Şevket Süreyya Aydemir - Suyu Arayan Adam
1925 yılının başlarında İstanbul’da İstiklal mahkemesinde
komünistlik suçlamasıyla gazeteci Şevket Süreyya’nın da aralarında bulunduğu
sanıklar yargılanıyordu. Şapka giymenin henüz kanunlaşmadığı günlerde genç
gazeteci Hikmet Şevki, haber derlemek için mahkeme binasına başındaki hasır
şapkayla gelmişti.
Başında kalpağıyla iri yarı, pehlivan yapılı mahkeme üyesi
Kılıç Ali, hasır şapkalı gencin yakasına yapışıp: “Nedir bu kepazelik? Bu şapka
da ne oluyor? Baban da mı şapka giyerdi? Anandan mı şapkalı doğdun?”
hakaretlerle tartaklayıp tekmeleyerek merdivenlerden aşağıya yuvarlar (s.
399-400).
Aylar sonra şapka yasası çıkar ve aynı Kılıç Ali bu defa
başına bir hasır şapka giyinir.
“Almanya'da inkılâp olamaz. Çünkü kanunen memnudur!” diyen
Heine'nin sözünü, biraz değiştirerek bizim için de söylemek kabildir:
“Türkiye'de her inkılâp olur. Fakat ancak kanun yoluyla!” /
s. 406
Remzi Kitabevi, 4. Baskı, İstanbul
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder