28 Ocak 2015 Çarşamba

Louis Althusser

Louis Althusser (1918-1990)

Cezayir’de doğdu. Fransız Komünist Partisi’nin önce gelen isimlerindendi. Marksist toplum bilimi ve ekonomiyi yeniden yorumladı.

Batı Marksizm’inin etkisiyle kültürel hegemonya ile birleşen yapısalcılık üstyapısal görüngünün analizine yönelir.
Althusser’in yapısalcı yaklaşımı öznesiz bir tarih anlayışına dayanır.
Bireyler ancak özne olduklarında eyleyici olurlar. İnsanlar ve bireyler toplumsal yapının kendilerine önceden hazırladığı rolleri yerine getiren eyleyicilerdir, özne değillerdir. Bireylere toplum içerisindeki ilişkilerine birer ‘özne’ olarak girdiklerini düşündüren, buna inandıran şey ideolojidir.
Althusser’in ideoloji kuramına göre, ideoloji özneye dışsal koşullar tarafından belirlenir ve toplumsal yapının bir tür zorunlu gelişim uğrağıdır. İdeoloji yapının özne üzerindeki etkisidir; özneye dışsaldır, çoğu zaman bilinçdışı olarak yaşanır ve öznelere egemen değerleri benimseterek onları sisteme uyumlu hâle getirir.

İdeoloji özneleri, “Türk, Müslüman, öğrenci, asker, kadın, genç, vb.” olarak adlandırır ve çağırır. Öznelerde ibadet etme, oy verme gibi pratikler aracılığı ile özne konumlarının farkına varırlar. Althusser’e göre ideoloji yoluyla kendilerini özne olarak gören insanlar, aslında gerçeklikle kendi aralarındaki ilişkiyi ideoloji içerisinde tasarlamaktadırlar.

Althusser’in anahtar kavramları,
a) ekonominin son kertede belirleyiciliği,
b) egemen bir yapı olarak toplumsal formasyon ve
c) toplumun parçaları arasında göreceli özerk bir ilişki olması olarak ortaya çıkar.

Althusser, Marx İçin adlı kitabında Engels’e ait olan ekonominin “son kertede” belirleyici olma kavramını eleştirir. Althusser’e göre üstyapıların işleri bitmediği için o “son kerte” anı gelmez. Althusser buradan hareketle “egemen yapılar” ve “göreli özerklik” kavramlarını geliştirir.

Toplumsal formasyona ekonomik ve politik pratikler kadar gerekli olan bir üçüncü pratik ise ideolojik pratiktir. İdeoloji, herhangi bir toplumsal bütünlükte kendi rolünü yaşama biçimi ve bir temsil pratiğidir. Kapitalizmin toplumsal ilişkileri ancak özgür ve tutarlı özne nosyonuyla mümkündür.
Althusser’e göre ideolojinin maddiliği somut kurumlar olgusuna dayanır ve bunlara devletin ideolojik aygıtları adını verir.
Althusser’e göre egemen sınıf iktidarını devletin baskı aygıtları ve ideolojik aygıtları aracılığı ile kurar. Zorlama ve şiddet kullanan polis, ordu, mahkeme, hapishane vs. kurumlar devletin baskı aygıtı, ideolojik onaylama mekanizmalarını kullanan eğitim kurumları, aile, din, medya araçları, siyasi partiler, sendikalar vs. ise devletin ideolojik aygıtlarıdır.
Althusser’e göre bilim ve ideoloji arasında kopukluk vardır. Ancak ideoloji ile ilişkimizi keserek bilim kurabiliriz.
Althusser’e göre toplumsal formasyon,
1) ekonomik
2) politik ve
3) ideolojik olmak üzere üç ana düzeyden oluşur. Althusser her ‘toplumsal düzey’in bir pratiğe bağlı olduğunu söyler.
Ekonomik düzeydeki ekonomik pratiği tanımlayan “doğanın toplumsal ilişkiler içerisinde dönüştürülmesidir”. Politik pratikte toplumsal ilişkilerin dönüştürülmesi söz konusu iken, “ideolojik düzeyde ve pratikte ise, insanın kendi hayatıyla ilişkisi demek olan ideolojik tasarımlar dönüştürülür.
Althusser geleneksel Marksizm’in altyapı-üstyapı modelini reddeder. Bunun yerine ekonomik, politik ve ideolojik yapıların çokluğu, görece özerklikleri ve üstbelirlenmesinin vurgulandığı bir totallik kavramı geliştirir.
Ekonomik, politik ve ideolojik düzeylerden oluşan toplumsal formasyon içerisinde bireyler bu düzeylerin getirdiği pratikler içerisinde hareket ederler.
Althusser’in yapısalcı Marksist yaklaşımında insan aktörlerin sınırlı bir rolü vardır. Althusser’in çalışmaları öznenin ölümünü ilan eder.

---
Modern Sosyoloji Tarihi
Editör: Prof. Dr. Serap Suğur

Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2304, Eskişehir, Ocak 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder