31 Temmuz 2023 Pazartesi

Ahmet Cevizci - Felsefe Tarihi - İlkçağ Felsefesi

İlkçağ Felsefesi

MÖ 6. yüzyılla 5. yüzyıl

Zerdüşt (MÖ 628-551), Thales (MÖ 625-547), Siddhartha Gautama (MÖ 563-545), Konfüçyüs (MÖ 551-479) ve Lao-Tzu (MÖ 6. yüzyıl).

 

Buda / Kendisine “uyanmış, aydınlanmış” anlamında Buda adı verilmiş…

 

Konfüçyüs, uyumlu bir topluma giden yolu belirleme ve gözler önüne serme çabası içinde oldu. / …uyumlu ilişkiler, önderlik ve devlet adamlığı üzerine konuştu; kişinin kendisini sorgulamasından, dönüştürmesinden, başkalarına ilham vermesinden ve erdemli biri olmak için sergilemesi gereken çabalardan söz etti.

Konfüçyüs’ün çıkış noktası, tek tek her insan varlığının hayatının, iyisiyle kötüsüyle ailenin oluşturduğu genel bağlam içinde yaşandığı düşüncesiydi. / Toplumsal ilişkilerin oluşturduğu tabakalar yok olup gittiği zaman, geride birey ya da benlik diye bir şey de kalmıyordu.

…denge, düzen ve ahenk ideali bağlamında, Konfüçyüs, dengenin “zevk, kızgınlık, keder, neşe, kendinden geçme benzeri duygulara” kapılmamak olduğunu, ahengin ise “insani duyguların tam zamanında ve gerekli durumlarda zuhur”undan başka bir şey olmadığını söylüyordu.

 

Lao-Tzu / doğa ve duygu…

 

Zerdüşt / Ahura Mazda, kötülüğe tekabül eden mutlak karanlığın tam karşısında, iyilikten yanaydı. Bizim hem iyilik ve hem de kötülükle dünyaya geldiğimizi, bu ikisi arasında verilen mücadelenin hayatımızı anlamlandıran en önemli şey olduğunu söyledi…

 

Thales / …salt doğal gerçeklikle, genel olarak varlığın doğasıyla meşgul oldu.

…varlığa ilişkin felsefi ve tümüyle rasyonel bir açıklama geliştirdi.

 

(Yunan) Fenikelilerden alfabenin yanı sıra, belli bir teknolojik birikim ve bazı dini düşünceler…

Mısır’dan, başkaca şeyler yanında, Yunan mimarisinin ana unsurlarını ve geometriyi…

Babil’den ise astronomi ve matematik öğrendiler, birtakım dini düşünceler aldılar.

 

Mısır tanrısı Osiris, Yunan’da bir Tanrı ya da yarı-tanrı diye bilinen Dionyssos olup çıkmış…

MÖ 6. yüzyılda Dionyssos’un oldukça kuvvetli gizler kültü Yunanistan’ın neredeyse tamamına yayılmıştı. Söz konusu Orpheusçu gizlere göre, dünyayı Titanlar yönetmekteydi. Bu Titanlar, tanrıların kralı ve Dionyssos’un babası olan Zeus’u doğuran Gaia’dan, yani yerden çıkmışlardı. Dionyssos Titanlarca öldürüldükten sonra, Zeus da bunun karşılığında Titanları öldürdü. İnsanlar, Yunan mitolojisine göre, işte onların küllerinden doğdular.

 

(Yunan’da düşüncenin gelişmesinde Miletos önemli bir merkez; bu şehir Küçük Asya’da ve Persleri etkisine daha açık bir konumda. Dolayısıyla Pers kültüründen ve düşüncesinden evvela Miletos etkilendi.)

Persliler sayesinde keşfettikleri kültürel unsurların başında Zerdüştçülüğün tektanrıcılık, ruhun ölümsüzlüğü ve iyi-kötü ikiliği gibi ana öğretileri gelmekteydi.

Nihai gerçeklik, onlara göre ancak birtakım temel ilkeler yoluyla kavranabilirdi…

 

Öte yandan, 6. yüzyılla birlikte Yunan mitolojisi epeyce yorgun düşmüş ve problematik hale gelmişti.

 

Yunanlılar / Yahudi, Çin, Hint ve Pers düşüncesi yanında, Akdeniz’in güneyindeki uygarlıklardan da kompleks astronomi sistemleri, ileri matematikleri, ruhun doğası üzerine takıntılı düşünceleri olan kültürlerden de etkilenmişti.

 

Sokrates

Onu özel hale getiren iki şey var: birincisi, Sokrates’in felsefenin nasıl ve ne için olması gerektiğiyle ilgili standartları koymuş olmasıdır.

 

Sokrates olmasaydı, Platon herhalde hiç olmazdı. (tersi de söylenebilir)

 

Yunan’da felsefe, dini ya da mitolojik düşünceden kopuşun sonucunda, doğal olayların, doğaüstü değil de doğal nedenlerle açıklanması gerektiği inancıyla, insan aklına dayanan bağımsız bir faaliyet olarak başladı…

 

(Mısırlılar için bilgi) onu sadece pratik bir amaca hizmet ettiği ölçüde istediler…

 

(Felsefenin konularına kafa yormak için maddi zenginliği şart kabul etmek… Bilgiyi pratik fayda dışında soyutlamaya dahil etmiş olmayı “çalışma, para kazanma zarureti”nden uzak olmaya bağlıyorlar.)

 

…felsefi düşünüş öncesindeki insanın yaptığı gibi, görmek ya da inanmakla ilgili bir konu değil… merak etmekle, düşünmekle, daha doğru bir deyişle düşünümle, kısacası akıl ile ilgili bir konudur.

 

Helenik felsefenin doğal siyasi dekoru kent-devletidir,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder