Türk Parlamento tarihi TBMM II. Dönem 1923-27-c2
(II. Mahmud dönemi) Fes giymek memur ve askerler için
zorunlu idi. Halk istediği gibi sarık, külah, kalpak, keçekülah vb. baş
örtüleri kullanırdı. Bu giyimden dolayı sivil halka "başı bozuk"
denirdi.
Fesin tamamlayıcısı püskülün düzenli bulunması için sık sık
taranması gerekirdi. Bu nedenle fes için "püsküllü bela" deyimi
kullanılırdı (s. 61).
Mustafa Kemal'in Kastamonu seyahati dönüşü (…) 2.9.1341
(1925) tarihinde 2413 sayı ile Bilûmum devlet memurlarının kıyafetleri hakkında
kararname çıkarıldı.
Bu kararname ile memurlara şapka giyme zorunluluğu
getirildi.
…herkese şapka giyme zorunluluğu getiren Kanun Teklifi,
Konya Mebusu Refik Koraltan ve arkadaşları tarafından hazırlanarak 18.11.1341
(1925) tarihinde Meclise verildi
Esbabı Mucibe
Haddi zatında hiç bir ehemmiyeti mahsusayı haiz olmayan
serpuş meselesi asrî ve medenî milletler ailesi içine girmeğe azmetmiş olan
Türkiye için hususi bir kıymeti haizdir. Şimdiye kadar Türkler ile sair medenî
ve asrî milletlerin arasında bir alâmeti farika mahiyetinde telâkki edilmekte
olan mevcut serpuşun tebdili ve yerine medenî ve asrî milletlerin kâffesinin
müşterek serpuşu olan şapkanın ikamesi lüzumu taayyün etmiş ve muhterem milletimiz
bu aslî ve medenî serpuşu iktisa eylemek suretiyle cümleye numunei imtisal
teşkil eylemiş olduğundan merbuten takdim kılman kanunun kabulünü Heyeti
Umumiyeye arz ve teklif ederiz.
Madde 1. — Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile îdarei
Umumiye ve Hususiye ve Mahalliye veya Müessesata mensup bilumum eşhas ve
müstahdemin (ve sıfatı resmiyeyi haiz herkes) Türk milletinin iktisa etmiş
olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedir.
Adliye Encümeni Mazbatası
Konya Mebusu Refik Bey ve rüfekasının şapka iktisası
hakkındaki 15 Teşrinisani 1341 tarih ve (2/479) numaralı teklifi kanunisi
encumenimizce tetkik ve tezekkür edildi.
Medeniyetin bütün icabat zaruriyetini idrâk ve kabul etmiş
olan Türk milletinin medenî milletlerin müşterek kisvelerinin vasfı barizi olan
şapkayı iktisa hususunda gösterdiği tehalük ve tezahürü tespit ve bunun ifade
eden bir kuvvei müeyyidenin kanunlarımız arasında bulunması encumenimizce
zarurî ad ve telâkki olunmuştur. Binaenaleyh teklifte münderiç esbabı mucibe
şayanı kabul görülerek birinci madde üzerinde cüzî tadilat icra ve "sıfatı
resmiyeyi haiz herkes" ibaresi tay ve ikinci bir fıkra ilâve suretiyle
berveçhizîr tespit edilen mevaddı kanuniye mûstacelen müzakere edilmesi
ricasiyle Heyeti Umumiyenin tasvibine arz olunur. 24 Teşrinisani 1341 / s. 65
Adliye Encümenince Tespit Edilen Mevad
Birinci Madde — Türkiye Büyük Millet Meclisi Azaları ile
idarei umumiye ve hususiye ve mahallîyeye ve bilumum müessesata mensup memurin
ve müstahdemin Türk milletinin iktisa etmiş olduğu şapkayı giymek
mecburiyetindedir. Türkiye Halkının da umumi serpuşu şapka olup buna münafi bir
itiyadın devamını hükümet men eder. / s. 66
Bursa Mebusu Nurettin Paşa, kanun teklifinde Teşkilat-ı Esasiye
kanununa aykırı hususlara dikkat çeken bir takrir verdi.
Teklifi hazırlayan Konya Mebusu Refik Bey Nurettin Paşa’ya
itiraz ve hakaret edip teklifi müdafaa etti.
“…necip milletimiz, bütün medenî milletlerin giymekte olduğu
şapkayı da kendi serpuşu olmak üzere kabul etmiş…”
Adliye Vekili Mahmut Esat Bey Nurettin Paşa’ya cevaben:
“…takrirlerinde, hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir. Her Türk, hür doğar,
hür yaşar, diyorlar.
Hür ve Medenî milletlerin kisvesini almak hürriyetsizlik
midir?”
Kars Mebusu Ağaoğlu Ahmet Bey: “…Şapka giymiş de Teşkilâtı
Esasiye Kanununu ihlâl etmiş. Bu kelimeleri işitebileceğiniz dünyada bir kürsü
yoktur. …şapkanın kabulü, Teşkilâtı Esasiye Kanununun ruhu, ledünniyatını
teyiden kabul etmek demektir.”
Ankara Mebusu Rasih Bey: “…elbise, âdet, örf, muhit, iklimin
icabına tabi bir iş ve bir şeydir. İnsanlar istediklerini giyer ve gezer.
Binaenaleyh bu hususda din şunu tespit etmiştir, bunu tespit etmiştir, demek
doğrudan doğruya ya hissiyata tabi olmaktır veyahut da göreneğe tabi olmaktır,
İslâmiyette ise, hissiyatın da, göreneğin de yeri yoktur. İslâmiyette tek bir
şey vardır: O da akıldır. Akıl esastır.
…efendiler eğer bir esas var idiyse ayağımızdaki pantolon,
boynumuzdaki kıravat, yakalık, gömlek vesaire yoktu. Bunları kabul ettiniz
giydiniz, başınıza da şapka giyeceğiniz vakitte mi aklınıza geldi? Onun için
muhterem arkadaşlar, iş şakaya gelir bir iş değildir. Malûmuâliniz İslâmiyette
haram olan şeyler, nas ile, doğrudan doğruya Allah tarafından tahrim edilen
şeylerdir. Binaenaleyh Nas ile tahrim edilmemiş şeyler üzerinde îslâmiyete
istinat ederek bunun dine şu tesiri vardır, şu zaran vardır, şeklinde mûtalaat
üzerinde yürürsek memleket ve millet için büyük zararlar ihdas ve hazırlamış
oluruz.
Allah tarafından tahrim edilmemiş şeyleri haram şeklinde
göstermek, bu, hem dine ve hem de memlekete karşı bir iftira olur.” / s. 72-73
Menteşe Mebusu Şükrü Kaya Bey: “…Türkiye Büyük Millet
Meclisi din ile dünyayı ayırmıştır. Din meselesi camilerde kürsülerde
mevzubahis olabilir. Binaenaleyh burada mevzubahis olacak cihet milletin
doğrudan doğruya hayatî meseleleridir, maddî ve dünyevî menfaattir. Efendiler,
asırlardan beri çok acı tecrübeler geçiren ve hatıralar yaşatan Türk milleti
badema kendi mukadderatını altıncı, yedinci asrın köhne fikirlerine rapt
edemez. (Alkışlar) Onun mukadderatında arayacağı cihet, yalnız ve yalnız
istikbaldir. Yalnız ve yalnız medeniyettir (s. 73).
…millî kıyafet ancak tarihlerde ve müzelerde görülür.”
…görüşmelerden sonra kabul edilen metin, 671 sayılı Kanun
olarak, Resmi Gazetenin 22.12.1341 (1925) tarihli ve 230. sayısında yayımlanarak
yürürlüğe girdi.
…
Kâzım Öztürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfı Yayınları, Ankara,
1995
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder