” Seydi Yerli, Ladik - Salur’da kaval imal ederdi.

Yorumcular; Şahin Gültekin, Ayten Zenger

---
Gürcan, Hikmet. (2007), Samsun Folkloru, Anadolu Folklor Vakfı Samsun Grubu Kültür Yayınları, İstanbul


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder