RASYONALİSTLER
Descartes, Spinoza ve Leibniz gibi rasyonalist filozofların
/ programı, matematiksel akıl yürütme yöntemini genelleştirmek ve onu, hiçbir
sınırlama olmaksızın, felsefe ve bilimin tüm problemlerine uygulamaktan meydana
gelir.
…bir diğer ortak noktaları, düşünce ve kafa karışıklığının
ve dolayısıyla yanlışın ilk ve en önemli kaynağını imgelem olarak görmeleridir.
René Descartes
…modern dünyanın inşasını özne eliyle gerçekleştirdi.
Descartes’a göre, doğal dünya tek bir şeyden, mekânın her
yerine yayılmış olan maddeden meydana gelir.
(temel yapı madde ise) Dünyanın nihai gerçekliği / duyumsal
olmayan, matematiksel bir tasvir yoluyla ortaya konabilir.
Skolastik gelenek içinde yetişti / mezun olunca
Aristotelesçi felsefeyi reddetti.
…cisimlerin hareketlerini ve özelliklerini onları meydana
getiren küçük parçacıkların şekil, büyüklük ve hareketleriyle açıklayan
mekanistik dünya görüşüne bağlandı.
Descartes açısından bilgi, metafizikle, metafiziğin kendisi
de benlikle başlar.
…benlikten daha sonra Tanrıya, Tanrıdan da cismin bilgisine
ulaşılacağını dile getirir.
…matematikten yola çıkarak yeni bir yöntem önerir. / matematikte
kullanılan tümdengelimsel yöntem,
…insan zihnine apaçık doğruları, / dolayımsız olarak bilme
imkânı veren entelektüel sezgidir.
Aklın ikinci gücü, sezgi yoluyla bilinen apaçık doğrulardan
yeni ve başka doğrular çıkarma ve böylelikle de bilgimizi artırma imkânı veren
dedüksiyon ya da tümdengelimdir.
Metot Üzerine Konuşma: “doğru olduğu açık ve seçik bir
biçimde bilinmeyen hiçbir şeyi doğru kabul etmemek gerektiğini” bildiren ünlü “Apaçıklık
Kuralı”
“düşünceleri mümkün olduğu ve gerektiği kadar bölümlere
ayırmak gerektiğini” öne süren “Analiz Kuralı”
“bileşik şeylerin bilgisine en basit ve anlaşılması en kolay
şeylerden başlayarak yükselmenin önemine işaret eden” “Sentez Kuralı”
“bütün bu işlemler sırasında hiçbir şeyin unutulmadığından
emin olmak için eksiksiz sayımlar yapmak gerektiğini” bildiren “Sayma kuralı”
Yöntemsel Kuşku
Descartes sahip olduğu tüm inanç ve bilgileri üç başlık
altında, genel inanç türleri olarak toplar. Buna göre, birinci sırada duyulara
veya duyu-deneyine dayanan inançlar, ikinci sırada gerçek “basit doğalara”
ilişkin bilgi ve üçüncü sırada da akıl yürütmeye dayanan inançlar veya
matematiksel doğrular bulunur.
…her şeyden kuşku duyulabilir, fakat bir şeyden kuşku
duyulamaz. / varoluş…
Zihin içeriklerini inceleyip, önce ide türlerini ve sonra da
bu idelerin kaynaklarını belirler, yani bilgi teorisi yapar. En nihayetinde, bu
teoriye uygun bir varlık görüşüne ulaşabilmek için dış dünyaya geçer. Fakat bu
sonuncu adımı atabilmek için kendisini solipsizmden kurtaracak bir Tanrıya, bir
nevi atlama tahtasına ihtiyaç duyar.
Descartes’ın sisteminde Tanrı / evrenin muhafazası ve
himayesi fonksiyondan yoksun deistik Tanrı anlayışıdır.
…
Baruch Spinoza
Geometrik Yöntem
Euklides’in geometri için yapmış olduğunu, metafizik,
epistemoloji, fizik, psikoloji ve hatta etik için yapmak istedi.
Spinoza’da farklı olan noktalar, kuşkuya hiç yer verilmemesi
ve analiz yerine sentezin ön plana çıkmasıdır.
…bir şeyi bilmek, o şeyin nedenini bilmektir,
Ona göre, tek töz ya da Tanrı, zorunlulukla varolur.
Tanrı söz konusu olduğunda, öz ve varoluş birbirine
eşdeğerdir.
Tanrının varolan her şeyin, aşkın ve geçici değil de içkin
ve kalıcı nedeni olduğunu ifade eder.
Spinoza’da özgürlük bilgiyle, doğada hüküm süren
nedenselliğe ilişkin bilgiyle gerçekleşir.
…siyasal fenomenleri, değerden bağımsız bir biçimde, tıpkı
başka herhangi bir bilim dalının fenomenlerini inceler gibi ele alır.
…bütün insanların zorunlulukla kendi varlıklarını koruma ve
sürdürme, güç ve özgürlüklerini arttırma amacı peşinde koştuklarını öne sürer
ve bu temel hakikatin politika teorisinin vazgeçilmez başlangıç noktasını
meydana getirdiğini iddia eder.
Gottfried Wilhelm Leibniz
Ona göre, Kartezyanizm / madde ile ruhu, bilim ve dinden / tümden koparmıştır…
Yöntem
Çelişmezlik İlkesi: Bu ilkeye dayanan önermelere, Leibniz
zorunlu doğrular adını verir. / özdeşlik önermeleri veya totolojiler
Öznedeki Yüklem İlkesi: mevcudiyet (in esse) ilkesi” olarak
da bilinir…
…bütün önermelerin son çözümlemede özne-yüklem formundaki
önermelere indirgenebileceğini dile getirir / bütün doğru önermelerde
yüklemlerin özne konumundaki kavramda ihtiva edildiğini, tüm analitik
önermelerin doğru ve tüm doğru önermelerin de analitik olduğunu ifade eder…
Yeter Sebep İlkesi / Yetkinlik İlkesi / Ayırt Edilemezlerin
Özdeşliği
…
Leibniz’e göre madde bir töz değil çünkü madde bölünebilir,
parçalara ayrılabildiği için başka bir şeyin varlığına muhtaç ve ayrıca yer
kaplıyor hülasa madde temel olamaz. Ona göre gerçek veya temel olan güçtür.
…dört temel güç vardır: (i) İlkel etkin güç, (ii) ikincil
etkin güç, (iii) ilkel pasif güç ve (iv) ikincil pasif güç. Etkin gücü de
Leibniz, canlı güç (vis viva) ve ölü güç olarak ikiye ayırır. Ölü güç, yer
çekimi / canlı güç hareket halindeki top…
…tözü bağımsız eylem yoluyla tanımlar.
…var olmanın eylemde bulunmak olduğunu öne sürer.
Varlığı görünüş ve gerçeklik diye ikiye ayırır…
…cisimler basit tözlerden meydana gelen bileşik
varlıklardır. / fenomenal düzeyin gerisindeki esas gerçeklik düzeyini temsil
eden bağımsız güç ya da eylem merkezlerine / monad
adını verir.
Monadlar gerçek varlığı meydana getiren temel ve nihai
metafiziksel birimlerdir.
Atomdan farklı olarak Yer kaplama ve şekilden yoksun
oldukları için monadlar bölünebilir de değildirler.
Leibniz’in monadı tinsel bir tözdür.
Monadlar birbirlerinden niceliksel olarak değil de
Leibniz’in ünlü “ayırd edilemezlerin özdeşliği ilkesi”ne göre, niteliksel olarak
farklılık gösterirler.
…her monad, küçük ölçekli bir dünya, bir mikrokozmostur;
“evrenin canlı bir aynası”, yoğunlaşmış bir âlem, kendi içinde bir dünyadır.
“Tanrı vardır” / kişi bu önermenin öznesini, yani Tanrı
kavramını ya da idesini kavradığı takdirde, varoluş yükleminin onda
içerildiğini görür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder