İshak Güven Güvelioğlu – Güvelioğlu Tarih – Şecere
İstiklâl Mahkemelerinde Güveliler
Cumhuriyetin ilk yıllarında önce asker kaçaklarını, sonra da
yapılan devrimlere muhalefet edenleri / etme ihtimali olanları cezalandırmak
için kurulan İstiklâl Mahkemeleri, gerek kuruluş şekilleri gerekse çalışma ve
yargılama usulleriyle yakın tarihimizin en çok tartışılan konularından biridir.
Bu mahkemelerin kuruluşundan yakın zamana kadar konu hakkında kamuoyunun
belgeye dayalı pek fazla bilgisi olmadığı da bir vakıadır. Son yıllarda genelde
bu hususlarda hassas olan mağdur kesimin çabaları sonucu mahkeme zabıtlarının
bir kısmı yayınlanmıştır. Konunun tam olarak açıklığa kavuşabilmesi ve yerli
yerine oturması için TBMM
Arşivinde bulunan İstiklâl Mahkemesi Zabıtlarının tümüyle tarihçi ve
araştırmacılara açılması konu ile ilgili birtakım hatalı/yanlış bilgilerin de
tashih edilmesine imkân sağlayacaktır.
İstiklâl Mahkemeleri denilince Doğu Karadenizlilerin aklına
gelen ilk hadise şapka inkılabı sonucu meydana gelen olaylar, uyduruk bir
mahkeme sonucu yaşanan idamlar ve İskilipli Atıf Hoca’nın 1924 yılında
İstanbul’da yayınlanan 32 sayfalık Frenk Mukallitliği ve Şapka adlı eseridir.
Bu risalenin yayınlanmasından bir buçuk yıl sonra şapka giyilmesi hakkında
kanun çıkarılmış ve bir buçuk sene önce yazılmış eserin kanuna muhalif olduğu
gerekçesiyle İstiklal Mahkemesi’nde yargılanıp müellifi idama mahkum
edilmiştir. Atıf Hoca’nın yargılanması esnasında bu konuyla ilgili olarak
Güvelioğlu ailesinden de bazı kişiler yargılanmıştır. Bunlar Rize’nin Paşakuyu
mahallesinden Ömer oğlu Hafız Yahya ile kardeşi Musa'dır.
1926 yılında çıkan şapka aleyhtarı gösteriler esnasında
Güveli Musa, Rize’de kitapçılık yapmaktaydı ve çevrede “Kitapçı Musa” olarak
tanınmaktaydı. Ağabeyi Hafız Yahya ise İstanbul’da yaşamakta ve yeni çıkan
kitaplardan temin ederek kardeşine göndermekteydi. Hafız Yahya şapka aleyhtarı
bu eserden kardeşi Musa’ya göndermişti. Soruşturma esnasında bu durum ortaya
çıkmış ve Yahya Efendi bunun için İstiklal Mahkemesinde yargılanarak üç ay
hapiste tutulmuştu (s. 51).
Eserin müellifi Atıf Hoca’nın sorgusu esnasında muhtemel kitap
gönderdiği kişiler araştırılırken kendisine “Güvelizade kimdir” diye sorulmuş o
da “Bendeniz Güvelizade filan tanımam” diye cevap vermişti.
Hafız Yahya, kardeşi Musa'ya kitap gönderdiğinin ortaya çıkması
üzerine gözaltına alınıp sorgulandı. Güveli Musa gözaltına alınmadan önce kendisiyle
tanışan bir emniyet mensubu bir gün sonra dükkân ve evini aramaya geleceklerini
söyleyerek uyarıda bulunmuştu. Bunun üzerine Güveli Musa evine götürdüğü kitabı
o gece yaktı. Ertesi gün ise dükkânına gelen polislere, aranan şapka aleyhtarı
kitapları teslim etti. Evinin aranması esnasında evdeki silah ve ev hanımının
koynunda saklandığından bulunamadı. Güveli Musa mesleği kitapçı olduğundan
gelen her kitap gibi bu eseri de satışa sunduğunu, az bir kısmını sattığını,
şapka olaylarıyla bir alakası ve suç işleme kastı olmadığını söylemesine rağmen
3 ay boyunca gözaltında
tutularak işkenceden geçirildi ve daha sonra serbest bırakıldı.
Rize’nin itibarlı tüccarlarından olan ve 21.2.1942 tarihinde
Himâye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) Rize şubesi azalığına seçilen Güveli
Musa şapka olayları esnasında gördüğü kötü muamele nedeniyle aynı zihniyetteki
anlayışa karşı hep mesafeli kalmıştı (s. 52).
…
İstanbul, 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder