Umberto Eco - Beş Ahlak Yazısı
Giriş
…bu yazılar, neyi yapmanın iyi olacağı, neyi yapmamak
gerektiği ve neyin hiçbir biçimde yapılamayacağı hak-kındadır.
“Savaşı Düşünmek”, Körfez Savaşı günlerinde 1 Nisan 1991'de
La Rivista dei Libride yayımlandı.
“Ebedi Faşizm”, Columbia Üniversitesi İtalyan Dili ve
Edebiyatı ile Fransız Dili ve Edebiyatı bölümlerinin Avrupa'nın özgürleşmesini
kutlamak üzere düzenledikleri 25 Nisan 1995 tarihli sempozyumda İngilizce
olarak sunulmuştur.
“Basın Hakkında”, Carlo Scognamiglio başkanlığında İtalyan
Senatosu'nun düzenlediği bir dizi seminer sırasında, senato üyelerine ve önde
gelen İtalyan gazetelerinin yöneticilerine sunulan bir değerlendirme yazısıdır
“Öteki Sahneye Girdiğinde”, Liberal dergisinin düzenleyip
yayımladığı dört mektupluk bir yazışma sırasında Kardinal Martini'ye verdiğim
yanıtlardan biridir.
“Göçler, Hoşgörü ve Hoşgörülemezlik” çeşitli yazılarımdan
derlenmiştir.
Savaşı Düşünmek
Bu yazıda büyük S harfiyle yazılmış Savaş’tan, ulusların
açık onayı alınarak yapılan, çağdaş dünyada edindiği biçimiyle "sıcak”
savaştan söz edilmektedir.
Körfez Savaşı
Savaş başladı başlayalı, bu dram karşısında gerekli konumu
almadıkları için "entelektüeller”i suçlayan konuşmalara veya yazılara
tanık olduk.
…entelektüel, devrim çığırtkanlığı yapmamalıdır
…bağlılık ahlaksal bir kategoridir, hakikat ise kuramsal bir
kategori.
Entelektüel işlev duygusal açıdan katlanılması olanaksız
sonuçlara da yol açabilir, çünkü kimi zaman bazı sorunları çözümsüz olduklarını
ortaya koyarak çözmek zorunda kalır insan.
Entelektüeller savaştan söz ettiler; üstelik öyle misyonerce
bir bağlanımla söz ettiler ki, dünyanın savaşı görme tarzı kökten değişti.
Atom bombası atan (veya denizi kirleten) kimse, yalnızca
yansızlara savaş ilan etmekle kalmaz, tüm dünyaya savaş ilan etmiş olur.
…artık savaş, çokuluslu kapitalizmin doğası nedeniyle
savaşan cephelerle sınırlı kalamaz.
Clausewitz zafere ulaşılabilmesi için savaşanların manevi
bütünlüğünün şart olduğunu söylüyordu
…bilgi akışı yurttaşların inancını sarsmakla kalmamakta,
onları düşmanların ölümüne duyarlı hale getirmektedir
…iktidar merkezleri yarar sağlarlar, ama olsa olsa
başkalarının zararına. Eski savaş silah
Savaşta bazı ekonomik güçler başka ekonomik güçlerle rekabet
halindedir ve bu rekabetin mantığı ulusal güçlerin mantığını aşar. Devletlerin
tüketimi (örneğin, silah satın alma) gerilimi gerektirirken, bireysel
tüketimler mutluluğu gerektirir. Çatışma ekonomik açıdan oynanır.
Ebedi Faşizm
Tüm çocukluğum Mussolini’nin büyük tarihsel söylevlerini
dinleyerek geçti…
İtalyan faşizmi / tam anlamıyla totaliter değildi; ılımlı
oluşundan değil, ideolojisinin felsefi zayıflığı yüzünden.
Mussolini’nin bir felsefesi yoktu; yalnızca belagati vardı.
Nazizm, özü itibarıyla pagan, çoktanrılı ve Hıristiyanlık
karşıtıdır, aksi takdirde Nazizm değildir. Bunun tersine, faşizm oyunu çok
değişik tarzlarda sahnelenebilir ve oyunun adı değişmez.
"Faşizm” terimi her şeye uyarlanabilir hale gelmiştir,
çünkü bir veya daha fazla özelliği ortadan kaldırılsa bile faşist bir rejim
faşist olarak tanınabilir.
Kök-faşizm, bireysel ya da toplumsal düş kırıklığından
doğar.
…günümüzde, faşizm yandaşlarını bu yeni çoğunlukta
bulacaktır.
…bir ulusa kimlik verebilecek tek bir grup vardır:
düşmanlar.
Sürekli savaş da, kahramanlık da oynanması zor oyunlar
olduğundan, kök-faşist irade gücünü cinsel konulara aktarır. Kadınları küçük
görmek ve bekârlık ye-mininden eşcinselliğe sıradışı cinsel alışkanlıkları
mahkûm etmek demek olan machismo nun kökeni budur. Cinsellik de oynanması zor
oyunlardan biri olduğu için, kök-faşist kahraman fallusun ikamesi silahlarla
oynar; onun savaş oyunları sürekli bir penis hasedinden kaynaklanır.
Özgürlük ve kurtuluş, asla sonu gelmeyecek bir görevdir.
Sloganımız şu olsun: "Unutmayın.”
Basın Hakkında
…siyaset dünyasıyla ilişkileri üzerine bir tür “şikâyetname”
…kitle iletişim araçları ülkenin siyasal yaşamını yalnızca
kamuoyu oluşturarak etkileyebilir. Buna karşılık, geleneksel erkler, medyayı
yalnızca medya aracılığıyla denetleyip eleştirebilirler; aksi takdirde,
müdahaleleri, ister yürütme ister yasama ister yargı yoluyla olsun, bir
yaptırıma dönüşür
İtalyan basını bir ecnebi gazetenin adını verdiğinde, gazete
adının önüne her zaman "güvenilir” sıfatını yerleştirir,
"temalaştırma” (aynı sayfa üzerinde bir biçimde
birbirleriyle bağlantılı haberlerin verilmesi)
İtalya’da siyaset dünyası televizyonda bir şeyler söyleyerek
(hatta söyleyeceklerinin neler olduğunu bildirerek), gazetenin öncelikler
gündemini belirlemektedir ve basın ertesi gün ülkede olanlardan değil,
olanlarla ilgili televizyonda ne söylenmiş veya söylenebilecek olduğundan söz
etmektedir.
Basın gösteriyi gereğinden çok siyasallaştırdı.
Bilgi birçok özerk kanaldan yayılıyor, sistem başsız ve
dene-timsiz, herkes herkesle tartışıyor,
Öteki Sahneye Girdiğinde
Hiç kuşku yok ki, her insan algılamanın, anımsamanın, arzu,
korku, üzüntü veya rahatlama, zevk veya acı duymanın ve bu duyguları dile
getiren sesler çıkarmanın ne olduğu konusunda belirli görüşlere sahiptir.
Öyleyse nasıl oluyor da geçmişte veya günümüzde katliamı,
yamyamlığı, ötekinin bedeninin aşağılanmasını onaylayan kültürler var
olabiliyor? Bu sorunun basit bir yanıtı var: Bu kültürler "öteki”
kavramını kabile cemaati (veya etnik köken) ile sınırlandırıyor ve "barbarlar”ı
insanlık dışı varlıklar olarak görüyorlar da ondan; ama haçlılar da
"kâfirler”i büyük bir sevgiyle sevilecek yakınları gibi görmüyorlardı.
…inanç çatışmalarında, üstün gelmesi gereken iki tutum
vardır: sevgi ile sağduyu.
Göçler, Hoşgörü ve Hoşgörülemezlik
…farklı kültürler bir arada yaşıyorlar
"Beyaz” denen nüfusun bir azınlık haline gelmeye yüz
tuttuğu New York’ta, beyazların yüzde kırk ikisinin Yahudi, kalan yüzde elli
sekizinin ise son derece farklı kökenlerden olduğunu anımsatmak isterim…
Göç söz konusu olduğunda artık gettolar yoktur ve karışım
denetlenemez.
Üçüncü Dünya, Avrupa’nın kapılarını çalmakta ve Avrupa istemese
de içeri girmektedir.
Bununla birlikte, ırkçılar (kuramsal olarak) nesli tükenmek
üzere olan bir ırk olsa gerektir.
Etnik ve dinsel nedenler yüzünden birbirlerini vuran
yetişkinlere hoşgörüyü öğretmek boşa yitirilmiş vakittir.
…
Cinque scritti morali
Türkçeleştiren: Kemal Atakay
5. Basım, 2012, Can Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder