16 Temmuz 2018 Pazartesi

Doğu Karadeniz’de Geleneksel Dokumacılık: Rize Keten Bezi (Feretiko) ve Sosyo-Ekonomik Etkileri


Davut Hut – Doğu Karadeniz’de Geleneksel Dokumacılık: Rize Keten Bezi (Feretiko) ve Sosyo-Ekonomik Etkileri (s. 9-33)

“Rize bezi” olarak şöhret kazanan bu dokumanın hammaddesi aslında keten değil, Hint keneviridir. Lifleri dokumacılık ve gemi sanayisinde, tohumları ise ilaç, boya ve yağ sanayisinde kullanılan bu bitkilerin her ikisi de, dokumacılık ve türleri bakımından hemen hemen aynı özelliklere sahiptir.
…halk arasında bitkinin asıl ismi olan kenevir yerine daha çok kendir ismi kullanılırdı (s. 9).

…bölgede kendir dokumalarına “ketan” da denmiştir.
Feretiko (…)kenevir ipliğinden yapılan bir dokuma çeşididir ve asıl Rize bezi olarak şöhret bulan da bu bezdir. Genellikle 40-45 cm. eninde dokunurdu (s. 10)

…şehirde dokunan kırk farklı kumaş arasında “altınbaş” denilen en kaliteli keten dokuma, üretilen en ucuz kumaşların yaklaşık on yedi katı bir fiyata alıcı buluyordu (s. 11).

Feretiko bezi, deniz veya nehir kıyısında taşlık alanlara serilir ve ağartılıncaya kadar üzerine defalarca su dökülerek güneşte kurumaya bırakılırdı. Ortalama 20-30 gün sonunda istenilen beyazlığa ulaşan dokuma, böylece kullanmaya hazır hale gelirdi. Bu şekilde ağartma (beyazlatma) işinin yapıldığı yere “kasar”, ağartma işine “kasarlama”, feretikoyu ağartmak için böyle bir yere vermeye de “kasara vermek” denirdi (s. 13).

Rize merkeze bağlı Kasarcılar köyü, ismini bu iş kolundan almıştır.

Hemen her tarafta tanınan keten dokumaları, Osmanlı sarayına girecek kadar büyük bir şöhrete sahipti (s. 17).

1901 yılında Rize’den toplam 2.859.000 kuruşluk ihracat yapılmış ve bunun 1.750.000 kuruşluk kısmını, yani % 61’ini keten bezi oluşturmuştu.

1912 yılında 19.120 Paundluk toplam ihracatın % 58,7’sine tekabül eden 11.240 Paundluk (1.236.400 kuruş) kısmı, keten bezi ve giysilerinden ibaretti (s. 23).

Kendir ziraatı ve dokumacılığı, Cumhuriyet dönemiyle birlikte eski canlılığını ve önemini kaybetmeye başlamıştır (s. 24).

1933 yılında çıkarılan bir kanunla, münhasıran esrar yapmak için kenevir ziraatının yasaklanması fazla bir etki yaratmasa da121 özellikle çay faktörü, keten dokumacılığına belki de en büyük darbeyi indirmiştir.

…vaktiyle 150 bin top kadar çıkan Rize keten bezi üretimi, 1950’lerde artık 15 bin topa kadar gerilemişti (s. 25).

1960’lardan sonra keten dokumacılığı, giyim sanayisindeki makineleşmeye yenilerek büsbütün ortadan kalkmıştır.



Rize Defteri 1
Editör: İsmail Kara
Dergâh Yayınları
İstanbul, 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder