1 Ekim 2024 Salı

Umberto Eco - Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı

Umberto Eco - Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı


 

Dün bugünü belirler; çünkü bugün yapılanlar ise yarın hissedilir.

 

Diller söze konu edilince hikaye mutlaka Babil’de, Babil Kulesinde başlar.

Batı kültüründe “yaratma” sözle başlıyor ve merak ediyorlar, tanrı hangi lisanla ol dedi.

Sonra benim dilim senin dilinden yücedir konulu çekişmelere altlık yapmaya çalıştılar.

Daha sonraları ticareti kolaylaştırmak için ortak bir dile ihtiyaç duydular.

Bütün bu kusursuz dil arayışlarının içinde Esperanto'nun yeri müstesna, Eco bunun değerli bir çalışma olduğunu belirtiyor.

Kitap, Avrupa’da 16. asırdan sonra dil araştırma ve çalışmalarıyla ilgili birtakım yayınlar ve eser sahipleri hakkında tafsilatlı bilgiler veriyor.

 

Giriş

(II. Friedrich), hiç kimseyle hiçbir şey konuşmaksızın yetişen çocukların, ergenliğe vardıklarında hangi dili ve lehçeyi konuştuklarını sınamak istedi. / Ancak çabaları sonuç vermedi; çünkü çocukların ya da bebeklerin hepsi öldü.

 

Kusursuz bir dil ütopyası yalnızca Avrupa kültürünün bir saplantısı olmamıştır.

glotogoni (dilin kökeni)

 

Âdem’den “Confusio Linguarum”a

Yaradılış bir söz edimiyle gerçekleşir ve Tanrı yaratma süreci içinde şeylere ad vererek onlara ontolojik bir statü kazandırır

 

Nomothetes, yani dilin ilk yaratıcısı konusu…

 

Gizli bir bilgiden daha çekici bir şey yoktur: Var olduğu bilinir ancak bilginin kendisi bilinmez, dolayısıyla çok derin bir bilgi olduğu varsayılır.

 

Diogenes Laertios / “Bazıları felsefenin barbarlarla başladığını belirtiyorlar; gerçekten de Perslerin, Kaidelilerin, Babillerin ve Asurların Büyücüleri, Hindistan’ın Gimnosofıstleri, Keltlerle Galatların Druidleri olmuştur.”

 

Kabalacı Pansemiyotik

Abulafia / harflerin sembolik kullanımıyla ilgilenmiş Kabbalacı

 

Dante’nirı Kusursuz Dili

Dante kararlılıkla halk dilinin daha soylu olduğunu bildirir

 

…şeytanlar İlahi Komedya’da da insana özgü olmayan bir dili konuşurlar…

 

Ramon Llull’un “Ars Magna ”sı

Dante’nin hemen hemen çağdaşı

Mayorka’da doğmuş

Llull 280 yapıtının büyük bir bölümünü başlangıçta Katalanca ve Arapça yazmış

İmansızların Hıristiyanlık dinini benimsemesini sağlayacak kusursuz bir felsefî dil sistemi olarak Ars magna projesi buradan doğmuştur.

 

Aziz Francesco da daha önce Babil Sultanı’nı Hıristiyanlık dinine döndürmek üzere yola çıkmıştı

 

Fransisken Roger Bacon, Llull’un çağdaşıydı; Bacon, dillerin incelenmesiyle, imansızlar arasında (yalnızca Araplar değil, aynı zamanda Tatarlarla) temas kurma bakımından sıkı bir bağ görüyordu.

 

Llull çeşitli yapıtlarında şunu yineler: Metafizik zihin dışı şeyleri, mantık ise şeylerin zihinsel varlığını ele alırken, Ars onları her iki bakış açısından değerlendirir. Bu anlamda, Ars mantığın sonuçlarından daha güvenli sonuçlara götürmektedir; “dolayısıyla, bu sanatın sanatçısı bir ay içinde, mantıkçının bir yılda öğrendiğinden daha fazla şey öğrenebilir”

 

Tek-Köken Varsayımı ve Anadiller

…tek-köken varsayımı, bütün dillerin tek bir anadilden kaynaklandığını öne sürer.

 

İbranice’nin Tanrı’nın dili olduğu fikri tüm Ortaçağ boyunca varlığını sürdürmüştür

 

Vico harflerin Yahudilerden Yunanlara değil, Yunanlardan Yahudilere geçmiş olduğunu kanıtlamaya çalışan bir dizi gözlemle bu görüşü çürütür.

 

Modern Kültürde Kabalacılık ve Llullculuk

 

İmgelerin Kusursuz Dili

Platon’da, ondan da önce Pythagoras’da, Eski Mısır bilgisine yönelik büyük bir hayranlık söz konusuydu. Aristoteles bu konuda daha şüphecidir

 

Hiyeroglif yazısı elbette ikonik imlerden oluşmaktadır.

 

Mısır’ın fatihleri, önce Yunanlar ve daha sonra Romalılar, kendi ticaretlerini, kendi tekniklerini, kendi tanrılarını kabul ettirmişler ve bunu izleyen Mısır’ın Hıristiyanlaştırılması süreci Mısır halkını geleneklerinden kesin olarak uzaklaştırmıştı.

 

Büyülü Dil

Gül-Haçlar…

 

Hakikat “betimlenemez” olduğu ölçüde kendini ortaya koyar; karmaşıktır, anlamı belirsizdir, varlığını karşıtların buluşmasına dayalı olarak sürdürür ve ancak erginleme vahiyleri yoluyla dile getirilebilir.

 

Poligrafiler

Kircher / …poligrafi, “bütün dillerin tek bir dile indirgenmesi” olarak yüceltilir.

 

Önsel Felsefi Diller

Cave Beck, The Universal Character adlı kitabında (1657) evrensel dil arayışının ticaret açısından insanlığın yararına olacağını / söyler…

 

Comenius

 

George Dalgarno

Ars signorurri unun (1661), eleştirel olarak ayrıntılı bir çözümlemesini vermek olanaksızdır.

Dalgarno, / İskoçyalı bir öğretmendi.

 

John Wilkins

Essay towards a Real Character, and a Philosophical Language adlı kitabıyla, evrensel olarak kullanılabilecek yapay felsefi bir dil konusunda on yedinci yüzyılın en eksiksiz sistemini ortaya koyar. “Yazıların çeşitliliği, Babil lanetinin bir uzantısıdır”

 

Francis Lodwick

…bilgin değil, bir tüccardı.

Lodwick, değişik yollar deneyerek, yalnızca uluslararası alışverişleri kolaylaştırmakla kalmayıp, aynı zamanda İngilizce’nin kolaylıkla öğrenilmesini de sağlayacak bir dil arayışını sürdürüyordu.

 

Leibniz’den “Encydopedie”ye

 

Aydınlanmadan Günümüze Felsefî Diller

…felsefi dil projelerinin mirasçısı / “düşünce dili”

 

Uluslararası Yardımcı Diller

Doktor Leyzer Ludvik Zamenhof 1887’de Rusça Uluslararası Dil. Önsöz ve Eksiksiz Elkitabı (Ruslar için) adlı kitabını (Varşova, Kelter Basımevi) yayımladığında, Esperanto ilk kez dünyaya önerilmiş oldu. Yazar kitabını Doktoro Esperanto (Ümitli Doktor) adıyla imzalamış olduğundan, Esperanto adı tüm dünyaca benimsendi.

Mektubunda ona Yahudi olmayan kimseler arasında yaşamak için İbranice olmayan hangi adı seçmiş olduğunu (göreneğe göre) soran amcası Josef’e, on yedi yaşındaki Zamenhof, Lodowick olarak da bilinen Lodwick’in adını anan Comenius’un etkisiyle Lodwick’i seçmiş olduğunu yazıyordu

Litvanya bölgesindeki Bialystok’ta Yahudi bir ai­lenin çocuğu olarak doğan Zamenhof, milliyetçi tahriklerin ve sürek­li Yahudi düşmanlığı dalgalarının sarstığı bir ırklar ve diller potasın­da yetişmişti.

Yahudilerin Filistin’e dönmelerini diliyordu

…bütün dünyadaki Yahudilerin yeni bir dille birleştirilebileceğini düşünüyordu.

Esperanto’nun 28 harften oluşan alfabesi şu ilkeye dayanır: “Her harf için yalnızca bir ses ve her ses için yalnızca bir harf vardır.” Vurgu, düzenli olarak sondan bir önceki heceye düşer.

 

Sonuçlar

“Birçok ruhu bir arada tutan şeydir.” / Kutsal

 

La Bicerca Della Lingua Perfetta

Türkçeleştiren: Kemal Atakay

Literatür Yayınları, 2004 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder