Bernard Lewis - Modern Türkiye'nin Doğuşu
Yeni ordu için 1826’da çıkarılan yönetmelikte, askerlerin
üniformalarının Avrupa stilinde ceket ve pantalondan ibaret olduğu belirtildi.
Yirmi yıl önce yardımcı birliklere Frenk giysisi giydirme teşebbüsü 1807
ayaklanmasını başlatmış ve doğrudan doğruya III. Selim'in tahttan indirilmesine
yol açmıştı. Bu kez, muhalefet mırıldanmaları yine eksik olmamakla beraber,
reform kabul edildi ve birlikler "bir şubara, bir takım elbisesi, bir kısa
tünik ve bir çuha yelek, sıkı şayak dizlikler ve potin" ile donatıldı.
Frenk üniformaları sorunu, levazım subayının ambarında
çözülemiyecck daha büyük sorunlar ortaya çıkardı. Eski zamanlardan beri, giysi
ve her şeyden önce başlık, bir insanın dinini ve sosyal statüsünü belirttiği
araçlardı. İpek hakkındaki bir yasak dışında, İslam hukuku gerçekte hiç bir
çeşit giysiyi yasaklamaz; fakat sayısız gelenekler Müslümanlardan, görünüşte
bile kendilerini kafirlerden ayırmalarını ve diğer her şeyde olduğu gibi,
onların kıyafetini de taklitten kaçınmalarını ister. "Tanrı ve melekler
inayetlerini Cuma namazında sarık saranlara verirler", "Sarıkla iki
rekat namaz, sarıksız yetmiş rekattan daha üstündür", "Sarık iman ile
imansızlığı ayıran maniadır", "Kendini putperestlerden ayır; sakal
bırak ve bıyıklarını düzelt", "Bir milleti taklit eden, onlardan biri
olur." Peygambere atfedilen bu ve diğer birçok benzer sözler, bir insanın
kendi giyinme şeklini terk edip diğer birini benimsemesinin bir ihanet ve
dinden çıkma hareketi olduğu hakkındaki genel duygunun kuvvetlenmesine yardım
etti (s. 100-101).
Müslüman olmıyanların Müslüman kıyafetine girmesi
yasaklanmıştı, Müslümanlar, Hristiyan veya Yahudi kılığını almayı hayal bile
etmezlerdi. Müslüman toplumu içinde bile, toplumun her katının kendine özel
farklı başlığı vardı; ulema, yeniçeri ve kalem mensubunu hayatlarında birbirinden
ayırt eden farklı biçimdeki başlıklar, öldükten sonra da mezar taşlarına
oyulurdu (s. 101).
…
Çeviren: Metin Kıratlı, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1993
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder