Umberto Eco - Kant ve Ornitorenk
Bilişsellik ve Dil
Üzerine Denemeler
Eco bu kitabı 1997’de yayınlatmış. Uzun yıllar göstergebilim
dersleri veren Eco bu kitabıyla göstergebilim araştırmalarını/çalışmalarını
sunuyor okurlarına.
İnsanlar duyuları sayesinde varolan şeyleri görür duyar ve
nihayet belli bazı şeyleri bilgi olarak kabul ve tasdik eder. Ama sadece belli
şeyleri bilgiye dönüştürür! Neye göre ayırt eder, nasıl işler bu, bilgiye
dönüştürme süreci? Kitap baştan sona bu konuyu ele alıyor; bilgiyi işleme
süreçleri ve özellikle bunun ne kadarı dilsel ne kadarı bilişseldir.
Kitabın ilk bölümü varolan nedir, varlık nedir gibi “hoş”
sorular etrafında geziniyor.
Felsefe, düşüncenin köklerini, Nietzsche’yi hatırlayarak
eşelersek şunu söyleyebiliriz; bilgi, doğru söz, hakikat, logos; önceleri
şiir/şarkı olarak dile geldi. Şiirde/şarkıda ortaya çıkan hakikat, daha sonra
belli bir mutabakat sonucunda bilgi formunu aldı. Buradan Peirce'in dinamik nesnesine
ulaşıyoruz ki bu ikinci bölümün konusu.
İkinci bölüm Kant ve Pierce’ın kuram ve önermeleri
çerçevesinde algı verilerinin işlenme ve bilgiye dönüşme süreçleri hakkında
malumat veriliyor.
Üçüncü bölümde nesnenin, objenin, şeyin tanımlanması süreci
inceleniyor. Bilginin işlenmesi nasıl mümkün oluyor; ayıklama, seçme ve
kategorize etme gibi süreçler inceleniyor. Bunu dosyalama sistemlerinden
örnekler vererek inceliyor. Tarihçi yeni bir arkeolojik veri/bilgi nedeniyle
süregelen, doğru kabul edinen tasnifleri yeniden biçimlendirmek, düzenlemek
durumunda kalır. Benzer durumda insan zihninde olan şey nedir? Dil felsefesi ve
zihin felsefesi için faydalı tartışmalar var bu bölümde. Bilişim Tipleri (BT)
ve Çekirdeksel İçerik (Çİ) önemli kavramlar.
Dördüncü bölümde bilgiyi nasıl tasnif ettiğimiz, ornitorenk
örneği üzerinden inceleniyor.
Beşinci bölüm, anlamın belirleyicilerinden olan “bağlam”
hakkında malumat veriliyor.
Bilişsel-yorumlayıcı bakış açısından anlam, yorum tarafından
oluşturulur
Giriş
Kant’ın ornitorenkle ne işi var? Hiç.
Öyleyse bu kitap ne hakkında?
Ornitorenk dışında, kediler, köpekler, fareler ve atlar hakkında.
…ve her gün gördüğümüz diğer şeyler hakkında ve bir fili bir armadillodan ayırabilmemizin nedenleri hakkında
Göstergebilim hakkında sorgulama yapmak birçok disiplin için
merkezi bir konuma gelmiş bulun¬makta
Birinci Bölüm
Varlık Üzerine
…hiçbir semantik çalışma olmak fiiline dair tatmin edici bir
analiz ortaya koyamamıştır.
Varlığı tanımlamak için ‘-dir/-dır demek zorundasınız;
böylelikle tanımlanacak terimi tanımda kullanmış olursunuz
Aristoteles (Metafizik, IV, 1.1) varlığı varlık olmak
bakımından inceleyen bir bilim var derken, durum ortacı “to on'’u (-e doğru)
kullanır.
Tanrı’nın düşünebilirliğinin kendisi onun var olduğunu
ispatlar.
Tanrı’nın en harika mükemmelliği, onun varolmayışına
[nonexistence] dayanır.
Onun var olduğunu düşünmek (düşünebilmek), kusurlarımızın
bir sonucudur,
Neden hiçbir şey yerine bir şey var? Çünkü var.
Varlığın neden olduğunu merak etmenin gereği yoktur; o
parlak bir apaçıklıktır.
Düşünülebilir olduğu kadarıyla, varlık kendisini bize baştan
itibaren dilin bir etkisi olarak gösterir.
…ondan konuşabildiğimiz an, zaten yorumlanmıştır. Bun¬dan
kaçış yoktur.
Heidegger, metafiziğin sorununun, kendi temelleri yerine
öğeyle meşgul olması olduğunu düşünüyordu
…varlık kendisini yalnızca Daseinda ve onun için
gösterirken, o öğeyi öğe olarak ele aldı.
Varlığı varlık olarak düşünmek (varlığın hakikatinin
metafiziğin temeli olduğunu düşünmek) metafiziği terk etmek demektir.
Şairler dilin azımsanmayacak belirsizliğini kendi görevleri
farz ederler ve onu, bir varlık fazlalığındansa, bir yorumlama fazlalığının
özütünü çıkarmak için sömürürler.
Nietzsche’nin Tanrı öldü açıklaması, varlığın sabit
yapısının sonunun ilanından başka bir şey değildir (Vattimo)
İkinci Bölüm
Kant, Peirce ve Ornitorenk
(Java’da ilk defa gergedan gören Marco Polo, b olsa olsa tek
boynuzlu attır diye düşünür)
Ornitorenk / Ortalama elli santimetre uzunlukta ve yaklaşık
iki kilo ağırlığında, vücudu koyu kahverengi tüylerle kaplı; boynu yok ve
kuyruğu bir kunduzunkine benzer; üstü mavimsi altıysa pembe ya da alaca
renginde bir ördek gagası var; kulakları yok ve beş parmaklı perdeli dört ayağı
aynı zamanda pençeli; bir balık ya da amfibi hayvan olarak görülmesi için
yeteri kadar su altında yaşar (ve orada avlanır). Dişisi yumurtlar, ancak
görünür meme uçları olmamasına rağmen (erkeğin testisleri de içten olduğundan
görünmez) yavrularını “emzirir”.
Peirce
Kant bilgiyle ilgilenmedi,
Öncelikli olarak, nasıl saf bir matematik ve saf bir fiziğin
olmasının mümkün olduğuyla ya da matematik ve fiziğin nesnelerini bir a priori
olarak belirlemek zorunda olan bilginin teorik kompartımanları haline
getirmenin nasıl mümkün olduğuyla ilgilenmiştir.
Kategoriler / en soyut kavramlardır; birlik, gerçeklik, nedensellik,
olanaklılık, zorunluluk gibi.
Empirik kavram deneyim nesnelerinin karşılaştırılması
yoluyla duyulardan elde edilir ve anlama yetisi aracılığıyla, sadece
evrensellik formu karşılanır.
Duyuların tanıklığını yegâne temel alarak bir şeyler bildiğimizi
düşünmemiz gerçeği bir vitium subreptionis’e (kötüye kullanma) bağlı¬dır:
Küçüklükten itibaren, şeyleri sanki bize halihazırda görüde verilerek
görünmüşler gibi kavramaya alışırız, bu süreçte anlama yetisinin oynadığı rolü
asla göz önünde bulundurmayız.
İmgeleme/hayal etme” [imagine] ne anlama gelir?
Ornitorengin yumurtlayan bir memeli olduğuna karar
verildiğinde, Kant o tarihten sekiz yıl önce ölmüştü.
Bu nedenle / Kant’ın bir ornitorenkle karşılaşsaydı ne
yapacağına karar vermekte özgürüz.
…benzerlik kavramını karşılaştırma kavramından kur¬tarmak
zorundayız
Üçüncü Bölüm
Bilişim Tipleri ve Çekirdeksel İçerik
Peirce böyle bir cümle
yazmış: “Eğer Kant şemayı yeterince erken düşünmüş olsaydı, tüm çalışmasını
fazla büyütmüş olurlardı.”
(Buna “güya koşullu
önerme” denebilir)
Gösterme sürecinin fenomenlerini gösterge fikrinden
ayı¬rabilir miyiz?
Aztekler işgalcilerin geyiklere bindiklerini zannettiler
(çünkü hiç at görmemişlerdi)
BT (Bilişim Tipi) zorunlu olarak bir algısal deneyimden doğmaz;
kültü¬rel olarak aktarılabilir
(Kategoriler)
Deneyimlediğimiz dünya öyle fazla nesne ve olaylardan oluşur
ki, her birini teker teker saptamaya ve adlandırmaya kalksak, çevremizin
karmaşıklığından bunalırdık. Ve böylece belirli olanın bir tutsağı olmaktan
kaçınmanın tek yolu “kategorize etme” kapasitemizde yatar
Aristoteles’e göre / Bir tözü algılayan onun özünün ne
olduğunu anlardı
Kant için kategoriler, Aristotelesçi kategorilerden çok daha
soyut şeylerdir (birlik, çokluk, gerçeklik, yadsıma, töz ve ilinek, nedensellik
vb),
(Tim’in Hikâyesi)
Otobanda bir Lancia ile bir Volvo’yu birbirinden
ayırabilirim, iki markaya dair bir Çİ (Çekirdeksel İçerik) bağdaştırmışımdır;
fakat belirsiz bir tarz dışında, kimseye onları nasıl ayırabileceklerini söyleyemem.
Bir BT her zaman özel bir meseledir; ama bir Çİ olarak
yorumlandığında kamusal hale gelir
Dördüncü Bölüm
Sözlük ve Ansiklopedi Arasındaki Ornitorenk
…Yabanıl kategoriler
Sinemadaki ve kitaplardaki bütün bir ikonografi, bizi, bir
Amerikan yerlisinin tanınmasında, kuş tüylü taçların sabit bir özellik olduğuna
ikna etmiştir
(Ornitorenk) Seksen yılı aşkın bir süre, doğa bilimciler,
falanca şekilde yapılmış olan bu hayvanın, kademe kademe saptandığı tür¬den
olduğu üzerine konuşmak dışında, hiçbir şey üzerinde anlaşamadı.
Vanville / Elm Sokağı
Eğer, arabada, sürücünün yanında otururken, ona,
Geçebi¬lirsin, mavi yanıyor, dersem, hemen benim yeşil demek istedi¬ğimi
anlayacağından hiç şüphe yoktur
Şirinler dili, metnin bir dilbiliminin kural¬larına uyar,
anlam ise metinsel konunun saptanmasına bağlıdır.
Beşinci Bölüm
Anlaşma Olarak Atıfta Bulunma Hakkında Notlar
Altıncı Bölüm
İkonizm ve Hypoikon
…temsil de “belli bir bakış açısından bakıldığında iyidir”.
Perspektif hem nesneyi hem de gözlemleyenin pozisyonunu
devreye sokan bir fenomendir
Satürn’ü ilk defa
gören Galileo gördüğü “şeyin” formuna dair neler düşünmüş olabileceği…
Üçüncü göz için en
uygun yer: İşaret parmağının ucu.
Ayna…
Televizyon…
Basit gösterme süreçleri algıda gerçekleşir. Ayarlan¬mış
noktalar algılarız; çünkü şüphesiz kültür ve gelenekle iç içe geçmiş bilişsel
tipler inşa ederiz
…
Kant e l'ornitorinco
Türkçeleştiren: Esra Kübra Erol
Ayrıntı Yayınları, 2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder