1 Ekim 2024 Salı

Umberto Eco - Günlük Yaşamdan Sanata

Umberto Eco - Günlük Yaşamdan Sanata


 

Yeni Bir Ortaçağ’a Doğru

(Vacca’ya göre) yapılacak tek şey, tam bir çöküşün yaşandığı bir ortamda, bugünden başlayarak, yeni bir Rönesans’ın gerçekleşmesi için gerekli bilimsel ve teknik bilgileri koruma ve gelecek kuşaklara aktarma çalışmalarına yönelecek, Ortaçağ’dakine benzer bir manastır örgütlenmesini planlamaktır.

 

…önce Ortaçağ’dan ne anlaşılması gerektiğini belirlemeye çalışalım.

 

Pax Americana

 

…yaşam alanlarının Vietnamlaştırılması

…polis, bir iş yapsa da yapmasa da, merkezî iktidarın simgesel varlığını perçinler

 

İtalyan coğrafyacı Giuseppe Sacco bir yıl önce şehirlerin Ortaçağ şehirlerine dönüşmesi ile ilgili bir tema geliştirmişti. Toplumla bütünleşmeyi reddeden bir dizi azınlık, klanlar halinde örgütlenmekte ve her klan şehrin bir semtini tahkim ederek, çoğunlukla başkalarına kapalı bir merkeze dönüştürmektedir: Bu da, Ortaçağ contrada’larının yeniden kurulması demektir

 

Sokak çatışmalarının sıradan birer olay haline geldiği bu şehirlerde, "toplumsal bölünmeyi açıkça simgeleyen olgulardan biri de, apartman kapıcılarının genellikle makineli tüfek taşımalarıdır.

 

Erken Ortaçağ’ın tipik özelliklerinden biri de, teknolojik alandaki gerileme ve köylerdeki yoksullaşmadır.

Hızla azalan nüfus ancak bin yılından sonra, yeni ekim teknikleri sayesinde, özellikle de fasulye, mercimek ve bakla ekimi sayesinde artmaya başlar. Yüksek besin değeri taşıyan bu gıdalar olmasa Avrupa halkı bünye zayıflığından ölürdü (fasulye ile Rönesans kültürü arasındaki ilişki belirleyici niteliktedir).

 

"Güvensizlik” (insecuritas),

Ortaçağ’da geceleri ormanlarda dolaşanlar, bu ormanların her yanında kötü ruhlar görüyorlardı; insanlar kolay kolay yaşadıkları ortamdan uzaklaşmayı göze alamıyor, şehir dışına çıktıklarında da yanlarında silah bulunduruyorlardı.

 

Güvensizliğin egemen olduğu bu uçsuz bucaksız topraklarda toplum dışı insanların, mistiklerin ya da maceracıların oluşturduğu güruhlar kol gezmektedir.

 

Ortaçağ’da olduğu gibi günümüzde de mistik ile dolandırıcı arasında çok az fark vardır

Mistik esrime ile şeytana tapınma törenleri büyük benzerlikler gösterir ve çok sayıda çocuğu midesine indirdiği için diri diri yakılan Gilles de Rais, Che Guevara gibi karizmatik bir önder olan Jeanne d’Arc’ın silah arkadaşıdır.

 

Ortaçağ bilgini hep sanki kendisinin bulduğu hiçbir şey yokmuş ve sürekli olarak eski otoritelerin görüşlerini aktarıyormuş gibi davranır.

Ortaçağ kültür söylemi, içinde farklı görüşlerin yer almadığı büyük bir monoloğu andırır

 

Ortaçağ’da katedral her şeyi / anlatmak ve açıklamak zorunda olan bir reklam panosu, bir televizyon ekranı, bir mistik çizgi romandır.

 

Estetik nesne ile mekanik nesne arasında hiçbir ayrım gözetilmiyordu

Huizinga, Ortaçağ estetik beğenisini anlamak için, ilginç ve değerli bir nesne karşısında hayranlıktan öylece kalakalmış bir burjuvanın yaşadığı tepkiyi düşünmek gerektiğini söylüyordu.

 

Bir manastıra / bir Amerikan üniversite kampüsü kadar benzeyen ikinci bir yer bulamazsınız.

 

Aşırıgerçeklik İmparatorluğu’na Yolculuk

New York Kenti Müzesi

Hollandalıların Kızılderililere yirmi dört dolar ödeyerek Manhattan’ı satın almaları

…en etkili ve en az can sıkıcı öğretme yöntemlerinden birinin diorama olduğu kuşku götürmez: Minyatür bir kopya, bir tür küçük sahne ya da maket. New York Kenti Müzesi de cam vitrinlerde sergilenen küçük maketleriyle capcanlı bir ortam sunar ziyaretçilerine

 

…diorama kendisini gerçekliğin ikamesi olarak kabul ettirmek, nesnenin aslından daha gerçek olduğunu göstermek amacındadır; doğrusu bunu başarır da, çünkü tarihi bir belgeyle (parşömen ya da gravür) yan yana sergilendiğinde, dioramanın gravürden daha gerçek görüneceğine kuşku yoktur

…diorama tablodan daha etkileyici, daha canlıdır.

 

Amerika’da bir kente öykünen birçok kent var, tıpkı balmumu heykeller müzelerinin resme; Venedik sarayları ya da Pompei villalarının da mimariye öykündüğü gibi.

 

Tüketim toplumunun alegorisi, mutlak ikonculuğun kalesi Disneyland, aynı zamanda eksiksiz bir edilgenlik alanıdır. Disneyland’in ziyaretçileri şehirde, onun birer kuklası gibi yaşamayı kabul etmek zorundadırlar

 

Yeraltı Tanrıları

ECO: Seni endişeli görüyorum, ey Renzo Tramiglino.

 

…iğrenç suçlara karşı ölüm cezasını yeniden uygulamaya koymak gerekmez mi?

 

(Eco) Kant namıyla maruf zat, insanların araç olarak değil, her zaman amaç olarak kullanılmaları gerektiğini belirtmişti...

 

RENZO: Çok asil bir düşünce.

 

(Borges - Babil Kitaplığı) Konuşmak, bir şey söylemek değildir.

 

Nesneleri Okuma Üzerine

Büyük sistemler son derece korunmasızdır

 

Bir tramvayı öyle kolay kolay kaçıramazsınız, ama jet uçağı bir çocuk gibidir.

 

Her iktidar bir moleküler uzlaşımlar ağına dayanır.

…belirgin denetim biçimlerinin oluşturulmasına olanak tanıyan uzlaşımlar

…iktidar- halk ilişkilerini belirlemeye yönelik her türlü yasal düzenlemenin kesinlikle ötesinde yer alan uzlaşım biçimleri

…iktidarın yurttaşlar üzerinde kurduğu baskı değil, toplumsal uzlaşımdır.

 

…blucin giyenlerin modaya uymak için çektikleri eziyetler

…hiçbir günlük deneyim, en basiti bile, düşünce adamı için değersiz değildir

 

Victoria dönemi burjuvası, sert yakalar yüzünden katı ve ölçülüydü,

 

Hayalarınızı sıkan bir giysi farklı biçimde düşünmenize yol açar

 

Blucin beni belli bir tutuma zorlamakla kalmıyordu: Dikkatimi bu tutum üzerinde yoğunlaştırmaya, dolayısıyla "dışadönük yaşamaya” zorluyordu. Başka bir deyişle, iç yaşantımı kısıtlıyordu.

 

Düşünce, zırhtan nefret eder.

 

Giysiler, kişiyi belli bir davranışa zorladıkları için, göstergesel ya da iletişimsel mekanizmalardır.

 

De Consolatione Philosophiae

…felsefe öğretimi

Parmenides…

Herakleitos…

 

Tommaso’ya seslenerek dışarıda uçan bir eşek bulunduğunu söylerler, Tommaso da eşeği görmek için hemen dışarı fırlar, bu arada rahiplerin gülmekten gözlerinden yaşlar gelmektedir

Tommaso, bir rahibin yalan söyleyeceğine inanmaktansa, bir eşeğin uçabileceğine inanmayı çok daha mantıklı bulduğunu söyler

 

Il costume di casa, Dalla periferia dell’impero, Sette anni di

desiderio adlı kitaplarından derlenmiş

Türkçeleştiren: Kemal Atakay

2011, Can Yayınları


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder