2 Kasım 2013 Cumartesi

Lucia Puenzo – Balık Çocuk

Lucia Puenzo – Balık Çocuk


Olayları bir köpek anlatıyor. Hikâyeye konu olan hatunlardan Lala, onu veterinerden almış.

Lala hiçbir zaman ağlamaz. Ne Guayi onu terk ettiğinde ağladı ne de Bronte öldüğünde.
Bana her zaman bir erişkinmişim gibi davrandı. (s. 9)

Kısacık adıyla Pep, dünyayı değiştirmek istiyor. (s. 10)

Guayi bu evin hizmetçisi, aileden biri değil. Lala ile birbirlerine âşıklar. Lala evden eksikliğinin hissedilmeyeceğini düşündüğü eşyaları gizlice satıp para biriktiriyor. Yeterince paraları birikince hayallerinin peşi sıra yola koyulacaklar.

Gece yarısı Pep beni arabasına bindiriyordu. San Isidoro’nun en pis barının köşesinde frene basıyor ve geceyi orada marihuana satarak geçiriyordu. (s. 12)

…aldığı her şeyi ilk önce benim üzerimde deniyordu. Bana eroin enjekte ediyor, dişetlerime kokain sürüyor, hapların etkili olup olmadığını anlamak için bana denetiyordu. (s. 13)

Guayi onu sevdiği sürece her şey anlamlıydı (o gece Lala yaşlanmayı bıraktı).

(Pep)
O gece sivil giysili bir polise marihuana sattı. (s. 19)

Ertesi gün onu aramaya geldiler.
Bronte manşetlere çıktı ve bir hafa içinde tüm kitapları best-seller oldu.
Sasha, bir Budist tapınağına doğru yol aldığını söyledi.
Ve biz işte böyle yalnız kaldık. (s. 20)

(Bronte)
Sasha’nın gidişiyle yeni bir depresyona girdi.
Hepimiz yeni bir sonuçsuz intihar girişimi için hazırlıklıydık.
Hep ilaç alır çok geçmeden kurtarılırdı. …nedeni aslında yalnızca intihar fikrinden hoşlanmasıydı. (s. 21)

…parayı saydılar.
“Artık gidebiliriz” dedi Guayi.

Guayi, Lala’ya babasının dışarıdan çok içinde vakit geçirmesine daha fazla tahammül edemediğini söylemedi. (s. 22)

Lala durumu fark etti. İki bardağa süt doldurdu. Birine ilaç diğerine şeker kattı. İki bardakla birlikte babasının yanına gitti; Bronte’nin bir şansı vardı.

Lala da duygularını sütle beraber bir dikişte içti. (s. 23)

Ertesi gün
Kapıyı kilitlemeden evden ayrıldık. (s. 24)

Lala, köpeğiyle birlikte erkenden ayrılıyor evden. Guayi’nin çocukluğunu geçirdiği eve doğru yola koyuluyor.
Guayi sınırda tutuklanır.

Lala
İçini kemiren kaygıyı Guayi’yle hayalini kurduğu, pencereleri göle bakan eve başlamak üzere kullanmaya karar verdi. (s. 31)

Nestor Socrates, kendisini Lin’in (Guayi) ilk sevgilisi olarak tanıtıyor (işin aslı öyle değil).
Mitay pyra
Bu sözcük Nestor Socrates ile Guayi arasında yaşanan ve Guayi’nin hatırlamak istemediği olayların anahtarı. Korkunç olanı zihni mitleştirmiş/masala dönüştürmüş. Romanın derin ve hassas içeriği bu hikâye üzerine kurulmuş: Mitay pyra ya da balık çocuk.

Balık çocuk köy halkının uydurduğu bir efsane. Gölde yaşadığını söylüyorlar. Boğulanları derine çektiğini.
İnsanlar yaşamak için her zaman bu tür şeylere ihtiyaç duyarlar. (s. 38)

(Nestor)
Bir daha mutlu olmadım. Onu bıraktığım günden sonra bir daha mutlu olmadım. (s. 44)

Hamileydi
On üç yaşındaydı ve neşe saçıyordu.
İnsanlar
Onun bir bebekle gölde yüzdüğünü gördüklerini söylediler. (s. 45)

(Guayi)
Yaşlı. Seni tanıyıncaya dek yaşlıydım. (s. 46)

Lin/Guayi, hamileliğinin yedinci ayında içi suyla dolu küvette doğum yaptı. Bebeğin sesi çıkmadı. Nefessiz kalan bebeği suya koydu. Sudaki bebek nefes almaya başladı. Lin/Guayi bebeği suyun içinde yaşatmaya çalıştı. Akvaryuma hava pompalayan aletle bebeğin içinde olduğu suya hava pompalıyordu.
Günler sonra köyde dedikodular iyice yayıldı. Beşinci ayda bebek süt emmeyi bıraktı. Bir şafak vakti bebekle beraber suya/göle girdi. Gece oluncaya dek birlikte yüzdüler. Lin/Guayi sala çıktığında bebek artık onunla değildi.

Guayi cinayetle suçlanmış ve ıslah evine kapatılmış.
(Guayi)
Bir keresinde benden yalan söylememi istemiştiniz, ben de yalan söylemeyeceğim.
Kötü şeyler yaptım ve beni buraya tıktılar. Yaptığım şeyin bedelini ödeyeceğim. Yaptığıma inandıkları şey için değil, sadece sizin ve benim bildiğimiz şey için.

…duygusunun kokusunu aldım. (s. 51)

Lala, evine geri döner. Yaşananları teyzesine anlatır. Saçlarını kazıtır. Guayi’nin kapatıldığı ıslah evinin yerini öğrenir ve oraya gider.

Haydi, git Lala, bir daha gelme. (s. 86)

Ay tutulması vardı. Bir sebepten dolayı insanlar bunun önemli olduğuna inanıyorlardı. (s. 87)

-       Ay tutulmasını mı görmeye geldin?
-       Hayır
-       Biz de öyle. (s. 88)

Sekiz yaşındayken sınıf arkadaşlarımı yediğimi hayal ederdim. (s. 102)

…bir göz kırpması kadar kısacık süren bir sonsuzluk boyunca söyleyecek bir şey bulmaya çalışmış ama bulamamıştı. (s. 120)

Eğitmen, Lala’ya Guayi’yi ıslahevinin dışında gördüğünü söyledi. Islahevinin kızıl saçlı gardiyanı kızları pahalı eğlencelere malzeme yapıyormuş.

-       Adın ne?
-       Ne istersiniz?

Lala ve eğitmen yanlarına birkaç doberman alıp kızların satıldığı eve gittiler, iyi kurgulanmış bu romanın finaline.

El Niňo Pez
Türkçeleştiren: Seda Ersavcı

Doğan Kitap, Mayıs 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder