6 Aralık 2018 Perşembe

Yoksullaşma, Sağcılık, Trabzonspor Taraftarlığı ve Nataşaların Gölgesinde Trabzon Erkekliği


Mehmet Bozok - Yoksullaşma, Sağcılık, Trabzonspor Taraftarlığı ve Nataşaların Gölgesinde Trabzon Erkekliği

“Trabzon erkekliği” imgesi,
Trabzon son derece ataerkil, “erkek” bir şehir olarak görülüyor.

Trabzonlular, “Trabzonlu olmak” ve “Trabzonspor’un” ardından en çok “Trabzon erkeğinden” gurur duyuyor. Birçok Trabzon erkeği tarafından bir yandan şehrin halkının milliyetçi, muhafazakar, dindar ve ailesine bağlı özellikleri ön plana çıkarılırken, diğer taraftan da müstehzi bir biçimde Nataşaların yer aldığı hikayelerde ayan beyan gururla anlatılan bir “Trabzon erkekliği” anlatısı dile getiriliyor (s. 413-414).

Trabzon’un bir erkek şehir olarak kurulmasının ardında birbiriyle ilişkili üç etmen:
İşsizlik / bundan dolayı işsiz, umutsuz ve şittede meyyal ciddi bir kalabalığa sahip
Trabzonlu / Trabzonsporlu olmak / gerilimlerin hızla ve kolayca aktarılabildiği (mikro)milliyetçilik aygıtları olarak kullanılıyor
Nataşalar / Trabzon erkeğinin ataerkil tahayyüllerini gerçekliğe kavuştururken, tüm kentin- cinselliğe ve duygusal bağlanmaya ilişkin kodlarını şekillendirdi (s. 414-415).

...en çok işsizlikten veya iş imkanlarının sınırlı oluşundan yakınıyorlar.

Trabzon’da işsiz erkekler, günümüzde, merkezdeki başlıca yaya alanları olan Atatürk Meydanı, Uzun Sokak, Kunduracılar Sokak, Maraş Caddesi ve sahil boyunca gün boyu volta atıyor, geçenleri izliyor, bir bardak çayla –kimi zaman tek başına- saatler boyu vakit öldürüyorlar.

Erkeklerden farklı olarak kadınlar uzun saatler boyunca şehir meydanında oturmuyorlar, yalnız başlarına dolaşmıyorlar, yanlarında kocaları olmadıkça gece sokağa çıkmıyorlar.

İşsiz erkeklerin yoğun bir biçimde görünür oldukları mekanlardan biri de alışveriş merkezleri.

...futbol, milliyetçiliğin av sahalarından biri
...şehirde sağ ve futbol birbiriyle oldukça yakın ilişkili bir biçimde varoluyor.

Trabzonspor taraftarlığı. Yoksullaşan, eski görkemini yitiren şehrin en büyük gurur kaynağı
Trabzonspor’un maçı olduğu zaman, merkezdeki bütün sokaklar maç saati yaklaştıkça, hızla takımın renkleri olan bordo-maviye dönüyor.
Futbol takımlarının başarıları ulusal gurura benzer bir his yaratarak Trabzonlular için yerel düzlemde bu milliyetçiliği besliyor.

Günümüz Trabzon erkeklerinin, duygusal ve cinsel tahayyüllerini oluşturan yakın tarihteki en kritik momentlerden biri, Nataşalarla yaşananlar ve bunlara ilişkin günümüzdeki anlatılar.

Nataşaların etkisi
Trabzon’da toplumsal cinsiyet ilişkilerinde izleri bugün de hissedilen kayda değer bir sarsılma yaşanmıştır.
...Trabzon kadınının güzellik salonlarına akın ederek, saçlarını sarıya boyatma, abartılı makyaj yapma ve “onlar gibi” giyinmeye çalışarak Nataşalara benzemeye çalışmasından, artan boşanmalara, bu dönemde şehirde, yabancı seks işçileriyle buluşulabilecek mekanlar olan oteller, restoranlar ve eğlence mekanlarının sayısının artmasına ve bunlara karşı alınan önlemlere değin geniş bir yelpazede yer alıyor.

Kendi bedeninden başka satacak bir şeyi olmayan yoksul kadınların seks ticaretine gönülsüz bir biçimde ve çoğu zaman zor kullanılarak yöneldiler.
...seks işçileri Nataşa olarak damgalanarak kimliksizleştiriliyordu.

Trabzon’un Çömlekçi Mahallesi (bu dönemden itibaren fuhuş merkezi olarak anılmaktadır)

Fuhuş yapmayan kadınlara yönelik tacizci bakışlar ve laf atmalar Çömlekçi’de yok. Sıradan insanlar tekinsiz ara sokaklara sapmıyorlar.

Nataşalar, esmer, orta boylu, sarışın, boyalı sarışın, renkli gözlü, ela gözlü, mini etekli, parlak ayakkabılı, apartman topuklu, külotlu çoraplı, yaşlı gözüküyorlar...
Erkeklerin tariflerine göre Nataşalar, “güzel”, “bakımlı” ve “sevişmesini bilen” kadınlar.

Günümüzde Trabzonlular Nataşalar ile birlikte olmayı anlatırken bunu hem bir ahlaksızlık vurgusuyla, onaylamaz gözükerek anlatırken, hem bir zafer hissi yaşadıkları açık olan geçmiş deneyimlerden gurur duyduklarını gizlemiyorlar.

---
Bozok, Mehmet. (2012), “Yoksullaşma, Sağcılık, Trabzonspor Taraftarlığı ve Nataşaların Gölgesinde Trabzon Erkekliği,” İçinde, Karardı Karadeniz, editör: Uğur Biryol, İletişim Yayınları, İstanbul, (s. 413-444)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder