25 Ocak 2015 Pazar

Lewis Coser

Lewis Coser (1913-2003)

Çatışmanın çözümlenmesi açısından önemli katkıları olan Coser, Simmel’in bu konudaki düşüncelerini geliştirmeye çalışmıştır.
En önemli eserleri arasında Toplumsal Çatışmanın İşlevleri (1956),
Sosyolojik Teori (1964),
Sosyolojik Düşüncenin Ustaları (1970),
Açgözlü Kurumlar (1974) ve
Çatışma ve Uzlaşma (1984) sayılabilir.

Coser önemli toplumsal ilişkilerin anlaşılmasında merkezî bir öneme sahip olmasına rağmen çatışmanın içinde bulunulan dönemdeki Amerikan sosyologları tarafından neredeyse tamamıyla göz ardı edildiğini belirtir. Çatışmanın yıkıcı ve parçalayıcı olmaktan ziyade toplumun varlığını sonsuza kadar koruyacak bir denge sağlama aracı olabileceğini savunmuştur.

Toplumsal Çatışmanın İşlevleri (1954) adlı çalışmasında çatışmanın toplumda her zaman var olduğunu ve sadece “parçalayıcı”, “negatif” bir faktör olmadığını, grup ya da kişiler arası ilişkilerde bireylerin gruptan çekilmelerini önleyerek grup sınırlarının korunmasına katkıda bulunma gibi önemli işlevlere sahip olduğunu dile getirir.

Coser çatışmanın en çok grup birliğinin ve kimliğinin oluşması, korunması ve sürdürülmesi üzerindeki rolü üzerinde yoğunlaşır.

Coser, toplumsal çatışmayı analiz ederken özellikle George Simmel’in formel sosyoloji geleneğine bağlı kalmıştır (Simmel çatışmayı karşılıklı bir etkileşim sürecinde bir sosyalleşme biçimi olarak görür).

Çatışma ve Grup Sınırları
Belirli gruplar arasındaki çatışma neticede grubun yapısı üzerinde güçlendirici ve bütünleştirici bir etki yaratır (ötekinin varlığı ve onunla yaşanan çatışma, biz algısını kuvvetlendirir).

Coser, bütün toplumların çatışmadan kurtulmak için gerginlikleri ve düşmanlıkları kanalize edecek mekanizmalar oluşturma yoluna gittiklerini belirtir. Bu mekanizmalar emniyet supabı işlevi görür (kurum içi dernekler ve STK’ler gibi). 

Coser çatışmayı çözümlerken gerçekçi olan ve olmayan (realistic-nonrealistic) çatışmalardan da söz eder. Gerçekçi çatışmalarda kişilerin tepkisi engelin kendisine yöneliktir. Gerçekçi olmayan çatışmalarda kişilerin tepkilerini gerilime yol açan gerçek kaynağa değil de onu ikame edecek başka bir kaynağa kaydırmaları söz konusudur (spor yöneticilerinin başarısızlığını görmeyelim diye ortaya atılan uydurma gündemler gibi).

Yakın Toplumsal İlişkilerde Düşmanlık
Kariyer hedefleri çatışan kişiler arasında yaşanan gerilim Coser’ın incelediği bir düşmanlık türüdür. Coser’a göre ilişkilerin yakınlık derecesi arttıkça çatışmanın yoğunluk derecesi de artar. Coser aile gibi sıkı kaynaşmış ilişkilerin olduğu grupların çatışmayı bastırma eğilimlerine sahip olduklarını belirtir
Coser bireylerin toplumsal ilişkilere kişiliklerinin bir bölümüyle katıldıkları toplumsal gruplarda ise çatışmanın yıkıcı olma ihtimalinin daha az olduğunu savunur.

Grup Yapısında Çatışmanın İşlevi
Grup içi çatışma mevcut normların canlanmasına ya da yeni normların oluşmasına da katkıda bulunur. Her çatışma grup yapısı açısından olumlu nitelik taşımaz. Burada belirleyici olan çatışmaya neden olan meselenin ve toplumsal yapının tipidir.

Dış Gruplarla Çatışma
Dış gruplarla çatışma grup üzerinde her zaman güçlendirici bir etki yaratmayabilir. Dış gruplarla çatışma öncesinde grup içi birlik derecesi zayıf ise çatışma grup üzerinde parçalayıcı yani olumsuz veya bozuk işlevsel bir etki yaratabilir.
Coser’a göre, özellikle dinsel tarikatlar gibi sıkıca kaynaşmış gruplar, iç çatışmaları engellemek için düşman üretirler.
Coser çatışmaya işlevselci bir bakış açısıyla bakmış, ancak diğer işlevselci sosyologların çoğundan farklı olarak çatışmanın, yapıya esneklik sağlayarak adaptasyon yeteneğini güçlendirmek gibi, olumlu işlevlere de sahip olduğu sonucuna varmıştır.
Bir sistemin değişmesi ya da bir sistem içindeki değişiklikler, sistemin ulaşmış olduğu birliğin derecesiyle yakından bağlantılıdır. Kapitalist demokrasiler, sivil topluma dayalı olan güçlü kurumsal yapılarıyla, grup çatışmalarına karşı “hoşgörülüdür” ve onlardan “yaratıcı biçimde faydalanmaktadır”; totaliter toplumlar ise bu sınırlı anlamıyla çatışmalara bir çözüm bulamamakta, çünkü birbiriyle çelişen çıkar ve değerlerin ifade edilme araçları, ideolojik açıdan kapalı bir “konsensüs” ortamında fiilen bulunmamaktadır.
---
Modern Sosyoloji Tarihi
Editör: Prof. Dr. Serap Suğur

Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2304, Eskişehir, Ocak 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder