6 Aralık 2018 Perşembe

Eden Bulur


Eden Bulur 
Eskiden iki arkadaş gurbete gidiyular tabi eskiden araba yokta, ya tabi yörüme İstanbul, Ankara mesela gidiyular. Bi müddet gurbettik yapiyular. Arkadaşının bi danesinin garısı, ailesi köyde, giderken hamiliğimiş. Onlar tabi urda bi sene, iki sene galiyular, epiğ bi para yapiyu. Bi danesi yapiyu, bi tanesi hiç para dutmadan parasını yemiş içimiş, berduç.
E, tabi gurbettik bitiyu, köye dönecekler, mesela memleketine gelmek için gene yörüme geliyular dağdan dağa mesela böğle artuk bir ayda, iki ayda neyse tabi yörüme geliyular. Gelüken dağda bi defa diyu ki arkadaşına, “Ben seni öldüreceğem,” diyu, parası olmeyen parası olana, “Yağu sen beni niye öldiriyun, arkadaşuk sen, ben yarusunu paranın veriyim sâ de sen beni öldürme” diyu. “Yok” diyu, “imkânsız,” diyu “ben,” diyu, şindi köye varacağaz, senin paran var benim yok. Bağa soracaklar, “Nıyaptın paranı,” Ben seni öldüreceğem,” dıği Yağu, bi epiğ müddet bunlar münakaşa yapiyular ve en sonunda diyu ki, “tamam,” diyu, “sen beni öldüreceksin, Yannız,” diyu, “köyde ailem,” diyi, hamiliğdi,” diyi doğân çocuğun ismini, “Eden Bulur” dakın,” diyu.
“Eden Bulur” ismini verin,” diyu, “bunu rica ediyum sağa, sen beni öldür,” diyu ve arkadaşını öldüriyu, bi dağda öldürüp bırakiyu. U gene aynen geliyu köye, E köye geldükten sora, “hanı arkadaşın,” diyular, buna soriyular tabi. “Arkadaşım öldü,” diyu. Yağu olur mudu, gider midi, şöğle böğle derke, “yok,” diyu, “öldü,” diyu. “Yalnız,” diyu, “bi fasiyeti var” diyu. “Burdaki çocuğun, doğan çocuğun ismini “Eden Bulur” dakacâz.
Çocuk doğduktan bi müddet soğra çocuğun, arkadaşının ailesini aliyu, bu aliyu, almış. Evlenmiş, evlenmiş, garısını almış. Alduktan soğra bu, bi müddet tabi yaşiyular bunlar, çocuk büyüyü tabi, büyümüş delügannu olmuş. Çocuk incelermiş, “yoğu benim ismim Eden Bulur neden olsun, yağu, Eden Bulur tuhaf bi isim,” çocuk bunu incelemiş, Anasına sormuş, “Ana,” demiş, “böğle böğle bi durum var. Benim ismim niye Eden Bulur olsun, başkasının ismi düzennu isim var da benim ismim böğle bozuk niye?” Anası, “E, dur,” diyu, “ben,” diyu gocasına, “bi soriğim bakalım bu nası olmuş.” Kadın alçaktan aliyu gocasına tabi, “yağu bu Eden Bulur,” diyu, “nası oliyu bu isim, tuhaf isim. Benim eski arkadaşım, senin kocan, gelüken bunu söğlemiş, Eden Bulur dakın diyi, bu neden böğle oldu,” demiş. Adam gülmüş, bayağa da gülmüş. Adam gülünce kadın tabi unu iyice kurcalamış, adam açılmış. “Ben,” diyu adam, “çaluşurkan,” diyu, “ben para dutmadım,” diyu. “Senin,” diyu, “eski gocan,” diyu, “para duttu,” diyu, “parası varidi, ben köye varamam, hanı paran, diyu soracaklar bağa, ben bunu mecbur galdım öldürmeğe dağda öldürdüm,” diyu. “Sen beni öldürmeden bi faseğetim var, bunu yapar, köye var bunu de, başka senden hiçbir şiğ istemiyum,” diyu. “Çocuğumun ismini Eden Bulur dakacaksın,” diyu, “daktur,” diyu, u adama. Deyince, çocuğa anası gelip söğliyu. Bundan ibareten babanı bu adam vurmuş. U çocuk da u adamı yarındası artuk ne zamanısa, çekmiş vurmuş ve babasmın intikamını böğle almış. Bu gadar. 
(Ali Çelik - Çepni Kültürü – Trabzon – Şalpazarı, S. 180-181).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder