1 Ekim 2024 Salı

Umberto Eco - Kant ve Ornitorenk

Umberto Eco - Kant ve Ornitorenk

Bilişsellik ve Dil Üzerine Denemeler

 


Eco bu kitabı 1997’de yayınlatmış. Uzun yıllar göstergebilim dersleri veren Eco bu kitabıyla göstergebilim araştırmalarını/çalışmalarını sunuyor okurlarına.

İnsanlar duyuları sayesinde varolan şeyleri görür duyar ve nihayet belli bazı şeyleri bilgi olarak kabul ve tasdik eder. Ama sadece belli şeyleri bilgiye dönüştürür! Neye göre ayırt eder, nasıl işler bu, bilgiye dönüştürme süreci? Kitap baştan sona bu konuyu ele alıyor; bilgiyi işleme süreçleri ve özellikle bunun ne kadarı dilsel ne kadarı bilişseldir.

 

Kitabın ilk bölümü varolan nedir, varlık nedir gibi “hoş” sorular etrafında geziniyor.

Felsefe, düşüncenin köklerini, Nietzsche’yi hatırlayarak eşelersek şunu söyleyebiliriz; bilgi, doğru söz, hakikat, logos; önceleri şiir/şarkı olarak dile geldi. Şiirde/şarkıda ortaya çıkan hakikat, daha sonra belli bir mutabakat sonucunda bilgi formunu aldı. Buradan Peirce'in dinamik nesnesine ulaşıyoruz ki bu ikinci bölümün konusu.

 

İkinci bölüm Kant ve Pierce’ın kuram ve önermeleri çerçevesinde algı verilerinin işlenme ve bilgiye dönüşme süreçleri hakkında malumat veriliyor.

 

Üçüncü bölümde nesnenin, objenin, şeyin tanımlanması süreci inceleniyor. Bilginin işlenmesi nasıl mümkün oluyor; ayıklama, seçme ve kategorize etme gibi süreçler inceleniyor. Bunu dosyalama sistemlerinden örnekler vererek inceliyor. Tarihçi yeni bir arkeolojik veri/bilgi nedeniyle süregelen, doğru kabul edinen tasnifleri yeniden biçimlendirmek, düzenlemek durumunda kalır. Benzer durumda insan zihninde olan şey nedir? Dil felsefesi ve zihin felsefesi için faydalı tartışmalar var bu bölümde. Bilişim Tipleri (BT) ve Çekirdeksel İçerik (Çİ) önemli kavramlar.

 

Dördüncü bölümde bilgiyi nasıl tasnif ettiğimiz, ornitorenk örneği üzerinden inceleniyor.

 

Beşinci bölüm, anlamın belirleyicilerinden olan “bağlam” hakkında malumat veriliyor.

Bilişsel-yorumlayıcı bakış açısından anlam, yorum tarafından oluşturulur

 

Giriş

Kant’ın ornitorenkle ne işi var? Hiç.

Öyleyse bu kitap ne hakkında? Ornitorenk dışında, kediler, köpekler, fareler ve atlar hakkında.

…ve her gün gördüğümüz diğer şeyler hakkında ve bir fili bir armadillodan ayırabilmemizin nedenleri hakkında

 

Göstergebilim hakkında sorgulama yapmak birçok disiplin için merkezi bir konuma gelmiş bulun¬makta

 

Birinci Bölüm

Varlık Üzerine

…hiçbir semantik çalışma olmak fiiline dair tatmin edici bir analiz ortaya koyamamıştır.

Varlığı tanımlamak için ‘-dir/-dır demek zorundasınız; böylelikle tanımlanacak terimi tanımda kullanmış olursunuz

Aristoteles (Metafizik, IV, 1.1) varlığı varlık olmak bakımından inceleyen bir bilim var derken, durum ortacı “to on'’u (-e doğru) kullanır.

 

Tanrı’nın düşünebilirliğinin kendisi onun var olduğunu ispatlar.

Tanrı’nın en harika mükemmelliği, onun varolmayışına [nonexistence] dayanır.

Onun var olduğunu düşünmek (düşünebilmek), kusurlarımızın bir sonucudur,

 

Neden hiçbir şey yerine bir şey var? Çünkü var.

 

Varlığın neden olduğunu merak etmenin gereği yoktur; o parlak bir apaçıklıktır.

 

Düşünülebilir olduğu kadarıyla, varlık kendisini bize baştan itibaren dilin bir etkisi olarak gösterir.

…ondan konuşabildiğimiz an, zaten yorumlanmıştır. Bun¬dan kaçış yoktur.

 

Heidegger, metafiziğin sorununun, kendi temelleri yerine öğeyle meşgul olması olduğunu düşünüyordu

…varlık kendisini yalnızca Daseinda ve onun için gösterirken, o öğeyi öğe olarak ele aldı.

Varlığı varlık olarak düşünmek (varlığın hakikatinin metafiziğin temeli olduğunu düşünmek) metafiziği terk etmek demektir.

 

Şairler dilin azımsanmayacak belirsizliğini kendi görevleri farz ederler ve onu, bir varlık fazlalığındansa, bir yorumlama fazlalığının özütünü çıkarmak için sömürürler.

 

Nietzsche’nin Tanrı öldü açıklaması, varlığın sabit yapısının sonunun ilanından başka bir şey değildir (Vattimo)

 

İkinci Bölüm

Kant, Peirce ve Ornitorenk

(Java’da ilk defa gergedan gören Marco Polo, b olsa olsa tek boynuzlu attır diye düşünür)

 

Ornitorenk / Ortalama elli santimetre uzunlukta ve yaklaşık iki kilo ağırlığında, vücudu koyu kahverengi tüylerle kaplı; boynu yok ve kuyruğu bir kunduzunkine benzer; üstü mavimsi altıysa pembe ya da alaca renginde bir ördek gagası var; kulakları yok ve beş parmaklı perdeli dört ayağı aynı zamanda pençeli; bir balık ya da amfibi hayvan olarak görülmesi için yeteri kadar su altında yaşar (ve orada avlanır). Dişisi yumurtlar, ancak görünür meme uçları olmamasına rağmen (erkeğin testisleri de içten olduğundan görünmez) yavrularını “emzirir”.

 

Peirce

 

Kant bilgiyle ilgilenmedi,

Öncelikli olarak, nasıl saf bir matematik ve saf bir fiziğin olmasının mümkün olduğuyla ya da matematik ve fiziğin nesnelerini bir a priori olarak belirlemek zorunda olan bilginin teorik kompartımanları haline getirmenin nasıl mümkün olduğuyla ilgilenmiştir.

 

Kategoriler / en soyut kavramlardır; birlik, gerçeklik, nedensellik, olanaklılık, zorunluluk gibi.

 

Empirik kavram deneyim nesnelerinin karşılaştırılması yoluyla duyulardan elde edilir ve anlama yetisi aracılığıyla, sadece evrensellik formu karşılanır.

 

Duyuların tanıklığını yegâne temel alarak bir şeyler bildiğimizi düşünmemiz gerçeği bir vitium subreptionis’e (kötüye kullanma) bağlı¬dır: Küçüklükten itibaren, şeyleri sanki bize halihazırda görüde verilerek görünmüşler gibi kavramaya alışırız, bu süreçte anlama yetisinin oynadığı rolü asla göz önünde bulundurmayız.

 

İmgeleme/hayal etme” [imagine] ne anlama gelir?

 

Ornitorengin yumurtlayan bir memeli olduğuna karar verildiğinde, Kant o tarihten sekiz yıl önce ölmüştü.

Bu nedenle / Kant’ın bir ornitorenkle karşılaşsaydı ne yapacağına karar vermekte özgürüz.

 

…benzerlik kavramını karşılaştırma kavramından kur¬tarmak zorundayız

 

Üçüncü Bölüm

Bilişim Tipleri ve Çekirdeksel İçerik

Peirce böyle bir cümle yazmış: “Eğer Kant şemayı yeterince erken düşünmüş olsaydı, tüm çalışmasını fazla büyütmüş olurlardı.”

(Buna “güya koşullu önerme” denebilir)

 

Gösterme sürecinin fenomenlerini gösterge fikrinden ayı¬rabilir miyiz?

 

Aztekler işgalcilerin geyiklere bindiklerini zannettiler (çünkü hiç at görmemişlerdi)

 

BT (Bilişim Tipi) zorunlu olarak bir algısal deneyimden doğmaz; kültü¬rel olarak aktarılabilir

 

(Kategoriler)

Deneyimlediğimiz dünya öyle fazla nesne ve olaylardan oluşur ki, her birini teker teker saptamaya ve adlandırmaya kalksak, çevremizin karmaşıklığından bunalırdık. Ve böylece belirli olanın bir tutsağı olmaktan kaçınmanın tek yolu “kategorize etme” kapasitemizde yatar

 

Aristoteles’e göre / Bir tözü algılayan onun özünün ne olduğunu anlardı

 

Kant için kategoriler, Aristotelesçi kategorilerden çok daha soyut şeylerdir (birlik, çokluk, gerçeklik, yadsıma, töz ve ilinek, nedensellik vb),

 

(Tim’in Hikâyesi)

 

Otobanda bir Lancia ile bir Volvo’yu birbirinden ayırabilirim, iki markaya dair bir Çİ (Çekirdeksel İçerik) bağdaştırmışımdır; fakat belirsiz bir tarz dışında, kimseye onları nasıl ayırabileceklerini söyleyemem.

 

Bir BT her zaman özel bir meseledir; ama bir Çİ olarak yorumlandığında kamusal hale gelir

 

Dördüncü Bölüm

Sözlük ve Ansiklopedi Arasındaki Ornitorenk

…Yabanıl kategoriler

 

Sinemadaki ve kitaplardaki bütün bir ikonografi, bizi, bir Amerikan yerlisinin tanınmasında, kuş tüylü taçların sabit bir özellik olduğuna ikna etmiştir

 

(Ornitorenk) Seksen yılı aşkın bir süre, doğa bilimciler, falanca şekilde yapılmış olan bu hayvanın, kademe kademe saptandığı tür¬den olduğu üzerine konuşmak dışında, hiçbir şey üzerinde anlaşamadı.

 

Vanville / Elm Sokağı

 

Eğer, arabada, sürücünün yanında otururken, ona, Geçebi¬lirsin, mavi yanıyor, dersem, hemen benim yeşil demek istedi¬ğimi anlayacağından hiç şüphe yoktur

 

Şirinler dili, metnin bir dilbiliminin kural¬larına uyar, anlam ise metinsel konunun saptanmasına bağlıdır.

 

Beşinci Bölüm

Anlaşma Olarak Atıfta Bulunma Hakkında Notlar

 

Altıncı Bölüm

İkonizm ve Hypoikon

 

…temsil de “belli bir bakış açısından bakıldığında iyidir”.

 

Perspektif hem nesneyi hem de gözlemleyenin pozisyonunu devreye sokan bir fenomendir

 

Satürn’ü ilk defa gören Galileo gördüğü “şeyin” formuna dair neler düşünmüş olabileceği…

 

Üçüncü göz için en uygun yer: İşaret parmağının ucu.

 

Ayna…

 

Televizyon…

Basit gösterme süreçleri algıda gerçekleşir. Ayarlan¬mış noktalar algılarız; çünkü şüphesiz kültür ve gelenekle iç içe geçmiş bilişsel tipler inşa ederiz

 

 

Kant e l'ornitorinco

Türkçeleştiren: Esra Kübra Erol

Ayrıntı Yayınları, 2023 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder