T.R. Quigley – Sanat Eserinin Kökeni Bir Hülasa
Heidegger’in köken için kullandığı sözcük, bir şeyin kökeni
yahut menşei (neşet ettiği yer) anlamına gelir.
Kökenle ilgili bu mülahazalar, sanatı Heidegger’in hakikat
(alethia / lethe) anlayışına bağlamaktadır. Bilindiği gibi Heidegger hakikati
gizli yahut içeri örtülü olmanın açığa çıkması veya üzerinden örtünün kalkması
olarak görüyordu.
Sanat hakikati açığa çıkarma, görünür hale getirme
kabiliyeti bakımından biricik/asli niteliğine sahiptir.
Sanat eseri aynı zamanda bir tür şey’dir.
Fakat sanat eseri aynı zamanda daha fazla bir şeydir.
Heidegger sanat eserinin hem alegorik bir şeyden daha fazla
bir şey olarak hem de bir simge olarak, yani şeyi ve bir başka şeyi bir araya
getirme olarak işlev gördüğünü öne sürer.
Sanat eseri sayesinde biz dünya ve yeryüzünün yaratıcı
mücadelesini tecrübe ederiz.
Yaratmak bir şeyi ortaya çıkarmaktır.
Bir eserin eser olması vuku bulan bir hakikat biçimidir.
Hakikat kendisini bu ilişki içerisinde tesis eder.
Dolayısıyla eserin yaratılmışlığı biçim içerisine yerleştirilen hakikattir.
Bu yeryüzünün kullanılmasıyla gerçekleştirilir ki, o
kullanılmakla tükenmez, bilakis ortaya çıkarılır.
Zanaat – sanat ayrımı
Bir alet tasarımı somut ya da maddi hale getirildiğinde
bitmiş, tamamlanmış ya da hazır hale getirilmiştir. Onu bekleyen belli bir işi
gerçekleştirmenin dışında bir şey yoktur.
Buna karşın sanat eseri, yapısı tamamlandığında bitmiş
olmaz.
Türkçeleştiren: M. Sırrı Erer
Merdiven/Şiir
Sayı: 7, Şubat-Mart 2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder