23 Ocak 2021 Cumartesi

Güvelioğlu Tarih – Şecere

İshak Güven Güvelioğlu – Güvelioğlu Tarih – Şecere

İstiklâl Mahkemelerinde Güveliler

Cumhuriyetin ilk yıllarında önce asker kaçaklarını, sonra da yapılan devrimlere muhalefet edenleri / etme ihtimali olanları cezalandırmak için kurulan İstiklâl Mahkemeleri, gerek kuruluş şekilleri gerekse çalışma ve yargılama usulleriyle yakın tarihimizin en çok tartışılan konularından biridir. Bu mahkemelerin kuruluşundan yakın zamana kadar konu hakkında kamuoyunun belgeye dayalı pek fazla bilgisi olmadığı da bir vakıadır. Son yıllarda genelde bu hususlarda hassas olan mağdur kesimin çabaları sonucu mahkeme zabıtlarının bir kısmı yayınlanmıştır. Konunun tam olarak açıklığa kavuşabilmesi ve yerli yerine oturması için TBMM Arşivinde bulunan İstiklâl Mahkemesi Zabıtlarının tümüyle tarihçi ve araştırmacılara açılması konu ile ilgili birtakım hatalı/yanlış bilgilerin de tashih edilmesine imkân sağlayacaktır.

İstiklâl Mahkemeleri denilince Doğu Karadenizlilerin aklına gelen ilk hadise şapka inkılabı sonucu meydana gelen olaylar, uyduruk bir mahkeme sonucu yaşanan idamlar ve İskilipli Atıf Hoca’nın 1924 yılında İstanbul’da yayınlanan 32 sayfalık Frenk Mukallitliği ve Şapka adlı eseridir. Bu risalenin yayınlanmasından bir buçuk yıl sonra şapka giyilmesi hakkında kanun çıkarılmış ve bir buçuk sene önce yazılmış eserin kanuna muhalif olduğu gerekçesiyle İstiklal Mahkemesi’nde yargılanıp müellifi idama mahkum edilmiştir. Atıf Hoca’nın yargılanması esnasında bu konuyla ilgili olarak Güvelioğlu ailesinden de bazı kişiler yargılanmıştır. Bunlar Rize’nin Paşakuyu mahallesinden Ömer oğlu Hafız Yahya ile kardeşi Musa'dır.

1926 yılında çıkan şapka aleyhtarı gösteriler esnasında Güveli Musa, Rize’de kitapçılık yapmaktaydı ve çevrede “Kitapçı Musa” olarak tanınmaktaydı. Ağabeyi Hafız Yahya ise İstanbul’da yaşamakta ve yeni çıkan kitaplardan temin ederek kardeşine göndermekteydi. Hafız Yahya şapka aleyhtarı bu eserden kardeşi Musa’ya göndermişti. Soruşturma esnasında bu durum ortaya çıkmış ve Yahya Efendi bunun için İstiklal Mahkemesinde yargılanarak üç ay hapiste tutulmuştu (s. 51).

 

Eserin müellifi Atıf Hoca’nın sorgusu esnasında muhtemel kitap gönderdiği kişiler araştırılırken kendisine “Güvelizade kimdir” diye sorulmuş o da “Bendeniz Güvelizade filan tanımam” diye cevap vermişti.

Hafız Yahya, kardeşi Musa'ya kitap gönderdiğinin ortaya çıkması üzerine gözaltına alınıp sorgulandı. Güveli Musa gözaltına alınmadan önce kendisiyle tanışan bir emniyet mensubu bir gün sonra dükkân ve evini aramaya geleceklerini söyleyerek uyarıda bulunmuştu. Bunun üzerine Güveli Musa evine götürdüğü kitabı o gece yaktı. Ertesi gün ise dükkânına gelen polislere, aranan şapka aleyhtarı kitapları teslim etti. Evinin aranması esnasında evdeki silah ve ev hanımının koynunda saklandığından bulunamadı. Güveli Musa mesleği kitapçı olduğundan gelen her kitap gibi bu eseri de satışa sunduğunu, az bir kısmını sattığını, şapka olaylarıyla bir alakası ve suç işleme kastı olmadığını söylemesine rağmen 3 ay boyunca gözaltında tutularak işkenceden geçirildi ve daha sonra serbest bırakıldı.

Rize’nin itibarlı tüccarlarından olan ve 21.2.1942 tarihinde Himâye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) Rize şubesi azalığına seçilen Güveli Musa şapka olayları esnasında gördüğü kötü muamele nedeniyle aynı zihniyetteki anlayışa karşı hep mesafeli kalmıştı (s. 52).

 

İstanbul, 2012


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder