14 Haziran 2010 Pazartesi

Elias Canetti - Kitle ve İktidar

Dokunulma korkusu -> Belirsiz alandaki (kaynağı belirsiz)kaygıdan kurtulmak için kitleye yönelmek
Kitlenin oluşumu için bu yanlış bir önerme
Kitle dolaysız bağlarla bir araya gelmiş insan kalabalıklarıdır.
Ortak paydaya gereksinimleri yoktur.
Dokunulma korkusu kitle içinde karşıtına dönüşür.
İhtiyaç duyulan temas olur.
Böylelikle temas tehdit edici olmaktan çıkıp "tehdit etmek için" haline dönüşür.
Açık Kitle
Dağılma tehlikesini bünyesinde koruduğu halde kendi içinde bu tehdit varolduğu halde herkese açık olan, bu şekilde büyüyen ve katılım sona erdikten sonra dağılıp yok olan kitlelerdir.
Kendini sınırlamış olan ve sürekliliğini bununla sağlayan kitleler için Kapalı Kitle
Kitlenin varlığı katılımın devamına bağlıdır
Katılımcılar kendi özel/öznel kimliklerini kitle ruhuna terkederek deşarj durumuna geçerler.
Bu özel faktör kitlenin devamı için hayati önem arz eder.
Kitlenin en önemli dağılma nedeni; deşarj durumundan sonra kişilerin yeniden özel/öznel kimlikleriyle birlikte evlerine/işlerine dönmeleridir.
Kitlenin yıkıma gidişi
Yıkıcılığın kökeni kırılganlığın çekiciliğinde aranmıştır.
Kitlenin bir diğer hedefi kendi dışında olanı kendine katma güdüsüdür.
Yıkıcılık, katılım göstermeyene karşı ortaya çıkan bir mekanizmadır.
Patlama
Kapalı olan kitlenin açık hale gelmesidir.
Bu durum kapalı kitle için orgazm durumudur.
Kitlenin kendi içinde duyduğu saygı bakımından yetersizlik kaygısı o kitleyi yaşamaya zorlayan titici güçlerin başında gelir.
Büyümek isteyen kitle içinde eşitlik vardır.
Herkes aynıdır.
Aralarında hiçbir fark olmadığı gibi aralarında hiçbir şeyde yoktur.
Tek olmuşlardır.
Belirli bir yöne doğru devinim içindedirler.
Belirli bir hedefe doğru ilerlemektedirler.
Panik
Kitlenin sınırlamaya tabii tutulduğu mekanlar/durumlar vardır.
Kitleler içgüdüsel olarak sınırları kırar.
Sınırları yıkan kitle yine içgüdüsel olarak aniden dağılır.
Kalabalığın oluşturduğu kitle tek bir organik bileşim olarak olgılanmalıdır.
Durum böyle olunca kitle içindeki davranışlardaki belirli ritm de kolayca farkedilebilir.
Belirli olan hedefe doğru küçük küçük guruplar halinde ilerleyen kitle hedefe yaklaştıkça birbirine yakınlaşmaya başlar.
Bu guruplar hedefe ulaştığında kitle en kalabalık en yoğun haliyle ortada durmaktadır.
İnanç sahibi kimselerin oluşturduğu kitlelerin hedefi yeryüzünde değildir.
Böyle bie kitlenin fertleri birbirlerini tanımayabilir.
Mücadeleleri içseldir.
Aynı hedef uğrunda kendi içlerinde yol alırlar. Fizikötesi varlıklarında bir çeşit kitle olabileceği ayrıca belirtilmiştir.
Kitle, hedefi olana saldırma ihtimali ortadan kalktığı anda kaçış haline geçer.
Aynı işyerindeki işçilerin oluşturduğu kitlenin kendi içlerinde aldıkları bir kararla işi bırakıp greve gitmeleri örneği altında, yasak karşısında oluşan kitlelere örnek verir.
Yasak urada kitleyi bağdaştırıcı, aralarındaki bağı güçlendirici ancak olumsuz nitelikli bir olgudur.
Emir altında bulunan kitleler alınan her emri "arı sokması" gibi algılar. Tahammül sınırı aşılınca kitle ayaklanır.
Ayaklanmanın en can alıcı yanını mütevaciz bölüm oluşturur. Kitle içindeki bu uç oluşum, kendilerinin düşmanını tesbit eder. Ele geçirip kitleyi baştan çıkardıktan sonra kitlesel bir saldırıyla hedefi yok eder.
Karşıtına dönüşme inanç topluluklarında da vardır. Acı ve keder dolu bir dünyevi yaşama boyun eğmiş olan bireyler bu hayata öbür dünyada ki manevi huzur için katlanırlar ve bu ilahi amaç uğruna yaşarlar.
Onların yaşamı bu bağlamda hedefe doğru yol almadır.
Maksadı eğlence, zevk, vakit öldürmek Vs. topluluklar her toplantılarında adeta sözleşmişcesine bir sonraki oluşumda yeniden bir arada toplanmak üzere ayrılırlar. Bu şekilde kısa süreli aralıklarla toplanan bu gibi kitlelere Şölen Kitleleri denir.
Kitle, davranış ve hedefe yol alıştaki kararlılığına algılanıyor oluşunun bilincine sahip olduğu müddet daha emin ve güvenle ilerler.
Bunun için kitle kendini gözetleyen, gören, algılayan bir ikinci kitlenin varlığına gereksinim duyar.
Kitle, kendisini oluşturan Öz'ü koruduğu sürece vardır.
Kitleyi belli bir hedef doğrultusunda oluşturan, ona yön, yol gösteren, yöneten bu öz; Canetti tarafından Kitle Kristali olarak tanımlanır.
Kitle, Kristalini yitirip yok olsa da kristal yok olmaz. Kitle için geçerli olan tanım ve nitelikler kitle kristali için hükmedici değildir.
Kitlelerin çeşitli imgelemeler yardımıyla ateş, hava, su, toprak, kum, rüzgar Vs. fenomenleri kendileriyle özdeşleştirme güdüsü olabilmektedir.
Sürü
Büyüme amacında olan ama hiçbir çekici yanı olmadığı gibi hiçbir karakteristik özelliği de olmayan ve bu nedenlerle dışarıdan katılımın pek olası olmadığı küçük topluluklardır.
Her an dikkatli ve hızlı olmak zorunda olan avcı sürüsü avına yaklaştıkça içindeki öldürme isteği artar.
Savaş sürüsü karşısında nitelik olarak kendisinin bir benzerini bulur. Burada amaç karşı tarafı yok etmektir. Kimseyi sağ bırakmadan her şeyi yok etmek.
Ölmekte olna bir adamın çevresinde biriken kişiler, ölümle yaşam arasında duran bu kişinin etrafında ağıt sürüsünü oluşturmuş bulunurlar.
Avcı, savaş ve ağıt sürüleri ilkel toplulukların varoluşlarının merkezinde yer alan ve gözlemlenebilen üç oluşumdur.
Dışa dönük sürüler, belli bir hedefe doğru yol amlaktadırlar.
İçe dönük sürüler, eldekini muhafaza etmeye yönelik sürülerdirler.
Komünyon, dışa dönük olan sürüyü içe yöneltir.
İslam dini bünyesinde bir araya gelmiş toplulukların oluşturduğu kitle, kendi inançları içinde mümkün olabilecek en büyük kitlenin oluşumuna işaret ederler. İnançlarına göre Sur'a üflenince, o zamana dek ölmüş olanlar dirilecek, sağ olanlarla birlikte aynı metdanı dolduracaklardır.
Öncesinde yaşayanlar ve yaşamda olmayanlar olarak tasvir edilebilecek olan iki kitle karşıt oldukları halde aynı meydanda tek bir kitlenin elemanı olurlar. En kalabalık kitle kıyamet meydanında toplanmış bulunacak olan bu kitledir ve bu halde iki kutupluluğunu muhafaza eder.
Yine İslam dininde ve dinin yaptırımlarında çeşitli kitle oluşumlarına işaret edilir ve bu oluşumlara imkan, olanak ve gerekçeler sağlanır. Kafir olanlara cihat, hac için arafata doğru yol almak gibi.
Ağıt sürülerinin en önemlisi Şii inancındadır.
Şiiler İslam peygamberinin torunu; Ali'nin oğlu Hüseyin'in Kerbela'da öldürülüşünden, onu yitirmiş olmaktan dolayı derin bir acı duymaktadır.
Güç olmadan iktidar olmaz. Güç kullanımı iktidarın dinamik faaliyetidir.
Soru sormak, cevap alındığı halde iktidar sağlar.
Sorunun mahiyetide güç dediğimizdir.
Emir, işlevini yerine getirsin diye ödülle örselenir. Ödül yardımıyla emir evcilleştirilmiş olur, emredilen kişi için.
İktidar olan gücünü kullanmak ister.
Güç, sürüye yönelir.
Av konumunda kalan sürü iktidardan kaçınmaya çalışır.
Av, iktidarın kendisinden istediği şeyden kaçmak yerine metamorfozlar yardımıyla, yadsımak şeklinde kaçabilir.
İktidar belli bir niteliğinden dolayı avı talep eder, av ise bunu kendini yadsıyarak reddeder. Bu durum av olanda histeriye yol açar.
Kaçmaktan kaçamadığı için vazgeçmek ise melankolidir.

Çeviren: Gülşat Aygen
Ayrıntı, 1998

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder